18. gün: Deprem felaketi üzerinden şimdi çadır felaketi!

Dr. Ahmet Güler /Analiz/Gözlem/23.02.2023

13 milyona yakın insan bu depremden direk etkilendi, evleri, işleri, yaşamları etkilendi. Bir çok vatandaşın evleri yıkılmamış olmasına rağmen, kısmen hasarlı olduğundan veya yeni bir depremden korktukları için evlerinin içine giremiyorlar.

Depremde evleri yıkılmış, hasar görmüş binlerce vatandaş evlerinin olduğu bölgeden ayrılmak istemiyorlar, göçük altında cenazeleri, malları, eşyaları veya  hayvanları var. Bölgeyi terk etmek istemiyorlar.

Geçici olarak olsa bile  acil ma çok acil çadıra ihtiyaç var. Ama ne yazık ki bu insanlar çadıra bir türlü ulaşamıyorlar. Resmi yardım kuruluşları, sivil insiyatifler çadır temininde zorlanıyorlar. Bir takım çadır kentler veya konteyner kentler kuruldu. Ancak birçoğu evinin malını mülkünü terk edip, bu çadır kentlerde gitmek istemiyor, anlaşılabilir bir durum.

Zaten büyük bir nüfus Türkiye’nin farklı şehirlere göç etti bile. 18 gün geçmiş olmasına rağmen yönetimin bu insanlara başlarını sokabileceği bir çadır temin edememesi nasıl anlamak gerek ?

Resmi yetkililere göre her şey yolunda, hiç kimse açta açıkta değil, her isteyene de çadır temini yapılmış, böyle bir sorunun varlığını bile inkar ediliyor. Diğer taraftan bu vatandaşlar gerek TV röportajlarda gerekse de sosyal medyada, çadır çadır diye isyan ediyorlar. Depremzede vatandaşların yalan söylemediği açıktır. Gerçekten böyle bir ihtiyac mevcut, barınma ve hijyen bölgedeki en önemli sorun. Resmî kurumların bu ihtiyacı 1-2 gün içinde çözme imkanlarına rağmen olayın üzerine gitmemeleri akla ve mantığa sığmıyor.

Gerekli maddi kaynak gereğinden fazla resmi makamların elinde, sadece Türkiye’de yapılan bir kampanyada 115 milyar Türk Lirası toplandı, yurtdışından milyar dolar deprem yardımları ülkeye geldi. Avrupa’nın neredeyse her ülkesinde Türk kökenli vatandaşlar, yabancı kuruluşlar milyonlarca dolar para toplayıp devletin resmi kuruluşlarına havale ettiler.

Yani devletin bu çadırları gerek yurtdışından gerekse de yurt içinden temin etmesi önünde hiçbir engel yok.

Hadi yurt içinde tüm çadır fabrikaları üretime yetişemiyor, dünyanın farklı ülkelerinden hemen yüz binlerce çadır temin edilebilir, hava yoluyla-iki gün içinde depremzedelere ulaşılabilir.

Ama nedense bir şey yapılmıyor. Türkiye’den ve dünyadan depremzedelere bağışlanmış bu yardım paralarını bağışçılar bir şart ile resmî makamlara havale etti.  Kısaca bağış yapan insanlar “Zor duruma düşmüş depremzedelere acil yardım ulaştır. Bu insanların bir an önce, sağlığa, başlarını sokabileceği bir mekana ve  gıdaya ulaşabilsinler.” diye resmi makamlara bu kadar bağış ve para gönderildi.

Bağış yapan milyonlarca insanın temel arzusu bu yöndedir.

Resmi makamlar bu paranın kendilerinde sadece emanet olduğunu idrak etmeli.

Bu parayı bağışçı ve bağışlanan kitlenin arzusuna göre aktarmalı. Para resmî kurumların değil. Hala neden bu temel ilkeyi yadsıyarak parayı sahibine teslim etmezler, anlaşılır gibi değil. (Dr. Ahmet Güler, 23.02.2023)

Relevante Artikel

Back to top button
Fonds Soziales Wien
Cookie Consent mit Real Cookie Banner