Eksi 350’de facia geliyorum demiş: Sayıştay 2019 raporunda AKP MHP hükümetini madde madde uyarmış!
Faciaya neden olan patlama 350 metrede yaşandı. Oysa madene ilişkin 2017 ve 2019 yılında hazırlanan Sayıştay raporları burada 300 metrede dahi kazı yapılmasının yarattığı risklere dikkat çekmiş, alınması gereken önlemler konusunda AKP MHP hükümetini madde madde sıralanmış.
Peki bunu bir kenara yazdık. Ancak sorun yanlış ifade ya da Sayıştay’ın sadece 2019 raporu değil ki…
YIL 2017, SAYIŞTAY RAPORU NE DİYOR
* Gaz birikme ihtimali olan yerlerde elektrikle çalışan ekipmanlar yerine basınçlı havalı ekipmanlar kullanılması, solunabilir tozla ve patlayıcı tozla mücadeleye gereken önemin verilmesi, damar gaz içeriklerinin tespiti ve ocakların derinleşmesi ile artan degaj olasılığına karşı alınacak önlemler konusuna titizlikle önem verilmesi gerekmektedir.
YAPILMASI GEREKENLER SIRALANIYOR
* Kazaların oluş nedenleri ile önlenebilme şartlarının tespitine yönelik AR-GE faaliyetine önem verilmeli.
* Standartlara uygun kişisel koruyucu malzemeler temin edilmeli, kullanımı takip edilmeli.
YAPILMASI GEREKENLER SIRALANIYOR
* Kazaların oluş nedenleri ile önlenebilme şartlarının tespitine yönelik AR-GE faaliyetine önem verilmeli.
* Standartlara uygun kişisel koruyucu malzemeler temin edilmeli, kullanımı takip edilmeli.
VE 2019 RAPORU NE DİYOR
* 2019’da dengelenmiş üretim derinliği -300 metre olmuştur.
* Bu derinleşme, ani gaz degajı ve grizu patlaması gibi ciddi kaza risklerinin artmasına neden olmaktadır.
* Çalışılan damarların tamamında gaz içeriklerinin yüksek olduğu, dolayısıyla degaj kapasitelerinin de yüksek olduğu, arıza zonlarında riskin daha da arttığı bilinmektedir.
* Müessese ocaklarında ilgili mevzuat hükümlerinin yanı sıra “Kurum Degaj Yönergesi” hükümlerinin titizlikle uygulanması gerekmektedir.
Türkiye Taşkömürü’nün açıklaması sadece bir cümleye yanıt veriyor. Oysa 2017 ve 2019 yılı raporları uyarılarla, önerilerle dolu. Mesele de tam burada kilitleniyor. Acaba bu uyarılara kulak verildi mi? Gerekli önlemler alındı mı? Gerekli çalışmalar yapıldı mı? Ekipmanlar alındı mı? Artan risklere karşı ne yapıldı? Bahsedilen yönerge titizlikle uygulandı mı? Peşinen kimseyi suçlu ilan etme niyetinde değilim. Eğer bahsedilen önlemler alındıysa bu önemlidir, yine de patlamanın nedeni en ince ayrıntısına kadar kamuoyu ile paylaşılmalıdır. Eğer bahsedilen uyarı ve önlemler ciddiye alınmadıysa işte orada insanın isyan edesi gelir. Göz göre göre yaşanmış olma ihtimali, bugüne kadar yaşadığımız patlama ve göçüklerden hiçbir ders almadığımızı, insanımızın hayatını hiç önemsemediğimizi, ahlakımızı ve insanlığımızı öldürdüğümüzü gösterir ki bu ihtimali düşünmek bile istemiyorum. Ölen işçilerimize Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı, yaralılarımıza acil şifa diliyorum. Bir de raporların okunmasını ve içeriklerinin ciddiye alınmasını… Kaynak Hürriyer-Hande Fırat
Kaza ne zaman meydana geldi?
