“Leşkeş Düzeni ve Ebu Leheb’in Mirası”

Ya bugün insanlığı İslam dininden tiksindiren; dıştan namazlı, niyazlı, içten zavallı sözde İdris, özünde İblis leşkeşler ne olacak? “Kahrolsun Ebu Leheb iktidarı ve düzeni! Ebu Leheb iktidarı ve düzeni kahrolsun! Kelamullah Lokman 33 haykırır, "Aman o yaman aldatıcı seni Allah diyerek aldatmasın, kandırmasın." Bu ayet hepimiz için!

Bugün yine mübarek bir Cuma günü. Ve biz, dinin özünü kirleten, kamu malını peşkeş çeken, halkı Allah diyerek kandıranlara karşı sesimizi yükseltiyoruz.

Sözde dindar, özde münafık olan bu “leşkeş” takımına cevabımız nettir:  

Kahrolsun Ebu Leheb iktidarı ve düzeni.  

Ebu Leheb düzeni kahrolsun!

İslam, gösteriş değil adalettir. Namazla değil, yetime sahip çıkmakla; ezanla değil, kamu hakkını korumakla yaşanır. Maun Suresi açıkça haykırır:  

“Vay haline o namaz kılanların ki, namazlarından gaflet içindedirler. Riyaya saparlar. Yardıma engel olurlar.”

Bugün halkın sırtından zenginleşen, altın madenlerini, dereleri, toprakları holdinglere satan; camide dua edip bankada faizle servet büyüten bu düzen, Ebu Leheb’in mirasıdır. Dıştan Müslüman, içten kapitalist olan bu ruhban sınıfı, İslam’ı bir ticaret markasına çevirmiştir.

Ve bize “alçak laikçiler” demişsiniz. Ne mutlu bize!  

Çünkü biz, dinin özünü savunuyoruz. Allah ile kul arasına kimsenin giremeyeceğini, dinin zorla dayatılamayacağını, devletin tüm inançlara eşit mesafede durması gerektiğini haykırıyoruz.

Unutmayın:Dinci ve din bezirgânı olmadan müşrik olunmaz

Bu ifade, çok çarpıcı bir tarihsel gerçeğe işaret eder:  

Cahiliye Mekke’sinde Ebu Leheb, Ebu Cehil gibi figürler Allah’a inanıyor, namaz kılıyor, hac yapıyorlardı. Ama mülkün Allah’a ait olduğunu reddediyor, adaleti ve eşitliği tehdit olarak görüyorlardı. Onlar dindar değil, dinciydi. Ve bu yüzden müşrik oldular.

Bugün de aynı düzen sürüyor.

  Dıştan namazlı, içten kapitalist.

  Allah der ama kamu malını peşkeş çeker.

  Ezan okur ama yetimi iter, yoksulu görmez.

  Dini anlatır ama halkı kandırır.

Dindarlık Nedir?

Dindarlık, kişinin inancını samimiyetle yaşamasıdır.

  Vicdanla bağlıdır, gösterişle değil.

  Allah ile kul arasındaki özel bağdır.

  Ahlak, adalet, merhamet ve tevazu ile beslenir.

  Kimseye dayatmaz, kimseyi küçümsemez.

  Sessizdir ama derindir.

Dindar insan, dinin özünü yaşar; şekline değil, ruhuna sadıktır.

Dincilik Nedir?

Dincilik, dini bir araç hâline getirmektir.

  İktidar için, para için, güç için kullanılır.

  Gösterişe dayanır, samimiyete değil.

  Dini söylem, siyasi ajandaya hizmet eder.

  Halkı korkutarak, kandırarak yönlendirmeye çalışır.

  Ruhban sınıfı gibi davranır: “Ben bilirim, sen sus.”

Dinci, dinin özünü değil; etiketini taşır. Dindar görünür ama münafıkça davranır.

Ebu Cehil de namaz kılıyordu. Ebu Leheb de hac yapıyordu. Ama mülkün Allah’a ait olduğunu reddettikleri için peygambere düşman oldular.

Bugün de aynı düzen sürüyor.  

Ve biz, bu düzene karşıyız.  

Bu yüzden cuma niyazımız nettir:

“Kahrolsun Ebu Leheb iktidarı ve düzeni.”

Hayırlı Cumalar.

Birol Kılıç,  Viyana, Cuma, 26.02.2021

İlgili yazılar

Ahlak ve akıl diyen Kant Viyana`da yeni bir kitap ile anıldı
https://www.yenivatan.at/ahlak-ve-akil-diyen-kant-viyanada-yeni-bir-kitap-ile-anildi/

https://www.yenivatan.at/akil-almayan-uydurma-hadisler-kurandan-da-iste-boeyle-onay-almiyor/

Exit mobile version