Woman’a konuştu: “Başörtüsüz kendimizi daha özgür hissediyoruz”

Almanca yayınlanan WOMAN dergisi habere şöyle başlıyor:" Yeni gösterime giren “Bunu hak edecek ne yaptık?” adlı sinema filminde, liberal ve karma yapıya sahip bir ailenin genç kızı İslam’a yönelir ve aniden tesettüre girer. Konu politik, konunun ele alınışı ise eğlenceli ve müthiş. İki Müslüman kadınla tanıştık. Bu filmde de rol alıyorlar. Örtülü oldukları yılları geride bırakan bir anne ve kızı. "

Woman dergisinin 2018 yılının  Kasım ayının son haftasında, Zeliha Çiçek’le geniş bir röportaja yer verildi.

Zeliha Çiçek Eylül 2014 yılında metroda türbanlı iken bir Avusturyalı bayan tarafından çirkin bir saldırıya uğramış ve Avusturya basınına haber olmuştu. Yeni Vatan Gazetesi’ne Eylül 2014 sayısında ( Sayı 159, Sayfa 26-27) olaydan konuşan Zeliha Çiçek, „Viyana’da metroya korkarak biniyorum“ diyerek uzun bir mülakat vermişti. Avusturya Türk Kültür Cemiyeti EINSPRUCH dergisi  APA OTS haberi ile aynı günlerde Zeliha Çiçek’e sahip çıkarak türbanlı hanımlara yapılan saldırıyı genel anlamda kınamış ve Avusturya basını ve siyasetini bu konuda hassas olmaya davet ederek kışkırtmalardan uzak durmaya davet etmişti.(Kaynak haberin sonunda verilmiştir)

Yeni Vatan Gazetesi’ne Eylül 2014 sayısında ( Sayı 159, Sayfa 26-27) olaydan konuşan Zeliha Çiçek, „Viyana’da metroya korkarak biniyorum“ diyerek uzun bir mülakat vermişti.

 

Zeliha Çiçek, Woman dergisinin 22. Kasım 2018 tarihli 24. Numaralı sayısında sorularını şöyle yanıtladı.

Yayınlanan haberin tümünün birebir Türkçe tercümesi şöyle:

Başörtüsü; peçe, çarşaf ve burka gibi Müslüman kadınlara ait dini sembollerden biri. Lakin eleştirmenler tarafından büyük bir baskı olarak görülüyor. 20 yıldan uzun bir süre tesettürlüyken bir yıl önce örtüsünü çıkaran 41 yaşındaki Türk kökenli Viyanalı Zeliha Çiçek: “Eski eşim ve babam böyle istiyordu. Ancak Kuran’da ifade edilenin aksine başörtüsü, kadını korumuyor. Bilakis: Kadınlar özgürleşemiyor. Onları adeta bir korse içine tıkıyor.” diyor. Annesinin aksine, küçük bir kız iken kendi isteği ile örtünen Zeliha’nın 18 yaşındaki kızı Elif  Çiçek ise bugün bu konu hakkında artık bir şey duymak istemiyor. Baskı, düşmanlık ve gelenekler üzerine bir sohbet.

Zeliha Çiçek: Üç çocuk annesi 41 yaşında öğretmen. 16 yaşında takmaya başladığı başörtüsünü bir yıl önce çıkardı.

Elif Çiçek: 18 yaşında, öğrenci. 10 yaşında kendi iradesiyle örtünmek istedi ve 14 yaşında örtüsünü çıkardı.

“Tek bir tıkla internette çıplak kadınların izlenebildiği bir zamanda örtünmek saçma.”

Woman: Başörtünüzü çıkarmayı ilk ne zaman düşündünüz?

Zeliha Çiçek: 23 yaşında. Anneydim ve şunu düşündüm: Neden başörtüsü takıyorum ki? Bir kadın için İslam ne gerektiriyorsa ben de öyle yaşadım. Ama bu Avrupa toplumunda işlemiyor. Kadınlar burada, Arap ülkelerindekinden farklı olarak, özgür yaşıyor.

Woman: Kesin bir şekilde başörtüsünü terk etmeniz ne kadar sürdü?

Zeliha Çiçek: Altı yıl önce eşimden ayrıldım.   Üç yıl sonra kimi yerlerde başörtümü çıkarmaya başladım. Bir yıl önce ise tamamen terk ettim.

