Türk Dünyası ile Musevilik Arasındaki Köprü: Hazarlar

Türkiye’de haftalık yayınlanan Türk Yahudi Cemiyeti’nin gazetesi Şalom’da,  “ Türk Dünyası ile Musevilik Arasındaki Köprü: Hazarlar“ başlıklı bir analizde „Türk tarihinde çok ilgi çekmesine karşın üzerinde en az araştırma yürütülen konuların başında Hazarların geldiği söylenebilir. Hazarların önemi ise bir taraftan atalarının Şaman inancını sürdürürken öte yandan Müslümanlık, Hıristiyanlık ve Musevilik gibi Ortadoğu kökenli dinleri de kucaklamış olmalarıyla ilgilidir. Ancak Hazarların dinî tarihinde büyük bir  olasılıkla en merak edilen mesele bu Türk halkının özellikle Musevilik inanç sistemine girmiş olmasıdır. Bu bağlamda Hazarlardan Türk dünyası ile Musevilik arasında bağlantı kuran bir köprü olarak söz etmek yanlış olmasa gerektir.“ dendi.

 Şalom dergisinde yayınlanan makale şöyle:

Dr. Timur B. Davletov[1]

Museviliği kabul etmiş olan Hazar Türkleri konusunda Türk Yahudi Toplumunda da büyük bir ilgi gözlemlenmektedir. Nitekim bu toplumun yayın organı Şalom Gazetesi’nde birçok kez bu mevzuya değinilmiş, birçok yazar Musevi Hazar devleti ve toplumu üzerine çeşitli yazılar kaleme almıştır. “Hazarlar Yahudi tarihinin çok önemli bir parçasıdır ve anıları unutturulmamalıdır. Bu mirası sahiplenmek Aşkenaz Yahudilerinin hem hakkı hem de sorumluluğudur” diyen Albert Mizrahi’nin (2010) “Hazarlar Bir Yahudi Türk İmparatorluğu” adlı yazısı ile Yusuf Besalel’in (2016) “Hazar Yahudileri” isimli yazısı bunlardan yalnızca ikisidir.

Bu makalede ise Köktürkler tarafından temelleri atılan bir devlet geleneğinden gelen Hazar Türkleri bir kez daha ele alınmaktadır.

Eski Sovyetler Birliği’nde yasak olmasına karşın bütün medeni ve kişisel cesaretiyle konunun üzerine gidip bilimsel çalışmalar kaleme alarak bütüncül Hazar araştırmalarını başlatan isimlerden biri, Rusyalı ve Sovyet tarihçi-arkeologlardan Prof. Dr. Mihail İ. Artamonov (1898-1972) olmuştu.

Artamonov

Artamonov, 1930’lu yıllarda gerçekleştirdiği arkeolojik araştırmaların sonucunda önemli bir Hazar şehri olan ve ‘Ak Kale’ anlamına gelen Şarkel’i (Sarkel) tespit etmişti. Adı geçen bu yerleşim yerine ait kalıntılar incelendiğinde burada Köktürkler, Uygurlar ve Kırgızlar gibi eski Türk halklarının kullanmış oldukları Türk runik alfabesiyle yazılmış kitabeler keşfedilmişti. Bununla birlikte Hazar Devleti’nde Yahudi yazı sisteminin kullanıldığı da bilinmekte. Bütün bunlar ise Hazar toplumunda yazı kültürünün varlığını ortaya koymaktadır (Artamonov 1962: 269).

Sovyetler döneminde yetişen Türkolog ve tarihçi Prof. Dr. Lev Nikolayeviç Gumilöv’ün (1912-1992) hocası olan ve Hazar arkeolojisi öncülerinden kabul edilen Prof. Dr. M. İ. Artamonov’a (1962: 114-115) göre Bizans ve Arap kaynaklarında Hazarlardan Türk olarak bahsedilmekteydi. Artamonov, Hazar dilinin günümüz Türk dillerinden Çuvaşçaya yakın olduğu düşünülen Bulgar Türklerinin dili ile olan benzerliğine de dikkat çekmişti.

