MA35 personeli göçü protesto ettiği veya yasayı “fazla liberal” bulduğu için işlem yapmıyormuş

VİYANA. Viyana Göç ve Yurttaşlık Dairesi MA35 görevlileri hakkındaki eleştiri ve ihbarların ardı arkası kesilmiyor. “Heute” gazetesine içeriden bilgiler veren ve kimliğinin açıklanmasını istemeyen eski bir bölüm çalışanı, göçmen korkusu ve ilgili yasalardaki “liberal ruhun”, çalışanların iş yavaşlatma eylemine neden olduğunu ileri sürdü.

Eski personel, gazeteye yaptığı açıklamalarda, 10 yıl MA35 içinde çalıştığını ve ortamı çok iyi tanıdığını belirterek, Belediye Meclisi’nin bu bölümünden mesleki gerekçelerle bu yıl ayrıldığını, ancak toplumun böyle bir kamu kurumunda neler olup bittiğini bilme hakkı olduğuna inandığı için de gözlemlerini Heute’ye aktarmayı uygun gördüğünü bildirdi.

BÖLÜMDEKİ AKSAKLIKLAR

Çalıştığı dönemde, başvuru sahipleriyle yakından ilgilendiğini ve bunun kendisini diğer çalışma arkadaşlarının gözünde sevimsizleştirdiğini savunan eski çalışan, bu bölümde görev yapanların birbirlerine “mobbing” uyguladığını anlattı. Eski personel, başvuruda bulunanlarla alay edildiğini de vurgularken, örnek olarak başvuruda bulunan çok şişman bir kadının arkasından bir bölüm çalışanı tarafından fotoğraflandığını ve bu görüntünün WhatsApp grubunda paylaşılarak kadının alay konusu edildiğini anlattı.

Telefonlara bilerek çıkılmadığını, özellikle salgın döneminde kişisel başvurulara son verilmesine personelin çok sevindiğini bildiren eski çalışana göre, yeni dönemde, insanların bölüme şahsen gelerek başvurmasına iznin çıkması, bölüm personelinin işine gelmedi, çünkü “özgürlüklerinden” vazgeçmek istemiyorlar. Eski çalışan, bu anlayışın içinde dairede eğlence partisi düzenlenmesi ve mesai saatlerinde ofiste nargile içilmesi gibi “özgürlüklerin” bulunduğuna dikkat çekti.

BÖLÜM ÇALIŞANLARININ YAŞATTIĞI SIKINTILAR

MA35 ile ilgili açıklamalarda şu bilgiler de öne çıktı:

Bu bölümde gizlice ve adım adım yayılan bir ırkçılıktan söz edilebilir. Çünkü insanların soyadlarına bakılarak başvuru dilekçelerinin hangi hızla işleme konulacağı bile karara bağlanabiliyor. Örneğin Bir ABD yurttaşının oturma izni için yaptığı başvuru hemen hemen daima kabul edilirken, Afganların her şeyine kuşkuyla yaklaşılıyor. İran, Pakistan veya Afganistan’dan gelen insanlar ise reddediliyor.

Başvuru dilekçelerini bir protesto biçimi olarak işleme koymayan personel, bunu göçe karşı olduğu veya yerleşim ve oturum izni yasasını aşırı liberal bulduğu için yapıyor. Bir defasında bir çalışan yeni bir kontrol süreci başlatmıştı, oysa o konuda bir kanar çoktan vardı.

Aynı geciktirme tutumu sahte evlilik araştırmalarında da izleniyor. Kosovalılar veya aralarında büyük yaş farkı bulunan çiftler, ekstra bir denetime tabi tutuluyor. Daha önce gerekli denetimler yapılmış olmasına ve sahte evlilik saptanmamasına rağmen bu tür işlemler yapılıyor. Çünkü yeni bir süreç başlatıldığında, eski karar geçersiz oluyor. Bu da başvuru sahibi için aylarca beklemek anlamına geliyor.

İşlemlerin uzun sürmesine itiraz eden ve şikâyette bulunanların işlemleri ise bilhassa uzatılıyor, işleme konulmuyor.

YOĞUN BİR HUKUKİ EĞİTİM ŞART

Heute gazetesine MA35’in iç yapısını anlatan eski personel, bu bölümde görev yapanların bilgisiz olduğunu da ileri sürdü. Yabancılar Yasası ile ilgili bir uzman eğitimi verilmesinin şart olduğunu belirten eski çalışan, personel sayısının 50 kişi daha artırılmasının sorunu çözmeyeceğini savunarak, “yapısal bir değişikliğin ve personelin eğitilmesinin şart olduğunu” belirtti. Personelin konuya hâkim olmamasının, başvuruların işleme konulmamasının veya geciktirilmesinin de bir başka nedeni olduğuna dikkat çekildi.

Eski çalışan, personele bir Yönetim Akademisi üzerinden birkaç yarıyıl sürecek bir hukuki eğitimin gerekli olduğunu, o zaman hukuken iyi temellendirilmiş kararlar alınabileceğini bildirdi.

Eski çalışanın Heute’ye önerileri arasında, bir yetki paylaşımı yapılması da yer aldı. Böylece işlemlerin hızlanabileceği ileri sürüldü. (yenivatan.at)