„Cumadan sonra elinde benzin bidonlu adamlar Allah`u Ekber diyerek yaktılar“

Sivas’ta 2 Temmuz 1993’te 33 kişinin ölümüyle sonuçlanan Madımak Katliamı’nın 24. yılı. Ancak adalet talebi halen karşılanmadı.

 

Avusturya Türk Kültür Cemiyeti (TKG) yaptığı basın açıklamasında TKG Başkanı Birol Kılıç şunları ifade etti:         „Cuma`dan sonra elinde benzin bidonlu adamlar Allah`u Ekber,  gazanız mübarek olsun bağıra bağıra slogan atarak yaktılar.Bu müze Utanç  Müzesi olmalıdır . Tüm müslümanlar 2 Temmuz 1993 yılında vuku bulan katliamın baş aktörlerini ve oyuncularına iyi bakıp ders çıkarmalı ve elim olay kınanmalı. İslam dininin siyasete, ticarete alet edilmesine müsade edilmemeli.  İslam dini en başta barış dinidir. Sizin dininiz size, benim dinim bana(Kafirun,6) diyen dindir. Bu şiddet teolojisinin adı konmalı.
2. Temmuz.1993 tarihinde DEAŞ yoktu.  Yeniden yapılanmak için bu şiddet teolojisinin
adı doğru olarak adı konmalı ve İslam dininin içinde yok edilmeli. Yoksa bu şiddet teolojisi geçmişte vardı. 2.  Temmuz.1993 vardı. DEAŞ ile dış güçlerin eli ile Irak ve Suriye`de Devlet kuracak azdılar.  Bu şiddet teolojisi gelecekte din okulu adlı laborlarda çoğaltılıp ihraç edilecek . Türkiye bu işin merkezinde dikkat.“


Türkiye tarihinin en acı olaylarından biri olan ve 33 kişinin hayatının kaybettiği Madımak olayı hafızalardaki yerini koruyor. Peki Madımak olayı nedir, kaç kişi ölmüştür, neden öldürülmüştür, suçlular nasıl cezalandırılmıştır? İşte Madımak olayı ile ilgili tüm detaylar…

 Türkiye tarihinin en kanlı katliamlarından biri, bundan 24 yıl önce 2 Temmuz 1993 tarihinde bir Cuma günü Sivas’ta gerçekleşti. Kendilerinden 400 yıl önce yaşayan Pir Sultan Abdal’ı anmak isteyen 33 ardılı, konakladıkları Madımak Oteli’nde Türkiye’nin gözleri önünde diri diri yakıldı. Katliamın yaşandığı otel ise hâlâ „Utanç Müzesi“ yapılmadı.

EVLERE PROVOKATİF BİLDİRİLER BIRAKILDI

Pir Sultan Abdal Kültür Derneği (PSAKD) tarafından 30 Haziran 1993’te anma etkinliklerinin 4’üncüsüne katılmak için yüzlerce aydın, sanatçı ve ozan Ankara’dan Sivas’a hareket etti. Sivas’a ulaşılmasıyla başlayan etkinliklerin ilk günü planlanan şekilde geçerken, „Şeytan’ın Ayetleri“ adlı kitabı Türkçe’ye çeviren ve etkinliklere katılan Aziz Nesin üzerinden etkinliğin ikinci günü kentte kimi provokasyonlar başlamıştı.

Camilerde ve çevresinde bazı gruplar toplanmaya başlarken, anma etkinliği için gelen gruba saldırı olabileceği söylentileri şehirde yayılmaya başlandı. Halen kimler tarafından basıldığı açıklanmayan ve üzerinde „Müminlere öz canlarından daha ileri olan Allah Resûlü (S.A.V.)’ne ve O’nun temiz zevcelerine, Allah’ın beytine (Kâbe’ye) ve kitab’ı Kur-an’a alçakça küfredilmekte ve müminlerin izzet ve namuslarına saldırılmaktadır“ gibi halkı kışkırtıcı ifadeler bulanan ilanlar evlere bırakıldı. Bildiriler özellikle etkinlik için gelen yazar ve şairlerin kitaplarını imzaladığı Buruciye Medresesi etrafında dağıldı. Yerel gazeteler de bildiriyle aynı nitelikte manşetlerle çıktı.

