Cumhurbaşkanı Van der Bellen’den Avusturya Türk toplumuna yönelik sıcak kucaklayıcı mesajlar

Avusturya Cumhurbaşkanı Alexander Van der Bellen'in Cumhurbaşkanlığı sarayında kabul ettiği Viyana'da görev yapan uluslararası önemli medya ve ajans temsilcileri önünde Avusturya'da yaşayan Türk toplumuna bir soru üzerine altı dakika süre ayırarak verdiği sıcak ve kucaklayıcı mesajlar dikkat çekti.

Birol Kılıç, Haber Analiz Gözlem, 15.11.2023

Geçtiğimiz gün Viyana merkezli Avusturya’da akredite olmuş uluslararası yabancı ajans, medya ve basın temsilcilerini öğle vakti kabul eden Avusturya Cumhurbaşkanı Alexander Van der Bellen,  Yeni Vatan Gazetesi ve  Türkisch Allgemeine gazetelerinin temsilcisi olarak kendisine sorduğumuz sorulara, Avusturya Türk Toplumu ve Türkiye’ye yönelik  kucaklayayıcı ve  yapıcı mesajları dünya medyası önünde cevaplar vermesi dikkat çekti.

Elliye yakın Uluslararası ajans ve medya temsilcilerinin de izlediği önemli toplantıda birçok soruya cevap veren Cumhurbaşkanı Van der Bellen, „Yakın doğuda yaşanan üzücü olaylar karşısında Avusturya’da yaşanan, bu sorunlar mülteciler tarafından Avusturya’ya taşındı şeklinde yapılan tartışmalara istinaden, özellikle ülkede nüfusları 800 binden fazla Müslüman veya 400 bine yaklaşan Türkiye göçmenlerine mesajlarınız var mı?” sorusunu yönelttik.

Birol Kılıç ve Cumhurbaşkanı Alexander Van der Bellen

Cumhurbaşkanı Türkler ve Türkiye ile ilgili olumlu sözlerden oluşan oldukça yapıcı cevabını verdikten sonra kendi analizimizi de altında vereceğim.

Cumhurbaşkanı Van der Bellen soruma verdiği cevap şöyle:

“ Türkler ile anım özellikle Üniversite Öğretim Üyeliğim sırasında Amerika ve diğer ülkelerde, çok ileri düzeyde bilim insanlarıyla tanışmamla olmuştur ve olumludur. Türkler sadece bizim Avusturya’da gördüğümüz gastronomi ve gıda alanlarında çalışan ve işletmeci olan insanlar değil. Birçok alanda çok başarılı insanlar var. Avusturya’da siyaset, kültür, yayıncılık ve ekonomi alanında Türkler vazgeçilmez ve ülkeye yararları çoktur. Ben Tirol’de büyüdüm ve orada çok zor şiveler vardır. Düşünün orada doğmuş bir küçük Türk kızını. Onun hem yukarı Tirol’de ve aşağı Tirol’de acayip şiveli ve yüksek Almanca olmayan dili öğrenecek ki uyumlu olsun. Eğer bunları konuşamazsa Tirol’de aksanı yüzünden hemen anlaşılır. Okulda yüksek Almanca öğrenecek ve evde Türkçe. Bu hiç kolay değil. Bu insanlara destek olmalıyız. Bunu iyi biliyorum. Ayrıca Viyana’nın büyük haline gidin. Orada çok başarılı Türkler var. Viyana’da gıda alanında çok büyük şirketler var. Teknoloji alanında çok başarılı Türkler var. Bizim kalifiye olmuş insanlara ihtiyacımız var. Viyana Belediyesi’nin önemli memurlara, Avusturya İçişleri Bakanlığı’nın polise ihtiyacı var. Yerli vatandaşlar arasından karşılanamıyor. Göçmenlerin iyi entegre olmuş, Avusturya’nın kanun ve nizamlarına uygun yaşayan göçmenleri desteklemeliyiz. Bizim Cumhurbaşkanlığı’nda şoför olarak çalışan Filipinler’den gelen bir Avusturya vatandaşı, gidip İçişleri Bakanlığı’nda polis sınavlarına girdi ve kazandı ve şimdi polis olmak için eğitim alıyor. Bunları, Amerika’da görüştüğüm Türk siyasilere veya Avusturya’da ki diplomatlara anlatıyorum. Türklerle ilgili olumlu izlenimlerimi de anlattım.  Türkiye önemli bir ülke. Ukrayna Rus savaşında önemli adımlar attı. Bu nedenlerden, bizlerin Avusturya’da iç huzur ve birlikte yaşamak için dilimize dikkat etmemiz gerekiyor. Türkiye’den Avusturya’ya insan haklarının iyi olması nedeni gelen Türk vatandaşları beni sevindiriyor. İnsan hakları çok önemli. Ama Avusturya’da kanunlar ve nizamlara dikkat edilmesinin yanında Avusturya’nın tarihine ve geçmişten gelen sorumluklarını da öğrenilmesi ve dikkat edilmesinin birlikte yaşam için önemli olduğuna inanıyorum. Bu kurallara, Avusturya´da uzun zamandır yaşayan Türkler dikkat ediyor. Daha dikkat ederek Avusturya’da örnek insanlar olarak yaşamaları bizi sevindirir. Tüm Türk vatandaşlarına en iyi dileklerimi iletmek isterim.”

