Prof. Dr. Sezer Şener Komsuoğlu’na ‚bilim ve hizmet‘ ödülü verildi: „Ülkemiz sağlık konusunda çok güçlü“

Hekimlikte 50 yılı geride bırakan, nöroloji alanında önemli çalışmalara imza atan iki tıp fakültesinin kurulmasına öncülük eden eski kadın rektörlerden Prof. Dr. Komsuoğlu, Türk Nöroloji Derneğince "nörolojide bilim ve hizmet" ödülüne layık görüldü.

ANKARA- Öğrencilik hayatında üniversiteye kadar Ankara’da devam eden Ankara Kız Lisesi’ni bitirdikten sonra Atatürk Üniversitesinde Tıp Fakültesinden mezun olan Prof. Dr. Sezer Şener Komsuoğlu, nöroloji uzmanlık eğitimini Ankara ve Hacettepe Üniversitelerinde tamamladı.

Foto: AA

Uzun dönem İngiltere’de Aston ve Birmingham Üniversitelerinde hem akademik hem klinik çalışmalara katılan Komsuoğlu, dünyanın önde gelen nörologlarının asistanlığını yürüttü, bilimsel çalışmaları ile uluslararası alanda ses getiren yayınlar yaptı.

Avrupa Üniversiteler Birliğinin 19 üyeli araştırma ve inovasyon komitesine Türkiye’den seçilen tek akademisyen olan Komsuoğlu, Oxford Üniversitesince yayımlanan „Bilim Kadınları-Düşünceler, Zorluklar ve Sınırları Aşmak“ kitabına giren üç Türk bilim kadınından biri oldu.

Doçent unvanını almasının ardından memleketi Trabzon’a dönen Komsuoğlu, Karadeniz Teknik Üniversitesi Tıp Fakültesinin kuruluşunda görev aldı, bu şehirde 14 yıl doktor olarak çalıştı. Daha sonra Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesinin kuruluşunda çalıştı, merhum eşi Prof. Dr. Baki Komsuoğlu’nun selefi olarak devraldığı görevi ile Türkiye’nin ilk kadın rektörleri arasına girdi.

Kocaeli Üniversitesinin 1999 Marmara depreminde yıkılmasının ardından aylarca çocukları ve rektör Baki Komsuoğlu ile çadırda kalan Sezer Komsuoğlu, bu süreçte hem hekimlik yaptı hem de üniversitenin yeniden inşasında görev aldı.

Komsuoğlu, halen Yükseköğretim Kurulunda (YÖK) başdanışmanlık ile akademide kadın çalışmalarının öncülüğünü yapıyor.

„Hekimliğin bir kamu hizmeti olduğu anlayışı ile genç nörologların yetişmesine katkı verdim“

Foto: AA

Nöroloji alanındaki hekimlik mesleğine, akademideki üst yöneticilik sürecine ve Yükseköğretim Kurulunda görev yaptığı akademide kadın çalışmalarına ilişkin Komsuoğlu, AA muhabirinin sorularını yanıtladı.

Trabzon’da hekimlik yaptığı dönemde, Türkiye’de çok az nörolog bulunduğunu, Artvin’den Samsun’a kadar pek çok ilden gelen hastalara hizmet verdiğini anlatan Komsuoğlu, „O yıllarda Karadeniz’de 14 yıl sağlık hizmeti verdim. Hekimliğin bir kamu hizmeti olduğu anlayışı ile hareket ederek onlarca genç nöroloğun yetişmesine katkı sunmaya çalıştım.“ dedi.

Daha sonra Kocaeli Tıp Fakültesinin kuruluşu sırasındaki çalışmalarına değinen Komsuoğlu, o yılları şu sözlerle anlattı:

„Bu üniversitede 20 yıl görev yaptım. Burada hem güzel hem hüzünlü dönemler yaşadık. Nasıl derseniz… Eşim Baki Komsuoğlu 8 yıl rektörlük yaptı, ardından ben aynı görevi 8 yıl yürüttüm. Rektörlük benim inisiyatifimle olmadı. O yıllarda 1999 depremi yaşanmış ve üniversite tümüyle yıkılmıştı. Ben uluslararası fonlar aracılığıyla bulduğum projeleri Kocaeli Üniversitesine getirmeye çalışmıştım ve öğretim üyesi arkadaşlarım o sürecin devam etmesini istediklerinden beni seçtiler ve eşimin ardından görevi ben devraldım. Depremin ardından çadırlarda kalarak görevimi layıkıyla yerine getirmeye çalıştım. Eşimi de Kocaeli’nde kaybettiğimden hüzünlü yıllardı aynı zamanda.“

Rektörlük görevinin ardından akademide hep „kadın rektör“ imajı ile anıldığını dile getiren Komsuoğlu, „Keşke sayı çok olsa da kadın rektör, kadın vali, kadın milletvekili demesek, tercihimiz o.“ diye konuştu.

