Anna Davası: TKG, Savcılığın Bozma Başvurusunu Memnuniyetle Karşılıyor

Toplumun En Zayıflarının Onuru İçin İtiraz – Viyana-Favoriten’de 12 Yaşındaki Bir Kız Çocuğunun Davası

VİYANA- Avusturya Türk Kültür Cemiyeti (TKG), bugün APA-OTS üzerinden yaptığı basın açıklamasında, 12 yaşındaki yerli bir Avusturyalı kız çocuğuna 10. Viyana’da—başta otel ve apartman kartlarının karanlık köşelerinde ve sokaklarda—18 genç erkek tarafından gerçekleştirilen cinsel saldırılarla ilgili olarak savcılık tarafından yapılan bozma başvurusunu memnuniyetle karşıladığını kamuoyuna bildirdi.

Saldırganların çoğu Suriye asıllı sığınmacılardan oluşmakta olup, aralarında Bulgar, İtalyan, Sırp ve Türkiye kökenli gençler de bulunmaktadır. Bu gençlerin yerel Viyana mahkemesi tarafından suçsuz bulunmasının ardından, savcılığın bir üst mahkemeye yaptığı itirazın TKG açısından yalnızca hukuki bir adım değil, aynı zamanda toplumun henüz bir çocuğun onurundan ve ruhundan tamamen vazgeçmediğinin bir göstergesi olduğu ifade edildi.

Avusturya Türk Kültür Cemiyeti’nin 30.09.2025 tarihli bu basın açıklamasının  bire bir Türkçe çevirisi Yeni Vatan Gazetesi tarafından aşağıda dikkatlere sunulmuştur.

Anna Davası: TKG, Savcılığın Bozma Başvurusunu Memnuniyetle Karşılıyor

Toplumun En Zayıflarının Onuru İçin İtiraz – Viyana-Favoriten’de 12 Yaşındaki Bir Kız Çocuğunun Davası

İnsanın Onuru Dokunulmazdır – Bir Çocuğunki de Öyle

İnsanın onuru – 12 yaşındaki bir kız çocuğunun onuru – asla göreceli hale getirilemez. Avusturya Federal Anayasası bu ilkeyi açık bir ana maddeyle belirtmese de, kişisel özgürlüğün korunmasına dair düzenlemelerle tüm devlet erkini saygı ve koruma yükümlülüğü altına sokar. Temel düşünce açıktır: İnsanın onuru dokunulmazdır.

Hukuk Devleti İçin Bir Dönüm Noktası

TKG olarak, Yüksek Mahkeme tarafından verilen kararın dikkatli ve vicdani bir şekilde yeniden incelenmesini talep ediyoruz. Çünkü bu dava, toplumumuzun hem ahlaki hem hukuki yapısının sınandığı bir dönüm noktasıdır. Eğer en zayıf olan bile korunamıyorsa, bir çocuk şefkatle değil şüpheyle karşılanıyorsa, failler mağdur, mağdurlar ise fail olarak gösteriliyorsa, burada yalnızca hukuk değil, birlikte yaşama ve hukuk devletine olan güven de sarsılmış demektir.

Fail-Mağdur Tersine Çevrilmesi Toplumsal Bir Utançtır

12 yaşındaki bir kız çocuğunun “cinsel istekli fail” olarak sunulması, toplumumuz adına bir utançtır. Bu, her demokratik düzenin dayandığı etik temelin ihlalidir. Bu, insan onurunun dokunulmazlığı fikrinin alaya alınmasıdır.

Sorun Köken Değil – Empati Eksikliğidir

Sanıkların çoğu Suriye kökenli olup, aralarında Sırbistan, Türkiye, İtalya ve Bulgaristan kökenli gençler de bulunmaktadır. Ancak burada öfkenin odağında köken değil, bir çocuğu çocuk olarak görememe sorunu vardır. Bu, sorumluluğun tersine çevrilmesidir: Kız çocuğu ve annesi fail gibi gösterilirken, toplum sessiz kalmakta ya da durumu hafife almaktadır.

Alay Etme İki Katlı Bir Mesajdır

Birden fazla genç fail hiçbir pişmanlık göstermemektedir. Hukuk devletinin alanını ve mahkeme salonunu bir gösteri sahnesi gibi kullanmakta, Anna ve annesini alenen aşağılamaktadırlar. Bu saygısızlık biçimi asla tolere edilmemelidir. Çünkü bu davranış iki yönlü, yanlış bir mesaj vermektedir: Onura ve şefkate ihtiyaç duyan tüm topluma ve saygılı bir birlikte yaşam ve başarılı bir entegrasyon için çaba gösteren göçmenlere. Bir hukuk devleti, alaycılık ve aşağılamanın sahnesi haline gelmemelidir. Adalet yalnızca tebliğ edilmemeli, aynı zamanda onurlu bir şekilde uygulanmalıdır.