BASIN TOPLANTISI

1 Temmuz günü açık yapılan provokasyonlara rağmen şehirde ve etkinliklere gelenlerin konakladığı Madımak Oteli’nde fazladan bir önlem alınmamıştı. Aziz Nesin 2 Temmuz’da yaptığı basın toplantısında, yerel gazetelerin attığı manşetlere tepki gösterdi. Ancak İhlas Haber Ajansı (İHA) muhabirinin tahrik edici sorular yöneltmesi üzerine kentte hakim olan gergin hava daha fazla kendini gösteremeye başladı.

CUMA NAMAZI ÇIKIŞI SALDIRI BAŞLADI

Şenlikler kapsamında Can Şenliği oyuncuları davul eşliğinde bir gösteri yapmak için çağrı yaptı ancak Çifte Minare etrafında Cuma namazı için toplanan grup bu çağrıyı, “Ezanı bastırmak istiyor zındıklar” diyerek provoke etti. Ardından „Sivas laiklere mezar olacak“, „Cumhuriyet Sivas’ta kuruldu, Sivas’ta yıkılacak“, „Sivas Aziz’e mezar olacak“ sloganları atarak Cuma namazından çıkan gruplar anma etkinliğinin yapıldığı Kültür Merkezi’nde bulanan yurttaşlara saldırdı.

ASKERLER OTELDEN KATLİAM BAŞLARKEN AYRILDI

Kültür Merkezi etrafındaki saldırıların durmasının ardından saldırganlar kalabalıklaşmaya başladı ve sayıları onbinleri buldu. Hükümet Konağını taşlamaya başlayan saldırganlar, Hükümet Konağına 500 metre mesafede olan Madımak Oteli’ne saldırdı. Otelin önüne gelen ve „Asker Bosna’ya“ sloganıyla karşılanan bir grup asker, bir süre otel çevresinde bekleyip saldırganlarla görüştükten sonra ayrıldığı ortaya çıktı. Saldırganlar otelin önündeki arabaları ters çevirip, araçlardan aldıkları benzinle tutuşturdu oteli. Yangını söndürmek için gelen itfaiye ekiplerinin de su hortumlarını parçalayan saldırganlar yangının büyümesi için otelin kırık camlarından içeri benzinle ıslatılmış bez parçaları attı.

‚MÜDAHALE ETMEYİN‘

Bu sırada otel içinde kalanlar yetkilileri aradı ve oteldeki çığlıkları dinleterek yardım istedi. Dönemin Sivas Valisi, Emniyet Müdürü ve birçok yetkilisine ulaşarak önlem alınmasını istedi. Dönemin Başbakanı, İçişleri Bakanı, Başbakan Yardımcısı ve parti liderleri de arandı. Yetkililerin „Korkmayın her türlü önlem alındı“ demesine rağmen bahsedilen önlem bir türlü alınmadı. Hatta kimi iddialara göre, katliamdan sonra görevden alınan Sivas Emniyet Müdürü Doğukan Öner’e olayların büyüdüğü haberi verilmiş ancak Öner’den „Müdahale etmeyin“ emri alınmıştı.

Yaklaşık 12 saat sonra saldırgan gruba „müdahale edildi“ ve yangın söndürüldü. İkisi otel görevlisi olmak üzere anma için gelen 35 kişi yaşamını yitirdi. Otelde kalan 51 kişi kendi olanaklarıyla otelden kurtuldu.

33 CAN… KİMLERİ KAYBETTİK?

Alevi toplumunu hedef halan katliamda, yazar, şair, sanatçı, felsefeci, ozan ve çocuk yaşta insanlar yaşama gözlerini yumdu. Katledilenlerin her biri sadece Alevi toplumunun değil aynı zamanda Türkiye’nin de yetişmiş önemli değerleriydi.

