Siyasi islam karşıtı dokümantasyon merkezi kuruldu

VİYANA – “Siyasal İslam Dokümantasyon Merkezi”, Austurya Entegrasyon Fonu örneğinde olduğu gibi federal bir fon olarak kuruldu. Rabb’ın bildirdiğine göre, başlangıç sermayesini, Entegrasyon Bakanlığı bütçesinden ayrılan 500.000 Euro teşkil edecek. Bakan aynı zamanda beş ila yedi çalışanı olacak kurumun çalışmalarında bağımsız olacağını vurguladı. Şimdi burada çalışacak kişiler aranıyor. Kurumun yöneticisini bulmak amacıyla da ilan verildi. Ancak Raab şimdiden, bu makamda bir kadını görmek istediğini açıkça belirtti.

Bakan aynı zamanda dokümantasyon merkezine ilk görevini verdi. Bunlar arasında siyasal İslam ile mücadele, dini motivasyonlu siyasal aşırılığın ve ilgili dernek yapılarının bilimsel olarak araştırılması, dokümantasyonu ve bunlar hakkında bilgi sunma yer alıyor. Bilgilerin resmi makamlara, siyaset dünyasına ve kamuya sunulması öngörülüyor. Bakan, “Merkezin amacı şeffaflık sunmaktır” dedi.

„Din karşıtı bir merkez değil “

Kuruluş amacı, şu ana kadar “siyasal İslam ile mücadeleyi amaç edinen bir kurum olmaması” ile açıklanıyor. Yeni merkezin, konuyla dolaylı yoldan alakalı Yahudi düşmanlığı ve ırkçılık gibi konularla da ilgilenmesi öngörülüyor. Bunların başında Müslümanlar’ın Yahudi düşmanlığı ile Türk milliyetçisi “Bozkurtlar” geliyor.

Ancak Raab diğer yandan, merkezin İslam dininin kendisine karşı olmayacağının ve sadece “siyasal İslam’ın radikal ideolojisi”ne karşı olacağının güvencesini verdi. “Bu dokümantasyon merkezi din karşıtı bir kurum değildir” diyen bakan, bilakis din ve vicdan hürriyetinin koruma kalkanı arkasına sığınan tehlikeli ağlarının hedeflendiğini söyledi. Bu bağlamda camilerde kendi dininin üstünlüğüne dair propaganda yapılması veya erkek çocukların okul bahçesinde dini yasaların bekçiliğine soyunması (“Haram nesli”) gibi durumlar ele alınacak.

Uzmanlardan destek

Derneklerden kaçının dokümantasyon merkezinin merceği altına girebileceğini, Raab tarafından atanan uzmanlar da bilmiyor. ABD’de bulunan George Washington Üniversitesi Aşırılık Araştırmacısı Lorenzo Vidino, Selefilerin ve Müslüman Kardeşler’in kendilerini ifşa etmeyeceğine, bu nedenle dokümantasyon merkezinin öncü bir rol üstlenmekle önemine işaret etti.

Almanya’da bulunan Vestfalya Üniversitesi ilahiyatçılarından Mouhanad Khorchide, siyasal İslam’ın halihazırdaki birçok merkezlerinin Müslüman ülkelerden çok Avrupa’da olduğunu, ancak bu konuda henüz çok az araştırma yapıldığını kaydetti. Kendisi de, burada hedefin İslam dini değil, “tehlikeli bir ideoloji olan siyasal İslam” olduğunu vurguladı.

Dini cemaat sürece katılma talebinde bulundu

Avusturya İslam İnanç Cemaati (İGGÖ), “Siyasal İslam Dokümantasyon Merkezi” süreçlerine katılma talebinde bulundu. Başkan Ümit Vural yaptığı yazılı açıklamada, ÖVP-FPÖ hükümetinin izolasyon politikasının sürdürülebileceği eleştirisinde bulundu. Vural ayrıca, Viyana kentinin Favoriten ilçesinde gerçekleşen gösteriler sırasında Türk milliyetçileri tarafından ortaya konan saldırganlığın dini arka planı olmadığını öne sürdü.

Vural, „Favoriten’deki olayların dini bir arka planı yok. Bunlar Türk iç siyasetinin, Avusturya’da olmaması gereken, talihsiz yansımalarıdır” dedi.

Cemaatinin, 21. Yüzyılda Antisemitizm, dini motivasyonlu siyasi aşırılık ve ırkçılığa karşı bir dokümantasyon merkezi kurulmasını memnuniyetle karşılayacağını söyleyen Vural, diğer yandan merkezin doğal olarak her türlü dini motivasyonlu siyasi aşırılığı incelemesi öngörüldüğü halde isminde neden “siyasal İslam gibi kati olmayan ve tanımlanmamış bir terimin” yer aldığının anlaşılmaz olduğunu kaydetti. Vural, “Bütün çabalara inat bu noktada, ÖVP-FPÖ hükümetinin Müslüman yurttaşlarımıza karşı yürüttüğü izolasyon ve suçlu ilan etme politikası sürdürülebilir”. (yenivatan.at)

Relevante Artikel

Back to top button
Cookie Consent mit Real Cookie Banner