Korkunç! Avrupa, Türkiye ve Rusya’nın İran’da buluşmasını nasıl görüyor?

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in Tahran'daki üçlü zirvesinin ardından Avrupa ve dünya basınında söz konusu görüşmeye dair çeşitli analizler yapıldı. Krone Gazetesi’nden Christian Hauenstein’in kaleme aldığı analiz, Avrupa’nın, İran’da gerçekleşen Türkiye- Rusya görüşmesini ve Kuzey Suriye'de hareket etmek isteyen AKP Hükümeti'ni nasıl gördüğünü ortaya koyması açısından oldukça önemli.

Viyana. Türkiye ve Rusya’nın İran’da buluşmasının ardından, Krone Gazetesi’nde bu konuyu ele alan çarpıcı bir analiz yayınlandı. Christian Hauenstein imzalı bu haber analiz, aslında Avrupa ve Amerika’nın, Kuzey Suriye’de hareket etmek isteyen AKP Hükümeti’ni nasıl gördüğünü bir kere daha gösterdi! Korkunç olan taraf, resmen ve alenen bu analizde Rusya, İran, Amerika, AB ve herkesin, Türkiye AKP hükümetinin Suriye sınırında DEAŞ’i canlandırması konusunda aynı korku ve telaşı taşıdığını yazıyor! Krone Gezetesi’nden Christian Hauenstein’in analizi şöyle:

“Kremlin şefi Vladimir Putin, İranlı ve Türk mevkidaşlarıyla bir zirve için salı günü İran’ın başkenti Tahran’a geldi. Ancak Ukrayna’daki savaş, Tahran’daki mollalarla yapılan toplantıda yalnızca ikincil bir konu – Rusya ve İran, Ortadoğu’da bir Türk saldırısını önlemekle daha fazla ilgileniyor.

Putin’in emrettiği saldırganlık savaşı Ukrayna’da tüm hızıyla devam ederken, her iki tarafta da her gün yüzlerce can alıyorken, Kremlin şefi salı günü Rusya’nın katılımıyla uzun süredir devam eden bir başka savaş tiyatrosu olan Suriye’yi görüşmek üzere Tahran’a gitti.

Foto: AFP

Öte yandan Putin orada, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ülkenin kuzeyindeki Kürt birliklerine karşı planladığı bir askeri harekatı, Suriye’de de önemli bir askeri rol oynayan Tahran’daki İranlı mollaların desteğiyle engellemek istiyor.

Rusya ve İran, Moskova ve Tahran’ın askeri desteği olmasaydı çoktan iktidardan kalkacak olan Suriye diktatörü Esad rejimiyle müttefik. Türkiye ise büyük ölçüde Suriye’deki radikal İslami muhalefetle ittifak halinde.

Moskova ve Ankara arasındaki belirsiz ilişki

Bu nedenle Ankara ve Moskova arasındaki ilişki, Ukrayna konusunda olduğu kadar Suriye konusunda da ikirciklidir. Mesela Türkiye, Kiev’i insansız hava araçlarıyla askeri olarak destekledi, ancak Rusya’ya karşı yaptırımlara katılmadı. Erdoğan, bu özel statüyü, savaşan taraflar arasındaki müzakereleri teşvik etmek için de kullanmaya çalışıyor – örneğin şimdiye kadar Moskova tarafından engellenen tahıl ihracatı gibi. Bu, Erdoğan’ın Putin ile Tahran’da yaptığı görüşmede de gündemde olan bir konu.

Ancak ana konu, Türkiye’nin terörist olarak sınıflandırdığı Suriye’nin kuzeyindeki Kürt milislere karşı Türkiye Cumhurbaşkanı’nın planladığı askeri harekât. Ankara, üç yıl önce söz verdiği Suriye-Türkiye sınırı boyunca 30 kilometre genişliğinde bir güvenlik koridoru üzerinde ısrar ediyor. Ancak bölgedeki Rus hava egemenliği nedeniyle Erdoğan’ın askeri harekât için Putin’in onayına ihtiyacı var.

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Türkiye-Rusya-İran arasında başkent Tahran’da düzenlenen „Astana Formatında Yedinci Üçlü Zirve Toplantısı“nda bir araya geldi. ( Mustafa Kamacı – Anadolu Ajansı )

Ancak Kremlin patronu ve İran’ın bundan kesinlikle hiçbir çıkarı yok. Kürtlere yönelik bir Türk saldırısının İslam Devletine (IS) yeni bir soluk getireceğinden haklı olarak korkuyorlar. Çünkü Kürt topraklarında eski IS savaşçılarının hapsedildiği, Kürt birlikleri tarafından korunan hapishaneler var. Türk saldırılarına karşı kendilerini savunmak zorunda kalırlarsa, cezaevlerini korumanın ihmal edilmesi kaçınılmaz görünüyor. Teröristlerin kurtuluşu sadece bir zaman meselesi olacaktır. Ve bu sadece Suriye’de bir sorun olmayacaktır.

Rusya ve ABD’nin çıkarları aynı

Kuzey Suriye şu anda Rusya, Suriye rejimi, İran, Avrupa ve ABD’nin aynı çıkarlara sahip olduğu dünyadaki tek bölge. Ne de olsa ABD, Suriye’nin kuzeyindeki Kürtlerle birlikte IŞİD’i de yok etmeyi kendine görev edindi. Bugüne kadar Amerikalılar, orada çalışan Rus ordusuyla da istişare halinde olan özel birimler konuşlandırdı. Bu şu anda oldukça benzersiz.

Bu, Rusya’nın Şubat ayı sonunda Ukrayna’yı işgal etmesinden bu yana Putin’in resmi olarak bilinen ikinci yurtdışı gezisi.” (Christian Hauenstein, Kronen Zeitung, 19.17.2022) (yenivatan.at)

Relevante Artikel

Back to top button
Cookie Consent mit Real Cookie Banner