Komsuoğlu, Yükseköğretim Kurulunda hem başkan danışmanlığı hem de akademideki kadın çalışmalarını koordine etmeye çalıştığını aktarırken, „Bu süreçte kadın çalışmaları alanında hem geliştim hem de kendimi geliştirdim.“ dedi.

Avrupa Üniversiteler Birliğinin 19 üyeli araştırma ve inovasyon komitesine Türkiye’den seçilen tek akademisyen olmasının gururunu yaşayan Komsuoğlu, „Bu görevle Brüksel’de Avrupalı meslektaşlarımla çalışmak hem de oradaki projeleri Türk akademisine taşıma fırsatı buldum. Bu görevim devam ediyor. Bu da akademik hayatımın önemli parçalarından biridir.“ değerlendirmesinde bulundu.

„Kızlarımızın yükseköğretimde ve iş dünyasında varlığı için elimizden ne geliyorsa yapmaya gayret ediyoruz“

Yükseköğretimde 8,5 milyon öğrencinin neredeyse yarısının kızlardan oluştuğuna dikkati çeken Komsuoğlu, „Kadın akademisyenlerimizin sayısı Avrupa Birliği ortalamalarından daha yüksek. Avrupa Birliğinde profesör oranı yüzde 28’lerdeyken bizde bu oran yüzde 32’lere ulaştı. STEM çalışmalarında da Avrupa’nın önündeyiz. Bu oranları ziyan etmememiz gerekiyor. Akademideki kadınların potansiyeli, güçlü Türkiye için çok önemli. Kızlarımızın yükseköğretimde ve iş dünyasında varlığı için elimizden ne geliyorsa yapmaya gayret ediyoruz.“ şeklinde konuştu.

„Ülkemiz sağlık konusunda çok güçlü“

Kovid-19 sürecinin dijital dünyanın herkes için gerekli olduğunu gösterdiğini aktaran Komsuoğlu, şöyle devam etti:

„Bu süreçte, kıtalar arasında bilginin sınırları kalktı. Aşılarda bunu gördük. Bizim ülke olarak hasta bakımı konusunda ne kadar güçlü olduğumuzu da gösterdi bu süreç. Türkiye, ilk günden itibaren hiç telaşa kapılmadan olağanüstü şekilde salgın sürecini yönetti. Ülkemiz sağlık konusunda çok güçlü.“

Hekimlik mesleğinin bir ömür boyu devam ettiğinin altını çizen Komsuoğlu, „Bu meslekten kopmak diye bir şey söz konusu değil. Bizim gibi ülkeler, çok çalışması gereken ülkelerdir, orta seviyede çalışma ile bir yere varamayız. Herkes çok çalışmalı, herkes bu ülke için üretmeli, ‚bu nedenle olmuyor, şu nedenle olmuyor‘ diye bir neden olamaz, sadece zamanınızı fazla vereceksiniz. Her genç en az iki dil bilecek.“ dedi.

Prof. Dr. Komsuoğlu, hekim adaylarına yönelik, „Hekimlik önemli ve dava edilmesi gereken hümanist mesleklerden biri. Ne kadar yüksek teknolojiyi kullansanız da hastanın gözlerine bakmadan onun sizden beklentisini bilmeden hekimlik yapılmaz. Dijitalleşmeye evet ama insani değerleri hissedeceksiniz. Yoksa bu mesleği yapamazsınız.“ ifadelerini kullandı.

Türk Nöroloji Derneğinin „nörolojide bilim ve hizmet“ ödülünü, Antalya’da düzenlenen törende alan Komsuoğlu, „Ödülü iki bilim kadını aldık. Büyük gurur duyuyorum. 50 yıllık nöroloji tıp biliminde aldığım en önemli ödüllerden biri.“ ifadesini kullandı. (AA)

 

Relevante Artikel

Back to top button
Fonds Soziales Wien
Cookie Consent mit Real Cookie Banner