 

ANALİZ

Cumhurbaşkanı Van der Bellen,   Uluslarası basın önünde sorduğum bu soruyu vatanını seven bir Cumhurbaşkanı sorumluluğu içinde Avusturya’da yaşayan Türk toplumuna moral verici ve övücü ifadelerle yapmasının nedeni çok basit.

Van der Bellen, “Yurdu olan Avusturya’da iç barış ve dünyada barış,“ istiyor. Ülkesinin iç huzuru onun için en önemlisi. 800 milyon müslüman ülkelerden gelmiş çok farklı insanın ne başta meslek sahibi, barışsever ve hukuk devletinin arkasında demokrasi aşığı insanlar olmasını istiyor. Avusturya’nın kalifiye insanlara ihtiyacı var. Eğitim olanaklarından yararlarının ve bu ülkenin sosyal ve ekomik alanına katılın diyor. Ülkesinin yurtdışından rahatsız edilmesini istemiyor ve korkuları var. Bunu açıkça ifade etmiyor ama tek yolun barış içinde demokratik bir hukuk devleti olan Avusturya’da karşılıklı saygı ama Avusturya kanun ve anayasası kural ve devlet nizamına dikkat edilmesiyle olacağını indirek anlatmaya çalışıyor.

Evet sayın Cumhurbaşkanı Van der Bellen Avusturya’da kanun ve nizama dikkat edilmesini direk sert bir şekilde hatırlatmadı. Tam tersine yumuşak ve diplomatik bir üslup kullandı. Hedefi ders vermek değildi.

Dünya basının önünde değeri parayla ölçülmeyecek bu zamanda Avusturya’da Türkleri övmesini nedeni Avusturya’da Türkiye göçmenleriyle yaşadığı insancıl örnek ilişkilerdi. İyi insanlardı. Onu tanıyan, destekleyen veya ailecek görüştüğü Türkiye göçmeni insanlar bu olumlu konuşmayı Sayın Cumhurbaşkanı Van de Bellen’e yaptırdı.  Ayırmadı. Toparladı. Kırmadı. Dökmedi. Kışkırtmadı. Kucakladı….

Bu sözlerinin hepsi modern Türkiye Cumhuriyeti’nde yetişmiş veya etkilenmiş Atatürk Türkiye’sinin evlatlarının, örnek vatandaş olarak Avusturya’da yaşamaları, etkileşimleri ve insanları sağladı. Son yirmi yıldır Türkiye’yi bitiren siyasilerin, siyasetlerini Avusturya’da sokup karıştırmalarına rağmen. Düşünebiliyor musunuz solcu Yeşiller Partisi’nden gelmiş Cumhurbaşkanı olmuş Van der Bellen, ister muhafazakar olsun ister olmasın tüm Türk toplumuna içtenlikle sahip çıktı.  Bu olumlu çıkışın altında ne AKP Partisi ne AKP Partisi lideri Cumhurbaşkanı Erdoğan ne CHP, MHP, HADEP, İYI Parti ne de liderleri var.

