„Milletvekili adayı gösterilmediğim için beni arayıp ağlayanlar var”

Jackal versus Whatchdog! Bir La Fontanie Masalı sanki...

“Aday gösterilmediğim için beni arayıp ağlayanlar var. CHP merkez, MYK’lıları aday gösterdi. Lider tam bir bürokrat kafa.” Yurtdışından bir CHP milletvekili aday adayının içler acısı anatomisi. 22 Mayıs 2021 tarihinde yayınladığım ve “Türkiye’de yapılacak seçimlerin Avrupa’da yaşayan Türklere etkileri niye olumsuz olacaktır?” sorusuna yanıt aradığım bir analizin nasıl doğrulandığını hatırlatmak istiyorum. Tarihe not düştüğümüz bu analizi, çay, kahve ve yanına bir parça kek eşliğinde sanki bir La Fontaine Masalı gibi  okuyabilirsiniz: Jackal versus Whatchdog…

Günceleme 15.04.2023 Aşağıda bahsedilen kişi Avusturya’dan değildir.

BİROL KILIÇ,  GÖZLEM/ ANALİZ, VİYANA, 13.04.2023

Çakal, Farsça kökenli bir kelimedir. Dilimize Farsçadan geçmiştir. Halk ağzında kurnaz, açıkgöz ya da titiz anlamlarına gelir. Kimi yerlerde görgüsüz kelimesini ile aynı anlamda kullanılır.

Çakal (İngilizce Jakal) aynı zamanda kırsal bölgede sürü ile yaşayan bir hayvanın ismidir. Tüm hayvanları, elbette yaratandan ötürü severim.  Aslında tüm hayvanların çoğunun besin zincirinde ekolojik dengeyi koruma gibi faydaları var. Hayvan Çakal’ın da.

Bu yüzden “ Çakal İnsan“ ile „Hayvan Çakal’ı“  ayırmak gerek. „Çakal insanlara ve çakallık yapmayı marifet sayanlara“  pek itibar etmem ve samimi bulmam.  Bir de resimde görüldüğü gibi “ Whatchdog“lar vardır, yani Bekçi köpekleri… Uluslararası arenada, ciddi araştırmacı gazetelere uluslararası alanda kabul edilmiş „Watchdog“ derler. Türkçede “Bekçi köpeği” ile ifade edilebilecek bu sıfat, demokrasilerde dördüncü kuvvet olarak kamunun, toplumun, milletin ve insanların hak ve hukukunu kalemi ile her tarafa eşit mesafede durarak, araştırarak, gözlemleyerek, belge ve kaynaklar ile aydınlığa çıkarmaktır. Yandaş, fondaş veya ilan için takla atan ve haber altında pohpohlama yapan  ve “gazeteciyim” diyen kişiler “gazeteci” değillerdir, hele hele halkın sismografı olan „Watchdog“ hiç olamazlar.

Buradaki hikaye çakallık yapmak isteyenler ile Whatchdog’luk yapmak isteyenlerin küçük bir hikayesi…

İsimlerini bilerek vermeyeceğim insanlar. Siyasi insanlar. Politikacı olduğunu iddia eden insanlar. Kamunun bunları bilmesi gerekiyor. Milletvekilliği ballı, forslu ve kamuyu ilgilendiren bir makama talip olanların içinden hikayeler…Özel değil!

Başka bir noktaya yine tarihe not düşmek artı Türkiye’nin kaderinin çizileceği 14 Mayıs 2023 seçimlerine bir ay kala a)  Cumhuriyeti kurmuş Atatürk’ün partisi CHP’nin Avrupa’da kimler ile yola çıkmış olduğunu yine bir örnek ile göstermek, b)  bir zahmet millet ile dalga geçmeyin  demek bitmedi c) kamu çıkarı adına ders çıkarın demek amacı  ile gelmek istiyorum. Hiç bir parti kimsenin babasının bostanı veya arkadaş kulübü değil. Hele hele CHP içinde milletin vekili olacağım diyen insanların ister aday adayı ister direk aday olsun bizans oyunları arenası hiç değil.