Yaşamını paylaştığı, eşi Muhibe Akarsu ile birlikte Madımak’ta sonsuzluğa uğurlanan, Ozan Muhlis Akarsu, Karacaoğlan ve Pir Sultan Abdal’dan etkilendiği sanatıyla Alevi toplumunun gönlünde yer etmişti. Yaptığı türkülerden kaynaklı 1980 Darbesi’nde hapse atılan Arkarsu, arkasında 100’ü aşkın plak, 4 kaset ve çok sayıda deyiş bıraktı.

Araştırmacı-yazar Asım Bezirci ise, Sivas katliamı sırasında 67 yaşındaydı. Bezirci, üniversite yıllarında sosyalizm fikriyle tanıştı ve Türkiye Sosyalist Partisi’ne üye oldu. Bezirci, arkasında yayınlanmış 70 kitap bıraktı.

Göğsünde taşıdığı ve türkülerini onunla söylediği „üç telli cura“nın son ustası olan, Alevi Bektaşi halk ozanı Nesimi Çimen de, 33 canın arasındaydı. Kirmançkî deyişleriyle de bilenen Çimen, Zeytinburnu’da bir gecekondu evinde yaşıyordu. Misafirleri arasında yol arkadaşları, Yaşar Kemal ve Yılmaz Güney’in de bulunduğu çok sayıda sanatçı, ozan ve aydın bulunuyordu.

„Nevroz“ adlı kasetiyle ilk resmi Kürtçe kasetin sahibi olan ve Alevilerin „Şelpe“ ezgisini ilk duyuranlar arasında yer alan Hasret Gültekin, 6 yaşında saz çalmaya başladı, 11 yaşında sahne aldı, 22 yaşında saz virtüözü oldu.

Şair ve yazar Metin Altıok, ağır yaralı olarak kurtulduğu Madımak katliamının ardından kaldırıldığı hastanede yaşama gözlerini yumdu. 60’lı yılların genç şairleri arasında sayılan Altınok, yalın bir dille arkasında onlarca eser bıraktı.

Katliamda, karikatürist Asaf Koçak, şair Behçet Sefa Aysan, gazeteci Mehmet Kaynak, şair Uğur Kaynar, sanatçı Edibe Sulari’nin de aralarında bulunduğu aydınlar, 12 ve 15 yaşında olan Koray ile Menekşe Kaya kardeşler, 16 ve 17 yaşında olan Asuman ve Yasemin Sivri kardeşler ile misafirleri Hollandalı üniversitesi öğrencisi Carina Cuanna, yaşamını yitiren 33 can arasındaydı.

YETKİLİLER NE SÖYLEMİŞTİ?

Katliamın yaşandığı dönem kirli savaşın temsilcisi olarak da görülen Tansu Çiller başbakanlığında SHP-DYP hükümeti bulunuyordu. Dönemin Cumhurbaşkanı ise Süleyman Demirel’di.
Katliam yaşanırken „Halkla güvenlik güçlerini karşı karşıya getirmeyiniz“ diyerek güvenlik güçlerini ve yetkilileri uyaran Süleyman Demirel, katliamdan sonra „Olay münferittir. Ağır tahrik var. Bu tahrik sonucu halk galeyana gelmiş… Güvenlik kuvvetleri ellerinden geleni yapmışlardır… Karşılıklı gruplar arasında çatışma yoktur. Bir otelin yakılmasından dolayı can kaybı vardır“ açıklaması yaptı.

Dönemin Başbakanı Tansu Çiller de, „Çok şükür, otel dışındaki halkımız bir zarar görmemiştir“ açıklaması ise „dışarıdaki saldırganlara bir mesaj“ olarak yorumlandı.

Dönemin Başbakan Yardımcısı Erdal İnönü ise, olaylar sırasında telefonla Aziz Nesin ile konuşup “En kısa zamanda takviye güç göndereceğiz” demesine rağmen katliamdan sonra “Ne yapayım, yetkim yoktu“ şeklinde açıklama yaptı.