Woman: Nasıl bir histi?

Zeliha Çiçek: Yavaş ilerleyen bir süreçti. Bu nedenle herhangi bir rahatsızlık hissetmedim. Elif daha fazla yadırgadı.

Elif Çiçek: O zaman 12 yaşındaydım ve başörtüsü takıyordum. Annemin başörtüsünden vazgeçmesi, başta beni şoke etti. Öyle ki bunun neredeyse dinimize bir ihanet olduğunu düşündüm. Annem artık Müslüman/Türk değil, bir Avusturyalıydı.

Zeliha Çiçek: Beni, Allah’ı inkâr eden bir inançsız olarak tanımladığın o konuşmayı hatırlıyorum.

Woman: Kızınızın başörtüsü takması konusunda ne hissediyordunuz?

Zeliha Çiçek: Zordu. Elif, örtünmeyi daha ilkokul birinci sınıfta istedi ama ben istemedim. Çok kavga ettik. Bugünün bakış açısıyla komik sayılabilecek sahneler yaşandı: Bir örtüyü, bir ucundan o bir ucundan ben tutmuş çekiştiriyorduk ve ben “Bunu takmayacaksın!” diye bağırıyordum. O ise “Hayır, takacağım!” diye.

Woman: Anneniz özgürlüğünü kazandı. Neden siz yine de başörtüsü takmak istediniz?

Elif Çiçek: Ben İslami bir okula gittim. Tüm arkadaşlarımın başörtüsü vardı. Onlar gibi olmak istedim. 14 yaşımda bakış açım değişmeye başladı. Belki de çokça düşmanlığa maruz kaldığım için. Erkek çocukları benimle dalga geçti, benden büyük adamlar ise bana tükürdü. Artık canıma tak etmişti. Bazı arkadaşlıklarıma mal olacak olsa bile.

Woman: Daha mı iyi oldu?

Elif Çiçek: İlginçti. Eskiden başörtüm nedeniyle kötü bakışlara maruz kalıyordum, bugün ise pek çok insan sempatiyle saçlarıma laf ediyor. Bu çok daha iyi. (Gülüyor)

Zeliha Çiçek: Elif örtünmeyi bıraktığında çok sevindim çünkü bunu hiçbir zaman yapmayacağından korkuyordum. Bu, iş arama gibi Elif’in yaşamında önemli olabilecek diğer şeylerle ilgiliydi. Bunlar, bu kültürde onun için çok daha zor olurdu. Kuran’da saç, cinsel cazibe sembolü olarak görülüyor. Saçın neden bu kadar önemli olduğunu anlamıyorum. Ayrıca bununla çelişen tefsirler de mevcut. Tek bir tıkla internette çıplak kadınların izlenebildiği bir zamanda örtünmek tamamıyla saçma.

Woman: Size de düşmanca davranıldı mı?

Zeliha Çiçek: Evet. 2015 yılında, Viyana metrosunda bir kadın bana tokat atmıştı. Ağlayarak eve koşmuştum. Yetişkin olarak başka bir yetişkin kadın tarafından aşağılanmak bir travmadır. Başörtüsü takmayı bıraktığımdan beri görünmezim, artık gündelik ırkçılıklara maruz kalmıyorum. Sataşılmak, evvelden normal bir şeydi. Örtülü bir Müslüman olarak sokakta yürürken dahi sürekli bunu yaşıyorsunuz. Ama başörtüsü takarken kendi kültürümdeki erkeklerle de problemler yaşıyordum. Ne yazık ki çoğunda hemen baskı altına alma refleksi çalışıyor. Oysaki Avrupalı kadınlara daha toleranslılar.

Woman: Kültürünüzdeki çoğu kadın buna rağmen neden bu özgürlüğe erişemiyor?

Zeliha Çiçek: Kız çocuklarının başka bir şansı yok. Bilmedikleri şey onlar için yabancıdır. Erken yaşlarda utanç duygusuyla yetiştiriliyorlar. Bu, daha aile içinde başlıyor. Evde bile tenin gösterilmesine izin verilmez. Şort ya da askılı tişört gibi başkaları için normal olan şeyler bu çocuklar için çok fazladır. Kız çocukları, eteklerinin altına uzun iç çamaşırı giyer. Örneğin, üst kollarımın ya da bacaklarımın görünmesine yetişkin bir kadın olarak çok zor alıştım. Bu kızların, özgürlüğün nasıl hissettirdiğine dair hiçbir fikirleri yok.

