„Suriyeli mülteci saldırgan, fakat neden Türkiye göçmenlerinin hepsi Yahudi düşmanı ilan ediliyor?“

GRAZ-  Graz’daki İsrail Cemaati Başkanı Elie Rosen’e ve sinagoga yönelik anti-semitik saldırıların ardından İçişleri Bakanı Karl Nehammer sert bir açıklama yaptı: “Burada sistematik bir sorunla uğraşıyoruz. Graz’daki saldırı ülkemizdeki temel hak ve özgürlüklerimize yönelik yapılmış bir saldırıdır. Bu saldırı bir İslamcı Suriyeli mülteci tarafından yapılmıştır.”

 

 

Entegrasyon Bakanı Susanne Raab da, Graz’daki olaylarla ilgili  basın konferansında şu açıklamayı yaptı: ”Bu olay bizlere, siyasi İslam ile anti-Semitizm arasında bir paralellik olduğunu bir kez daha doğrulamıştır, konunun üzerine gideceğiz ve gerekli önlemlerin alınmasını sağlayacağız. Kenan Güngör´ün 2019 yılında Müslüman gençler üzerinde yaptığı araştırmalarda, Türk ve Çeçen asıllı gençlerin oldukça Yahudi düşmanı, oldukları sonucu çıkmıştı.”

Raab, Avrupa Bakanı Karoline Edtstadler, Graz Yahudi Cemaati Başkanı Elie Rosen ve Yahudi Cemaati Başkanı Oskar Deutsch ile yaptıkları ortak basın toplantısında Nehammer, soruşturmanın son ayrıntıları hakkında şu bilgileri verdi: “ Graz’da tutuklanan fail, 31 yaşında Suriye vatandaşı, şu anda mülteci statüsünde ve işsiz. Bu arada Federal Göçmenlik ve İltica Dairesi, iltica statüsünün geri alınması için bir süreç başlattı.”

Şüpheli itiraf etmiş

İçişleri Bakanı Nehammer olayla ilgili şu açıklamaları yaptı: “Şüpheli olayı itiraf etti. Elie Rosen’un saldırıya uğradığı cinayet silahı, kullanılmayan koltuk ayağı ve birkaç taş Suriyelinin sırt çantasında ele geçirildi. Şu anda elimizdeki bilgilere göre; sanığın, İslamcı bir saldırgan olduğunu varsayıyoruz, şüphelinin dairesinde buna karşılık gelen kanıtlar bulundu. Sinagoga yapılan saldırıdan önce, fail olduğu iddia edilen kişi, bir Katolik kilisesine ve RosaLila_Pantherinnen tarafından işletilen bir kulüp evine de saldırmıştı. Şüpheli, radikal İslamcı, Yahudi düşmanı ve homofobik bir kişi Avusturya toplumunu ret ediyor ve ona karşı savaş açmış durumda. “

Nehammer, Avusturya’nın tarihsel sorumluluğunun farkında olduğunu ve bu nedenle Yahudi kurumları için güvenlik önlemlerinin hem üniformalı hem de sivil giysili memurlarla daha da güçlendirileceğini vurguladı. “Avusturya’daki Yahudilerin kendilerini güvende hissetmeleri ve huzurlu olmaları bizim için çok önemlidir, ”dedi.

Kamuoyu, fail Suriye asıllı Müslüman ve Avusturya’da mülteci diye gazetelerde fotoğrafı basılan kişi hakkında daha fazla bilgi bekliyor.

Avusturya Türk Kültür Cemiyeti  (TKG)  Pazara günü Avusturya basınına yansıyan mesajında saldırıyı şiddetle kınadıklarını ifade ederek,“ Avusturya’da yaşanılan onca acıdan sonra Yahudi düşmanlığı; bugün, yarın ve gelecekte hiçbir zaman asla yaşanmamalı. Sadece Yahudi düşmanlığı değil, ırkçılık tamamen tarih sahnesinden silinmeli. Farklılıklarımızın zenginliğimiz olduğunu anlamalıyız. Bizler, tüm Avusturya’da yaşayan Musevi dinine mensup vatandaşlar ile dayanışma içindeyiz,“ dedi.

Bazı Türk Dernek STK’ları, tüm Müslüman veya Türkiye göçmenlerini toptan bilimsel olmayan araştırmalar üzerinden adeta sakız gibi ağzında Türk kelimesini çiğneyerek zan altında bırakılmasının yanında şeytanlaştırılmasından rahatsız olduklarını açıklayarak şunları ifade ettiler: “Suriyeli mülteci saldırgan ama bugün yapılan basın konferansında neden Türkiye göçmenlerinin hepsi Yahudi düşmanı ilan ediliyor? Bu nasıl bir uyum politikasıdır? Siz üzüm mü yemek istiyorsunuz yoksa her defasında bağcıyı mı dövmek istiyorsunuz. Neden tüm Türk toplumu suçlu ilan edilip şeytanlaştırılıyor? Bir yandan Avusturya’da soykırımdan geçirilen Yahudilere sahip çıkılıp doğru bir siyasetle bağırlara basılırken, niye Türkler ayaklar altına alınıp, devamlı aynı metotla insanlar toptan şeytanlaştırılıyor? Biz, Avusturya’da yaşayan Türkiye göçmenleri, başta Yahudiler olmak her dinden ve her dilden insanlar ile barış ve esenlik içinde yaşamak istiyoruz. Hepimiz Avusturya’da kanun karşısına aynı hak, hukuk ve sorumluklara sahibiz. Bu ülkede barış ve kardeşlik istiyoruz „ (yenivatan.at)