Tarih 24.12.2021- Her şey kavgalı Viyana Noel Gecesi ile başladı

24 Aralık 2021 tarihinde Viyana’da CHP Kurultayı’nda CHP İstanbul  Milletvekili Mansur Kılınç’ın gözleri önünde yaşanan inanılmaz olaylar ve akabinde ikiye ayrılan CHP Avusturya “Kavgalı Viyana Noel Gecesi”, Viyana’ya ilk geldiğim 1988 yılından bu yana hiçbir Türkiye partisine yaklaşmamış olmama rağmen, beni meraklandırdı.

CHP’li olanlar partiye niye kırgın hale geldi?

Bu inanılmaz çirkinlikteki olayların içinde CHP ve Avusturya’nın Sosyal Demokrat Partisi SPÖ’den tanıdığım yaşlı başlı insanların saatlerce CHP Viyana Kurultayı’nda soğukta bırakılması ile başlayan ve aklıma takılan sorular şunlardı: “Niye bu çirkinlik? Nedir paylaşılamayan CHP Avusturya’da? Nerede ilk günah yapıldı ve neden sonuçlar ile zincirleme bu hatalar devam etti? Niye 24 Aralık gibi Avusturya’nın dini bir gününde herkesin evinde ve her yerin kapalı olduğu ölü bir günde, CHP, Avusturya’da yangından mal kaçırır gibi bir genel kurul yapıyor? CHP’yi birileri babalarının bostanı mı zannediyor? CHP Avrupa’yı bu çirkinlikleri yapanların bol soslu sol ağzı ve argümanları ile konuşan çokça Atatürk ve Nâzım Hikmet isimlerini yerli yersiz kullanarak göz boyayan liyakatsiz ve ahlaken yetersiz insanlar mı ele geçirdi? CHP Avrupa’da, başta Berlin, İsviçre, Hollanda, Belçika, Avusturya ve İngiltere’de var olan sorunlar niye çözülemiyor. CHP’li olanlar partiye niye kırgın hale geldi?”

İnsanlara söz hakkı veriyoruz ama suistimal edilmemek kaydı ile

Bu konuları araştırmak için Avusturya, Avrupa ve Türkiye’de aradığım ve konuştuğum insanların sayısı, yanılmıyorsam, elliyi geçmiştir. Bana gelen, bende kalan önemli belge ve dosyaları inceleyip özele girmeden analizler yayınladım. Bu dosyalara ve konuşmalara dayanarak analiz yaparken, insanlara söz hakkı vermeyi ihmal etmedim.İnsanlara söz hakkı veriyoruz ama suistimal edilmemek  kaydı ile…

Tarihe not düşmek için CHP’deki gelişmeleri içeren birçok analiz ve gözlem yayınladım.

Bu analiz ve gözlemlerimi Yeni Vatan gazetesinin arşivlerinden CHP Viyana kelimelerini vererek bulabilirsiniz. Hedefimiz yanlışlardan ders çıkarılması… Peki, tarihe böyle not düşerken bir daha yazmamam için ayağımı kaydırmak isteyen düşmanlar da kazanmadık mı? Umurumda değil. Ama kamuoyu çıkarı birinci derecede umurumda. Hedefimiz tarihe not düşmek. Birçok dost kazandığımız kesin.

Bu analizleri bugüne kadar, saptayabildiğimiz kadarıyla, toplamda 1 milyondan biraz daha fazla insan okudu. Bir ilgi odağı olmadığımız söylenemez.

CHP’ye gönül verenlerin çoğu Avrupa’da birbirine niye kırgın ?

CHP, Avrupa’da dernekler ile büyümemiş, tam tersine dağılmış, paramparça olmuş durumda. İnsanlar birbirine kırgın…

Bu yüzden yurt dışında insanların oy kullanmasından tutun yurt dışından TBMM’ye aday gösterilmesine kadar birçok konuda itirazlarımı dile getirdim. Yurt dışında yaşayan Türkiye kökenli göçmenlere yönelik bu girişimin zararlı olacağını kaleme aldım.

Suriye asıllı Türk vatandaşlarının Suriye Parlamentosu için oy vermesine evet der misiniz? 