Sivas Emniyet Müdürü Doğukan Öner, polislere “Müdahale etmeyin“ emrini verdiği iddiaları tartışıldı ve katliamdan 8 gün sonra görevden alındı

Sivas Valisi Ahmet Karabilgin ise 9 Temmuz 1993’te görevden alındı. Görevden alınmasının üzerine Karabilgin, „Birçok yerden yardım istedim. Yardım iş işten geçtikten sonra geldi. Taleplerimi dikkate almayanlara dokunulmadı“ açıklaması yaptı.

Cem Vakfı Sivas Şube Başkanı Ali Dağ, Sivas olaylarının 24. yılı dolayısıyla kentte yapılacak anma programları öncesi sağduyu çağrısında bulundu.  Dağ, şube binasında yaptığı açıklamada, eski Madımak Oteli önünde bu yıl da anma etkinlikleri gerçekleştirileceğini söyledi.

 

Yaşanan olayın insanlık suçu olduğunu belirten Dağ, „Biliyoruz ki bu zihniyetin asıl amacı, Atatürk önderliğinde kurulan laik, demokratik, sosyal hukuk devleti Türkiye Cumhuriyetimizi yıkmaktır. Atatürk ilke ve devrimleri için tehdit oluşturan emperyalist güçler, gerici girişimler ve etnik ayrımcılık yapanlar, Türk ulusunun duyarlılığı sayesinde hiçbir zaman amaçlarına ulaşamayacaktır.“ diye konuştu.

Terörün dili, dini, ırkı olmadığını vurgulayan Dağ, „Asla ve asla teröre ve provokasyonlara müsaade etmeden, insana, insanlığa yakışır şekilde Madımak Oteli’nde yitirdiğimiz canlarımızı anacağız. Bu elim olayın ilimizde ve dünyada bir daha yaşanmaması temennisiyle herkesi sağduyuya ve hoşgörüye davet ediyorum.“ dedi.

UTANÇ MÜZESİ TALEBİ YİNELENECEK

Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Sivas Şube Başkanı Hidayet Yıldırım da şube binasında yaptığı açıklamada, Sivas olaylarının üzerinden 24 yıl geçtiğini, eski Madımak Oteli’nin „utanç müzesi“ olmasını istediklerini kaydetti.

MADIMAK OLAYI NEDİR 2 TEMMUZ 1993’DE SİVAS’TA NE OLMUŞTU?

Türkiye’nin bir çok yerinden binlerce insan Pir Sultan Abdal Şenlikleri için Sivas’a gelmişti. Davetliler arasında dönemin Sivas Valisi Ahmet Karabilgin’in özel davetlisi olarak şenliklere gelen Aziz Nesin’de vardı.

İlk olay, etkinliğin yapılacağı tarih olan 2 Temmuz’da Kültür Merkezi’nde gerçekleşti. Paşa ve Meydan camilerinde çıkan gruplar önce etkinliklerin yapıldığı Kültür Merkezi’ne ulaşarak, bir gün önce dikilen anıtı tahrip etti. Kültür Merkezi içindeki karşıt grupla çıkan taşlı sopalı çatışma, polis tarafından fazla büyümeden, zor kullanılarak önlendi.

20 BİN KİŞİ MADIMAK OTELİ ÖNÜNDE TOPLANDI

Hızını alamayan ve sayısı yaklaşık 10.000’e ulaşan saldırgan grup, Kültür Merkezi’nden ayrılıp, bu kez Sivas Hükümet Meydanı’na geldi. Hükümet Konağı’nı taşlamaya ve slogan atmaya başlayan grup ardından Madımak Oteli civarına ulaşarak, slogan atmaya devam etti. Grubun sayısı akşam saatlerinde 20.000’e yaklaştı.

