
27 Nisan Viyana seçimleri: Türkiye göçmenleri SPÖ yerine FPÖ´yü seçerler mi ?
Dikkat ve uyarı. Tüm ciddi anketlere göre bir skandal olmazsa Viyana’da FPÖ oylarını üç katına çıkaracak. Hem de Türkiye göçmenlerininden alacağı oylarla. Bu bize şunu gösteriyor. Avusturya vatandaşlığına geçmiş göçmenlerin oyları 27 Nisan 2025 ve daha sonra vuku bulacak 2030'da özellikle Viyana seçimlerinde hiç bir parti için artık çantada keklik değil.
Birol Kılıç, Viyana’dan analiz ve gözlemler
FPÖ Viyana muhtemeldir 27 Nisan Viyana eyaleti seçimlerinin gecesinde tüm partiler arasında açık arayla en büyük kazancı kutlayacak. Yüzde 7’lerden yüzde 21’lere çıkması beklenen oy kimlerden gelecek. FPÖ Viyana’da Türkiye göçmeni oylara göz dikmiş durumda, kırıcı olmayan olumlu mesajlar veriyor. Bu oy artışında SPÖ’ye önceden oy veren özellikle kırgın Türkiye göçmenlerinden ayrıca ciddi oy kazanacağı iddia ediliyor. SPÖ Viyana ise Türkiye göçmenlerinin oylarını çantada keklik olarak hala görüyor ve bizlerin aman dikkat uyarımız bu yüzden.
NEOS, Yeşiller ve ÖVP Türkiye göçmenleri ve diğer göçmenleri özel kazanmak için hiç çalışma ve proje içinde değiller. Bunu vatandaşlar fark etmiş durumda. Bu partilere oy gitmesi zor. Keşke bu partilerde bu seçmen grubuna özel ilgi duysalardı. Fazla birşey yapmalarına aslında gerek yok. Kendi parti değerlerine uygun liyakat sahibi, düzgün, dürüst ve alavere dalaveresi olmayan bir kaç Türkiye göçmeni aday göstermesi iyi mesaj olabilirdi.
Bunun dışında bu seçimlerde süpriz yapması beklenen SÖZ Partisi Viyana’da tüm göçmen oylarını almak için çalışıyor. İçlerinden büyük sorunlar. Dışarıya taşıyor. SÖZ oylarını daha çok SPÖ, Yeşiller, ÖVP, NEOS ve kararsızlardan alacak.
ÖVP Viyana´da büyük bir oy kaybı bekleniyor. ÖVP’den Viyana’da ki seçmenlere bu seçimlerde pek olumlu mesaj yok. Tam tersi bir rüzgar söz konusu. Hayırlısı. Her şerde bir hayır vardır.
Asıl gündemi sarsan soru şu. Türkiye göçmenleri 27 Nian tarihinde Viyana’da SPÖ yerine FPÖ´yü seçeler mi ? Bir örnek Avusturya medyasına yansıdı. Bunun gibi son haftalarda birçok SPÖ’yü seçmeyeceğiz diye haberler çoğaldı.Birini verelim.
Profil- Yaşar Batman: „Bu yıl oyumu FPÖ alacak.
SPÖ artık benim sorunlarımı anlayan bir parti değil
Açık açık 29 Eylül 2024’de ulusal parlamento seçimlerine FPÖ’ye oy veriyorum diyen Türkiye göçmenlerine liberal dergisi Profil başta olmak ve başka medya yer verdi ve günlerdir yer veriyor. SPÖ içindeki Türkiye göçmenleri siyasileri „onunla bununla uğraşmayı“ bırakmaları gerekiyor.
Yazmak ve uyarmak zorundayız. 16. Viyana Brunnenmark’ta Profil dergisine konuşan emekli Avusturya vatandaşı Yaşar Batman, “Hayatım boyunca uzun saatler çalıştım, hayatımı kazandım ve bu yıl FPÖ’ye oyumu veriyorum” diye konuşuyor ve SPÖ’nün artık onun sorunlarını anlayan bir parti olmadığını dile getiriyor. Bu açık bir rahatsızlık ve etrafımızda sesli ve sessiz birçok kişi böyle tepkiler veriyor. „SPÖ Viyana oy vereneleri Sosyal Demokrat değerlerle değil özellikle Türk adaylar üzerinden iş, aş ve iş takibi artı paralarla tutuyor“ diyen diğer bir Türk asıllı Avusturya vatandaşı, „Hayatım boyunca ailen Sosyal Demokrat partilerine oy verdim. Ama bu Viyaana seçimlerinde SPÖ Viyana’ya oy yok“ diyor. Hepsi uyarı bunların.