Öte yandan tanınmış Hazar araştırmacısı Kevin Alan Brook (2006: 1-4) da Yunan ve Arap tarihçilerden Theophanes (9. yy.) ve el-Mesudi (10. yy.), Çin kaynaklarından T’ang-shu, Barselonalı din bilginlerinden Rabbi Yehudah ben Barzillai (Jehudah ben-Barzillay al-Barsaloni, 20. yy.), Polonyalı kronikçi Martinus Oppaviensis (Martin of Opava, 8. yy.), Hazar krallarından Yusuf’un İspanya’da tanınmış din insanlarından Hasday ibn-Şaprut ile olan yazışma ve 10. yüzyıl anonim eseri Sefer Yossipon’un verdiği malumata dayanarak Hazarları Türk veya çoğunlukla Türklerden müteşekkil bir toplum olarak nitelemektedir. Brook aynı zamanda Sovyetler döneminde birçok bilimcinin Hazarların doğudan göç edip gelen bir Türk toplumu olmadığını kabul etmek zorunda kaldığını, Hazar Devletinin asli unsurunun Kafkasya’nın yerlisi olduğunu ileri sürmek durumunda bırakıldıklarını da vurgular. Dolayısıyla Brook, Hazarların ‘Türkleşen’ veya çoğunlukla ‘Türkleştirilmiş’ bir toplum olduğu görüşüne karşı çıkmakta, bu toplumun içerisinde Hazar adını benimsemiş olan gayri-Türklerin ise Ortadoğu’dan göçle gelen ve karma evlilikler gerçekleştirerek Hazar toplumunda Museviliğin kök salmasına öncülük eden Yahudiler olduğunu belirtmektedir (2006: 4)[2].

Yukarıda da belirtildiği gibi Kafkasya yerlisi Hazarlar, Türk tarihinde Museviliği kabul etmiş olmalarıyla bilinmektedir. Nitekim Prof. Douglas Morton Dunlop[3] Hazarların 740’ta Museviliği kabul ettiklerinden söz etmişti (1954: 85-86). Ancak Hazarlar Musevilikten önce Müslümanlığı ilk kabul eden Türk halklarından olmaları bakımından da önem teşkil etmektedirler. Nitekim Avrasya bozkırlarının yerlisi olan toplumların ‘temel dini’nin Şamanizm olduğunu vurgulayan tarihçi Prof. Dr. Peter B. Golden’a göre 737 yılında devleti olduğu gibi halkı da temsil eden Hazar kağanı tarafından kısa süreliğine de olsa İslamiyet kabul edilmişti (Davletov 2021: 88). Bununla birlikte Hazar Türkleri döneminde Musevilik öylesine güçlenmişti ki kimi rivayetlere göre bir kişinin kağan olarak tahta çıkabilmesi için bu adayın Musevi inancına mensup olması önemsenmekteydi (Davletov 2021: 51).

Ancak Prof. Dr. Omeljan Yosipoviç Pritsak (1919-2006), diğer bozkır devletlerinde olduğu gibi Hazar Devletinde de farklı dinlere karşı hoşgörülü bir ortamın hâkim olduğunu ifade etmiştir (1978: 261-281). Bu hoşgörü ortamını yansıtan önemli göstergelerden biri de Hazar devletinde yedi yargıçtan oluşan bir kurulun varlığıdır. Söz konusu bu kurulda, iki yargıç Müslümanlığa, iki yargıç Museviliğe, iki yargıç İseviliğe ve bir yargıç da geleneksel din olan Şamanlığa ya da Pagan inancına göre yargılamayı gerçekleştirmekteydi (Pritsak 1978: 261-281).

Dikkat çekicidir ki Golden (2007: 7-57), Kiev Mektubu’nu keşfeden ünlü Amerikalı tarihçi Prof. Dr. Norman Golb’a (1928-2020) dayanarak kimliği belirsiz bir Hazar Musevisi tarafından kaleme alınan ‘Schechter Mektubu’nda geçen Kôhên adlarının aslında Museviliğe geçen ve dini pozisyonlarını belirli ölçüde koruyabilen Hazar Türklerine mensup Şamanlardan kaynaklanıyor olabileceğini ifade etmektedir.

Nitekim önce Müslümanlığa ve ardından da Museviliğe geçmeden önce Hazar Türklerinin geleneksel dininin Şamanizm olduğunu ileri süren araştırmacıların başında gelen Kevin Alan Brook (2006: 92-93) hem Hazarlarda hem de Köktürklerde geleneksel evlerin kapılarının ve ibadet yönlerinin Şamanizm gereği doğu istikametine yönelik olduğunu vurgulamaktadır.