ARAÇLAR ATEŞE VERİLDİ

Grup önce Madımak Oteli önündeki araçları ateşe verdi ve Madımak Oteli taşladı. Araçların yakılmasıyla başlayan yangın, ardından Madımak Oteli’ne sıçradı. Yangın nedeniyle, otele sığınmış olan aydınlardan, aralarında Asım Bezirci, Nesimi Çimen, Muhlis Akarsu, Metin Altıok, Hasret Gültekin, Ozan Türkyılmaz’ın da bulunduğu 35 kişinin yanarak ya da dumandan boğularak yaşamını yitirdi.

sivas katlamı neden yapıldı

Yangın sürerken, aralarında Aziz Nesin’in de bulunduğu 51 kişi de olaylardan kendi olanaklarıyla, ağır yaralarla kurtuldu. Başından yaralanan Aziz Nesin’i linç edilmekten araya giren polisler kurtardı. Yaralılar, polis arabalarıyla Tıp Fakültesi Hastanesi’ne götürüldü.

madimak-katliaminda-hayatini-kaybedenler-bugün-aniliyor-sivas-madimak-katliami-22-yildönümü.20150702093845.jpg

OLAYLARDAN SONRA SOKAĞA ÇIKMA YASAĞI KONULDU

Yangın sırasında otelinden içinde kurtarılmayı bekleyen bu insanlardan 33’ü hayatını kaybetti. Olaylar sonucunda Madımak Oteli’ndeki 33 konuk, 2 otel görevlisi ile 2 saldırgan yaşamını yitirdi. Gene olaylar sırasında Atatürk Kongre ve Etnografya Müzesi önünde bulunan Atatürk büstü tahrip edildi. Güvenlik güçleri kentte hakimiyeti ancak akşam saatlerinde, valilikçe ilan edilen „2 günlük sokağa çıkma yasağı“ ile sağlayabildi.

SİVAS MADIMAK KATLİAMI YARGILAMA SÜRECİ

3 TEMMUZ’DA 35 KİŞİ GÖZALTINA ALINDI

Olayların ertesi günü 35 kişi gözaltına alındı. Daha sonra gözaltına alınanların sayısı 190’a çıktı. Gözaltına alınan 190 kişiden 124’ü tutuklandı, geri kalanlar serbest bırakıldı.

Kamuoyuna „Madımak davası“ ya da „Sivas davası“ olarak geçen davanın ilk duruşması, Ankara 1 No’lu Devlet Güvenlik Mahkemesi’nde 21 Ekim 1993 günü yapıldı. Karar ise, yaklaşık bir yıl sonra, 26 Aralık 1994 verildi.

MAHKEMENİN KATLİAM HAKKINDA İLK KARARI

Ankara 1 nolu DGM, Sivas davasında 22 sanık hakkında 15’er yıl, 3 sanık hakkında 10’ar yıl, 54 sanık hakkında 3’er yıl, 6 sanık hakkında 2’şer yıl hapis cezası, 37 sanık hakkında da beraat kararı verdi. Müdahil avukatlar, DGM’nin kararını taraflı, hukuka ve adalete aykırı olarak niteleyerek, ayrıntılı bir savunmayla temyize gittiler.

Temyiz aşamasında davaya Yargıtay 9. Ceza Dairesi baktı. Yargıtay, „Katliamın Cumhuriyete, Laikliğe ve Demokrasiye yönelik olduğunu“ belirterek DGM’nin kararını esastan bozdu. Ankara 1 No’lu DGM, Yargıtay’ın bozma kararına uyarak yargılamayı yeniden başlattı.

 

Madımak Olayı’ndan sonra yargılama süreci

Madımak Olayı‘ndan bir gün sonra 35 kişi gözaltına alındı. Daha sonra gözaltına alınanların sayısı 190’a çıktı. Gözaltına alınan 190 kişiden 124’ü hakkında “laik anayasal düzeni değiştirip din devleti kurmaya kalkışma” suçlamasıyla dava açıldı, geri kalanlar serbest bırakıldı. Kamuoyunda Sivas Davası olarak bilinen davanın ilk duruşması, Ankara 1 No’lu Devlet Güvenlik Mahkemesi’nde 21 Ekim 1993 günü yapıldı. 26 Aralık 1994’te karara bağlanan dava sonucunda, 22 sanık hakkında 15’er yıl, 3 sanık hakkında 10’ar yıl, 54 sanık hakkında 3’er yıl, 6 sanık hakkında 2’şer yıl hapis cezası, 37 sanık hakkında da beraat kararı verildi.

