Merjem Lejla – Viyana, 6 Şubat 2022
Avrupa’nın en büyük mezarlık komplekslerinden biri olan Viyana Merkez Mezarlığı’nın (Zentralfriedhof) halkla ilişkiler müdürü Florian Keusch tarafından hazırlanan “Schluss. Aus. Vorbei? Geschichten, die der Tod schrieb” (Türkçesiyle: “Bitti. Son. Veda? Ölümün Yazdığı Hikâyeler”) adlı kitap, ölüm olgusuna farklı bir pencereden bakıyor. Viyana’nın tanınmış isimleri, ölüm üzerine sıra dışı, felsefi, dini düşündürücü bilgiler ve yer yer mizahi hikâyelerle bu çalışmada bir araya geliyor.
Viyana Belediye Başkanı Michael Ludwig, televizyoncu Peter Rapp, kabare sanatçısı Dieter Chmelar, Viyana Başhahamı Jaron Engelmayer, Avusturya Budist Din Derneği Başkan Yardımcısı Marina Jahn, Protestan Başpapaz Matthias Geist, Katedral Rahibi Toni Faber, Alevi İnanç Topluluğu Başkan Yardımcısı Rıza Sarı ve Avusturya Türk Kültür Cemiyeti Başkanı ve Neue Wellt Verlag adlı yayınevinin kurucu imtiyaz sahibi Birol Kılıç gibi isimler kitapta kendi sözleriyle yer alıyor. Cenaze ve Mezarlıklar Viyana Genel Müdürü Markus Pinter, Moki Wien Çocuk Hemşireliği Başkanı Gabriele Hintermayer ve Patolog Roland Sedivy gibi uzmanlar da ölüm felsefesine dair katkılarda bulunuyor.
Kitap, ölümün kaçınılmazlığına kültürel ve kişisel perspektiflerle yaklaşırken, hayatın son durağıyla açık, empatik ve bilgi dolu bir şekilde ilgilenmenin mümkün olduğunu gösteriyor. Ölümle yüzleşmeye dair yeni bir başlangıç arayanlar için güçlü bir öneri sunan eser, farklı din ve sosyal çevrelerden birçok önemli ismin katkısıyla şekillenmiş.
Kitapta, ölümün toplumsal olarak bastırılan bir konu olduğuna dikkat çekilirken, kültürel ve dini ritüellerin çeşitliliği vurgulanıyor. Sevdiklerini kaybeden bireylerin yaşadığı yas süreci, yalnızlık ve özlem gibi duygularla birlikte ele alınıyor. Florian Keusch, onlarca yıllık deneyimiyle ölümün gündelik varlığına dair gözlemlerini saygı ve mizahla harmanlayarak aktarıyor.
Dini yönler de ihmal edilmiyor. Yahudi, Budist ve Alevi cenaze ritüelleri; Başhaham Engelmayer, Marina Jahn ve Rıza Sarı tarafından anlatılıyor.
Dini yönler de ihmal edilmiyor
Dini yönler de ihmal edilmiyor. Yahudilik, Budizm ve Alevilerdeki cenaze töreni, Viyana’nın Hahambaşı Jaron Engelmayer, Avusturyalı Budistler Başkan Yardımcısı Marina Jahn ve Alevi İnanç Cemaati’nden Rıza Sarı tarafından anlatılıyor.
İslam’da Ölüm, Zaman ve Vicdanın Felsefisi
Yazar ve yayıncı Birol Kılıç, Almanca kaleme aldığı felsefik metninde İslam’da ölümü ve Allah ile karşılaşmayı, akıl ve bilinçle yaşanmış bir hayatın nihai delili olarak sunar. Kur’an-ı Kerim’den “Her canlı ölümü tadacaktır” (Âl-i İmrân, 3:185) ayetini merkeze alarak, iyiliklerin ve özellikle hayattayken yapılması gerekenlerin zamanla olan ilişkisini vurgular. Zira zaman, insanın en kıymetli sermayesidir; ve bu sermaye, yalnızca hayırla değerlendirildiğinde anlam kazanır.
