Türkiye 2023´de bu kötü gidişattan nasıl kurtulacak?

Sade vatandaşların çoğu ve uzmanlar soruyor: „Türkiye 2023´de bu kötü gidişattan nasıl kurtulacak? Evet bu soruları herkes Türkiye’de hatta dünyada soruyor. Bu arada ahlaksızca yolsuzluk, çökme ve yandaşların hazineyi, ormanları  yağlaması ve doğayı peşkeş çekmesi devam ediyor..2023 yılı dünya için ama Türkiye için tam bir facia yılı olması bekleniyor. Seçimler nedeni ile AKP MHP iktidarı yolsuzluk bataklığında ve hazine artı Merkez Bankası tam takır. Bunun üzerine 40 yaşında çalışma süreleri yeten ama 65 yaşını beklemesi gereken 2 milyondan fazla genç vatandaş, iktidarın seçimlerde oy gelsin diye erken emeklilik kanunu çıkarması ile bütçeye binecek 400 milyar liralık doğal olmayan bir yükü inanılmaz bir hata değil mi? „

2022’yi geride bırakırken ekonominin gelecek yılda getirileri de merak edilenleri ekonomi uzmanı, maliye müşavirliği yapmış ve siyasi partilere danışmanlık yapan Fikret Artan  işte bu rosulara çözüm odaklı cevap verdi.  Türkiye’nin içinde olduğu ekonomik krizin etkileri güçlü şekilde hissediliyor. Peki yeni yılda ekonomik krizi yenebilecek miyiz? Fikret Artan gelecek yıla ilişkin ekonomik beklentilerini ve gerekli ihtiyaçlarını Odatv’de şöyle kaleme aldı.

Fikret Artan

İçinde bulunduğumuz ekonomik krizden kurtulmanın 1. Şartı; Ekonomik Krizi bütün boyutlarıyla kabul ve doğru teşhis ile rasyonel ve köklü çözümler ortaya koymaktır. Ülkemizin içinde bulunduğu ekonomik sorunların çözümünde ithal ekonomistler yerine, yerli ve milli beşeri cevherlerimizden başka çare kalmamıştır. Bu milletin bağrından istenildiği takdirde böyle cevherlerden yüzlercesi ortaya çıkartılabilir kanaatindeyim.

İstikrar Programının başarılı olması için 2. Şart; Programın içeriğinin özgün değerlere sahip olmasıdır. Yani nasıl araba ve uçak yapımında yerli ve milli özellikler arıyorsak, İstikrar Programında da aynısını gözetmeliyiz.

KRİZDEN ÇIKIŞ İÇİN PLANLAMAYA HER ZAMANKİNDEN FAZLA İHTİYAÇ VAR

Tutarlı ve uygulanabilir bir İstikrar Programı için, daha önceki yazılarımızda da vurguladığımız gibi, kurumsal kapasitenin ve koordinasyonun sağlanması amacıyla, atalet içindeki Strateji ve Bütçe Başkanlığı, Devlet Planlama Teşkilatı Başkanlığı’na dönüştürülmeli ve bu kurumun ışıklarını sabahlara kadar yakacak, yoğun bir çalışma döneminin başlamasını sağlayacak, ehil, çalışkan ve vizyon sahibi bir yönetim oluşturulmalıdır.

BÜROKRASİYE MOTİVASYON GEREKLİ

Buna ek olarak, özellikle Bakan Yardımcılığının uygulanmaya başlaması sebebiyle, son 4 yılda Bürokrasinin genelinde görülen motivasyon eksikliğinin ortadan kaldırılması için, Kamu Kesimindeki Genel Müdür ve Yardımcılarının Ek Göstergelerinin eski sistemdeki Müsteşar ve Yardımcıları düzeyine çıkartılması en hızlı ve pratik çözüm olacaktır.

Hazırlanacak İstikrar Programının bugüne kadar ki geleneksel 3 yıllık dönemden vazgeçilerek, 5 yıllık bir süreyi kapsayacak şekilde hazırlanması, özellikle Enflasyonun tek haneye çekilmesi ve hedeflerin tutarlı ve gerçekleştirilebilir olması açısından en uygun süre olacaktır.

TUTARLI VE GERÇEKÇİ ENFLASYON HEDEFLERİ OLMALI

Çünkü, sayın Cumhurbaşkanı’na 12 Aralık’ta 2023 Enflasyonunu yüzde 20 olarak ifade ettiren ekonomi bürokrasisi, 14 gün sonra yüzde 30 olarak revize ettirdiler.

Keza, Hazine ve Maliye Bakanı ile Merkez Bankası Başkanı da enflasyon hedeflerinde son 1 yılda sürekli çelişkili hedefler ortaya koydular. Buna ilave olarak, gerek Bütçe hedefleri, gerekse Yıllık Program ve Orta Vadeli Programdaki Makro Ekonomik Hedefler kısa süreli aralıklarla değiştirildi.

Bu durum, toplumun uygulanacak ekonomi politikalarına ve hedeflerine güveninin azalmasına, dolayısıyla başarı ihtimalinin düşük olmasına yol açmaktadır.