madimak4

Yargıtay, Devlet Güvenlik Mahkemesi kararını bozdu

Müdahil avukatlar, Devlet Güvenlik Mahkemesi’nin kararını “taraflı, hukuka ve adalete aykırı” olarak niteleyerek, ayrıntılı bir savunmayla temyize gittiler. Yargıtay 9. Ceza Dairesi katliamın “Cumhuriyete, laikliğe ve demokrasiye yönelik olduğunu” belirterek Devlet Güvenlik Mahkemesi’nin kararını esastan bozdu. Ankara 1 No’lu Devlet Güvenlik Mahkemesi, Yargıtay’ın bozma kararına uyarak yargılamayı yeniden başlattı.

madimak3

Madımak Olayı’nda 33 kişiye idam cezası

28 Kasım 1997’de açıklanan kararda, 33 sanık Türk Ceza Yasası’nın 146/1 maddesine göre idama ve 14 sanık 15 yıla kadar değişen hapis cezasına mahkûm edildi. Yargıtay 9. Ceza Dairesi 24 Aralık 1998’de hapis cezalarını onadı, 33 idam cezasını ise usul noksanlıkları nedeniyle bozdu. Şubat 1999 tarihinde usul eksikliklerinin giderilmesi için başlayan yargılama sonucunda 16 Haziran 2000’de 33 sanık Devlet Güvenlik Mahkemesi’nce yeniden idam cezasına çarptırıldı. 2002 yılında idam cezasının yürürlükten kaldırılmasıyla idam cezası hükümlülerinin cezaları müebbet ağır hapis cezasına çevrildi.

İstiklal Mahkemeleri sonrası bir ilk!

Sanıkların avukatlığını üstlenenler arasında olan Refahyol iktidarının Adalet Bakanı Şevket Kazan, bakanlığı sırasında onları hapishanede ziyaret etti. Geniş avukat listesinde çok sayıda Refah Parti üyesi ve yöneticisi olması eleştiri konusu oldu. Bu avukatlar ilerleyen yıllarda AKP ve Saadet Partisi’ne katıldılar ve içlerinden üst yönetim görevlerine yükselenler oldu.

Geçen bu zaman zarfı içerisinde sanık sayısı tahliyelerle 33’e düştü. Olayın kilit ismi olarak nitelendirilen, dönemin Sivas Belediye Meclisi üyesi Cafer Erçakmak ve Yargıtay’ın 1997’deki bozma kararından sonra firar eden 8 sanık ise halen yakalanamamıştır. Davanın firari olan 5 sanık ile ilgili kısmı, 13 Mart 2012 tarihinde zaman aşımından düşürülmüştür.

Sivas Davası İstiklal Mahkemeleri sonrasında tek bir davada bu kadar çok idam cezasının verildiği ilk davadır.

İKİNCİ KARAR

Ankara 1 Nolu DGM ikinci kararını 28 Kasım 1997’de açıkladı. Kararda 33 sanığa idam cezası verildi. Yargıtay 9. ceza dairesi de 24 Aralık 1998’de verdiği kararda, hapis cezalarını onadı, ancak 33 idam cezası „usül noksanlıkları“ nedeniyle bozdu. İdam cezaları dışında 9 sanık 7 yıl 6’şar ay, 4 sanık 20’şer yıl, 1 sanık 15 yıl, 1 sanık 5 yıl hapis cezası aldı.

İDAM KARARI MÜEBBET HAPİSE DÖNÜŞTÜRÜLDÜ

Şubat 1999 tarihinde usül eksikliklerinin giderilmesi için başlayan yargılama sonucunda 16 Haziran 2000’de 33 sanık DGM tarafından yeniden idam cezasına çarptırıldı. 2002 yılında idam cezası yürürlükten kaldırılınca, 33 idam hükümlüsünün cezaları müebbet hapis cezalarına dönüştürüldü.

İSTİKLAL MAHKEMELERİNDEN SONRA İLK

Sivas Davası, Cumhuriyet’in ilk dönemlerinde kurulan İstiklal Mahkemeleri sonrasinda, tek bir davada bu kadar çok idam cezasinin verildiği ilk dava olarak da tarihe geçti.