Sorum basit: Biz Türkiye’de Suriye vatandaşlarının elli yıl sonra Suriye’deki milletvekili seçimlerinde oy vermesini veya Türkiye’den Suriye Parlamentosu’na hem Türk hem de Suriye vatandaşlarının seçilmesini ister miyiz? Suriye’deki iktidar ve muhalefet partilerinin gelip Ankara, İstanbul, İzmir, Antalya, Adana, Hatay, Kars ve diğer illerde dernek adı altında parti teşkilatlanması yapmasını ister miyiz? Buna evet diyecek bir Türk vatandaşı ve siyasetçisi var mı? Aynısı halen Türkiye’de yaşayan ve ileride milyonlarca olacak Afganistan, Irak veya Somali vatandaşları için geçerli.

Dikkat! Türkiye çifte vatandaşlığa müsaade ediyor. Avusturya, Almanya şu anda etmiyor. Sorunlar yumağını düşünebiliyor musunuz?

22 Mayıs 2021 tarihli analizimize dikkat 

Bu gözlemimden sonra, Avrupa’dan Türkiye’ye milletvekili seçtirmenin yanlış ve Avrupa’da yaşayan Türkiye göçmenlerine haksızlık olacağını ve de yerli, mesela Avusturya veya Alman halkının zamanla tepki koyacağını irdeleyen bir analiz yazmıştım. 22 Mayıs 2021 tarihinde “Türkiye’de yapılacak seçimlerin Avrupa’da yaşayan Türklere etkileri niye olumsuz olacaktır?”  başlıklı bir analiz kaleme  almış ve “Türkiye’de seçimler 2023 yılında. AB’de yaşayan Alevi’si ve Sünni’siyle Türkiye’nin insanlarına bu yurt dışı seçimleri külliyen zarar veriyor. Peki niye?” diye sormuştum. Konuyu kendi tecrübelerime dayanarak işlemiştim.

Bu analizin girişinde şunları yazmıştım: “Türkiye’de 2023 yılına kadar yapılacak olan baskın veya normal seçimin Avrupa’da yaşayan Türkiye göçmenlerine yarardan çok zararları olacaktır! Duygusal olmayan bu duruşumun nedeni, bugüne kadar yaşadıklarım ve geniş tecrübelerimden edindiğim izlenim ve gözlemlerimdir.”

Bu analiz ve gözlemlerin hepsini Yeni Vatan gazetesinde ismimle bulabilirsiniz. Kimseden bir yalanlama gelmedi. Tekzip ve mahkeme yok. Varsa buyrun! Hodri meydan!

En büyük tepkiyi veren CHP’linin Bizans oyunlarına gelelim

Buna en büyük tepkiyi, Avrupa’nın bir şehrinde CHP’de aktif görev alan TBMM’de milletvekili olmak için aday adayı olmaya çalışan bir CHP’li gösterdi. Beni CHP Ankara’da daha milletvekillerinin listesini açıklama tarihi olan 9 Nisan’dan iki hafta önce bizzat arayan bu CHP’li , “Bu TBMM’ye yurt dışından seçilecek liyakatsiz kişilere dikkat, analizimin ne kadar yanlış olduğunu” şöyle dile getirdi: “Birol Beyciğim, böyle yazıları bir zahmet bir daha yazmayın. Çünkü böyle yazılar bize, yani Avrupa’da yaşayan ve TBMM’ye girmek isteyen Türk vatandaşlarına büyük zarar  veriyor. Bizler Avrupa’dan TBMM’ye seçilirsek yurt dışındaki Türklerin sorunları çözülecek. Çok güzel yazıyorsunuz. Ama bunlara bir son verin.”

İyi günler…

Evet, beni arayıp fikirlerini beyan ederken, böyle aslında uzun yıllara ve tecrübelere dayanan analizimi resmen sansürleme ve baskı içerikli bir konuşma yapacak kadar küstahlık gösteren insanlar da var. Onları da dinlemek farz. Bu arayan kişi gibi. Kendisini hiç kesmeden dinledim. İleride yapacağım değerlendirmelerde kendisine söz hakkı vereceğimi belirttim ve iyi günler dileyerek veda ettim…. Herkesi bazen ses çıkarmadan dinlemek gerek. Anlamanın ve analizin birinci şartı, dinleme ve iyi soru sorma sanatıdır. Kolay değil. Ama sert ve köşeli analizler yapan bir kalemseniz dinlemek zorundasınız. Siz de hata yapabilirsiniz, ben de hata yapabilirim.

