“Ey başkalarının acısıyla kaygılanmayan kişi,  sana insan demek yakışmaz”

Birol Kılıç, Viyana´dan gözlemler, 16.04.2024

Viyana’nın ünlü merkez kilisesi sayılan Aziz Stephan Katedrali („Stephansdom“) önünde bu yaşlı ve sempatik sakallı yaşlı insanı görünce yanına gittim. Ellerini iki tarafa açmış ve arkası önü aslanlarla dolu ipeğimsi yeşil, beyaz ve kırmızı renkli bezler ve kafasında bir taç ile bilge bir kral gibi duran insan ne mesaj vermek istiyor diye merak ettim.

 Bir İtalyan çift yaklaşıyor ve onunla resim çektiriyor. Ne yazdıklarını okumuyorlar.

Okuyanlar çıkıyor…Üzerinde taşıdığı renkli bezlere bürünmüş şeklin metinlerine bakıldığında beyaz üzerine altın harflerle toplam on dilde ortak bir mesaj verildiğini fark ettim.

Almanca sordum güler yüzlü insana:  “Ey dertli „Kral“. Bu kilisenin altında insanlığa vermek istediğin mesaj nedir? Siz kimsiniz? Nereden geliyor ve nereye gidiyorsunuz?“

Bilge insan bana isminin Mohsen olduğunu, İran’dan geldiğini ve elli yıldır Viyana’da yaşadığını ifade ettikten sonra, “ Derdim çok ama gel sana derdimi en iyi anlatan Sadi’nin satırlarıyla cevap vereyim. Bak burada Türkçe de var, cevap vermeme müsaade et.“ dedi.

 

Ön tarafının sol  altında yer alan Türkçe satırları  sesli bir şekilde okuyorum:

„Ademoğulları aynı vücudun uzuvlarıdırlar.
Zira aynı cevherden yaratılmışlardır.
Felek bir uzva elem getirirse şayet,
öbürlerinin huzuru kalmaz.
Ey başkalarının acısıyla kaygılanmayan kişi,
sana insan demek yakışmaz”

Bilge ve yaşlı “Kralın” önünde saygılarımı iletmek için başımı eğdikten ve  kısa ve hoş bir sohbetten sonra onu selamlayarak yanından ayrılıp yakında olan randevuma giderken Fars edebiyatının en büyük şairlerinden Said’i Şirazi’nin ( 1213 – 1292) sözlerini düşünüyorum…

Relevante Artikel

Back to top button
Fonds Soziales Wien
Cookie Consent mit Real Cookie Banner