Avusturya Alevi Birlikleri Onursal Başkanı Mehmet Ali Çankaya’nın yurt dışı yasağı kaldırıldı!
12 Şubat tarihinde Viyana uçuşu öncesinde havaalanında tutuklanan ve ardından yurt dışı yasağı getirilerek serbest bırakılan Alevi Birlikleri Federasyonu Onursal Başkanı Mehmet Ali Çankaya'nın yurt dışı çıkış yasağı bugün Erzincan Sulh Ceza Mahkemesi’nde yapılan davada kaldırıldı.
İstanbul/Viyana. Alevi Birlikleri Federasyonu Onursal Başkanı Mehmet Ali Çankaya, 12 Şubat tarihinde Viyana uçuşu öncesinde İstanbul havaalanında tutuklanarak gözaltına alınmıştı. Havalimanında tutulan ve sonrasında sosyal medya paylaşımları ile yaptığı konuşmalar gerekçesiyle nöbetçi savcılığa sevk edilen Çankaya, yurt dışı çıkış yasağı konularak serbest bırakılmıştı.
28 Şubat tarihinde Erzincan Sulh Ceza Mahkemesi’nde görülen davada, Çankaya’nın yurt dışı çıkış yasağının kaldırılmasına karar verildi. Avusturya Alevi Birlikleri Federasyonu tarafından konuya dair yapılan açıklamada, “Avusturya Alevi Birlikleri Federasyonu Onursal Başkanı M. Ali Çankaya’nın yurt dışı çıkış yasağı bugün Erzincan Sulh Ceza Mahkemesi’nde yapılan davada kaldırıldı. Bu karar, kurumsal yapılanmamızın ve örgütlü mücadelemizin gücünü ve önemini tekrardan gözler önüne koymuştur. Bizleri yalnız bırakmayan tüm kurum ve kuruluşlara, bürokrasi ve siyasi alanda destek sunan tüm canlara desteklerinden dolayı teşekkürlerimizi sunuyoruz! Yaşasın tam bağımsız Hukuk ve Adalet özgürlüğü!!” ifadelerine yer verildi.
Çankaya: “Alevi sol sosyalistlere karşı yapılan bir baskı”
Tutuklandığı dönemde pek çok çevreden destek alan Çankaya, Welg Medya’ya verdiği röportajda tutukluluk ve yurt dışı yasağı sürecini şu şekilde anlatmıştı: “Avusturya’ya dönüşümde havaalanında gözaltına alınarak yurt dışı çıkış yasağı konuldu. Bu olayın ardından Erzincan’a geldim, Türkiye’ye sık sık giderim ancak ilk defa böyle bir durumla karşılaştım. Gözaltına alınmam ve yurt dışı çıkış yasağıma ilişkin dava Erzincan Cumhuriyet Savcılığı’nda sürüyor. Dosyayı incelediğimde hakkımda üç ayrı soruşturma olduğunu gördüm, ancak suç oluşturacak bir durum bulunmuyordu. Bu durumun kişisel bir husumet olmadığını, alevi sol sosyalistlere karşı yapılan bir baskı olduğunu düşünüyorum. İlk suçlama, Ahmet Kaya Kültür Merkezi’ne yapılan saldırı sonrası gerçekleştirdiğim taziye ziyaretinden dolayı, ikinci suçlama ise, Emek ve Özgürlük İttifakı’nın bir basın açıklaması nedeniyle gerçekleştirilmiş. Bu suçlamaların Türkiye ve Avrupa’daki demokratik güçlerin bir araya gelmesinden rahatsızlık duyan kesimler tarafından yapıldığını düşünüyorum.” (yenivatan.at)