Sadece resim tam olarak ortaya çıksın diye bu densizlikleri yazmama müsaade edin. Amacımın tarihe not düşmek olduğunu bilerek okumanızı rica ediyorum.

Beni arayarak otuz yıllık tecrübelerime istinaden sansür isteyen bu CHP’li, daha sonra CHP listeleri açıklanmadan önce ve açıklama sonrasında benimle konuştu.

9. Nisan tarihinden önce Milletvekili aday adayı yoldaşlarını karalayan insan

Birinci konuşmasında CHP Berlin’den K.K. ile D.K.’nın, Münih’ten de K. soyadlı kişinin nasıl birer kötü CHP milletvekili aday adayı olduklarını, haklarında çirkin detay bilgiler vererek anlattı. Bunları yazmam için çok çirkin önerilerde bulundu. Örneğin, Berlin’de S.D ve D.K.’yı arayıp diğerlerinin nasıl alçak olduğunu öğrenebilecekmişim. Tam bir deli zırvası ama devam…

„Aslında Milletvekili adayı göstermezlerse  konsoloslukta yerim hazır. Bana hava hoş“

Ben 7 Nisan 2023 saat 09:56’da beni arayan bu CHP milletvekili aday adayı olan kişiyi, aynı gün saat 12:53’te aradım ve 15 dakika konuştum. Bu CHP’li kişi bana, “Kesinlikle seçilecek yerden adaylığımın gelmesini bekliyorum. Beklemedeyim.  CHP merkezine gidemiyoruz. Bana bölgemden rakip olan D. K. adlı bayan ve K. K. benimle yarışamaz. D.K.’nın numarasını atıyorum. Konuşun anlarsınız. Bunlar  hakkında S.D. adlı bayanın numarasını  ayrıca yolluyorum. Bilgi alabilirsiniz. Benim için aslında hava hoş. Seçilecek yerden CHP listesine giremezsem konsoloslukta işim hazır. Ya da bir devlet görevi. Bana söz verildi. Bilmiyorum. Ben konuşmak istemiyorum. Ama  CHP adayları hakkında bir araştırma yapın. O zaman görürsünüz benim CHP’den seçilecek yerden milletvekiline yeterli olduğumu.”

Kendisini dinlemek zorunda olduğum bu kişi, gittikçe benim 22 Mayıs 2021 tarihli ve “Türkiye’de yapılacak seçimlerin Avrupa’da yaşayan Türklere etkileri niye olumsuz olacaktır?” başlıklı analizimi doğruluyordu.

Onu dinlemeye devam ettim.

S.D. ve D.K. ile konuşmak isterdim aslında. Onlar ne diyordu? Analizlerim ve gözlemlerim için çok önemliydi. Merak edilmesin, konuşacağım. Ancak hiçbir yazı kaleme almadım.

„Beni herkes tanır. Hayat hikayem CV’mi yolluyorum. Kullanılırsınız yazınızda.“

Bu arada 9 Nisan yaklaşıyordu ve CHP’ye milletvekili aday adayı olarak başvuran bu insanı, birçok kişi gibi aradım. Gelişmeler hakkında bilgi almak için. Başka insanları da aradım ve notlar aldım. Sonra 9 Nisan 2023 tarihinde söz konusu kişi CHP milletvekili adayı olmayınca kendisiyle yine konuştum. Şimdi adaylığa seçilemeyen aynı kişinin ifadelerine dikkat edelim: “Aday gösterilmedim. Beni arayıp ağlayanlar var. ‘Seni nasıl aday göstermezler?’ diye sordular. Ben de dayanamadım. Ağladım. Bu Kılıçdaroğlu tam bir bürokrat ve memur. Seçmesini bilmiyor. Dar çevresinin etkisinde. Adaylara bakın. Hepsi çevresinden. MYK üyeleri veya başkan yardımcıları. Olacak iş değil. Benim hakkımda bir şey yazın. Ben size CV’mi, hayat hikâyemi yolluyorum.  Kullanırsınız yazınızda. Orada neler yaptığım yazılı. Oradan alabilirsiniz beni tanıtırken. Beni zaten herkes tanır. Bilir. Ama yayınlamadan bana yazıyı bir zahmet yollayın. Bir bakayım. Bugün veya yarın yayınlayın.”

