Ayhan Aydın’ın konu ile ilgili makalesi ve kendi çekip paylaştığı resimle şöyle
2016’daki yöreye yaptığım ziyaretimi tekrar okuyunca, çektiğim fotoğrafları görünce bunları paylaşma gereği duydum.
Yüzyıllar boyunca Balkanlar’da barışın, kardeşliğin, birliğin, dostluğun en büyük simgesi, köprüsü olmuş ve birçok tarihi kaynakta da ismi geçen, bir büyük Alevi- Bektaşi Ulusu’nun Tekkesi, burada; bir “Rufai, Kadiri, Nakşi, Halveti Tekkesi” olarak gösterilmektedir.
Bu gayretlere maalesef Türkiye’deki gibi, Balkanlar’daki fanatik, bağnaz dindar kesim de öncülük etmekte, birçok yerde, tekkede, öncü ulu erenlerin makamlarında olduğu gibi, Alevilerin- Bektaşilerin bir öncü siması, simgesi, bir büyük değeri olan Sarı Saltık’un kimliği de tümüyle asimilasyon yoluyla tahrip edilmektedir.
Yıllar yılı asıl türbesinin bulunduğu yer olarak kabul edilen Romanya Babadağ’daki türbesi üzerinde TİKA’nın oynadığı oyunlar meyvesini vermiş, on – on beş yıldan fazla bir zamandır yapılan etkinliklerle, yazılan kitaplarla, yapılan propagandayla “namazında- orucunda bir sofu” Sarı Saltık portresi ortaya konulmuştur. Alevi- Bektaşi toplumunun ve kurumların yeterli tepkileri göstermemeleri olayı devam ettirmiştir.
Tekkedeki Türbenin hemen önünde burası hakkında bilgi veren mermer levhada dört dilde yazılan metinde şunlar vardır.
“15. yy. başlarında Alperenler (dervişler) tarafından; “Yaratılanı Yaratandan ötürü sevmek” idealiyle kurulan tekke; tarihinde Kadiri, Rufai, Halveti ve Nakşibendi tarikatlarına ev sahipliği yapmış halen de devam etmektedir. Türbe (Sarı Saltık ve Şeyh Açıkbaş), ibadet odaları, misafirhane, mutfak, hamamlık, iç avlu, abdesthane bölümlerinden oluşmaktadır.”
Demir kapının üstündeki bir levhada ise şunlar göze çarpıyor: “İslamska ZaJednica U Bosnı I Hercegovını – Medzlis İslamske Zajednice Mostar, Nacıonalnı Spomenık / Natıonal Monument – Tekıja Blagaj – XV. St. / 15 Th. Century – Tekke – Dervish House. Aynı levhada tek Türkçe ibare ise Giriş Ücretlidir: 2 € yazısı vardır.
Burası tüm dünyada olduğu gibi inancın ticarileştirilmesi, metalaştırılması, bir turizm objesi olarak para kazanılan göstermelik bir mesire yerine, namazın kılınıp kendi zikir ayinlerinin yapıldığı dinin kullanım pazarına dönüştürülmüştür.
Bektaşi Tekkelerinde nefesler, deyişler söylensin…
Her inanç kendi inanç mekânında ibadetini, inancını, kültürünü özgürce yerine getirsin, muhabbetini yapabilsin…