Öcü olmaktan çıktı
„ÖVP-FPÖ hükümeti koalisyon görüşmelerinin çökmesi Viyana seçim kampanyasını büyük ölçüde etkiledi ve etkilyecek“ dedik. Viyana’da oturmuş partilerinin artık ellerinde Viyana seçimlerinde FPÖ Kickl veya FPÖ geliyor „öcü gösterme“ argümanları yok. Zaten FPÖ başta balkan ülkelerinden gelme ve oy hakkı olan başta Sırplar, Hırvatlar, Ruslar veya diğer göçmenler olmak üzere Türkiye göçmenleri için ideolojik değilse bile FPÖ öcü olmaktan son yıllarda çıktığını gözlemliyoruz. Doğruları yazmak zorundayız. Eleştirinin olmadığı gelişme olmaz.
Eski FPÖ lideri Strache çok ucuz ve sorumsuz bir şekilde ve Türk, Türkiye, İslam ve Müslümanlar kelimelerini çirkin bir şekilde kullanıyor ve yerli halkı kışkırtıyordu. Çok eleştirdik. Hatırlayanlar vardır. Bir manşetimiz, “ Çukur adamdı.“ Ama Strache o zaman bile kendi oturduğu 3. Viyana’da ki Türk berberine arada sırada gidiyordu. Rahmetli anneside. Ama Türklere, “ Sarımsak kokuyorlar“ diye aşaladığı bir kitaba bile konu oldu. Onu da yazdık o zamanlar.
Yine dikkat! FPÖ lideri Kickl Türkler, Türkiye, İslam ve Müslümanlar konusunda Strache’nın eski danışmanı tecrübeli bir isim olarak bu çirkince ifadeleri eskiden „bu siyasi propaganda ifadelerini yaratan ve yazan kişi olarak“ artık FPÖ için kullanmıyor. Olumlu bir gelişme. Düşmanlık yok bizde. Tarihe not düşüyoruz sadece. Bu çirkin dilin Türkler üzerinde getirisi uzun vadete yoktu.
Çok eleştirlen FPÖ lideri Kickl için artık tam tersine Türkiye göçmenleri oy kullanacak ve bir oy potansiyeli taşıyor. FPÖ Viyana’da sırf Türkiye göçmenleriyle iyi geçinmeye çalışan onları kazanmaya çalışan FPÖ Viyana Eyalet sözcü ve meclis üyeleri var. Metodları tuhaf. Kendilerini şimdilik saklıyorlar. Ortada dolaşan Leo Lugner gibi Viyana seçimlerinde seçilmesi muhtemel aday olarak, “ Ben ATİB iftarına katıldım ama bir iş insanı olarak. Siyasetçi olarak değil. Lugner City’de bir iş için“ gibi ticaret ile siyaseti birbirine çorba yapan bir açıklamayla kendini Avusturya basınında adeta temize çıkarmak istedi. Hoş değildi. Keşke dürüstçe, “ ATİP iftirına davet edildim. Katıldım. Görmek ve dinlemek istedim. Gözlemci olarak diyelim.“ deseydi daha iyi olmaz mıydı. ? Ya da hiç katılmasaydı. İftarlar iş kovalama ve takibi yemekler mi ? Siyasetçiler cesaretli ve saydam olmalı.
FPÖ önceden ve hala çok sert eleştirdikleri ve ülkenin milli güvenlik sorunu olarak saldırdıkları Ankara iktidarına kurumsal anlamda yakın ATİB veya benzeri kurumlara artı kişileriyle arkadan direk ve indirek iş ve iş takipleri artı oy kazanmak için ilişkiler kurmasını Avusturya medyasını dikkatini çekmiş durumda. Burada ilerde siyaset ve devletin çıkarları teslim edilen siyasilerin ticaretle etkileniyor ve satın alınıyor diye saldırılar ilerde çıkabilir ve çıkacaktır. Para işleri ayrı siyaset ayrı olmalı. Bu öbür partilerde şimdi var.. Bu yüzden insanlar kaçıyor.
FPÖ ile diğer bir sorun bir Türkçe yayınlanan Facebook sitesinde haber şeklinde resimli FPÖ pohpohlaması metnin aslında bir FPÖ ilanı olması ve ilan paralarını bir Türk genç lokantacının ödemesi ve kartların açık oynanmaması. Bu lokantacı genç Türk’ün yakını eski Viyana Büyükelçisi Ozan Ceyhun’un bu lokantacı ile ilişkisiyle bu FPÖ ilişkilerinI maddi ve manevi amaçlı kurdu iddiaları ortaya resimler ile atan Profil dergisinin haberi tüm Avusturya’da ses getirdi ve tepki topladı. Türk toplumu ve Türkiye Cumhuriyeti’nin ismi yine karanlanmış oldu. Ozan Ceyhun bu konuda kendi sosyal medyası X’den Profil dergisinin kamuoyuna açık iki FPÖ’lü ile ( Leo Lugner ve Dominik Nepp) resimlerin yayınlanmasına ve iddialara tepki gösterdi.
Avusturya medyasında ayrıca özellikle paralı sanki haber şeklinde ilanlarla Türke dilinde Avusturya’da yaşayan ve kanunlarla korunmuş LTGB kesimlere Türkçe dilinde kışkırtan haberler eleştirildi. Dikkat bu konuda koruma ve ayrımcılık kanunları çok sert ve her alanda LTGB kesiminden insanlar siyasetçi, bürokrat, iş insanı ve gazeteci olarak çalışıyorlar ve lobileri çok güçlü. Burası ne Türkiye ne de Taliban Afganistan’ı. Şu anda bu kesim bilerek bu haberleri görmezden geliyor. Uyarmak zorundayız. Aynı geminin içindeyiz.