Woman: İki oğlunuz da var. Ailenin geri kalanı kararınız karşısında nasıl bir duruş sergiledi?

Zeliha Çiçek: Ebeveynlerim uzun bir süre benimle konuşmadı. Şu an kararıma saygı duyuyorlar. Büyük oğlum Türkiye’de ve imamlık eğitimi alıyor. 24 yaşında ve nişanlı.

Elif Çiçek: Ara sıra babamla kavga ediyoruz. Başörtüsü takmaya devam etmemi tercih ederdi.  Yırtık kotum yüzünden de sinirleniyor. Çünkü o geleneklerine bağlı biri.

Woman: Aileniz, geleneksel olanla modern olanı bir araya getiriyor…

Zeliha Çiçek: Evet, babası sık sık Elif’in fikrini değiştirmeye çalışıyor.

Elif Çiçek: Camideki vaazları dinlemem gerektiğini ve eğer hala başörtüsü takmak istemiyorsam da sorun olmadığını söylüyor. Bunun üzerine iki kez camiye gittim ve sonra bir daha da gitmek istemedim. Ama bu ilişkimize zarar vermiyor.

Zeliha Çiçek: Oğlum, bizim onun görüşlerini kabul ettiğimiz gibi bizim görüşlerimizi kabul eden saygılı bir genç adam.  Fakat geçmişte onu biraz kızdırırdım, biraz kısa bir etek ya da askılı bir elbise giyerdim. Şunu görsün diye: Annem artık böyle! Artık bunu kabul ediyor ama kendisi için başka bir yol seçti: Nişanlısı, yüzü de dâhil olmak üzere tamamen örtülü. Avusturya’ya geldiği takdirde çarşafını çıkarması gerekecek zira burada yasak.

Woman: Din, gündelik hayatınızın ne kadar içinde?

Elif Çiçek: Başörtüsü olmaksızın inançlı olmaya çalışıyorum. Man

evi şeylerin bende kalmasını istiyorum. Bir klişe belki ama domuz eti yemiyorum.

Zeliha Çiçek: Müslümansanız, Müslüman kalırsınız. Başörtüsü takın ya da takmayın. Bu dinin içinde doğdum ve hayatıma buna uygun şekilde yön vermeye çalışıyorum. Gündelik hayatıma ait birçok şeyi dini inancım çerçevesinde ifa ediyorum. Örneğin, iyilik yapmak.

Woman: İnancınız nedeniyle en sık karşılaştığınız önyargı nedir?

Zeliha Çiçek: (Gülüyor) İlk soru her zaman: “Neden başörtüsü takmıyorsun?” Müslümanlar bununla özdeşleştiriliyor. Dürüst olmak gerekirse kendi akrabalarımın da yarısı başörtüsü takmıyor. (Kaynak: Woman dergisinin 22. Kasım 2018 tarihli 24. Numaralı sayısı)

Kaynaklar :

„Viyana’da metroya korkarak biniyorum“ (Yeni Vatan Gazetesi, Eylül 2014)
http://www.yenivatan.com/wp-content/uploads/yvg_159.pdf

EINSPRUCH: TKG fordert null Toleranz gegenüber Attacken auf Kopftuchträgerinnen (  APA OTS, 23. 08.2014)
https://www.ots.at/presseaussendung/OTS_20140823_OTS0009/tkg-fordert-null-toleranz-gegenueber-attacken-auf-kopftuchtraegerinnen

Muslimin in U-Bahn attackiert ( Kurier,2.09.2014)
https://kurier.at/chronik/wien/muslimin-in-u-bahn-attackiert/83.463.014

Frau schlägt Muslima in U3 ins Gesicht ( Heute Gazetesi, 3.09.2014)
https://www.heute.at/oesterreich/wien/story/Frau-schlaegt-Muslima-in-U3-ins-Gesicht-29154317

 

 

Relevante Artikel

Back to top button
Fonds Soziales Wien
Cookie Consent mit Real Cookie Banner