İSTİKRAR PROGRAMININ NİTELİKLERİ

Uygulanması gerekli Programın niteliğine gelirsek; Son bir yıldır şahit olduğumuz palyatif çözümler yerine, sorunları kökünden halledecek yapısal sorunların çözülmesini zorunlu kılmaktadır. Bu durumda olumlu sonuçların ortaya çıkması, 2. yıldan başlayarak, 5 yıllık seçimsiz istikrarlı bir dönemi gerektirecektir. Elbette Eğitim ve Teknolojide bu süre daha uzun olacaktır.

İstikrar Programının bir an önce uygulamaya koyulması için, son günlerde tartışılan Seçim Tarihinin; 14 Mayıs 2023 olarak tespiti en uygun tarih olarak görünmektedir.

MAHALLİ İDARE GENEL SEÇİMLERİ ÖNE ALINARAK

CUMHURBAŞKANLIĞI VE MİLLETVEKİLİ SEÇİMLERİ İLE BİRLİKTE YAPILMALDIR

Seçim tarihinden daha da önemlisi, Muhalefet tarafından Yalova ve İstanbul Belediye Seçimlerinin yenilenmesi teklifine, 4. Sandık olarak Mahalli İdareler Genel Seçimlerinin de eklenmesi, seçimden sonra uygulanacak İstikrar Programının kesintisiz uygulanması yanında, 2024 yılında ilave bir seçim maliyetinden de kaçınılması için bir ekonomik gereklilik olarak ortaya çıkmaktadır.

Yani Mahalli İdare Seçimlerinin öne çekilmesinde, ekonomik istikrar programının uygulanabilmesi açısından büyük fayda bulunmaktadır.

Eski Bakan Ali Babacan’ın sorumlu olduğu Yüksek Faiz-Düşük Kur-Dış Borçlanma-İthalata dayalı ve istihdam oluşturmayan, dışa bağımlılığı kronik hale getirmiş politikalar tamamen terkedilip, son 1 yıldır ilan edildiği şekilde Yatırım-Üretim-İhracat ve İstihdam politikası uygulanacaksa, bunun gereği olan ve Yapısal Sorunlara kalıcı çözümler getirecek “5 yıllık Orta Vadeli İstikrar Programı” ve “15 yıllık Perspektif Kalkınma Planı” uygulamaya konulmalıdır.

ARTIK YAPISAL SORUNLARA CESARETLE EL ATILMALIDIR

Hedef, Ekonominin yapısal sorunlarına kalıcı çözümler getirilerek, “Büyük Ekonomik ve Teknolojik Dönüşüm” olmalıdır. İleri Teknoloji ve Yüksek Katma Değerli Ürün ihracatını hedefleyen, Yurtiçi tasarruflara dayalı, istihdam odaklı hedeflerin gerçekleştirilmesi için şu politikalar esas olmalıdır.

1.           Öncelikle geleneksel istikrar programlarında olduğu gibi Para ve Maliye Politikaları ile Fiyat İstikrarını sağlayacak tedbirler alınmalı ve TL’ye olan güven sağlanmalıdır.

2.           Ciddi bir Vergi Reformu yapılarak, Kamu Gelirleri uzun vadede sağlam bir yapıya kavuşturulurken, Para ve Maliye Politikaları ile desteklenecek ciddi ve kapsamlı bir Teşvik Paketi ile aynı zamanda Yatırım ve Üretimin önü açılmalıdır.

Bu çerçevede Vergi oranları katlanılabilir düzeylere çekilmelidir. Bu durum başlangıçta toplam vergi gelirlerinin azalmasına yol açsa da, uzun dönemde artarak, sağlıklı bir gelir yapının oluşmasına yol açacaktır.

3.           Dolaylı-Dolaysız Vergi dengesi yeniden yapılandırılarak, Tüketim üzerinden alınan KDV ve ÖTV yerine, Gelir ve Kurumlar Vergisi’ne ağırlık verilmeli, böylece “az kazanandan az, çok kazanandan çok” tahsilat yapılarak, Vergide Adalet sağlanarak tabana yayılmalıdır.

4.           Kayıt dışı ekonomi ve merdiven altı üretim mutlaka engellenmeli ve böylece bir yandan haksız rekabet önlenirken, diğer yandan bütçenin gelir yapısı iyileştirilmelidir.

5.           Kayıt dışı istihdam engellenmeli ve işgücü piyasası sağlıklı bir yapıya kavuşturulmalıdır.

6.           Dış borçlanma ve ithalata bağımlı büyümenin büyük ölçüde ortadan kaldırılarak, yurtiçi tasarruflara dayanan bir sermaye birikiminin elde edilmesi ile yatırımlara kaynak oluşturulmalı ve milli bir ekonomik yapı sağlanarak, dış kırılganlıklara açık yapı ortadan kaldırılmalıdır.

7.           Bu amaçla sermayenin tabana yaygınlaştırılmasını sağlayacak derinlik ve genişlikte bir borsaya sahip olunmalıdır.

