Avusturya Başbakanlığı çatısı altında yayınlanan bu araştırma tüm Müslümanları niye ilgilendiriyor?

LİNZ. Avusturya Başbakanlığı dokümantasyon çatısı altında Almanca dilinde yayınlanan 120 sayfalık bir araştırmanın içinde , „Müslüman Kardeşler ( İHVAN), Milli Görüş hareketinin Avusturya bacağı olarak kabul edilen Avusturya İslam Federasyonu ve Diyanet’in Avusturya şubesi sayılan ATIB’in“ isimleri neden ve nasıl geçiyor?

Volksblatt “Dünyayı egemenlik altına almak isteyen Ütopya” başlıklı haberinde işte bu araştırmayı yayınlamasa haberimiz olmayacaktı.

İlk önce Analiz

Bu haberi herkes Almanca okudu!

Tercüme etmesek sizin de haberiniz olmayacaktı.

Avusturya Devleti ile Avusturya’da Müslümanları temsil ettiklerini iddia edenler arasında neler oluyor?

Arka kapılar ardında neler dönüyor?

Bunlardan bizlerin niye haberi yok? Tüm Müslümanların başı Avusturya’da nasıl ve kimler tarafından belaya sokuluyor?

Avusturya Başbakanlığı çatısı altında yayınlanan “Dünyayı egemenlik altına almak isteyen Ütopya” adlı araştırma tüm Müslümanları niye ilgilendiriyor? Birilerine „siz Müslüman olarak bizi temsil edin“ yetkisi mi verildi?

Avusturya’da 700 binden fazla Müslüman yaşıyor. Avusturya Başbakanlığı’na bağlı „Siyasal İslam“ adlı daire Avusturya’da dini cemaat adı ile kurulan ve başta Mısır ve Türkiye olmak üzere diğer ülkelerden gelerek Avusturya’da camii teşkilatları şeklinde organize olmuş kurumların bazılarını Avusturya Cumhuriyeti’nin özgürlükçü, seküler,  demokratik ve çoğulcu anayasal düzenine düşman olduğunu iddia eden belgeler ile uzun zamandır çeşitli ve belgeli araştırmalar ile kamuoyu paylaşıyor. Tüm Müslümanların seçmedikleri, temsil yetkisi vermedikleri bu tür kuruluşlar ya  zan altında kalmaması gerekiyor ya da Avusturya hükümeti haksızlık yapıyorsa buna son vermeli. Avusturya Türkiye, İran, Sudi Arabistan, Katar, Mısır gibi nüfusunun çoğunluğu Müslüman olan bir ülke değil. Babalarımızın bostanı ise hiç değil.  Bu haberi  Yeni Vatan Gazetesi olarak kamuoyu aydınlatmak amacı ile kaynakları ile saydam bir şekilde yayınlıyoruz.

Şimdi yayınlanan haber 

Volksblatt’da yayımlanan “Dünyayı egemenlik altına almak isteyen Ütopya” başlıklı haberi birebir Türkçe dilinde şöyle :

LİNZ  (VOLKSBLATT). „Müslüman derneklerin protestosu garanti edilir: Çünkü Avusturya Başbakanlığı’na bağlı Siyasal İslam Dokümantasyon Merkezi tarafından cuma günü yayınlanan “Siyasal İslam Örgütleri ve Avrupa ve Avusturya’daki Etkileri” konulu çalışma, yerel İslam üzerinde önemli etkisi olan grupları hedef alıyor.

Araştırmanın Avusturya kısmından, anti-Semitizm ve İslamcılık konusunda uzman tarihçi Heiko Heinisch sorumlu. Amerika Birleşik Devletleri’ndeki George Washington Üniversitesi Aşırılıkçılık Programı Direktörü Lorenzo Vidino, Avrupa’daki İslamcılarla ilişkilere ışık tutuyor.

Siyasal İslam, “toplumların ve devletlerin şeriat kurallarına göre normatif bir düzene dönüştürülmesi için radikal, kolektivist bir ideoloji” olarak tanımlanıyor ve „ütopik uzun vadeli hedef, İslam dünyasına hâkim olmak ve küresel bir hilafettir” deniliyor.

