Putin, Avrupa’yı yine nasıl bölüyor?

Bu soruyu, Avusturya'nın günlük okunan gazetesi Kurier'in usta gazetecisi Konrad Kramar, son günler içinde AB ülkelerinde vuku bulan Rusya odaklı gelişmeleri anlatarak sormuş.

Özellikle Türkiye ve Türkçe konuşan ülkelerden insanlar „Batı, Putin hakkında ne düşünüyor?“ diye soruyorlar.  Aşağıda dikkat çeken Almanca haber ve analizi, Yeni Vatan Gazetesi haber masası sizler için anlaşılır bir dil ile dikkatinize sunuyor. Hepsi böyle düşünüyor demek saflık olur ama bu analiz gibi dikkat çeken birçok Putin ve Rusya analizini batı basınında bulmak mümkün.

Konrad Kramar /Kurier/09.02.2022

Avrupa’nın ortak bir çizgide hareket etmesi iyimser bir temenniden öteye geçmiyor ve Moskova, Londra, Paris ve Berlin arasındaki siyasi uçurumları derinleştirmeye devam ediyor.

Birbirine bağıranlar, ıslıkla protesto edenler ve hatta birbirine su atanlar… Slovakya’nın başkenti Bratislava’da bulunan meclis, salı akşamı oldukça sert tartışmalara sahne oldu. Bir zamanlar iktidarda Moskova’nın iyi dostu olan sol popülist muhalefet, Amerika Birleşik Devletleri ile imzalanan yeni askeri anlaşmayı protesto ediyordu. Bunu yaparken, kendileri gibi Amerika’dan haz almayan küçük radikal sağcı bir parti ile ortak hareket etmeleri olayın vahametini daha da artırdı.

Putin kartlarını oynuyor

Askeri anlaşma ve dolayısıyla yaşanan kavgalar güncel Ukrayna krizinin doğal bir sonucu. Ancak komşumuzda siyasi uçurumları derinleştiren şey bu günlerde batıdan doğuya tüm Avrupa’da bölünmeye yol açıyor. Moskova ise tüm maharetini ortaya koyarak sabırla, Avrupalıları birbirinden ayırmak için kartlarını oynuyor.

Cephe hattı şöyle seyrediyor:

Eski uydu devletler

Litvanya Başbakanı Ingrida Simonyte bir “1938 anı”ndan söz ediyor ve Doğu Orta Avrupa’nın Hitler ile Stalin arasında ezilmesini hatırlatıyor. Her biri eskiden Sovyetler Birliği’nin parçası olan Baltık devletlerinin zaten hep hatırında var olan korkular bu günlerde yeniden akut hale geliyor. Bunların hepsinde, birçok alanda ayrımcılığa uğrayan ve Moskova tarafından en azından Rus medyası üzerinden yönlendirilen büyük Rus azınlıkları yaşıyor. NATO müttefikleri olarak bunlar ülkelerinden daha fazla batılı askeri güç bulunması ve Rusya’ya karşı daha sert bir siyaset izlenmesi için baskı yapıyor. Geleneksel olarak Amerika Birleşik Devletleri’nin yakın müttefiki olan Polonya da Rusya’ya cephe aldı ve Ukrayna’ya başta havan topları ve insansız hava araçları olmak üzere ağır silahlar sevk etti. Prag’daki sağ liberal hükümet de Rusya’ya karşı sert bir çizgi izlenmesini destekliyor.

Transatlantikçiler

Brexit sonrası Büyük Britanya Washington’a daha da yaklaştı ve şu anda neredeyse, Rusya’ya karşı Atlantik’in ötesindeki büyük müttefikinden daha sert bir siyaset izlediği söylenebilir. Ukrayna’ya silah gönderiliyor, Ukrayna ordusunu eğitmek için çalışmalar yürütülüyor ve NATO kapsamında Baltık ülkelerinde bulunan İngiliz birlikleri takviye ediliyor. Rusya’dan gelen petrol ve doğalgaz İngilizler için zaten sadece tali bir önem arz ediyor.

“Grande Nationçok büyük

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron iki ay sonra gireceği seçimlerin arifesinde vatandaşlarının geleneksel duygularına hitap ediyor. Nitekim halk halihazırda Britanya ve Amerika’ya şüpheyle yaklaşıyor ve NATO bünyesinde de bunların Fransa’ya bir şeyler dayatmasını istemiyorlar. Böylece Makron Moskova karşısında Charles de Gaulle gibi seleflerinin izlediği yolu izliyor.

Ukrayna’nın “Finlandiyalılaştırılması” (yani bir nevi tarafsızlık) fikrini gündeme getiren sanki kendisi değil. Ancak Putin ile Moskova’da gerçekleştirdiği ve gizli olduğu vurgulanan bire bir görüşmeden bu yana bu fikir gündemde. Bu, Batı’dan benzer taleplerde bulunan Rusya Cumhurbaşkanı’nın işine geliyor. Bunun yanında Fransa, Ukrayna’ya büyük çapta silah satmaya da devam ediyor.

Avrupa’nın “haylaz oğlanı” Macaristan Başbakanı Viktor Orbán, kendine özgü bir Moskova politikası izliyor. Tam da Ukrayna krizinin ortasında Putin’i ziyareti sırasında Orbán ciddi bir eleştiri yapmaktan imtina etti ve bunun için de alışılageldiği üzere büyük çapta ödüllendirildi. Lakin Rusya Macaristan’a, nükleer santralleri için gerekli teknoloji ve uygun fiyata doğalgaz ihraç edecek.

Viyana Berlin ve doğalgaz

Yerli şirket OMV’nin yatırımcı olarak önemli derecede pay sahibi olduğu Rus-Alman boru hattı “Nord Stream 2” (Kuzey Akım 2), Viyana ve Berlin siyasetinin ip cambazlığına soyunmasına neden oluyor. ÖVP hükümeti, boru hattının siyasetle alakası olmayan bir proje olduğunu ve dolayısıyla Rusya’ya yönelik yaptırımlara konu edilemeyeceğini açıkladı. Almanya’daki SPD’li şansölye Olaf Scholz da siper almakla meşgul. ABD Başkanı Biden, Ukrayna’ya saldırı gerçekleşmesi durumunda Nord Stream 2 boru hattının kapatılması talimatını verdiğinde dahi Scholz, rengini belli etmekten kaçındı.

Nord Stream 2 boru hattını ezelden beri siyasi bir proje olarak kullanan Rusya (nitekim bu sayede Ukrayna baypas ediliyor) için bu, Avrupa’da daha fazla fitne çıkarmak için kullanılmaya çok müsait bir ekonomik araç. Boru hattı ile ilgili olarak Polonya ile Almanya arasındaki kavga zaten yıllardır devam ediyor. ( yenivatan.at)

Kaynak: Konrad Kramar /Kurier/09.02.2022

Relevante Artikel

Back to top button
Cookie Consent mit Real Cookie Banner