AB mülteci ve kaçak göç anlaşmasını yayınladı:Türk halkına kötü haber

Birol Kılıç, Viyana, Gözlem Analiz, 20.12.2023

Avrupa resmen kendini kanunlarla koruma altına alan  AB iltica  ve kaçak göç anlaşmasını bu sabah açıkladı. Avrupa Birliği Dönem Başkanı İspanya ayrıca  Konsey Başkanlığı ve AB Komisyonu tarafından bugün  açıklandığı üzere, AB üyesi devletlerin temsilcileri ve Avrupa Parlamentosu, yıllar süren tartışmaların ardından ilgili yasal metinler üzerinde nihai bir anlaşmaya vardı. Sonuç olarak AB Komisyonu ilk olarak 2016 yılında yeni kurallar önerdi. Yıllar süren müzakerelerin ardından atılım bu. Ancak müzakereler sonuna kadar çok çetin geçti. Macaristan gibi ülkeler önerileri yeterince sert bulmazken, yardım kuruluşları ile sol ve Yeşiller’in bazı kesimleri iltica prosedürlerinde insan haklarına yeterince saygı gösterilmediği yönündeki endişelerini dile getirdi.

Uzun zamandır takip ettiğimiz ve başını Avusturya’nın çektiği kaçak, düzensiz ve kanunsuz göçe karşı AB’deki anlaşmaların son halinde Türkiye ve halkını ilgilendiren noktalar açısından neler var ? AB’deki iltica sistemini niye adeta  temelden reforme ediyor? Amaç aslında AB’ye yönelik  kalifiyesiz, ekonomik düzensiz göçü, özellikle de „iltica“ kılıfı giydirilmiş olanları engellemek.

Kriz yönetmeliği Eylül 2023 sonunda yeniden müzakerelere yol açmıştı. Eylül 2023 ortasında birkaç gün içinde binlerce mülteci ve göçmenin geldiği İtalya’nın Lampedusa adası örnek gösterilerek bir kriz durumunda uygulanacak kurallar ele alınıyor.  Bu durumda insanların dış sınırlardaki yeni kamplarda daha uzun süre gözaltında tutulmasına izin verilmesi planlanıyor..

 

Östliches Mittelmeer Grafik: © APA, Quelle: Frontex

 

Bu AB anlaşmasının Avrupa Parlamentosu Genel Kurulu ve 27 tam AB üyesi ülke tarafından onaylanması gerekiyor ama bu bir formalite. Bu anlaşma bu hale gelene kadar 27 ülkenin İçişleri Bakanı’nın aylar önce haber analizimizde duyurduğumuz gibi Lüksemburg AB İçişleri Bakanları toplantısı ve daha sonra AB Başkanları toplantısında ülkelerinin adına istediği tüm noktaları içinde barındırıyor. Macaristan hariç!

 

AB düzensiz, kaçak ve iltica anlaşmasında en önemli noktalar neler:

Sayalım 

1-Gelecekte AB’nin dış sınırlarında standartlaştırılmış sınır prosedürleri uygulanacak. Özellikle de nispeten güvenli kabul edilen ülkelerden gelen insanlara karşı çok daha sert davranılması planlanıyor.
İltica başvurusu hakkında bir karar verilene kadar insanlar gözaltı merkezlerinde gözaltı benzeri koşullar altında barındırılabilecek. Bu Türkiye için kötü haber. Türkiye güvenli ülke olarak kabul ediliyor. Türkiye’den gelecek Türk vatandaşı olmayan ve AB’ye iltica edecek insanlar Türkiye’ye ,“ Al bunu geri. Para da yok.“ diyebilecekler. AB’nin dış sınırlarına gelen kişiler EURODAC veri tabanı kullanılarak kapsamlı bir şekilde kayıt altına alınacak. AB’de iltica tanıma oranı yüzde 20’nin altında olan ülkelerden gelenler, gözaltı benzeri koşullara sahip büyük iltica kamplarına gönderilecek. Sığınma başvurularına ilişkin karar, en fazla on iki hafta sürecek hızlı bir prosedürle verilecektir. Olumsuz karar verilenler on iki hafta içinde sınır dışı edilecektir – ideal olarak kendi ülkelerine, ancak bu mümkün değilse, sınır dışı edilen kişinin bağlantılı olduğu güvenli bir üçüncü ülkeye. Kişinin ülke üzerinden seyahat etmiş olmasının yeterli olup olmadığı ya da bağlantının daha yakın olması gerekip gerekmediği sonuna kadar müzakerelerin bir parçası olmaya devam etti. Üçüncü bir ülkenin güvenli olarak sınıflandırılmasını kolaylaştırmak için kriterler de gevşetilecek. Almanya reşit olmayan çocukları olan ailelerin hızlı geçiş prosedüründen muaf tutulmasını savunmuş ancak başarılı olamamıştı. Refakatsiz çocuklar bu sığınma kamplarına kabul edilmeyecek; sığınma tanıma oranı yüzde 20’nin üzerinde olan ülkelerden gelen insanlar gibi normal sığınma prosedüründen geçecekler. Kamplarda başlangıçta 30.000, dört yıl içinde ise 120. 000 kişi için yer olacak.