DAVANIN ARANAN ‚1 NUMALARI SANIĞI‘ SİVAS’TA BULUNDU

Davanın 1 numaralı sanığı Sivas Belediye Meclisi’nin Refah Partili üyesi Cafer Erçakmak olarak belirlendi. Ancak Erçakmak hiç yakalanamadı. Hakkında İnterpol aracılığıyla kırmızı bülten çıkarıldı. Sonunda ancak öldükten sonra yeri tespit edildi. 10 Temmuz 2011 tarihinde Sivas’ta kalp krizi sonucu öldüğü, gizlice Yukarı Tekke Mezarlığına gömüldüğü alınan bir ihbar sonucunda belirlendi. Erçakmak hakkındaki dava, öldüğü için düşürüldü. Ancak mağdurların avukatları, ölen kişinin Erçakmak olduğunun kesin olarak belirlenmesini istedi. Erçakmak’ın mezarı açıldı ve cesedinden DNA örnekleri alındı. Bu konudaki inceleme halen sonuçlanmadı.

-madimak-ta-neler-oldu--2243580.jpeg

ARANAN SANIK ASKERE GİTTİ

Sivas Davası’nın 1 nuramalı sanığı Cafer Erçakmak firari olarak aranırken, 27 Temmuz 1999’da Sivas Altınyayla Belediyesi’nde evlendiği, 22 Mayıs 1997’de askerlik görevine başladığı, ardından çocuğunu nüfusa kaydettirdiği ve 2000’de ehliyet aldığı ortaya çıktı.

Erçakmak hakkındaki yargılama sürecindeki bir başka skandal ise, öldükten sonra mezarından alınan DNA örnekleri konusunda yaşandı. Erçakmak’ın Sivas davasının firari sanığı olduğunun anlaşılması için cesedinden alınan DNA örneğini karşılaştırmak için, eşinden de DNA örneği alındığı ortaya çıktı.

Mezardan alınan DNA örneklerinin karşılaştırılması, Erçakmak’ın oğlu ve kan bağı bulunmayan eşinden DNA örneği alınarak gerçekleştirildi.

SİVAS SANIKLARINI ZAMAN AŞIMI KURTARDI

Sivas Davası’nda bir de „zaman aşımı“ tartışması yaşandı. Yargıtay’ın 1997’deki bozma kararından sonra firar eden 8 sanık halen yakalanamadı. Davanın firari olan 5 sanık ile ilgili kısmı ise 13 Mart 2012 tarihinde zaman aşımından düştü. Mahkeme, sanıklar Cafer Erçakmak ve Yılmaz Bağ’ın ölmeleri; Şevket Erdoğan, Köksal Koçak, İhsan Çakmak, Hakan Karaca ve Necmi Karaömeroğlu yönünden ise zaman aşımı nedeniyle kamu davasının düşürülmesine karar verdi. Sivas davası müdahil avukatları zamanaşımından düşme kararını Yargıtay’da temyiz ettiler. Yargıtay 9. Ceza Dairesi, temyiz kararını henüz vermedi.

KARAR SONRASI 3 SANIK BULUNAMADI

Sivas katliamının ana davasında yargılanan üç sanık, Murat Karataş, Eren Ceylan ve Murat Sonkur’un durumu ise, dava sürecini iyice karıştırdı. Ankara 1 Nolu DGM, üç sanıktan Sonkur’u 2911 sayılı yasaya muhalefet suçundan 3 yıl, Karataş ve Ceylan’ı ise „Madımak Oteli’ni yakarak, 35 kişinin ölümüne neden olmak“ suçundan 15 yıl hapse mahkum etti. Sanıklar daha sonra cezalarını çektikleri gerekçesiyle tahliye edildiler. Ancak Yargıtay, üç sanık hakkındaki mahkeme kararını bozdu. Ancak bu kez de, tahliye edilmiş sanıklar bulunamadı. Bulunamadıkları gerekçesiyle de bu üç sanığın davası, ana davadan ayrıldı.