Bartın’ın Amasra ilçesinde bulunan Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Amasra Müessesesindeki patlama dün saat 18.15 sıralarında meydana geldi. Patlamanın hemen ardından madenden çıkan işçiler, büyük bir patlama ve toz bulutu gördüklerini söylediler. Madene giren kurtarma ekibi de şiddetli patlamanın izleriyle karşılaştı. Ekipte yer alan madenci Emrah Açıkgöz, „İçeride inanılmaz karbonmonoksit gazı vardı. Elimizdeki sensörler bile uyarı vermeye başladı. Patlama, rayların üzerindeki vagonları bile duvarlara çarpmış. Tabii göz gözü görmüyor, yoğun bir duman da var“ dedi. Açıkgöz, eksi 350 kotunda ayağa ulaşmaya çalıştıklarını, orada zor da olsa ilk şehide ulaştıklarını ve temiz havaya indirdiklerini, İkinci arkadaşları için tekrar cihazları kuşandıklarını belirtirken, „50-60 metre ileride ona da ulaştık, maalesef o da şehit olmuştu. Orada karbonmonoksit gazı yoğun şekilde devam ettiği için artık temiz havaya çıktığımız yerlerde bile karbonmonoksit görmeye başladık.Patlama, rayların üzerindeki vagonları bile duvarlara çarpmış. Tabii göz gözü görmüyor, yoğun bir duman da var. El ele tutuşa tutuşa gittik, arkadaşlarımıza ulaştık“ bilgilerini aktardı.
Kurtulanlar ne anlattı?
Başka bir maden işçisi Aydın Kalaycı, patlama sırasında yaşananları şu şekilde anlattı: „Büyük bir patlamayla birlikte her taraf birbirine karıştı. Ocakta üretim yapan arkadaşlarımız, bu patlamadan en çok etkilenen arkadaşlarımızdır. Ben 2 dakika ile kurtuldum. Eğer 2 dakika daha geride olsaydım, ben de gidiyordum. Tavanda bulunan su torbaları patlama sırasında perde görevi yapıyor, bizim arkamızda kaldı, biz de onun gerisinde olduğumuz için kurtulduk.“
10 yıllık maden işçisi Öner Özmen ise arama kurtarma amacıyla şefleriyle ocağa indiklerini, madene indiklerinde genizleri yakan gazla karşılaştıklarını anlattı. Özden’in verdiği bilgiler şöyle:
„Yaklaşık 3 kilometre yürüyerek eksi 350 kotuna indik. Bant sistemimiz vardı, onlar dağılmış. Gaz, genizleri yakıyordu. Gittiğimizde arama kurtarmalar, amirlerimiz ve müdürlerimiz zaten olay yerindeymiş. Arkadaşlarımızın yanlarına biz de gittik.Vardiyaya da kalabilirdim. Buradan saat 4 gibi çıktım hatta işe giden arkadaşlarımla vedalaştım. Vedalaştım derken; bir arkadaşımız vardı, elbisemi almaya gelmiştim, onu gördüm. Hayırlı işler dedik birbirimize, gülerek gitmiştik. Mesaiye kalabilirdik. Olayı duyar duymaz bütün madenci arkadaşlarımız, burada omuz omuza çalıştıkları arkadaşlarını kurtarmak için seferber oldu, aşağıda hala çalışıyorlar. Herkes canla başla çalışıyor. Her türlü önlem alınıyor ama beklenmedik, ani durumlar oluyor. Ani durumlarda bazı şeyler gelişiyor. Oksijen cihazlarımız, kişisel koruyucu aletlerimiz, her şeyimiz var, tamdır yani. Bunların denetlenmesi de yapılıyor. Her türlü önlem alınıyor, onlarda sıkıntı yok ama grizu farklı bir şey.
İşletmeye yakın bir madende çalışan ve yardım için olay yerine gelen Emrah Açıkgöz, kurtarma ekibinde olduğunu, patlamayı duyar duymaz olay yerine geldiklerini anlattı. Yetkililerle bilgi alışverişi yaptıktan sonra ekipmanlarla aşağı inip patlamanın olduğu bölgeye ulaştıklarını aktaran Açıkgöz, „Bölgede yoğun karbonmonoksit gazı vardı, cihazlarımızı kuşandık. ‚Aşağıda iki bölge var‘ dediler. Biz yangın olmayan bölgedeydik. İçeride inanılmaz karbonmonoksit gazı vardı. Elimizdeki sensörler bile uyarı vermeye başladı. Eksi 350 kotunda ayağa ulaşmaya çalıştık, orada zor da olsa maalesef ilk şehidimize ulaştık ve temiz havaya indirdik.“ dedi.
