Avusturyalılar siyasilere güvenmiyor! Vatandaşlar artık “daha şüpheli ve eleştirel”

Avusturyalı siyaset uzmanı Peter Hajek ve Peter Ulram'ın 1974- 2022 yılları arasındaki temsili anketlere dayanarak ortaya koyduğu bir çalışmaya göre, Avusturyalılar devletle ilişkilerini temelden değiştirdi. Nüfusun farkındalığı "güvenilir bir tebaa kültürü"nden "güvensiz, şüpheli ve eleştirel bir vatandaşa" doğru gelişti. Bu olumlu gelişmeye siyasetçilerin giderek artan olumsuz imajı eşlik ediyor.

Viyana. Avusturyalı iki anketör ve siyaset bilimci Peter Hajek ve Peter Ulram’ın uzun yıllara dayanan bir çalışması, Avusturyalıların siyasetle olan ilişkisinin değişimini ve gelişimi ortaya koydu.

Hajek ve Ulram, salı günü sunulan uzun vadeli çalışmayla, 1974-2022 arası temsili anketlere dayanarak, vatandaşlar ve siyaset arasındaki ilişkinin izini sürdü. Mevcut rakamlar, Temmuz 2022’de 800 görüşmeyle yapılan temsili bir anketten elde edilirken, daha önceki çalışmalar Ulram’ın bilimsel fonundan gelen ve çoğunlukla telefonla veya şahsen gerçekleştirilen GfK çalışmalarını kapsıyor.

Hajek ve Ulram, 1970’lerdeki eğitim patlamasını ve parti gazetelerinin ötesinde bir medya ortamının ortaya çıkışını, insanların son elli yılda “tebaa kültüründen eleştirel vatandaşlara” dönüşmesinden kısmen sorumlu tutuyor. Uzun bir çalışmanın sonucunda elde edilen veriler, vatandaşlar ile siyasi seçkinlerin giderek birbirinden uzaklaştığına işaret ediyor. Öte yandan siyasi seçkinlerin daha az endişeli olduğunu gören ve aynı zamanda kendini siyasi olarak giderek daha yetkin ve daha bilgili hisseden bir vatandaş grubunun arttığı gözleniyor.

Vatandaşın kendi yetkinliğine güveni arttı

Siyasetin halkın endişelerini ne ölçüde dikkate aldığına ilişkin değerlendirme, onlarca yıldır sürekli olarak düşük seviyede. Genel olarak, yüzde 81’i siyasi seçkinler için önemini düşük olarak değerlendiriyor. Öte yandan, kişinin kendi siyasi olayları değerlendirme yeteneğinin değerlendirilmesi önemli ölçüde artmıştır. 1989’da nüfusun sadece yüzde 38’i siyasi olaylara katılmak için yeterli niteliklere sahip olduğunu düşünürken, bugün bu oran yüzde 60’ı buluyor.

Avusturyalıların yüzde 65’i ülkenin en önemli sorunlarını iyi bildiklerine inanıyor, 1993’te bu rakam yüzde 53’tü. Yüzde 28’i, kendilerini siyasi etkinliklerde yer almak için yeterli buluyor. Diğer yüzde 30’luk bir kesim ise kendilerini yeterli niteliklere sahip olarak görürken, yüzde 41’lik bir kesim ise yetersiz niteliklere sahip olduğunu düşünüyor.

Politikacıların önemli ölçüde daha zayıf imajı, örneğin, işlerini genel olarak iyi yapıp yapmadıkları sorusuna yansıyor. 1981’de yüzde 30 bunu kabul ederken bu yıl bu oran yüzde 64’e kadar çıkıyor.

Dört tür vatandaş grubu ortaya çıkıyor

Avusturyalıların siyasetle olan ilişkisinin değişimini ve gelişimi ortaya koyan bu uzun soluklu çalışmanın sonucunda, Hajek ve Ulram dört „efektif tür vatandaş“ türetti. Buna göre;

“Şüpheli-güvensiz vatandaşlar” yüzde 58 ile en büyük grubu oluşturuyor. Siyasi olaylara katılma yeteneklerini yüksek olarak değerlendiriyorlar, ancak siyasi seçkinler tarafından endişelerinin etkisi ve algısı düşük. Bu insanlar kendilerini özgüvenli vatandaşlar olarak görüyor, siyasi seçkinlerden ve onların niyetlerinden şüpheleniyorlar.

Yüzde 28’lik “şüpheli tebaa”, siyasi seçkinlere de şüpheyle bakan bir grup oluşturuyor. Ancak, kendi siyasi yeterliliklerini de daha düşük olarak değerlendiriyorlar.

Yüzde 10’luk „güvenilir vatandaşlar“, siyasetçilere ve toplum için gösterdikleri çabalara ve siyasi süreçleri anlama becerilerine olumlu bakan bir grup oluşturuyor.

Son olarak “güvenilir tebaa” yüzde 4 ile en küçük grubu oluşturuyor. Bu insanlar, siyasi seçkinler hakkında olumlu bir imaja sahip ve siyasi gelişmeleri anlama noktasında kendi yetenekleri konusunda oldukça temkinliler. Bu grup 1970’lerde önemli ölçüde daha büyüktü.

FPÖ’de “güvenilir vatandaş” yok

Parti tercihine göre “etki türleri”ne bakıldığında, FPÖ seçmenleri arasında “güvenilir vatandaş”ın hiç temsil edilmediği ancak dörtte üçünün “şüpheli vatandaş” olduğu dikkat çekiyor. „Güvenilir vatandaşlar“ grubu, diğer partilerin yaklaşık dörtte birini oluştururken, SPÖ’nün yalnızca yüzde sekizini oluşturuyor.

Bu bulguya rağmen Hajek, demokrasinin „çok sağlam“ olduğunu düşünüyor. Diktatörlüğe karşı olmayanların sayısının 1990’lardan bu yana yüzde dokuz ile şu anda yüzde on iki arasında dalgalandığına dikkat çeken Hajek, halkın artan güvensizliği konusunda siyasilere „şeffaflık“ tavsiyesinde bulunuyor. (yenivatan.at)

Relevante Artikel

Back to top button
Cookie Consent mit Real Cookie Banner