Ayrımcılık yok: Ali Doğan’ın, Almanya’nın ilk Türk bölge yöneticisi seçilmesi memnuniyet yarattı

Aslen Sivaslı bir ailenin çocuğu olan Ali Doğan, Almanya'nın ilk göçmen kökenli bölge yöneticisi (Landrat) oldu. Göreve başladığı ilk gün Independent Türkçe'nin sorularını yanıtlayan Doğan, “Ali, Veli, Ayşe seçilemez, muhafazakârlar seçmez diye düşünülüyordu” dedi.

Berlin. Almanya doğumlu bir Türk olan Ali Doğan, Sosyal Demokrat Parti’nin adayı olarak girdiği seçimleri kazandı ve Miden Lübecke bölgesinin yöneticisi (Landrat) seçildi. Aslen Sivaslı bir ailenin çocuğu olan Ali Doğan, Almanya tarihindeki ilk Türk ve Alevi bölge yöneticisi olarak tarihe geçti.

Almanya’ya göç eden bir Türk işçi ailesinin çocuğu olarak Almanya’nın Herford kentinde doğan Ali Doğan, Sosyal Demokrat Parti’nin adayı olarak Hıristiyan Demokrat Parti’nin sağcı adayını yenerek Kuzey Ren Vestfalya eyaletinde bulunan Minden Lübecke bölgesinin yöneticisi oldu. Sosyal Demokrat Parti’den (SPD) seçime giren Doğan, ikinci turu yapılan seçimde oyların yüzde 55,8’ini alırken, rakibi Hıristiyan Demokrat Birlik (CDU) partisinden Jörg-Michael Schrader ise yüzde 44,2’de kaldı.

“Annem hep çok çalış derdi”

Ali Doğan daha önce Almanya Alevi Birlikleri Federasyonu’nun genel sekreterliğini yapmış, belediye meclisi üyesi olarak Sosyal Demokrat Parti’yi yerel yönetim organlarında temsil etmişti. Ali Doğan seçilmesinin ardından yaptığı ilk açıklamada annesinin her zaman daha çok çabalaması gerektiğine dair sözünü hatırlattı: “Annem hep derdi, çok çalış, bizden daha iyi yerlere gel. Demek ki toplumumuz buna hazırmış.”

1982’de yılında Almanya’da doğan Ali Doğan, Bielefeld Üniversitesi’nde hukuk eğitimini tamamladıktan sonra mesleği dışında Sosyal Demokrat Parti (SDP) bünyesinde siyasete atılarak partisinin göç ve uyum komisyonunda çalıştı. 2017 yılında Sankt Augustin Belediye Meclisi üyesi olan Doğan, aynı zamanda Almanya Alevi Birlikleri Federasyonu’nda 2012-2015 yılları arasında genel sekreter olarak görev üstlendi. Evli ve iki çocuk babası olan Doğan’ın yöneticiliğini üstlendiği 311 bin nüfuslu Minden Lübecke Bölgesi, 11 ilçe ve kasabayı kapsıyor.

Girdiği seçimi ciddi farkla kazanan Doğan, göreve başladığı ilk gün Independent Türkçe’nin sorularını yanıtladı.

Yerel bölge yöneticiliğine aday olmaya nasıl karar verdiniz?

6 yıldır bir belediyede belediye başkan yardımcılığı yapıyordum. Sorumlu olduğum 500 yakın işçim vardı. Okullar, anaokulları gibi konulardan sorumluydum. Yerel bölge yöneticisi görevi bu girişimin bir devamı oldu. SDP’den bir milletvekili „Böyle bir düşüncem olabilir mi“ diye sorunca ben de „Evet“ dedim. Seçimleri kazandık sonuçta.

Almanya’da bölge yöneticisinin ne gibi görevleri oluyor?

Burada Landrat aynı zamanda polisin en yüksek amiri oluyor. Bölgemde 550 polis memuru var. Onlardan sorumluyum. Buradaki kamu bankasının aynı zamanda başkanı oluyorum. 5 bin 500 işçinin çalıştığı 5 hastanemizin sorumluluğu da bende olacak. Ayrıca bölgemizin kendine göre 2 bine yakın işçisi var. Onların da en yüksek amiri durumuna geliyorum. Epey bir sorumluluk var. Kamu bütçemiz yaklaşık 700 milyon euro.

Görev süresi içinde yapmak istedikleriniz arasında neler var?

Sağlık alanında ciddi sorunlarımız var. Almanya’da genel olarak sağlık sistemi Türkiye’ye nazaran daha iyi ama yine de hastaneler çok büyük zarar açıklıyor. Onun için 2 yeni hastane oluşturmamız ya da inşa etmemiz gerekiyor. Sadece bunun değeri 600 milyon euro civarında. Bunu ilk başta yapmamız gerekiyor.

„Her insana eşit hakları tanımak için girişimlerde bulunmak istiyorum“

İkinci olarak enerji krizi ve savaştan dolayı ciddi anlamda halkımız fakirleşiyor. Yani bir kitle fakirleşiyor. Zenginleri daha zenginleşirken, fakirler fakirleşiyor. Onun için her insana aynı eşit hakları tanımak için girişimlerde bulunmak istiyorum. Mesela kendi annesi, babası işsiz olan çocukların da eşit hakları olması, ana okullarına giriş yapıp okullarda başarılı olmaları için girişimlerde bulunmak istiyorum. Özellikle göçmenler olsun veya işçi sınıfının çocuklarına benim öz geçmişinde olduğu gibi aynı şansları tanıyıp, onların da yükselişine yol açmak istiyorum.

„Almanya’da artık etnik geçmiş, dini bağlantı güçlü değil, kalifikasyon daha önemli“

Seçimi kazanınca nasıl tepkiler aldınız? Aşırı sağcılardan eleştiren oldu mu?

Almanya bence değişti biraz. Ben bir ilke imza attım. Almanya’da ilk göçmen kökenli bölge yöneticisi sayılıyorum. Buradaki sağcı kitle artık o kadar güçlü değil. Herkes kesimden destek aldım. Muhafazakâr kitleden bile destek aldım. Almanya’da etnik geçmiş veya dini bağlantının o kadar da önemli olmadığını düşünüyorum. Kalifikasyonun daha önemli olduğunu gördüm ve çok ciddi pozitif tepkiler aldım. Alman hükümetine varana dek tebrik mesajları geldi.

Türk yetkililerden tebrik aldınız mı?

Gerek Münster Başkonsolosu Ahmet Davaz gerekse Düsseldorf Başkonsolosu Ayşegül Gökçen Karaarslan’dan tebrik mesajı aldım.

„Türkiye’de vali ve kaymakamların seçimle gelmesi faydalı olur“

Türkiye’de de kaymakam ve valilerin Almanya gibi seçimle gelmesini önerir misiniz?

Bence çok faydalı olur. Yani Almanya seçim sistemi çok mantıklı bir sistem. Çünkü bu şekilde kamu alanı çok daha güçlü oluyor. Herhangi bir konuda yani gerek işverenler açısından gerek partiler açısından kamu alanına baskı veya lobi çalışması çok azalıyor. Yani lobicilik azalıyor ve kamu alanı kendi açısından insanlara faydalı çalışabiliyor. Onun için Almanya’daki seçim sistemi bence Avrupa çapında en iyi seçim sistemlerinden birisi. (yenivatan.at)

Relevante Artikel

Back to top button
Cookie Consent mit Real Cookie Banner