Patlama neden yaşandı?
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, patlamanın nedeni olarak grizuyu gösterdi. Dönmez, ilk açıklamasında şu bilgileri verdi. „Yaralılarımız var. Arkadaşlarımızın yaptığı ilk değerlendirmelere göre grizu patlaması olduğu şeklinde. Fayton dediğimiz mini raylı sistem galerilerin bir kısmına ulaşıyor. Bütün arama kurtarma ekipleri görev başında herhangi eksikliğimiz yok. Sürekli koordinasyon içindeyiz. İlk değerlendirmeler grizu patlaması olduğu yönünde. 10-11 işçi, yangının devam ettiği bölgede. 4-5 işçimizin de göçüklerin olduğu bölgede olduğunu değerlendiriyoruz.“
Patlama sonrası neler yapıldı?
Saat 18.15 sıralarında yaşanan patlamanın ardından madene yine önce işletmedeki işçiler indi ve arkadaşlarını aramaya başladı. Kurtarma ekipleri bir süre sonra işletmeye ulaştı. İlk gelen bilgiler patlamanın nedenine ilişkin net bilgiler içermedi, trafo patlaması veya bu tür patlamaya bağlı bir kazadan söz edildi daha sonra olayın gerçek boyutu ortada çıktı. Türkiye’nin birçok yerinden arama kurtarma ekipleri bölgeye hareket etti. Yerin 350 metre altına ulaşmak için kurtarma ekipleri madene girmeye başladı. Kazadan hemen sonra 18 işçinin yaşamını yitirdiği açıklandı, can kaybı yükselmeye başladı ve önce 26’ya ardından 14 madencinin de cansız bedenine ulaşılmasının ardından 40’a yükseldi.
8 soruda Bartın Amasra’daki maden kazası – 1
Grizu nedir?
Genellikle kömür ocaklarında görülen bu gaz, kömürün oluşumundan itibaren kömürün içerisinde veya damarı çevreleyen kayaçların arasında sıkışmış olarak bulunabilir. Renksiz, kokusuz, tatsız ve zehirli olmayan metan, yeraltı maden işletmeleri için yüksek tehlike içeren patlayıcı bir gazdır. Yeraltı maden havasında % 4 -15 metan bulunduğu durumlarda grizu patlaması gerçekleşebilir.
Kömür madenlerinin kabusu olan grizu, Türkiye’de de sık sık görülmekte. Özellikle yaşlı kömür damarlarında grizu riski yüksektir. Metan, etan, propan, bütan ile hidrojen, karbonmonoksit gibi bütün yanıcı gazları bünyesinde bulunduran hava, patlayıcı özellik gösterir. Bunların en önemlisi hidrokarbonlar ve özellikle metan olup, metan ile havanın karışımı madencilikte “grizu” olarak isimlendirilir. Metanın tek başına yanması (metan patlaması) sırasında karbonmonoksit oluşmaz. Ancak metanın yanması kömür tozunun bulunduğu ortamda meydana gelirse, son aşamada kömür tozu patlaması olur ve bol miktarda karbonmonoksit oluşur. Kömür madenlerindeki kömür damarlarından metan gazı açığa çıkabilmektedir. Bu nedenle madenlerde metan gazı dedektörleri bulunmakta ve metan gazı seviyesi belli bir değerin altında tutulmaya çalışılmaktadır. Madenlerin havalandırılması, metan gazı yoğunluğunun belirli bir seviyenin altında tutulması ve oksijen miktarının belirli bir seviyenin üzerinde tutulması açısından yaşamsal önem taşımaktadır. Madenlerde metan gazı birikmesini engellemek için kullanılan bir diğer yöntem metan drenajlarıdır. Metan drenajı, kömür ocaklarında damar ve tabakalardan ocak atmosferi içine nüfuz eden grizunun çalışma alanı dışına atılmasında kullanılan bir yöntemdir.
