„Muharrem orucu ve yası bu gece başladı. İbadetler Hak katında kabul ola… Selam olsun Kerbela şehitlerine! Selam olsun şehitlerin önderi, peygamber torunu Hz. İmam Hüseyin’e…“

İslam dünyası için dikkate değer aylardan birisi de Muharrem. Muharrem veya Aşure ayı, Peygamber’in torunu Hz. Hüseyin’in şehit edildiği ay olarak bir yas ve hüzün ayı olarak kaydediliyor. Hıdır Abdal Ocağı’na bağlı ocakzade bir aileye mensub Abant İzzet Baysal Üniversitesi, İ.İ.B.F., Siyasi Tarih Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ali Yaman, Muharrem ayının Türk İslam dünyasında neden önemli olduğu ve “Aşure Yası” ile ilgili Kırım Haber Ajansının sorularını cevapladı.  

Prof. Dr. Ali Yaman

Müslümanlar için Muharrem Ayı’nın önemi nedir?

Muharrem ayı Arabi ayların birincisi başka bir deyişle Hicri takvimin başlangıcı olup, 1 Muharrem de yılbaşı demektir. Yine İslam tarihinde savaşmanın haram kabul edildiği saygı duyulması gereken dört aydan birisidir. Bu ayda Pek çok peygamberle ilgili önemli olaylar yine bu ay gerçekleşmiş, Peygamber döneminden bu yana bu ayda oruç tutulmuştur. Ne hazindir ki savaşmanın yasaklandığı bu ayda, 10 Muharrem günü Peygamberimizin torunu İmam Hüseyin pek çok yakını ile birlikte Kerbela Çölü’nde, sözde Emevi Hükümdarı Yezid bin Muaviye’nin ordusu tarafından acımasızca katledilmiştir.

MUHARREM ORUCU NEDİR?
Muharrem Orucunun kendine göre özellikleri vardır. Matem orucudur. Alevi Bektaşiler Muharrem Orucunda sahura kalkmaz. 12 gün boyunca her akşam Hz. Hüseyin’in yaşadığı olaylar anlatılarak toplum bilgilendirilir. Onun yası tutulur. Bağlama eşliğinde mersiyeler söylenir. Hz. Hüseyin’in Yezit karşısındaki duruşu örnek alınır.

On Dört Masumu Pak kimlerdir?
Henüz çocuk yaşta iken zalimce katledilen ondört çocuğun adıdır. Ondört Masum Pak, arılığın, masumluğun, saflığın sembolüdürler. Ondört Masum Pak, Alevi toplumu için masumiyetin temsilcileri olmaları ile günlük yaşam içinde dahi anılırlar. Ondört Masum Pak, Ehlibeyt ve Oniki İmamlar’ın evlatlarıdırlar.
Ondört Masum-ı Pakların isimleri ve şehadetleri:
1-   Muhammed Ekber: Hz. Ali’nin oğludur. Henüz 40 günlük iken Hz. Ali’yi Ebubekir’e biat ettirmek için evine baskın düzenleyen Ömer’in adamı olan Tahir tarafından kapı Hz. Fatma’nın üzerine devrilir. Bu esnada Fatma Ana’nın kucağında bulunan Ekber kapı altında ezilerek şehit olur.
2-  Abdullah: Hz. Hasan’ın oğludur. Yedi yaşında iken Muaviye’nin adamlarından Talha bin Amir tarafından şehit edilir.
3-  Abdullah: Hz. Hüseyin’in oğludur. İki yaşında iken Kerbela’da Erzak Dımışki tarafından şehit edilir.
4-  Kasım: Hz. Hüseyin’in oğludur. Üç yaşında iken Kerbela’da Hezime Kahl tarafından şehit edilir.
5-  Ali Asgar: Kerbela kıyımında bir yaşındaydı. Babası Hz. Hüseyin tarafından su verilmesi için Yezid’in askerlerine gösterilir. Bu esnada İbni Sadi’nin emriyle Harmele adında bir okçu tarafından şehit edilir.
6-   Kasım: Zeynel Abidin’in oğludur. Üç yaşında iken Bekir İbni Ur tarafından şehit edilmiştir.
7-   Ali Eftan: Beşinci İmam Muhammed Bakır’ın oğludur. Altı yaşında şehit edilir.
8-  Abdullah: Altıncı imam Cafer Sadık’ın oğludur. Üç yaşında İbni Mercan tarafından şehit edilir.
9-  Yahya Hadi: Altıncı imam Cafer Sadık’ın oğludur. Üç yaşındayken Abbasi hükümdarının huzurunda şehit edilir.
10-  Salih: Yedinci imam Musa Kazım’ın oğludur. Dört yaşında iken şehit edilir.
11-   Tayyip: Yedinci imam Musa Kazım’ın oğludur. Yedi yaşında iken şehit edilir.
12-  Cafer Tahir: Dokuzuncu imam Muhammed Taki’nin oğludur. Dört yaşında iken şehit edilir.
13-  Cafer: Onuncu imam Ali Naki’nin oğludur. Bir yaşında iken şehit edilir.
14-   Kasım: Onbirinci imam Hasan Askeri’nin oğludur. Bir yaşında iken şehid edilir.
Ondört Masum-i Pak deyimi Hz. Muhammed, Hz. Fatma ve On İki İmamlar içinde kullanılıyor….

