Kimlikçiler hakkındaki iddianame tamamlandı

GRAZ – Graz başsavcılığı, Anayasayı Koruma Teşkilatı tarafından da radikal sağcı olarak tanımlanan Kimlikçi Hareket’in (İBÖ) on yöneticisi hakkında, suç örgütü oluşturmak, halkı kin ve düşmanlığa tahrik suçlamasıyla iddianame hazırladı.

Nisan ayında Kimlikçiler sözcüsü Martin Sellner ve Genel Başkan Yardımcısı Patrick Lenart’ın evlerinde arama gerçekleştirilmişti. Şimdi de Graz savcılığı hareketin on yöneticisi ve yedi sempatizanı hakkında, halkı kin ve düşmanlığa teşvik, suç örgütü kurma, mala zarar ve cebir suçlamasıyla iddianame hazırladı.

Savcılığın yaptığı açıklamaya göre sanıkların büyük çoğunluğu, “Kültürel Kimliğin Korunması ve Geliştirilmesi Derneği”nin 2012 yılında kurulmasından bu yana harekette yer alıyor. Derneğin kayıtlı üyelerinin yanında büyük bir aktif destekçi sempatizan kitlesi de bulunuyor.

Radikal sağcı grup kendini kısmen üye aidatlarından ve bağışlardan finanse ediyor. Savcılık iddianamesinde, “İBÖ temsilcileri Avrupalı kimliğinin çok kültürlülük, liberalleşme ve İslamlaşma tarafından tehdit edildiğini düşünüyor. İBÖ ve onun aktivistleri Avrupa’da yaşayan halkların kati şekilde birbirinden ayrılmasını amaçlamakta ve kültürel ‘karışımını’ reddetmektedirler. Hareketin Avusturya’da kurulmasından bu yana aşırı sağcı grubun temsilcileri “yabancı düşmanı ideolojilerini, provokatif eylemler, internet yayınları, gösteriler, meyhane toplantıları, ilanlar ve sanıklardan ikisi tarafından sadece bu amaçla 2016 yılında açılmış bir şirket üzerinden propaganda malzemesi satarak yaymaya çalışmaktadırlar” denildi.

“İslam ile terör eşanlamlı görülmekte”

Öte yandan hareketin terör eylemlerine karşı Avusturya halkında artan korkudan faydalandıkları kaydedilen iddianamede, sanıkların böylece İslam ve terörizmin eşdeğer olduğu ve dolayısıyla Avusturya’da yaşayan Müslümanların potansiyel terörist olduğu algısını yaratmaya çabaladıkları açıklandı.

Bilhassa 2016 yılı başından itibaren İBÖ yöneticileri ses getiren eylemlerle derneğin tanınmışlık düzeyini artırmaya başlayarak derneğin arma ve sloganlarını içeren giyim eşyası, poster, rozet ve etiketlerin satışı ile de karlı bir iş kurmayı başardılar.

İddianameye göre şirketten elde edilen gelirle söz konusu iki sanık sadece düzenli bir gelir elde etmekle kalmayıp, şirketin cirosunu daha da arttırmak amacıyla aşırı sağcı örgütün faaliyetlerinin bir kısmını da finanse ediyor.

“Provokatif eylemler”

İddianamede örgütün pek çok eylemine atıfta bulunuluyor. Örneğin 2016 Nisan ayında sanıklardan bazıları ile kimliği belirlenemeyen bir grup sempatizan, Graz’da Yeşiller Partisi binasının çatısına 16 metre genişliğinde “İslamlaşmak Öldürür!” yazılı bir pankart astılar.

Derneğin üst düzey yöneticilerinden bir tanesi açılan pankartın üzerine tiyatro kanı dökerek mikrofon üzerinden Yeşiller ile SPÖ’nün terörden sorumlu olduğunu ve bunu Avrupa’ya ithal ettiklerini öne sürdü. Yeşiller ve SPÖ’nün elinin kanlı olduğunu öne süren yönetici, bu nedenle Yeşiller parti binasının çatısına kan döktüklerini ifade etmişti.

“İslam düşmanı sloganlar”

Bu eyleme dair çekilen propaganda filmi ile diğer filmlerin “İslamlaşma ve Göç Avrupa’yı Öldürüyor! Uyanmanız için daha kaç terör saldırısı gerçekleşmesi gerekiyor? Kendinizi savunun, faaliyete geçin. Harekete katıl. Kimlikçi Hareket” gibi “Yüksek derecede İslam düşmanı sloganlar” içerdiğini belirten savcı, bunların internet üzerinden yayıldığını kaydetti.

2017 yılının Mart ayında sanıklardan ikisi ve kimliği belirlenemeyen bir grup sempatizan Viyana’daki bir apartmanın girişindeki kilidi kırarak binanın çatı katına ulaşmayı başarmış, menfezden çatıya çıkmış ve üzerinde Prens Eugen’in resmi ile “Türklerini geri al Erdoğan!” yazısı olan beş altı metrelik bir pankart asmışlardı.

“Hedef: Halkı kin ve düşmanlığa tahrik, kötülemek”

Aşırı sağcı grubun yöneticilerinin bu eylem ve propaganda faaliyetlerinde amacının “İslam inancına, Müslümanlara, yabancılara, sığınmacılara ve bilhassa Türk vatandaşlarına karşı halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmek ve bunları hakaretlerle kamuoyunda küçük düşürmek” olduğunu kaydeden Graz savcısı, bu eylemlerin suç niteliği taşıdığını belirtti.
İBÖ’nün bir suç örgütü olduğunu iddia eden savcılık, sanıkların suç örgütü kurma suçundan 3 yıla kadar, halkı kin ve düşmanlığa tahrikten ise 5 yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılmasını talep etti. (yenivatan.at)

Relevante Artikel

Back to top button
Fonds Soziales Wien
Cookie Consent mit Real Cookie Banner