Bir gazeteci için şaşkınlık veren bu konuşmalardan hareketle ortada “ballı börekli haber kaynağı” olduğunu düşünenler olabilir. Ben, “önü kesilen bu aday adayının” heyecandan böyle saçmaladığını sanmanın saflık olduğunu bir gün sonra anladım.

Avrupa’dan hiç kimsenin aday gösterilmediğini biliyoruz.

Söz konusu ismin dışında da tüm aday gösterilmeyen CHP’liler Avrupa’da ağırbaşlı bir tutumla, “Sorun değil. Biz Avrupa’da partimiz için çalışmayı sürdüreceğiz” diye bize de gelen mesajlar yayınladılar…

Bütün bunları not aldım. Önce Berlin’de ve Avrupa’da rakiplerini karalayan kişi milletvekili aday adayları arasında kendini görmeyince adeta çıldırmış gibi, daha önce yanına gidip fotoğraf çektirdiği parti liderini ve “A takımını” sert biçimde eleştirmeye başladı. Bu arada benden kendisi için bir güzelleme haberi yapmamı istedi ve bana resimli, CHP’ye gönderdiği belli olan hayat hikâyesini (CV) yolladı.

Kısaca  bu kişinin ortalığı hâlâ karıştırdığını, nefsine hâkim olmadığını, ben merkezli ve dengesiz tutumunu anlayınca kendisine çok basit bir mesaj geçtim: “Bu haber ile aslında konunun çok ağır olduğu anlaşılıyor… Konu sadece yurt dışını ilgilendirmiyor. Sizinle bu durumda ANCAK bir mülakat yapabiliriz…”

Bu mülakatı zaten yapmayacağım. Ama benden acil haber yapmamı bekleyen böyle dengesiz bir kişiyi de kırmak istemiyorum. Kendisine “ancak bir mülakat yapabileceğim” mesajını geçtikten sonra oldukça sinirlenen bu kişinin saldırganlaşmasını başta ciddiye almadım. Sakinleşmesi için mesajlarım ortadır. Tüm bu mesajlarımıza rağmen kamuoyunda ve geçmişte hiçbir ağırlığı olmadığı halde CHP içinde belli ki iyi ilişkileri ile kendine çok güvenen, karşısındaki insanları eğer onun istediği suya girmezse gevezelik ve laf kalabalığı yaparak ezmeye ve  korkutmaya çalışan bu görgüsüz insana her şeye rağmen nefsini yaralamayacak ifadeler ile sakin olmasını rica ettim.

Birçok Türkçe imla  ve noktalama hatası içeren CV’si ise Türkiye’de kimlerin milletvekilliğine soyunduğunu göstermesi açısından tam bir örnek. CV’sinin içinde yok yok. Tam bir çorba  CV. Nasıl bir cesaret ? Belli torpil bekliyor…

Bu “ANCAK bir mülakat yapabiliriz” mesajına bir de „Son dakika: CHP’de Sadullah Ergin krizi! Kılıçdaroğlu ilk kez konuştu“ haberini  ekledikten sonra birden saldırganlaşan ve “Ben sizinle mülakat yapmam” gibi mesajlarla baltayı taşa vurduğunu fark ettiğini sandığım kişi, bir de sesli mesajla benim kendisine mülakat için baskı yaptığımı ileri sürdü. Bunun üzerine, bu kişinin benim üzerinden kendisini parti içinde yükseltmek istediğini anladım. Burada CHP Milletvekili adaylığı konusunda ciddi tartışmaların olduğunu, kendisinin bana anlattıklarının boş olduğunu ve şimdi kalkıp etrafı böyle terörize edip tehdit etmesinin sıfır haber ve mülakat değeri olduğunu kendisine bu mesajla anlatmak istedim. Kırmadan. Kibarca „teşekkür ederim“ dese konu kapanacak.

