Komşuyla Gerilim: Doskozil’den Orbán’a Sert Mektup — “Bu Kabul Edilemez”

Burgenland Eyalet Başkanı Hans Peter Doskozil, Macaristan Başbakanı Viktor Orbán’a gönderdiği açık mektupta, Burgenland’daki acil sağlık hizmetleri hakkında yapılan yanlış ve küçümseyici açıklamaların düzeltilmesini talep etti.

BURGENLAND.  Macaristan Sağlık Bakan Yardımcısı Péter Takács, YouTube’daki Harcosok Órája adlı podcast programında, sınır ötesi hasta nakli konusunu ele alırken Burgenland’ın acil yardım sisteminin Macaristan seviyesine çıkması gerektiğini iddia etti. Takács ayrıca, Burgenland ambulanslarının GPS sistemine sahip olmadığını, merkezi bir koordinasyon merkezinin bulunmadığını ve araçların konumunun yalnızca mıknatıslı bir tahtadan takip edilebildiğini öne sürdü.

Bu açıklamalar Avusturya’da büyük tepkiyle karşılandı. Doskozil, bu sözleri “gerçek dışı, çalışanlara saygısız ve iş birliği ruhuna aykırı” olarak nitelendirdi. Mektubunda, Burgenland’ın acil yardım sisteminin yüksek profesyonellik ve bölgesel işlevsellik taşıdığını vurgulayan Doskozil, dışarıdan gelen bu tür karalamaların kabul edilemez olduğunu belirtti.

Doskozil, Orbán’dan kamuoyu önünde bir düzeltme talep ederken, sınır ötesi iş birliğini güçlendirmek adına diyaloğa açık olduğunu da ifade etti.

Arka plan ve tarihi ilişkiler

Burgenland: Sessizliğin Sınırında Bir Tarih

Burgenland, Avusturya’nın dokuz federal eyaletinden biridir. Ancak bu bölge, sadece coğrafi bir tanım değil; yaklaşık 1000 yıl boyunca Macar toprağı olarak var olmuş, sonra sessizce el değiştirmiş bir kimliğin taşıyıcısıdır.

Birinci Dünya Savaşı sonrası imzalanan Trianon Antlaşması ile Macaristan, topraklarının büyük kısmını — başta Transilvanya olmak üzere — Romanya, Slovakya, Sırbistan ve Avusturya’ya kaptırdı. Burgenland da bu parçalanmanın bir sonucu olarak 1921’de Avusturya’ya katıldı. Ancak bu geçiş, Macarlar için unutulmuş bir dava değil; sessizce içlerine gömdükleri bir tarihsel kırılmadır.

Bugün Burgenland’da Macarlar resmî azınlık olarak tanınsalar da, bu tanınma çoğu zaman sembolik kalmıştır. Macar nüfusun büyük kısmı Oberwart (Felsőőr) ve Oberpullendorf (Felsőpulya) çevresinde yaşar. Macaristan’a göre, Macar dili ve kültürü, zamanla asimilasyon baskısı altında erozyona uğramış; eğitim, kamu hizmetleri ve yer isimlerinde görünürlüğü azalmıştır

Macaristan’ın bu konuda ses çıkarmaması, belki de tarihsel travmanın ağırlığıyla ilgilidir. Burgenland, Macar kimliğinin sınırda kalmış, sessizleşmiş bir yansımasıdır. Ve bu sessizlik, hâlâ konuşulmamış bir geçmişin izini taşır.

Bugün Mohaç Meydan Muharebesi’nin 499. yıldönümü!

20. yüzyıl Türk-Macar ilişkilerinin az bilinen olaylarından birisi de 29 Ağustos 1926 tarihinde gerçekleşen Mohaç Muharebesi’nin 400. yıldönümü anma etkinlikleridir. Birinci Dünya Savaşı’nda mağlup olan ve Trianon Antlaşması neticesinde topraklarının üçte ikisini kaybeden Macarlar bu olayın etkisinden kurtulamamışlar ve birbirlerine kenetlenmişlerdir. Bu yüzden Mohaç anma etkinliğine özel önem vermişlerdir. Etkinliği ilginç kılan ise dönemin Macaristan devlet başkanı Kral Naibi Horthy’nin törende Türkleri ve Türkiye’yi öven bir konuşma yapmış olmasıdır. Bu törene Macarların dışında başka memleketleri temsilen sadece İngiliz Sefiri’nin ve Türk Sefiri Hüsrev (Gerede) Bey’in katılmış olmasıdır.