Kılıç, metninde İstanbul Zincirlikuyu Mezarlığı’nın girişinde yer alan bu ayetin fotoğrafını kullanır. Ona göre, bu ayet her Müslümanın mezarlık kapısından geçerken zihninde yankılanmalı; insan, yaşarken hem kendisi hem ailesi hem toplumu hem de doğa için hayır işlerinde bulunmalı, zamanı israf etmeden yaşamalıdır. Bu, Kelâmullah’ın çağrısıdır; ve bu çağrı, yalnızca ölümle değil, yaşamla da ilgilidir.
Yazar, bir Müslümanın vefat sürecini detaylı biçimde ele alır: yıkama, dualar, defin ritüeli… Tüm bu aşamaları kaynaklarıyla aktarırken, İslam’ın yalnızca bir inanç sistemi değil; yaşarken barış ve esenlik için mücadele eden, zulme ve zalimliğe karşı sessiz kalmamayı öğütleyen bir direniş dini olduğunu hatırlatır. Birol Kılıç, “Her canlı ölümü tadacaktır” ayetini Viyana Belediyesi Cenaze İşleri’nin “Biz sizin geleceğiniziz” sloganıyla ilişkilendirerek, ölümün yalnızca bir son değil; yaşamın anlamını belirleyen bir eşik olduğunu gösterir. İnsanları, hayattaki zamanı yapıcı, hayırlı ve hedef odaklı eylemlerle değerlendirmeye teşvik eder. “Vefat ettikten sonra kitap kapanır,” der, “bu kitap kapanmadan hayır ve barış için yarışılmalıdır.”
Yazısının sonunda Kılıç, İslam ile felsefe arasında bir köprü kurar. Kant’ın aklı, Goethe’nin sezgisi, Sokrates’in sorgusu; Mevlânâ’nın aşkı ve Hacı Bektaş Veli’nin adaletiyle buluşur. Bu buluşma, Almanca dilinde ilk kez Gül Baba’nın evladı gibi, onun yolunda bilgiyle yoğrulmuş ve gönüllere dokunan bir anlatım olarak karşımıza çıkar. Kılıç’ın kalemi, ölümün sessizliğinde yankılanan bir vicdan sesi gibidir; hem hatırlatır, hem çağırır, hem de insanı kendi ömrüne karşı sorumlu kılar.
Kitap, ölümle ilgili önyargıları kırmayı, okuyuculara hayatın sonuna farklı bir bakış açısı kazandırmayı ve zamanın değerini hatırlatmayı amaçlıyor. “Ruh” ve “hayalet” gibi kavramlar da mizahi bir dille ele alınıyor. Lego çizimleri ve karanlık gömme olasılıklarıyla zenginleştirilen içerik, ölüm gibi ciddi bir konuyu zekice ve duyarlı bir yaklaşımla işliyor.
Viyana’nın kültürel mirası içinde mezarlıklar ve ölüm teması, bu kitapla birlikte hem tarihsel hem felsefi bir boyut kazanıyor. Florian Keusch, duyarlılık ve mizah arasındaki dengeyi ustalıkla kurarak, ölüm korkusunu hafifletmeyi ve yaşamın anlamını derinleştirmeyi hedefliyor.
Kesinlikle okunmaya ve hediye edilmeye değer bir eser.(Merjem Lejla, yenivatan.at)
Kitap
„Aus. Schluss. Vorbei? Geschichten, die der Tod schrieb“
Yayıncı Florian Keusch
258 Sayfa, 24,90 Euro;
ISBN: 978-3-200-08101-7,
Kitapçılarda ve Viyana Merkez Mezarlığı’ndaki Cenaze Müzesi’nde bulunabilir