Uyarmak zorundayız ve tekrar ediyoruz. SPÖ için artık Türkiye göçmenleri çantata keklik değil. Son yıllarda Türkiye göçmeni sosyal demokrat ve yakın insanlar SPÖ’ye artık oy vermiyor. Kah protesto için kah başka partilerde kendilerini bizans oyunlarından uzak daha rahat rahat hissettikleri için SPÖ’ye oy verilmemesinin üzerine FPÖ b u açığı kapatmak istiyor.
İkincisi Türkler artık bu tür çirkinliklere, aşağılamalara ve Bizans oyunlarına karşı kafa tutuyor. Bunun şakası yok. Özelikle partiler içinde artık herkesin konuştuğu mafyavari Bizans oyunları çok rahatsız edici. Buna SPÖ Viyana kendi içinde uyarılarıyla son vermeli . Tüm Viyana’da ilgili herkes konuşuyor. İyi niyetler yaklaşımlar sonuç vermiyoru. Liyakatsızlık, hırs, çok bilmişlik, küstahlık, kendini kaf dağında görmek ve gaflet içinde yarı cahillik artık kokuyor ve dalga konusu. Bazılarının arkalarından artık tüm Viyana Belediyesi bürokratları ve parti arkadaşları ve Viyana medyası yaka silkiyor. Çünkü korkunç psikolojik şiddet, yalan dolan, ayrımcılık artı Viyana Belediyesi’nin gücünün kötü anlamda ve çevresi ve şahsı çıkar, emel, ihtiras ve kompleksleri için kullanılması son beş yılda dayanılmaz hale gelmiş durumda. Bunu biz demiyoruz. Aldığımız notlar.
İşte bu yüzden bu tür Bizans oyunları nedeniyle SPÖ’ye oy verecek veya çatışı altında siyaset yapacak partinin siyasi çizgisine ve değerlerine yakın insanlar başka partilere oy veriyorlar. Yazık değil mi bu kadar SPÖ’nün 60 yıl göçmenler için emeklerine ? Bu Türk asıllı siyasiler en başta kendi partileri SPÖ’ye zarar veriyorlar. Kendilerine üç oy getirirken partiye bin oy kaybettiriyorlar. Dost acı söyler ve yazar. Merak etmeyin. İşte bu ortamda FPÖ partisi bir yandan Türkiye temelli muhafazakar dernek ve kurumlarını Avusturya’nın bir numaralı düşmanı ilan ederken SPÖ’deki bu Türk siyasilerin düşmanca Türkiye göçmenleri arasında Viyana iktidarından aldığı güçle yaptıkları Bizans entrika ve hinlikleri nedeniyle aradaki boşlukları dolduruyor.
Samimi ve içten bulunmuyor!
Dönerci, bayram seyran ve açılışlarla, yanlarına Türkiye’de ve Avrupa şaibeli mafya kişilerle ilişkili öcü gibi bakan kişiler veya orada ayak üstü kakaraki şov amaçlı siyasi konuşma, tuhaf alavere dalaveresi bol kişilerle fotoğraflar ve bunları sosyal medya içinde dağıtarak Türkiye göçmenlerinden oy almak artık kolay değil. Dalga konusu oluyor. İcraatlar nerede? Bunların bir tanesinin Avusturya medyasında Türkleri’nin hak ve hukukunu artı sorunları anlatan ve lobisini yapan analiz ve çıkışları yok. Ama kakariki ve beylik şov fotoğrafları çok. Hiç utanma yok. Şantaj yapılıyor eleştirenler dikkat.
Sosyal Medya artık zaten güven vermiyor. Çünkü hereksin elinde bir cep telefonu „gazeteci“ olmuş havası var. Samimi ve içten bulunmuyor. Uyarmak zorundayız. İcra ve içerikler önemli. Sözde oy kapmak için foto şovları yapılmamalı. Takip, devam, bilgilendirme, dirayetli, cesaretli, koparan, riske giren, temsilcilik gücü yüksek, inandırıcı ve onun bunun „tuhaf tuhaf torpilleriyle“ ile gelmeyen tam tersine tabandan yılların temiz icraatlarıyla gelen ayakları yere basan temsilciler isteniyor. Var mı böyle siyasiler. Az da olsa var. Bir de siyaset renklendi, rakipler çoğaldı ve bu işi bilmeyen çakma siyasilerin özel hayata girişleri engellenmesi çok zor. Siyasete girenler kamunun gözeti ve hizmetindeler.
Kamunun parasıyla yüksek maaş alınıyor ve kamu gücü ile makam sahibi olunuyor. Siyasete girenlerin „her şeyin ve şeyinin“ hesabını vermesi gerekli ve eleştirilere açık olması gerekiyor. Kimse çantada keklik ve dokunulmaz değil.