Özellikle Svyatoslav Bey öncülüğündeki Rus saldırılarının neticesinde 10. yüzyılda devlet ve toplum olarak tarih sahnesinden silinen Hazarların Museviliğe giden yollarında ‘Hazar Tartışması’ olarak adlandırılan bir hadise üzerinde de kısaca durmak yerinde olacaktır. Bu olayda Hazar kağanının bir düş gördükten sonra bu düşü yorumlatmak üzere ırakta bulunan ülkelerden bir derviş, bir haham ve bir papaz çağırttığı bilinmektedir. Bunun neticesinde ata dinini bırakıp Museviliğe giren Hazar Türkleri devletinde gerçekleşen bu tartışma, yüzyıllar boyunca her üç dine mensup bilginler arasında münakaşalara kaynaklık etmiş, çeşitli araştırmacıların ilgisini çekmiştir (Paviç 2011: 21-22).

Görüldüğü üzere bu kısa yazımızda tek seferde anlatmanın mümkün olmadığı, kendi dönemlerinde Müslüman Arapların kuzeye yayılmasını Kafkasya coğrafyasında durduran (Artamonov 1962: 37) ve Doğu-Batı arasında ticaret ağlarının geliştirilmesinde de büyük etkilerde bulunmuş olan (Stampfer 2013: 1-72) Hazarların, Türk dünyası ile Musevilik arasında yüzyıllar önce bir köprü vazifesi üstlendikleri ve hem popüler hem de akademik tartışmaların konusu olmaya devam ettikleri gösterilmeye çalışılmıştır.

Kaynakça

Artamonov, Mihail İ. (1962). История хазар. (Editör: L.N. Gumilöv), Leningrad: Devlet Hermitaj Yayınevi.

Besalel, Yusuf. (2016). “Hazar Yahudileri” Şalom Gazetesi, 10 Şubat 2016, Çarşamba, [https://www.salom.com.tr/arsiv/haber/98094/hazar-yahudileri]

Brook, Kevin Alan. (2006). The Jews of Khazaria. 2. Baskı, Rowman & Littlefield Publishers, Inc.

Davletov, Timur B. (2021). Sibirya’dan Anadolu’ya Türk Şamanizmi’nin Sosyolojisi. (Editör: Nükhet Okutan Davletov). 1. Baskı. İstanbul: Urzeni Yayınevi.

Dunlop, Douglas M. (1954). The History of the Jewish Khazars. Princeton University Press.

Golden, Peter B. (2007). “Khazar Studies: Achievements and Perspectives” The World of the Khazars. New Perspectives. Selected Papers from the Jerusalem 1999 International Khazar Colloquium hosted by the Ben Zvi Institute. (Edited by Peter B. Golden, Haggai Ben-Shammai and András Róna-Tas), Leiden: Brill Yayıncılık, ss: 7-57.

Kutluer, İlhan. (1994). “Dunlop, Douglas Morton” TDV İslâm Ansiklopedisi, 10. Cilt, İstanbul, s: 2.

Mizrahi, Albert. (2010). “Hazarlar Bir Yahudi Türk İmparatorluğu” Şalom Gazetesi, 20 Ekim 2010, Çarşamba, [https://www.salom.com.tr/arsiv/haber/76818/hazarlar-bir-yahudi-turk-imparatorlugu]

Paviç, Milord. (2011). Hazar Sözlüğü. (Çev. İsmail Yerguz). 1. Baskı. İstanbul: Kırmızı Yayınları.

Pritsak, Omeljan. (1978). “The Khazar Kingdom’s Conversion to Judaism”. Harvard Ukrainian Studies, Cilt: 2, Sayı: 3, (Eylül 1978), Harvard Ukrainian Research Institute, ss: 261-281.

Stampfer, Shaul. (2013). “Did the Khazars Convert to Judaism?” Jewish Social Studies: History, Culture, Society. Cilt: 19, Sayı: 3, (Bahar/Yaz 2013), ss: 1–72.


[1] Uluslararası Şamanizm Araştırmaları Merkezi Müdürü, aronxakas@yahoo.com

[2] A. Brook’un bu kitabı Bir Türk İmparatorluğu: Hazar Yahudileri adıyla 2005’te İstanbul’da Türkçe olarak da yayımlanmıştır.

[3] Dunlop, Prof. Dr. Ahmet Zeki Velidi Togan’dan ders almıştır. Togan ise Türk halklarından çıkan ilk Türkolog ve Hakas Türklerinin ilk bilimcisi olarak kabul edilen Prof. Dr. Nikolay Katanov’un (Hakasça adı: Hızıl olğı Pora Hatan) öğrencilerindendir (Kutluer 1994: 2).

Relevante Artikel

Back to top button
Cookie Consent mit Real Cookie Banner