Indoavrupa dillerinin kökeni Türk kavimlerinin geldiği Orta Asya bozkırları!

Güney ve Orta Asya’nın tarihi yeniden yazılıyor. Avrupa’da yapılan aDNA araştırmaları, tarımın bölgeye, Anadolu’dan köken alan insanların akınıyla birlikte geldiğini gösteriyor.

The Bronze Age spread of Yamnaya Steppe pastoralist ancestry into two subcontinents—Europe and South Asia. Pie charts reflect the proportion of Yamnaya ancestry, and dates reflect the earliest available ancient DNA with Yamnaya ancestry in each region. Ancient DNA has not yet been found for the ANI and ASI, so for these the range is inferred statistically.

BİROL KILIÇ

VİYANA. Bugüne kadar Avrupa’da konuşulan Almanca, Ingilizce, İspanyolca, İsveçce, İtalyanca, Fransızca ve diğer İndoavrupa dillerinin kaynağını başta Kazakistan ve çevresi olmak üzere Orta ve Güney Asya olduğu bugüne kadar yapılan en büyük insan DNA araştırması ile  ünlü SCIENCE Bilim dergisinde 5. Eylül. 2019 tarihinde „The formation of human populations in South and Central Asia“ (I) başlığı  yayınlanması en başta bilim dünyasında heyecan yaratarak, „Tarih yeniden mi yazılması gerekiyor?“ sorusunu gündeme getirdi.

İndoavrupa dilleri olan Hintçe/Urdu, Bengalce, Pencapça, Farsça, Rusça, İngilizce, Almanca, İspanyolca, Galce ve 400 diğer dil birlikte, dünyanın en büyük dil ailesini oluşturuyor. İşte Viyana Üniversitesi Evrimsel Antropoloji Bölümü’nden Ron Pinhasi’nin başını çektiği ekibin odağında özellikle tarımın ve Indogermen dillerin kökeni nedir sorusunun cevabı araştırılmış.

Türk ve Macar kavimlerinin Orta Asya’dan göç ettiği biliniyor.

Hatırladığım kadarı ile  İsveç tarihinin kurucuları arasında yer alan  Prof. Sven Lagerbring, yaklaşık 250 yıl önce 1764 yılında yazdığı  58 sayfalık kitapta(II), Türkçe ile İsveççe arasındaki ortaklıklardan, mitolojik benzerliklerden hareket ederek, İsveçlilerin atalarının Türkler olduğunu söylüyor. İsveç masallarında da tanrı Odin’in “Türkland”dan geldiği ve  İsveçlilerin Türk kökenli olduğunu ve İsveççe’de yer alan Türkçe kelimelerin bunu ortaya koyduğunu söylemesini bilimsel şüpheli bir gözle bakarak bir yere not alalım. Prof. Sven Lagerbring kitabında 1764 yılında şunları yazıyor :“Bizim atalarımız Oden’in yoldaşları Türklerdir. Bu konuda elimizde yeterli belge var. Onları Traklar ya da Getler olarak göstermek isteyenler var. Eleştirme gereği duymuyorum. Benim vardığım sonuçlar değişmiyor. Çünkü bunlar da aslında Türklerle bir serüveni olan halklardır. Liderlerimiz rahatlıkla, atalarımızı Türkler ve Göçerler olarak gösteriyorlar.”

ORTA ASYA

 

Yıl 2019 tarih 5. Ağustos

Bu araştırma 5. Ağustos 2019’da yayınlanır yayınlanmaz konu Orta Asya olduğu için derhal  Viyana Üniversitesi Öğretim Üyesi sayın Ron Pinhasi’yi telefon ile aradım. Ron Pinhasi ile Viyana’da İngilizce dilinde yürüttüğümüz dotça konuşmamızda kendisinin İrlanda asıllı olduğunu ögrendim.  İrlanda ile yüzyıllar önce iyi ilişkilerimizi kısa konuştuk.  Sayın Pinhasi’ye şaka ile karışık, “ Bu güne kadar bize anlatılan tarih yanlış mı oluyor ?  Avrupa dilleri, milleti ve göçleri vs. gerçekten Türk Kavimlerinin ana vatanı olan  Orta Asyadan mı çıkmış. Haritayı incelediğimizde bile atları, inekleri, koyunları bu insanlar Orta Asya ve Güney Asya’dan daha çok Türk yurtlarından akın akın Avrupa’ya gelmişler. Ne güzel.“ dedim.  Aslında bu haritaki göç resminin filmini ben ben geçen Ağustos ayında gözlemci olarak katıldığım Macaristan’ın Bugac Ovası’nda Auğustos 2019’da düzenlenen iki günlük Macar Turan Vakfı’nın „Atalar Kurultayı“ adlı iki günlük organizasyonu çerçevesinde önümden geçen Macar Kavimlerin’nin Avrupa’ya gelişi adlı açılış gösterisinde görmüştüm.