Tam tersine Cumhurbaşkanı Van der Bellen’e  bu olumlu mesajları verirken Avusturya’da yaşayan Türkiye göçmenlerine  benim anladığım kadarıyla mealen şu mesajı verdi:  „Sizler burada bizleri insanlığınız, çalışkanlığınız ve samimiyetinizle kazandınız. Kim olduğunuz ve siyasi görüşleriniz beni ilgilendirmiyor. Sizler insansınız. İyi insanlar. Böyle kalın.  Lütfen Avusturya’da ki iç barışa dikkat edin. Kendi kendinize ve topluma, Avusturya´ya Türkiye’den ve yakın doğudan yaşanan sorunları getirerek zarar vermeyin. Avusturya bizim vatanımız, Avusturya’nın tarihi ve kanunlarını korumak çok önemli.  Burası sizin de vatanınız. Türkiye’nin tarihi ve kanunları farklı. Herkes göç ettiği, yaşamının merkezi haline getirdiği ve yerleştiği ülkenin tarih, kanun ve nizamına dikkat etmeli.”

Evet, bu mesajları direkt vermedi. Ne söylediklerini yukarıda tırnak içinde verdim.  Ama sorum ve verilen cevapları alt alta otuz yıllık bu işleri Viyana’da takip eden bir yayıncı olarak kullanılan hassas dili ve sözleri analiz ediyorum.

Türk toplumu ve Türkiye’nin önemi hakkında Avusturya Cumhurbaşkanı Van der Bellen hiçbir cevap vermeden kısa bir cümle es geçebilirdi. Yapmadı. Dünya basının önünde Türk toplumunu ve Türkiye’yi siyaset üstü övdü ve moral verdi. Bundan sonra Türkiye’den Avusturya’da siyaset yaptığını zanneden Türkiye’de ister iktidar ister muhalefet partilerinin temsilcileri veya ne olduğu belli olmayan bir takım sözde Sivil Toplum Örgütleri, Avusturya’ya Türkiye siyasetini veya temsilciliğini köprü kuruyorum adı altında sokmamaları gerekiyor. Avusturya’ya bela sokuluyor dikkat.

Avusturya iç barışını tehlikeye soktukları ve Türk toplumun Avusturya’da uyumunu engellediklerini Avusturya basını yıllardır yazıyor ama dün akşamdan itibaren Avusturya Parlamentosu’nda ki 9.Kasım.2023 konuşmalardan sonra bu işlere büyük tepki gelecek. Yeşiller Partisi’nin eski lideri
sayın Cumhurbaşkanı Van der Bellen gibi bir siyasetçiyi bulmak kolay değil. Değerini bilelim. Özellikle kucaklayıcı mesajlarına sadece vatandaşlar olarak Avusturya’da uyum çalışmalarına ve demokrasisine destek vererek katkıda bulunalım. Başka ülkelerdeki sorunları Avusturya’ya getirmeyelim. Avusturya demokrasisine, kanunlarına ve Anayasına düşmanlık edilmesine müsade etmeyelim. Aziz vatanımız Türkiye ve sevgili yeni vatanımız Avusturya arasında barışsever köprüler olalım.

Cumhurbaşkanı Van der Bellen ayrıca 300. doğum yılı 2024’de kutlanacak Alman filozof Immanual Kant ile ilgili kaleme aldığımız , “ Kant kocht Türkisch“ (“ Kant Türkçe pişiriyor“) ve Türk Yahudi dostluğunu son 500 yıllık tarihi artı Avusturya’da yaşadıklarımla anlatan „Einspruch gegen Fake History“ ( Sahte tarihe itiraz)  adlı iki Almanca  eseri hediye ettik.  Cumhurbaşkanı Van der Bellen özellikle , “ Kant Türkçe pişiriyor“  adlı eseri okuduktan sonra hanımına yemek yaparken kullanması için vereceğini ifade etti. (Birol Kılıç, 15.1.2023, Haber Analiz Gözlem)

 

Birol Kılıç ve Cumhurbaşkanı Alexander Van der Bellen

Kitapların PDF’leri:

Einspruch gegen Fake History/ Sahte tarihe itiraz

https://neueweltverlag.at/?r3d=einspruch-gegen-fake-history

https://neueweltverlag.at/2-auflage-einspruch-gegen-fake-history/

 

Kant kocht Türkisch

https://neueweltverlag.at/?r3d=kant-kocht-2023

https://neueweltverlag.at/neues-buch-kant-kocht-tuerkisch/

Relevante Artikel

Back to top button
Fonds Soziales Wien
Cookie Consent mit Real Cookie Banner