Bu mesajları kullanarak kendisini CHP aleyhine konuşturmamızı isteyen bir gazeteciye “haddini bildirme moduna giren” kişi, kendisini övücü  yazı yazmamızı istemişti. Şimdi TBMM’de milletvekili adayı yapılmamışken ne kadar delikanlı bir insan olduğunu benim üzerime çıkıp zıplayarak yapacağını zanneden oldukça dengesiz kişiye ‚“sakin olun“ mesajlarım da yetmedi. Zeytinyağı gibi üste çıkmak isteyen ve nefsini rahatlatmak için çırpınan bu “eski aday adayı” ile bir çamura bastığımı anladım.

Hem partisini, yoldaşlarını daha sonra  hem liderini hem de yanındaki kişileri karalayan bu kişi CV’sini WhatsApp’den 12:39´da sildi. Ama ben, bu kendisini aday göstermeyenlere kendisinin nasıl bulunmaz bir kumaş olduğunu  anlatmamı hatta yayınlamadan kendisine yollamamı istediğini, benim yazacağım haberi için yolladığı hayat hikayesi olan CV’yi zaten işim gereği yedeklemiştim. İşimiz anlamak, bilgileri okumak, kontrol etmek ve kamuoyuna doğru bilgileri vermek. O yüzden işimiz herkes ile her zaman konuşmak, tartmak ve tarttıktan sonra yanılmak. Yaptığı tüm bu hareketler ve ifadeler aslında bende hiç muteber bir insan itibarı bırakmadı. Ama nefsi anlamak için sabır gerekli….

Bu kişinin  bu şarlatanca tavırlarının amacı ne? Neden böyle bir saldırganlık içinde?

Kamuoyunda siyasi ağırlığı sıfır olan bu insana, biz niye mülakat için baskı yapalım? Bir de kendisine „Siz ve verdiğiniz bilgilerin ve de seçim öncesi şahsi kompleks, hezeyanlarla şantaj yapmanız ve başkalarını belgesiz itibarsızlaştırmanızın ne kendinize ne de kamuoyuna bir yararı var“ diyen biziz… „Sakin olun, sinirlerinize hakim olun“ diyen biziz. „Kes“ diye kabalık yapan ve tüm uyarılarımıza rağmen bir sesli mesaj ile bize yapmadığımız bir işi yükleyerek adeta baskı uygulayan, „Tecavüzcü Çoşkun“ resmine sokmak isteyecek kadar görgüsüz olan kendisi… Herhalde kırdığı cevizleri anladığı için söyledikleri ve yolladığı kişilerin telefon numaraları ve hayat hikayesinin kendisine yol su elektrik olarak bumerang gibi döneceğini yani anlamış olmadı…Karşısındaki insanın bir savcı ruhu ile  bilgi, belge ve her türlü yazılı kağıt kürek aradığını ve sonunda kamuoyu adına 4. Kuvvet bir    Watchdog journalism yaptığını bir türlü anlamadı ve anladığım kadarıyla huy edindiği üzere parti için veya mahallesinde çamura yatarak karşısında görevini yapmak isteyen insanı çamura sokmaya çalıştı.

“Babamızın oğlu olsa bile.”

CHP’nin derhal bu tür dengesiz ve çok yakınlarındaki kişilerden kurtulması gerekiyor. Kılıçdaroğlu’nun deyişi ile, “Babamızın oğlu olsa bile.”

CHP milletvekili adaylığında ismini görmeyince saldırganlaşan bu kişi, acısını bizden çıkarmak istiyordu. Bu arada ne kadar partisine sadık, dürüst olduğunu ispatlamak için de bizi harcamaya hazırdı. Bizi istismara hazır tutumunu bizzat yaşamam, bu konudaki analizlerimin haklı olduğunu az veya çok gösterdi.

Yurt dışı milletvekilliği için kurulan hayaller ve yaşanan  cepheleşme, burada yaşayan insanlarımızın lehine sonuçlar doğurmuyor. Bu görüşümde kalıyorum..! Tersi ispatlanana kadar.

Denizde kum bizde analiz  ve gözlem bitmez.  Not edelim lütfen!

Günceleme 15.04.2023 Bahsedilen  kişi Avusturya’dan değildir.

https://www.yenivatan.at/tuerkiyede-yapilacak-secimlerin-avrupada-yasayan-tuerklere-i etkileri-niye-olumsuz-olacaktir/

 

 

Relevante Artikel

Back to top button
Fonds Soziales Wien
Cookie Consent mit Real Cookie Banner