Bu faktörlerse bu ideolojinin karakteristiğidir:

  • Dünyanın „inananlar“ ve „inanmayanlar“ olarak ikiye ayrılması,
  • İdealize edilmiş bir küresel İslam cemaatinin (Ümmet) hayali,
  • İslam’ın üstünlüğü,
  • Liberal demokrasinin, insan haklarının ve din ile devletin ayrılığının reddedilmesi,
  • Kadın erkek eşitliğinin olmaması
  • Mağdurlar topluluğu olarak öz imaj,
  • Adaletsiz bir devlet olarak görülen İsrail’in meşruiyetini yitirmesi.

Büyük Etki

Çalışma, Avusturya’daki en etkili siyasi İslami örgütleri de sıralıyor:

  • Müslüman Kardeşler,
  • Milli Görüş hareketinin İslam Federasyonu (AİF) kolu,
  • ve Türk devletinin dini otoritesi Diyanet’in şubesi olan Atib Birliği.

Avusturya camilerinin üçte ikisi bu üç örgütün yönetimi altındadır ve diğerleri de onların etkisi altındadır. ATIB ve İslam Federasyonu, cami derneklerinin gücünden dolayı  Avusturya´da daha çok sunni müslümanları temsil eden  Avusturya İslam İnanç Cemaati’nin (IGGÖ) en önemli organlarını da kontrol eder.

Üç aşamalı strateji

Avrupa’da bir strateji olarak, yazarlar „Hasan el-Benna (Müslüman Kardeşler’in kurucusu, not) tarafından ağırlıklı olarak gayrimüslim toplumlar için geliştirilen kavramın bir uyarlaması“nı kullanıyor. Buna göre ilk aşamada burada yaşayan Müslümanların kazanılması için girişimlerde bulunuluyor. İkinci aşamada, siyasal İslam, Müslüman toplulukların toplumun geri kalanından farklı kurallara göre yaşadığını kabul etmek için kampanya yürütüyor. Üçüncü aşamada ise Pollit İslamcılar „normatif düzenlerini… toplumun geri kalanına yaymaya“ çalışıyorlar.

Demokrasi itirafı

Avusturya İslam Federasyonu, kendisini İslamcı sınıflandırmaya karşı savunuyor. AIF tarafından yakın zamanda yayınlanan bir bildiride, „Ne İslami federasyonlar ne de İslami dini topluluk Milli Görüş (IGMG) sözde Milli Görüş hareketine aittir veya onu temsil eder“ dedi. Aksine, “yerel demokratik anayasal düzenin başarılarını” takdir eder. Erbakan’ın öne sürdüğü batılı düzenin aşılmasının aksine AIF, „Ne Batılı bir yaşam biçimine ne de Batılı bir düzene düşmandır.“

AIF’nin hala İslamcılık şüphesi altında olması, bu yalancı karşıt gerçeklerden kaynaklanmaktadır: AİF dernekleri, her Şubat ayında Erbakan’ı “büyük İslam düşünce lideri” olarak ölüm yıl dönümünde anıyor. Erbakan’ın kurduğu Saadet İslamcı partisiyle de temaslar olduğuna dair kanıtlar var.

Din bezirganlığı üzerine kurulu siyasal İslamcı fikirler de Müslümanların zihninde varlığını sürdürüyor çünkü IGGÖ kendisini uzaklaştırmak konusunda isteksiz: Tartışmalı bir Karadavi ders kitabı önerisini ancak 2005’te kamuoyu baskısı sonrasında geri çekti. Yahudi aleyhtarı Erbakan hala bir azizdir. Avusturya’daki birçok Müslüman aşırılıkçıların ideolojisine maruz kaldı veya maruz kalıyor…“ ( Kaynak 26.11.2021, Volksblatt)

 

Kaynaklar:

https://volksblatt.at/weltherrschaftliche-utopie/

https://www.dokumentationsstelle.at/

https://www.dokumentationsstelle.at/wp-content/uploads/2021/11/Bericht_Organisationen_Final_ES_Web_Optimized.pdf

Relevante Artikel

Back to top button
Cookie Consent mit Real Cookie Banner