Yerel Düzeyde Siyasi Başarısızlık

TKG, 4 Mart 2024 tarihinden bu yana süren yargı süreci nedeniyle kamuoyuna açıklama yapmamıştır. Ancak artık sessizlik bir seçenek değildir. Özellikle Viyana’nın Favoriten semtinde yaşayan Türkler bu gelişmeyi derin bir rahatsızlıkla karşılamaktadır. Favoriten, 250.000’i aşkın nüfusuyla Avusturya’nın en büyük ilçesidir. Bu insanlar, seslerinin duyulması ve endişelerinin ciddiye alınması için yerel yöneticileri seçmiştir. Ancak birçok kişi, güvenlik endişelerinin görmezden gelindiğini bildirmektedir.

Eleştiri Duyulmuyor – Susturuluyor

Göçmen kökenli bazı siyasi aktörler, kamuoyunda görünürlük kazanmış olmalarına rağmen, sorunları dile getirenlerin yanında durmamışlardır. Aksine, eleştirel sesler dışlanmış, itibarsızlaştırılmış ve sistematik biçimde marjinalleştirilmiştir. Sorunlar çözülmemiş, üzeri örtülmüştür. Siyasi temsil mekanizmasına olan güven ciddi biçimde sarsılmıştır.

Favoriten: Olağanüstü Hal Altında Bir İlçe

Favoriten’de ciddi bir güvenlik sorunu vardır. Özellikle Türkiye kökenli, 60 yılı aşkın süredir burada yaşayan yerleşik göçmenler kendilerini artık güvende hissetmemektedir. Ruhsal ve fiziksel şiddete maruz kalmakta, stres ve korku içinde yaşamaktadırlar. Ancak bu nedenle değil, 12 yaşındaki kız çocuğu ve annesiyle empati kurdukları için üzülmektedirler. Çünkü biliyorlar: O kız, kendi kızları olabilirdi. Birçoğunun aynı yaşta kız çocukları var. Bu insanlar yalnızca bir mahkeme kararını değil, adalet duygularını tehdit eden bir durumu görüyorlar. Kızları, kız kardeşleri ve torunları için duydukları korku, derin bir utanç ve üzüntüye dönüşüyor.

Kalıcı Bir İtiraz

TKG, olaydan 18 ay sonra, 4 Mart 2024 tarihinde “Toplumun En Zayıflarının Onuru İçin İtiraz” başlıklı bir APA-OTS yayımlamıştır. Bugün bu itirazı yeniden dile getiriyoruz.

Çocukların Hakları Vardır – Ve Korunma Hakkı da

Nasıl ki insan onuru anayasal düzenimizin temelini oluşturuyorsa, aynı şekilde toplumsal birlikte yaşamanın da temelidir. Temel Haklar Şartı’nın 1. maddesi şöyle der: “Çocukların da hakları vardır ve devletin özel korumasından yararlanırlar.” Bu koruma, boş bir söyleme dönüşmemelidir.

Anna Bizim Kızımızdır

12 yaşındaki kız çocuğu sizin kızınız olabilirdi. Sizi tanımıyoruz. Ama sizinle, ailenizle ve yakınlarınızla birlikte hissediyoruz. Anna bizim kızımızdır. Biz kızımız için dava açıyoruz. Ve adalet talep ediyoruz. Hukuk devletinin temsilcilerinden – savcılardan, hâkimlerden ve yasa koyuculardan başlayarak – failler için en ağır cezayı talep ediyoruz. Çünkü en zayıfları koruyamayanlar, özgürlükçü ve demokratik bir hukuk düzenine sahip olma hakkını da kaybetmiş demektir.

Kaynak

30.09.2025

Fall Anna: TKG begrüßt Nichtigkeitsbeschwerde der Staatsanwaltschaft

Einspruch für die Würde der Schwächsten in der Gesellschaft – Der Fall eines zwölfjährigen Mädchens in Wien-Favoriten

https://www.ots.at/presseaussendung/OTS_20250930_OTS0132/fall-anna-tkg-begruesst-nichtigkeitsbeschwerde-der-staatsanwaltschaft

Relevante Artikel

Back to top button