Grizuya karşı ne yapılır?
Normal koşullar altında katı bir kömür parçası yanıcıdır. Ancak, ufalanarak ince toz haline getirildiğinde tutuşucu ve patlayıcı bir hal alır. Kömür tozu patlamaları üzerinde yapılan araştırmalar ve yaşanan olaylar aşağıdaki önemli bulguları ortaya çıkarmıştır. Kömür tozu küçük bir metan patlamasını büyük bir patlamaya dönüştürebilir. Ayrıca, yanan bir toz bulutunun alevi bir gaz birikintisine ulaştığında gazı patlatabilir. İnce ve kuru kömür tozlarının varlığı grizunun alt patlama sınırını daha aşağıya indirebilir. Patlama kömür tozunu da içeriyorsa önemli miktarda karbonmonoksit gazı oluşabilmektedir. Toz patlamasının olabilmesi için havada askıya geçmiş bir toz bulutunun ateşleyici bir kaynakla temasa geçmesi gerekmektedir. Araştırmalar ocaklarda metan-hava karışımlarını patlatabilecek her türlü kaynağın bir toz bulutunu da patlatabileceğini göstermektedir. Ancak ocakların en tozlu yerlerinde bile askıdaki tozlar patlayıcı bir toz bulutu oluşturamazlar. Patlama için önemli olan tavan, taban ve yan duvarlarda birikmiş olan toz olup, bunun bir darbe etkisiyle gruplanarak havaya karışması gerekmektedir. Yani bir patlamanın olabilmesi için çökmüş tozu havalandıracak bir etken ile bulutu ateşleyecek etkenin bir araya gelmesi gerekmektedir. Bu açıdan kömür madenleri diğer madenler arasında en çok kazanın yaşandığı ve bu kazaların sonucunda çok sayıda ölümle karşılaşılan bir alandır. Yasalar doğrultusunda, metan’in havada bulunma oranı, hacimce %1’dir. Bu seviyeye ulaşıldığında acilen önlem alınması gerekmektedir. Eğer %1 üzerine çıkarsa bu karışım, maden ocağı acilen boşaltılmalıdır. Grizu, başka bir deyişle metan-hava karışımı olarak da adlandırılabilinir. %5 – %15 arası metan ile havanın birleşmesinden oluşan bu karışım, 650 santigrat derecede de 2 fazlı bir yanma gerçekleştirir. Bu karışım önce ani şekilde genleşir, daha sonra patlama merkezine doğru çok büyük bir kuvvetle gazı sıkıştırır. Büyük tahrip gücüne ve yıkım etkisine sahip bir patlamadır.
Madende patlama sonrası neler yaşanır?
Madenlerde kullanılan üretim şekillerinden biri oda topuk yöntemidir. Temel olarak, cevherin üretimi sırasında, madenin üzerinde oluşan yükü dengelemek için bırakılan topuklar ve üretimin gerçekleşmiş olduğu odalardan oluşur. Oda topuk yöntemi genelde kömür, demir ve bakır madenlerinde tercih edilir. Yöntemde en önemli olan, topukların boyutlarıdır. Bırakılan topuklar çok küçük olursa, tavanın oluşturduğu yükü dengeleyemez ve maden çöker. Ancak topuklar çok büyük bırakılırsa, üretilmesi gereken cevher ocak içinde bırakılacağından, yapılacak üretimin miktarı azalır. Zayıf topuklardan birinin çökmesi durumunda çevre topuklara daha fazla yük düşeceğinden, çökme, domino gibi yayılabilir. Patlama sonrasında tüneller çökmeye başladığı için bütün madeni etkiler.
Patlama yaşanan maden nerede?
Bartın’da grizu patlaması meydana gelen maden ocağı, Türkiye Taşkömürü Kurumuna bağlı bir işletme. 300 ile 350 metre derinliğine kadar tüneller bulunan maden uzun yıllardır işletiliyor.
KAYNAK : NTV