 

Hz. Hüseyin’in yanında Kerbela’da Türklerin de olduğu yönünde bilgiler var, sizin bu konudaki görüşünüz nedir?

Hz. Hüseyin zamanında Türklerin olduğu konusunda bilgim yok. Ancak Emevi Hükümdarı Yezid’in, İmam Hüseyin’i şehid ettirmesi sonrasında, sarsılan Emevi hanedanını yıkılmasını sağlayan Ebu Müslim Horasani adlı komutan Türk asıllıdır.

Türklerde Ehlibeyt sevgisi nasıl başladı? Tüm Türk Dünyasında bu sevgiyi aynı yoğunlukta gözlemleyebiliyor musunuz?

Türklerde ehl-i beyt sevgisi Peygamberimizin soyunun devam ettiği kızı Hz. Fatıma ile İmam Ali soyuna muhabbet ile başladı. Hz. Muhammed’in torunları İmam Hasan ile İmam Hüseyin’i nasıl sevdiğine dair pek çok güvenilir hadisleri mevcuttu. İmam Hasan’ın zehirlenerek, İmam Hüseyin’in de Kerbela’da oklanarak zalimce şehid edilmeleri ve soylarından gelen oniki imamların da siyasi nedenlerle öldürülmeleri Türklerin yüzyıllardır mazlum Peygamber soyuna sevgi duymasına neden oldu. Özellikle de İmam Hüseyin’in şehadeti ile sonuçlanan Kerbela hadisesinin yüzyıllardır yasını tutan Türkler ehl-i beyt sevgisini hep gönüllerinde ve göz yaşlarında yaşattılar.  İslam dünyasında Şii-Sünni ayrılığı şeklindeki mezhep ayrılıklarının yarattığı farklı görüşler olmasaydı, ehl-i beyt sevgisi ortak bir değer olarak daha da güçlü bir şekilde yaşatılabilirdi.

Türkiye’de ve diğer Türk bölgelerinde Muharrem ayı nasıl karşılanıyor?

Muharrem’de mezhebe, meşrebe göre değişebilen çeşitli uygulamalar var. Kimileri İmam Hüseyin’in yasını çekmek üzere dini ayinler ve etkinlikler düzenlerlerken, kimileri de 12 gün oruç tutuyorlar. Muharrem ayında 3 gün oruç tutanlara da rastlanıyor.

Aşure Yası Anadolu’da, İran Türklüğünde ve diğer Türk bölgelerinde farklı mı yaşatılıyor?

Anadolu’da Aleviler İmam Hüseyin ve Oniki İmamlar anısına 12 gün matem orucu tutarak, oruç bittikten sonra aşure lokması pişirip dağıtırlarken, İran’da Caferiler İmam Hüseyin’in yasını tutuyorlar. Aşure pişirme geleneği Sünni Türkler arasında da yaygındır. Aleviler aşureyi İmam Zeynel Abidin’in Kerbela Hadisesinden sağ kurtulması ve Peygamberin soyunun devam etmesinin sevinci için pişirerek dağıtırlar.

Müslüman Türklerde oldukça önemli bir etkisi olan Piri Türkistan Ahmet Yesevi Ocağında Muharrem Ayı ve Aşure Yası nasıl bir öneme sahip olmuştur?

Ahmet Yesevi’nin izbasarları Muharrem ayının kutsallığını ve İmam Hüseyin’in Hicri tarihle 10 Muharrem 61’de (Miladi 10 Ekim 680) Kerbela’daki şehadetini hep yaşatmışlar, acıyla anmışlardır. Türkler arasında Peygamber soyu Ehl-i beyte hürmet yüzyıllardır hep yaşatıla gelmiştir.

Günümüz insanı ve Türk toplumu için Muharrem ayının ve Aşure Yasının nasıl bir önemi olabilir, milli veya evrensel bir mesaja dönüşebilir mi?

Türk ve İslam dünyasını yüzyıllardır zayıflatan ve yabancı güçlerin bir oyun alanı haline getiren mezhep ayrılıklarına karşı herkesin azami dikkat göstermesi gerekiyor. Herkes kendi mezhebi ve meşrebince  inandığınca yaşamalı ancak Ehl-i beyt sevgisi ve muharrem matem gibi ortak değerleri etrafında birleşmelidir. Ayrıca haksızlık karşısında adaletin, zulüm karşısında mazlumluğun simgesi olan Kerbela Şehidi İmam Hüseyin’in kendi hayatını ortaya koyan bu duruşu da en üzücü ve en dikkat çekici evrensel bir mesaj değil midir? Bu mübarek ayda Kerbela Şehidi İmam Hüseyin Efendimizin ve bütün Türk dünyası mazlumlarının ruhları şad olsun.   ( Aybala Polat / QHA ANKARA)