SANIK AVUKATI ADALET BAKANI OLDU

Sivas Davası’nın sanıkların avukatlığını üstlenenler arasında olan Şevket Kazan da vardı. Olaydan sonra Adalet Bakanı olarak görev yapan Şevket kazan, bakanlığı döneminde sanıkları hapishanede ziyaret etti. Bu ziyaret de büyük tepki çekti. Sanıkların geniş avukat listesinde çok sayıda Refah Parti üyesi ve yöneticisi de bulunuyordu.

MADIMAK OTELİ NE OLDU?

Sivas katliamının ardından Madımak Oteli’nin alt katına bir kebapçı açıldı. Yıllar boyunca bu restorana gelenler, 37 kişinin yanarak can verdiği mekânda kebap yemeyi sürdürdü. Bu duruma tepki ilk günden başlamıştı. Ancak tepki sesleri ancak 2010 yılında sonuca ulaştı. 2010 yılında o kebapçı kapatılarak, Madımak Oteli kamulaştırıldı.

madimak-katliami-nin-22-yil-donumu-7470015_1153_m.jpg

ÖLENLERİN YAKINLARI MÜZE İSTEDİ, BİNA KÜLTÜR MERKEZİ YAPILDI

Katliamda hayatınlarını kaybedenlerin yakınları, kamulaştırılan Madımak Oteli’nin müze haline getirilmesi için kampanyalar yaptılar. Ancak bina, müze yerine bilim ve kültür merkezine dönüştürüldü.

ANI KÖŞESİNDE AYDINLARI YAKANLARIN İSMİ YAZILDI

Yine tepki çeken bir başka unsur ise, binada „anı köşesi“ adı verilen panoya yazılan isimler oldu. Panoya, katliamda ölenlerin isimlerinin yanı başına, iki saldırganın da adı yazıldı. Bu karar, yakınlarını kaybeden ailelerin yüreklerini bir kez daha yaktı.(Internethaber)

sivas-katliaminda-ölenler-madimak-katliami.gif

MADIMAK KATLİAMINDA HAYATINI KAYBEDENLER

Muhlis Akarsu- 45 yaşında, sanatçı
Muhibe Akarsu – 45 yaşında, Muhlis Akarsu’nun eşi
Gülender Akça – 25 yaşında
Mehmet Atay – 25 yaşında, gazeteci, fotoğraf sanatçısı
Sehergül Ateş – 30 yaşında
Behçet Sefa Aysan- 44 yaşında, şair
Erdal Ayrancı – 35 yaşında
Asım Bezirci- 66 yaşında araştırmacı, yazar
Belkıs Çakır- 18 yaşında Serpil Canik – 19 yaşında
Muammer Çiçek – 26 yaşında, aktör
Nesimi Çimen- 62 yaşında, şair, sanatçı
Serkan Doğan – 19 yaşında Hasret Gültekin- 22 yaşında şair, sanatçı
Murat Gündüz – 22 yaşında
Gülsüm Karababa -22 yaşında
Uğur Kaynar- 37 yaşında, şair
Emin Buğdaycı-18 yaşında şair
Asaf Koçak- 35 yaşında, karikatürist
Koray Kaya – 12 yaşında
Menekşe Kaya – 15 yaşında
Handan Metin – 20 yaşında
Sait Metin – 23 yaşında Huriye Özkan – 22 yaşında
Yeşim Özkan – 20 yaşında
Metin Altıok – 53 yaşında, şair, yazar, felsefeci
Carina Cuanna Thuijs – 23 yaşında, Hollandalı gazeteci
Ahmet Özyurt – 21 yaşında
Nurcan Şahin – 18 yaşında
Özlem Şahin – 17 yaşında
Asuman Sivri – 16 yaşında
Yasemin Sivri – 19 yaşında
Edibe Sulari- 40 yaşında, sanatçı
İnci Türk – 22 yaşında

OTEL ÇALIŞANLARI

Kenan Yılmaz – 21 yaşında
Ahmet Öztürk- 21 yaşında

GÖSTERİCİLER

Ahmet Alan
Hakan Türkgil

Relevante Artikel

Back to top button
Cookie Consent mit Real Cookie Banner