Macar Kavimleri çobanları, atları, inekleri, savaşçıları ve tarım aygıtları ile sanki bir film sahnesinde ki gibi orijinal elbiseleri ile önümde geçiyorlardı. Aslında Avrupa’ya Türk kavimlerinin  Orta Asya bundan 5.000 ile 6.000 yıl önce geldiklerini okuyorduk. Bu bilimsel araştırma kesinlikle Türk kelimesi geçmiyor o yüzden üzerine atlama gerekiyor ama Orta Asya Avrupa ilişkisi dikkate değer.

Bozkır -Stepp nerelere denir ? 

Bozkır, yıl boyu yaşanan su sıkıntısı yüzünden sadece otlarla kaplı alanları ifade ediyor. Bozkır terimi Rusça “step” kelimesinden köken alıyor ve “ekilmemiş toprak” anlamına geliyor. Avrasya Bozkırı, dünyanın birbirine bağlı bozkır bölgelerinden oluşan en büyük alanını oluşturuyor. Bu bozkır Macaristan’dan, Romanya’ya, orada Ukrayna, Rusya, Kazakistan, Moğolistan ve Çin’e kadar uzanan 6000 kilometreden fazla mesafe kat ediyor.

Dünyanın başka yerlerinde de bozkırlar görülüyor, ancak buralarda kısmen kültürel nedenlerle başka isimler kullanılıyor.

SCIENE dergisinde yeni olan 524 tarih öncesi bireyin DNA Genomları analiz etmelerinin sonuçları

Science dergisinde yeni olan genetikçi, arkeolog ve antropologlardan oluşan uluslararası bir ekip, Orta ve Güney Asya’dan daha önce hiç incelenmemiş 524 tarih öncesi bireyin DNA Genomlarını analiz ettiler. Peki Genom ne demektir ? Genom bir canlıdaki tüm talimatları içeren genetik kodu ifade eder. Her bir genom, bir organizmanın büyüyüp gelişmesi için gerekli olan tüm bilgiyi barındırır. Vücudumuz trilyonlarca  hücreden oluşur. Tıpkı bir yemek tarifi kitabı gibi, her hücre bizi oluşturan talimatları barındırır. Bu talimatlar genom olarak adlandırılır ve  DNA molekülünden oluşur. Tanımdan da anlaşılacağı gibi genom bir canlının bütün genetik bilgisiyken,(III)

Kimler geldi kimler geçti

Bilim insanları bu genomları birbirleri ve daha önce incelenenlerle karşılaştırıldılar ve arkeolojik, dilsel ve tarihi kayıtlarla birlikte ele aldılar. Böylece mezolitik çağ (yaklaşık 12.000 yıl önce) ile demir çağı (yaklaşık 2000 yıl öncesine kadar) bu dev bölgede kimlerin yaşadığı ve bunun, bugün orada yaşamakta olan insanlar açısından ne anlama geldiği hakkında önemli ayrıntılar elde edilebildi.

Harvard Üniversitesi Tıp Fakültesi öğretim görevlisi David Reich ne dedi ?

“Bu numuneler ile popülasyonlar arasındaki ince etkileşimi ve popülasyonların içindeki sapmaları tanıyabiliyoruz” diyen Harvard Üniversitesi Tıp Fakültesi öğretim görevlisi David Reich, “Bu çalışma, büyük çaplı eski DNA araştırmalarının gücünü vurguluyor ve geçmişe bakışımızı değiştiriyor”  demesi yabana atılacak açıklamalar değil.

Bilimsel çalışma, Avrasya’da nüfus hareketleri ile bağlantılı olarak ortaya çıkan, iki kökten kültürel değişikliği ele alıyor. Bunlar avcı ve toplayıcı kültürden tarıma geçiş ve bugün Britanya adalarından Güney Asya’ya kadar konuşulan Indoavrupa dillerinin yayılması.

Genetik ve dilbilimleri nasıl ilişkilendiriyor ? 

Genetik ve dilbilimleri nasıl ilişkilendiriyor sorusuna, “Bu çalışmada asıl heyecan verici nokta, genetiği nasıl arkeoloji ve dilbilimleriyle ilişkilendirdiği”diyen Viyana Üniversitesi Evrimsel Antropoloji Bölümü’nden Ron Pinhasi sözlerine şöyle devam etti : “Değişik bilim dallarının veri, metot ve bakış açılarını bir araya getirdik. Bu bütüncül yaklaşım sayesinde geçmiş hakkında bu kadar çok bilgi kazanabildik” Ayrıca yeni numune alma metotları, Viyana Üniversitesi Evrimsel Antropoloji Bölümü’nden Maria Teschler-Nicola’nın çok büyük önem verdiği gibi, iskeletlere asgari zarar vererek, inceleme materyalinin genellikle yetersiz olduğu bölgelerden yeterli genetik materyal elde edilmesini sağlıyor. Ayrıca yeni numune alma metotları, Viyana Üniversitesi Evrimsel Antropoloji Bölümü’nden Maria Teschler-Nicola’nın çok büyük önem verdiği gibi, iskeletlere asgari zarar vererek, inceleme materyalinin genellikle yetersiz olduğu bölgelerden yeterli genetik materyal elde edilmesini sağlıyor.“

 

Bozkır Hipotezi”ne karşı “Anadolu Hipotezi”

İndoavrupa dilleri olan Hintçe/Urdu, Bengalce, Pencapça, Farsça, Rusça, İngilizce, İspanyolca, Galce ve 400 diğer dil birlikte, dünyanın en büyük dil ailesininin kökenleri nedir diye sormuştuk?