8.           Geçici sıcak para merkezi olmak yerine, kalıcı Yatırım ve Üretime yönelik Yabancı Sermayenin ürkmeden geldiği bir ülke olmalıyız.

9.           Tarımda ithalat terkedilerek, kendi kendine yeterli ve hatta büyük miktarlarda ve değerde üretim ve ihracat yapabilen bir kapasite hedef alınmalıdır.

10.         Büyümenin ve Sanayinin ihtiyacı olan Enerji arzının kesintisiz ve yeterli, maliyetlerinin ise sanayinin katlanabileceği makul seviyede sağlanması için her türlü girişim arttırılarak sürdürülmelidir.

Dışa bağımlılığın azaltılması yönünde, yerli ve milli kaynaklar ile Nükleer Santral ve yenilenebilir enerji olan Rüzgar ve Güneş enerjisinden faydalanmak için gerekli teknolojilerin daha fazla üretilmesi sağlanmalıdır.

11.         Savunma Sanayi alanında son yıllarda sağlanan gelişmeler daha da genişletilerek hızlandırılmalı ve Üretim ve İhracatta İleri Teknoloji ve Katma Değeri Yüksek Ürünlerde yoğunlaşılmalıdır.

12.         Bu tür sanayinin gerektirdiği teknik becerilere sahip ara eleman ihtiyacının giderilmesi için mesleki ve teknik liseler ve meslek yüksek okulları, TOBB ve Ticaret ve Sanayi Odalarının da katılımıyla, sayı ve kalite yönünden arttırılmalıdır.

13.         Kamu gelirleri yanında kamu giderleri de rasyonel hale getirilerek, Merkezi ve Mahalli idarelerde kaynak israfının önüne geçilerek, Tasarrufa azami özen gösterilmesi mutlak surette sağlanmalıdır.

Böylece Yüksek Faiz-Düşük Kur-Dış Borca ve İthalata dayalı ve istihdam oluşturmayan bir bağımlı ekonomik yapı yerine, Yatırım-Üretim-İhracat ve İstihdamda büyük hamleleri ve dönüşümleri sağlayacak bağımsız, sağlıklı ve güçlü bir milli ekonomik yapıya ulaşılmış olacaktır.

BÜTÇE AÇIĞI VE CARİ AÇIK AYNI ANDA ÇÖZÜLMELİDİR

Ekonomi literatüründe İkiz Açık olarak adlandırılan birinci unsur olan Bütçe Açıkları yapısal olarak çözüleceği için, bir yandan artan kamu gelirleri ile hem çalışanlara, hem de emeklilere daha kalıcı reel gelir artışları sağlanırken, diğer yandan toplumun geneline sunulan Eğitim, Sağlık, Güvenlik, Çevre, vb. kamu hizmetlerinde ve yatırımlarında miktar ve kalite yükseltilmiş olacaktır.

İhracatta alınan tedbirlerle oluşacak yeni büyük atılım sonucunda, İkiz açıkların 2. si olan Cari Açık sorunu kalıcı olarak çözümleneceği için, Döviz Rezervi sorun olmaktan çıkıp yüksek oranlı kur dalgalanmaları da söz konusu olmayacaktır.

Böylece, Ücret Artışı-Döviz Kuru Artışı-Fiyat Artışı sarmalı kökünden çözülmüş olacak ve fiyat istikrarı kalıcı olarak sağlanmış olacaktır.

ENFLASYON HEDEFLERİ NE OLMALIDIR?

Enflasyon hedeflerinin gerçekçi belirlenmesi çerçevesinde; 2023 yılında yüzde 40’a, 2024 yılında yüzde 20’ye ve 2025 yılında tek haneli rakamlara inmesi planlanmalıdır.

Enflasyon oranı 2026 ve 2027’de Yüzde 3-5 bandına indirilebildiği taktirde, kronik enflasyonun belini gerçekten kırmış olduğumuzu söyleyebileceğiz.

Yapısal sorunlara cesaretle neşter vurulması halinde, Kronik Enflasyon ve Yapısal İşsizlik ortadan kaldırılarak yıllık ortalama yüzde 7-8 düzeyinde bir sürdürülebilir bir büyümeyle milletler camiasında saygın bir yere ulaşmak hayal olmayacaktır.

NİCE YILLARA, NİCE YÜZYILLARA

Yeni Yılınızı Kutlar, yeni yılla birlikte başlayacak olan Cumhuriyetimizin 2. Yüzyılında kurucu önderimiz Atatürk’ün 90 yıl önce hedef gösterdiği “muasır medeniyet seviyesine” ulaşabileceğimiz, kuruluşumuzun ilk 10 yılındakine benzer bir şekilde büyük bir kalkınmayı gerçekleştirebileceğimiz, ekonomik krizlerin ülkemiz gündeminden tamamen çıkartıldığı, yoksulluğun büyük ölçüde çözüldüğü, gelişmiş, refah ve huzur içinde bir toplum hedefine ulaşmamızı içten temenni ediyorum.

 

Relevante Artikel

Back to top button
Fonds Soziales Wien
Cookie Consent mit Real Cookie Banner