Suriye’deki Alawilere Yönelik Kimlik Temelli Öldürmeler: “Sen Alawi misin?”

Dünyaca ünlü İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW) raporu, Suriye’deki Arap Aleviler’in büyük bir katliama maruz kaldığını ortaya koyuyor. Türkçe tercümesini aşağıda yayınlıyoruz.

VİYANA, 23.10.2025. 1978 yılında kurulan Human Rights Watch (HRW), merkezi New York’ta bulunan bağımsız bir sivil toplum kuruluşudur. Görevi, dünya genelinde insan hakları ihlallerini belgelemek, raporlamak ve bu ihlallere karşı ulusal ve uluslararası düzeyde savunuculuk yapmaktır. HRW, savaş suçları, ifade özgürlüğü, mülteci hakları, kadın ve çocuk hakları gibi birçok alanda araştırmalar yürütür. Kuruluşun Amsterdam, Berlin, Cenevre, Londra, Nairobi ve Tokyo gibi şehirlerde ofisleri bulunmaktadır.

Human Rights Watch’ın 23 Eylül 2025 tarihinde yayımladığı “Suriye’deki Alawilere Yönelik Kimlik Temelli Öldürmeler: ‘Sen Alawi misin?’” başlıklı İngilizce rapor şeklinde açıklamayı aşağıda, Viyana’dan birebir Türkçe diline çevirdik.

İnsan Hakları İzleme Örgütü (Human Rights Watch):

Suriye’deki Alawilere Yönelik Kimlik Temelli Öldürmeler: “Sen Alawi misin?”

 2025 yılının Mart ayının başlarında, Esad sonrası Suriye’nin ilk günlerinde görülen görece istikrar, sahil bölgelerinde hükümet güçlerine yönelik öldürücü isyancı saldırılarıyla sarsıldı. Yetkililer, bu silahlı kişileri eski hükümet yanlıları olarak tanımladı. Onlarca kişi öldürüldü ve ardından Alawi topluluklarına yönelik şiddet dalgası başladı.

Savunma ve İçişleri Bakanlığı birimleri ile hükümete bağlı silahlı gruplar ve gönüllüler, Tartus, Lazkiye ve Hama illerindeki Alawi çoğunluklu mahalle, kasaba ve köylerde operasyonlar düzenledi. Arkalarında yakılmış evler, yığılan cesetler, toplu mezarlar ve yıkılmış topluluklar bıraktılar. Evin kapısında veya acımasız infazlar öncesinde sorulan tek bir soru, hayatta kalıp kalmayacağınızı belirliyordu: “Sen Alawi misin?”

Human Rights Watch, Syrians for Truth and Justice ve Syrian Archive tarafından ortak olarak hazırlanan bu rapor, sözde güvenlik “tarama” operasyonları sırasında hükümet güçleri ve hükümete bağlı silahlı gruplar tarafından gerçekleştirilen yaygın ihlalleri belgeliyor. Bu operasyonlar “rejim kalıntılarını temizlemek” ve silah stoklarını ele geçirmek amacıyla sunulsa da, sivilleri kimlik temelli hedef almak gibi ciddi ihlallere yol açtı.

Rapor, 100’den fazla mülakat, yüzlerce doğrulanmış video ve fotoğraf ile uydu görüntülerine dayanarak, söz konusu güçlerin yaygın özet infazlar, mülklerin kasten tahribi ve tutuklulara yönelik istismarlar gerçekleştirdiğini ortaya koyuyor.

7-10 Mart tarihleri arasında hükümet güçleri ve diğer silahlı gruplar, Alawi çoğunluklu 30’dan fazla kasaba, köy ve mahalleyi hedef aldı. Amaç, eski hükümet yanlılarını bulmak ve silah depolarını ortaya çıkarmaktı. Bu süreçte en az 1.400 kişi öldürüldü. Operasyon sırasında ev ev dolaşılarak sakinlerin mezhepleri soruldu, değerli eşyaları yağmalandı, evler ateşe verildi ve kadın, erkek, çocuk ve yaşlılar infaz edildi; Alawi karşıtı hakaretler eşliğinde şiddet uygulandı. Bazı yerlerde tüm aileler yok edildi.

 

 

İşkence ve aşağılayıcı uygulamalar da gözlemlendi: Erkekler köpek gibi sürünmeye ve havlamaya zorlandıktan sonra vuruldu, yaşlı tutuklular kameralar önünde dövüldü. Hayatta kalanlar, maskeli ve asker kıyafetli veya sivil giysili silahlı kişilerin evlerini ve topluluklarını defalarca taradığını anlattı. Hama’ya bağlı Salhab köyünde bir videoda İçişleri Bakanlığı Genel Güvenlik birimlerinin tutukluları noktadan infaz ettiği görülüyor.

Bu belgelenmiş vahşetler, merkezi bir koordinasyonla yürütülen askeri operasyonun parçası olarak, Savunma Bakanlığı tarafından yönetildi. Onlarca silahlı grup, Bakanlık emriyle operasyon alanlarına yönlendirildi ve ortak operasyonlar düzenlendi. Birçok grup Bakanlığa formal veya informal olarak bağlıydı ve görevleri sırasında doğrudan emir aldıklarını ifade etti.

Rapor, ihlallerin izole olaylar olmadığını, operasyonun ölçeği, süresi ve tutarlılığıyla ortaya koyuyor. İlk dört gün en fazla ölümler yaşandı, ancak ihlaller sonraki günlerde de devam etti. Yetkililerin zamanında ve etkili önlem almaması, hem sivil hem de askeri otoritelerin görevlerini yerine getirmediğini gösteriyor.

BM Mart ayı olaylarına dair Ağustos 2025 raporunda, geçici hükümet güçleri ve eski hükümet yanlıları ile bazı sivillerin cinayet, işkence, adam kaçırma, yağma ve mülk tahribi gibi ciddi ihlaller gerçekleştirdiği ve bunların büyük olasılıkla savaş suçu oluşturduğu sonucuna vardı.

Raporda, geçici hükümetin, saldırgan ve devlet dışı aktörlerin sorumluluklarını belirlemek, güvenliği sağlamak ve adaleti tesis etmek için derhal kapsamlı reformlara gitmesi gerektiği vurgulanıyor. Savunma ve güvenlik sektörünün yeniden yapılandırılması, tüm silahlı grupların tek bir komuta zincirine dahil edilmesi, komutan ve askerlerin denetlenmesi, yeni Askeri Davranış Kuralları’nın uygulanması ve sorumluların yargılanması gerekmektedir.

Adaletin ertelenemeyeceği bu süreçte, Mart ayındaki vahşetler ve devam eden kimlik temelli ihlaller, sadece sembolik veya kısmi reformlarla çözülemez. Adalet, tüm mağdurlar için kapsayıcı, hızlı ve kararlı olmalıdır.

Kaynak > Humanrightswatsch

“Are you Alawi?”

Identity-Based Killings During Syria’s Transition

https://www.hrw.org/report/2025/09/23/are-you-alawi/identity-based-killings-during-syrias-transition

Exit mobile version