Uzmanlar uzun yıllardır, İndoavrupa dillerinin dünyanın birbirinden çok uzak yerlerine nasıl yayılabildiğini tartışmaktalar.

Avrasya Bozkırı’ndan gelen çobanlarla mı (Bozkır Hipotezi)?

Yoksa Anadolu’dan (bugünkü Türkiye) gerek batı, gerekse de doğu yönünde göç eden çiftçilerle mi (Anadolu Hipotezi)?

Science dergisinde yer alan araştırma bugün, en azından Güney Asya konusunda ikna edici yeni bilgiler ortaya koyuyor.

Harvard Üniversitesi Tıp Fakültesi öğretim görevlisi David Reich Science dergisin de bu konuya  şöyle açıklık getiriyor:  “Tarım ve İndoavrupa dillerinin Güney Asya’ya yayılmasında Anadolu’dan köken alan ve İran üzerinden gerçekleşen nüfus hareketlerinin sorumlu olduğu hipotezinin kalbi olan, Anadolu’dan köken alan çiftçilerin Güney Asya’ya göçmüş olma olasılığını saf dışı bırakabiliriz. Bu, Anadolu hipotezi için şah mat demek. Bundan sonra gerçerli değildir“

 

SCIENCE dergisinde altı çizilen noktalardan bazıları şunlar :

-Yapılan aDNA analizleri gösteriyor ki Avrupa’nın kökeni bozkır çobanları.

-İndoavrupa dillerinin bozkır kökeni konusunda yeni bir kanıt zinciri, İndo-İran ve Balto-Slavik şubelerin genetik motiflerinin ikna edici bir şekilde birbirine bağlanabilmesi.

-aDNA analizi, her iki dil şubesinin, 5000 yıl önce batıya, Avrupa’ya doğru hareket eden ve takip eden 1500 yılda tekrar doğu yönünde Orta ve Güney Asya’ya yayılan tek bir bozkır çobanları alt grubundan köken aldığını gösteriyor. Bu, tarih öncesi insanların nüfus hareketleri ve bugün büyük coğrafik mesafelerle birbirinden ayrılan, İndoavrupa dillerinin bu iki şubesinin normalde esrarengiz olan ortak yönleri açısından basit bir açıklama sunuyor.

Avrupa tarımın kökenleri Anadolu´dan

-Bilimsel çalışma ayrıca, iktisadi sistemde meydana gelen dönüşümün daha çok nüfus hareketlerinden mi, yoksa fikirlerin kopyalanması veya yerel icatlardan mı kaynaklandığı konusunda da bilgi veriyor. Avrupa’daki aDNA araştırmaları, tarımın Anadolu’dan köken alan insanların akınıyla birlikte geldiğini ortaya koydu.

-Yeni araştırma, İran ve Orta Asya’da benzer bir dinamizm ortaya koymakta. Anadolu kökenli insanlarla tarımın bölgeye gelişi aynı döneme rastlıyor. Dolayısıyla tarımın bu bölgelerde yayılması insan göçleri tarafından da tahrik edilmiş.

-Dolayısıyla tarımın yayılması sadece Anadolu’dan Avrupa’ya batı yönünde değil, Anadolu’dan Asya’ya, doğu yönünde de vuku buluyor, bir nevi bronz çağı ipek yolu teşkil ediyordu.

Güney Asya’da Durum Çok Farklı

Science dergisinde verilen bilglilere göre araştırmacılar burada, tarımın batıya yayılmasının emaresi olan Anadolu kökenine dair bir ize rastlamadılar. Bu, Güney Asya’daki tarımın insan göçlerine bağlı olmadığını, en azından Batı’nın erken dönem çiftçi kültürlerine mensup insanlara dayanmadığı anlamına geliyor. Bunun yerine lokal toplumlar bu iktisadi sisteme geçtiler. Harvard Üniversitesi Tıp Fakültesi öğretim görevlisi David Reich bu konuda yapılan açıklamarda şunu ifade etti :  “İndoavrupalı Dillerini 4000 yıl önce  Orta Asya bölgesinden yanlarında getiren bozkır çobanlarının varışından önce, Güney Asya’ya doğru büyük nüfus hareketlerine dair herhangi bir bulguya rastlamıyoruz”

Kaynak: “Science”

The formation of human populations in South and Central Asia
Narasimhan et al., Science 365, eaat7487 (2019)

(I) The formation of human populations in South and Central Asia

https://science.sciencemag.org/content/365/6457/eaat7487

(II) Yoksa… Vikingler ve Odin Türk müydü?

https://www.yenivatan.at/yoksa-vikingler-ve-odin-tuerk-mueydue/

(III) Genom nedir ?

http://www.genetikdunyasi.com/genom-nedir/

http://webders.net/542/genom-nedir.html

Relevante Artikel

Back to top button
Fonds Soziales Wien
Cookie Consent mit Real Cookie Banner