Horthy, konuşmasında Hüsrev Bey’e teşekkür etmiş ve özetle şunu söylemiştir: „Dört yüz sene önce akrabalarımıza karşı savaştık ve bu hüzünlü günde kardeş milletin temsilcisi acımızı paylaşmak üzere burada bulunurken, dört yüz sene önce bizimle beraber savaşanlar ise bugün bizim karşımızda yer alıyorlar.“

Fotoğraf sözü geçen anma etkinliği sırasında çekilmişlerdir. (Az Est, 1 Eylül 1926, s.5)

***
Davet geldiğinde Türk yetkililer, doğal olarak bu konuya hassasiyetle eğilmişlerdir. Hüsrev Bey’e Türkiye’nin millî hislerini rencide edebilecek durumların ortaya çıkmayacağından emin olunduğu takdirde sözkonusu törene katılım sağlanmasında bir sakınca görülmediği talimatı verilmiştir. Hüsrev Bey törene katılmış, bilakis onore edilmiştir. Aşağıda kendisinin yaptığı konuşmanın tam metnini bulabilirsiniz: – [Kaynak: Türk ve Macar diplomatik arşiv belgelerinde Türkiye-Macaristan siyasi ilişkileri, 1922-1933 A Magyar-Török politikai kapcsolatok alakulása a diplomáciai levéltári források alapján, 1922-1933 editörler = szerkesztők Mehmet Erdoğan, Emre Saral, Kövecsi-Oláh Péter ; çeviri = fordítás Szőllőssy Balázs, Kövecsi-Oláh Péter ; Osmanlıca çeviri yazı = Oszmán-Török fordítás Bektaş Kaya, Nimet Baykal, Öznur Alkan, T.C. Dışişleri Bakanlığı Diplomatik Arşiv Genel Müdürlüğü, Ankara, 2024, s.201]

„Kardeşlerim

Bu meydân-ı şehâmetde yan yana yatan cengâver ecdâdımızın mübârek huzûrlarında sizlere hitâb ederken bu tarihî günde resmiyetden ziyâde ırkdaşlığımızın îcâbâtına tebaʿiyetle “kardeşlerim” diye söze başlıyorum.

Bugün dost iki milletin tarih huzûrunda, büyük ölüleri huzûrunda her türlü siyâsî düşünceden uzak olmak üzere, âdetâ bir maʿnevî barışma merâsimi olan bu büyük ihtifâle, şahsımın, Türkiye Cumhuriyeti Sefîrinin daʿvet edilmesi -kim ne derse desin- emîn olunuz Macar-Türk tarihlerinin altın kalemle kaydedeceği pek ulvî ve necîb bir hâdisedir.

Tarihlerimizi bî-tarafâne bir tedkîk ile okursak görürüz ki mezheb muhârebeleriyle boğaz boğaza gelen ve bu yüzden en fecîʿ kanlı hâdisâta sahne olan o zamanki Avrupa’ya geçen Türkler din te’sîriyle aslâ hareket etmemişlerdir. Her işgâl etdikleri yerde en geniş müsâmahakârlığı göstermişlerdir. Takaç’ın [Takáts] (Budin Paşalarının Macarca Muhâberâtı) nâmıyla son zamanlarda neşrolunan eseri ile diğer müverrihlerin eseri bu tarihî şâhidlerdendir.

O hâlde ırken iki kardeş demek olan Türk ve Macarların kavgalarında siyâsî bir hedef aramak lâzımdır. Tarihen müsbetdir ki Osmanlı Türklerinin o zamanki hedefleri yalnız Bizans idi. Ve bunu mağlûb etmek için büyük mikyâsda çevirme hareketi yapıyorlardı. Balkan şibh-i cezîresinde Macarlarla ilk müsâdememiz buharekât-ı askeriyenin netâyicinden idi.

Cümlece maʿlûm olan bu hakâyık-ı tarihiyeyi burada zikretmeyeceğim. Yalnız o zamanki Avrupa’nın iki büyük kuvvetli hükümdârının beynindeki şedîd rekâbeti ehemmiyetle hatırlatmak isterim.

Burada yatan büyük ecdâdımıza derin hürmetler takdîm ederken Macar Hürriyet Harbi büyük kahramanı vatanperver Rakos Ferens’i [Ferenc Rákóczi] taʿzîmle yâd ederim.“

Exit mobile version