AB, Türkiye’ye “istikrarsızlık” mı ihraç ediyor?

VİYANA- Başkent Viyana’da Avusturya’nın önde gelen yayınevleri ve Yabancı Gazeteciler Cemiyeti ile bir araya gelen Avrupa Komşuluk Politikası ve Genişleme Müzakerelerinden Sorumlu AB Komiseri Johannes Hahn, Yeni Vatan Gazetesi, Einspruch ve Neue Welt Verlag Yayınevi’nin imtiyaz sahibi Birol Kılıç’ın sorularını cevapladıktan sonra Türkiye-AB ilişkilerine yönelik son gelişmeleri değerlendirdi.

Kılıç: “AB, Türkiye’ye ‘istikrarsızlık’ mı ihraç ediyor?”

Kılıç, Avrupa Komşuluk Politikası ve Genişleme Müzakerelerinden Sorumlu AB Komiseri Johannes Hahn’a şu soruyu yöneltti:

“AB, Türkiye’ye ‘istikrarsızlık’ mı ihraç ediyor? Türkiye 1.1.1996 yılından bu yana AB ile benzeri olmayan tuhaf bir Gümrük Birliği anlaşması içinde. 22 yıl sonra AB bu Gümrük Birliği anlaşmasından yüz milyarlarca Euro’luk ihracat fazlası ile kazanç sağlamışken ve ‘gümrük birliğine’ rağmen AB’nin üçüncü ülkeler ile olan ticaretinde yalnızca tam üye olan ülkelerin çıkarları gözetilirken, Türkiye’nin AB başkenti Brüksel’de, çıkarlarını gözetecek bir temsilcisi olmasını bir kenara bırakın resmi bir gözlemcisi dahi bulunmuyor. Brüksel’in arka kapılarında üçüncü ülkeler ile yapılan AB Serbest Ticaret veya Gümrük anlaşmalarından Türkiye, ancak anlaşmalar imzalandıktan sonra haberdar oluyor ve bu Türkiye’nin ekonomik ve sosyal gelişimine ters bir durum oluşturuyor. 22 yıldır AB eğer tam üyelik görüşmesi yaptığı ülke olan Türkiye’ye gerçekten istikrar ihraç ediyorsa, o zaman neden Türkiye’nin ekonomik ve sosyal çıkarları dikkate alınmıyor? Son yıllarda Türkiye ile olan tam üyelik görüşmeleri adeta dondurulmuş iken AB, neden hala 1996 yılından kalma olan ve modernleştirilmesi gereken Gümrük Birliği anlaşması konusunda harekete geçmiyor ve bu sanki bir lütufmuş gibi davranarak Türkiye’nin nefes almasını kısıtlayan bu duruma son vermiyor? Bir barış ve refah projesi olan AB, hangi hakla ve hukukla komşusu olan 80 milyon nüfuslu bir ülkenin ekonomisine hele ki tam üyelik müzakerelerini durdurmuş iken bu irili ufaklı darbeleri vurabiliyor? Türkiye, Erdoğan ve AKP demek değil. Türkiye, Erdoğan’dan ibaret değil. Bu dünyada herkes fani. AB, neden Türkiye’ye ulusal çıkarlarını koruyacak, daha düzgün, tarımı ve çiftçisini öldürmeyecek, teknoloji ve endüstrisini geliştirecek bir Gümrük Birliği anlaşması sunmuyor? AB, bu Gümrük Birliği zulmü ile Türkiye’ye istikrasızlık ihraç etmiş ve AB değerlerine ters hareket etmiş olmuyor mu? Sizler bu zihniyet ile 2025 yılında tam üye yapmak istediğiniz ve bu yönde taraflı mücadele ettiğiniz başta Sırbistan ve Karadağ olmak üzere batı Balkan ülkelerine istikrar ihracatı arzunuzun zora gireceğini görmüyor musunuz? AB, Gümrük Birliği anlaşması o kadar iyi ise şu an tam üye olan ülkeler ile neden tam üyelik öncesi böyle bir anlaşma imzalamadı?  Neden Yunanistan veya İspanya gibi ülkeler tam üye olduktan sonra AB ile Gümrük Birliği anlaşması yapıldı veya uzatıldı? Türkiye, tam üyelik başvurusu kabul edilmiş olan, fiili olarak görüşmeleri devam eden ve de tam üye olmadan, 1996 yılında Gümrük Birliği anlaşması imzalanmış olan tek ülke. Bırakın çifte standardı, tekrar ediyorum, AB burada Türkiye’ye istikrarsızlığı bilerek ihraç etmiş olmuyor mu?”

Hahn: “Türkiye ile ilişkileri yıkmak istemiyoruz”

Uluslararası basın önünde kendisine yöneltilen bu soru karşısında şaşıran Avrupa Komşuluk Politikası ve Genişleme Müzakerelerinden Sorumlu AB Komiseri Johannes Hahn şunları ifade etti: “Hayır! Kesinlikle böyle bir amacımız yok. Ben bizzat bu konuda, 2014 yılında harekete geçtim ve konuyu “Europäische Rat”a (Avrupa Komisyonu-son kararların verildiği yer) taşıdım. Top artık onlarda. AB,  istikrarsızlık ihraç etmesi durumunda, aynı şekilde istikrarsızlığı ithal de etmiş olacak. Hedef bu olamaz. Buna ilk karşı çıkacak olan benim.  İç işlerine ben kesinlikle karışmıyorum. Yunanistan ve Makedonya arasındaki isim hakları veya Sırbistan ve Kosova arasındaki sınır sorunları. Bunlara AB olarak biz karışmıyoruz. Bizim istediğimiz, komşu ülkelerin barış içinde yaşaması ve tam üye olma yollarının açılması. Batı Balkan ülkelerine istikrar ihraç etmek istiyoruz. Eğer edemez isek oradan AB içine istikrarsızlık ihraç edilecektir. Sorunuz önemli idi. Türkiye, 80 milyonluk nüfusu ve özellikle komşuları ile sadece ekonomik değil stratejik olarak da çok önemli bir ülke. AB – Türkiye ilişkilerine son derece önem veriyorum. Bu yönde olumlu adımlar atılmasını bekliyorum.”

Hahn: “İlk şartımız hukuk devleti normları”

Türkiye’nin genç ve dinamik bir nüfusa sahip olduğunu ve birçok açıdan AB için önemli bir ülke konumunda bulunduğunu kaydeden Hahn, “AB olarak bizim olmazsa olmaz şartlarımız var. Hukuk devleti normları, kuvvetler ayrılığı ilkesi ve insan hakları gibi konular bizim başlıca şartlarımızdır” dedi.

Relevante Artikel

Back to top button
Cookie Consent mit Real Cookie Banner