2- Buna karşılık, bu merkezlerin kurulacağı ülkelerin yükü, bir „dayanışma mekanizması“ çerçevesinde diğer üye devletler tarafından hafifletilecek. Bu ülkeler ya sığınmacıları kabul edecek ya da kabul edilmeyen her kişi için belli bir miktar para ödemek gibi başka destekler sağlayacak. Son olarak kişi başına 20,000 Euro’dan söz ediliyordu.  Gelecekte „cephe devletler“, „tam teşekküllü bir ajansa dönüştürülecek“ olan Avrupa İltica Destek Ofisi (EASO) tarafından izlenecek. Bu da Türkiye açısından kötü. Cephe devlet dedikleri AB’nin Türkiye sınırı olan Yunanistan ve  Bulgaristan olacak. Zaten AB milyarlarca avro vererek Yunanistan ve Bulgaristan sınırlarını Türkiye’den gelecek kaçak göçe karşı kapattı.

3-Bu AB anlaşmasındaki planlara göre, koruma arayanların yani ilticacıların AB ülkeleri arasındaki dağılımı bir „dayanışma mekanizması“ ile yeniden düzenlenecek: Eğer ülkeler mültecileri kabul etmek istemezlerse, örneğin parasal ödeme şeklinde destek sağlamaları gerekecek. Burasını Macaristan kabul etmiyor. Para mara istemiyoruz diyen Macaristan kendi ülkesinde Türkiye üzerinden gelen kaçak göçü başta Avusturya ve Almanya gibi ülkelere adeta elinde kamçıyla yolluyordu. Buna dur deniyor. Macaristan’a kaçak göçmen başı al sana on bin avro al bunları geri denecek. İşte burada Macaristan üzerinden bu gelen kaçak göçmenler AKP MHP iktidarı gibi ülkeyi kaçak göçmen hapishanesine dönüştüren hükümetin işine gelebilir. Para karşılığı Macaristan’dan kaçak göçmen almak. Macaristan’dan gelecek bu para nereye akacak. Bu para legal mi yoksa siyasi ve bürokratlara Türkiye’de rüşvet şeklinde mi ödenecek. Burada korkunç bir oyun var. AB elini pisliğe bulaştırmadan Macaristan Başbakanı Orban’ın Erdoğan ile iyi ilişkilerini kullanmasını indirekt istiyor. Korkunç bir oyun… AB, Türkiye’den sadece eğitimli Türk vatandaşlarını alırken eğitimsiz, okuma yazması olmayan ve aslında ekonomik ilticacı olanları Türkiye’ye çok kolay geri yollayacak.

4- Reddedilen sığınmacılar gelecekte daha kolay bir şekilde güvenli üçüncü ülkelere sınır dışı edilebilecek.
Reform, 2015/2016 mülteci krizinden bu yana yoğun bir çalışmanın konusu olmuştu. O dönemde Yunanistan gibi ülkeler, Suriye gibi ülkelerden gelen çok sayıda insan karşısında bunalmış ve yüz binlerce kişi kayıt dışı olarak diğer AB ülkelerine geçebilmişti. Bunun  böyle olmaması gerekirdi çünkü Dublin Yönetmeliği’ne göre sığınmacıların Avrupa Birliği’ne ilk girdikleri yerde kayıt altına alınmaları gerekmektedir. Yani Yunanistan’da. Ya da Türkiye’de …

Sonuçta söz konusu AB kaçak göç ve mülteci anlaşmasının, Türkiye iktidarı gibi para karşılığında ülkeyi adeta kaçak göç hapishanesine dönüştüren ülkelerin içinde yaşayan yerli halk için çok olumsuz sonuçları olacak.

İlgili haberler ve analizler

Relevante Artikel

Back to top button
Cookie Consent mit Real Cookie Banner