“ Türkiye´nin Dünya ekonomisindeki payı niye yüzde 0.86’ya indi?”

Gelişen ülkelerin dünya ekonomisinden aldığı pay yüzde 40’a çıkarken, Türkiye’nin payı yüzde 1’de tutunamadı. Ekonomist Özcan Kadıoğlu’na göre, Türkiye iki ileri bir geri hareket ederek, yüksek teknoloji ve doğrudan yatırım olmadan payını artıramaz.

Viyana. Dünya ekonomisi Covid-19 salgını nedeniyle tarihte benzeri görülmemiş bir krizin eşiğine gelirken, küresel ticarette kartlar yeniden dağıtıldığında Türkiye’nin oyunun neresinde yer alacağı da geleceğin anahtarı olacak.

Milli geliri ile dünyanın 17’nci büyük ekonomisi unvanını 2018’de kaybeden ve 2 yıldır 19’uncu sıraya yerleşen Türkiye’nin küresel ekonomideki payı da tekrar yüzde 1’in altına geriledi. Türkiye’nin en ağır krizini yaşandığı ve ekonominin yüzde 9.5 daraldığı 2001 yılında küresel ekonomiden aldığı pay yüzde 0.60 ile 1980-2019 yılları arasındaki en dip seviyesini görmüştü.

Milli gelirin yüzde 4 büyüdüğü 2013’te ise dünya ekonomisinden alınan pay yüzde 1.24 ile en yüksek seviyeye ulaşmıştı. Ancak yüzde 1’li seviyeler uzun sürmedi ve 2018’de 0.91’e, 2019’de ise tam 40 yıl önceki payına yani yüzde 0.86’ya geri döndü.

Özcan Kadıoğlu-Koç Üniversitesi-TÜSİAD Ekonomik Araştırma Forumu (EAF) Üyesi Ekonomist

Uluslararası Para Fonu (IMF) verilerini inceleyerek, bu çarpıcı tabloyu ortaya koyan Koç Üniversitesi-TÜSİAD Ekonomik Araştırma Forumu (EAF) Üyesi Ekonomist Özcan Kadıoğlu, bizim gibi bazı ülkelerin adeta nehrin akıntı hızının tersine hareket ederek boşa efor sarf ettiklerini, Çin gibi ülkelerin ise nehrin akış hızından çok daha hızla ilerlediklerini kaydetti.

Kadıoğlu,Son 5 -6 yıldır ülkemizin her alanda nehrin akışının tersine hareket ederek, mehter takımının yürüme şeklinde olduğu gibi ‘iki ileri bir geri‘ bir adım yol alamadığını görüyoruz” dedi.

Avantajlı değiliz

Gelişen ekonomilerin dünya ticaretinden aldığı payın yüzde 40’a çıktığını kaydeden Kadıoğlu, Türkiye ekonomisinin Çin hariç gelişmekte olan ekonomiler içindeki payının ise yüzde 3.6’ya gerilediğini belirtti.

Salgın sonrası tedarik zincirinden pay alabilmek için Türkiye’nin bir avantajının olmadığını düşünen Kadıoğlu, ürettiğimiz ürünleri hemen hemen tüm ülkelerin üretebildiğini söyledi.

İhracat içindeki ileri teknolojili ürün oranının yüzde 3.5 civarında olduğuna işaret eden Kadıoğlu, “Katma değerli, kilogram fiyatı yüksek ürün ihracatı yapamıyoruz. Zaten ülkemizin en büyük 500 sanayi kuruluşuna baktığımızda yüzde 62’si düşük teknoloji üreten şirketler.

Dünya ekonomisindeki payı artırmanın yolu belli; yüksek teknoloji üretmek ve doğrudan yatırımları çekmek. Mevcut hukuk ve yönetim anlayışıyla bu şu anda söz konusu değil” diye konuştu.

Kişi başı gelir hızla geriliyor

Kadıoğlu’nun verdiği bilgiye göre, 2013’te dünya ortalaması 10 bin 782 dolar olan kişi başına gelir, 2019 yılında 11 bin 700 dolara çıktı, Türkiye’de ise 9 bin 127 dolara düştü. Yine bu dönemde dünya gayri safi milli hasılası 76.8 trilyon dolardan 86.6 trilyon dolara çıktı. Türkiye’nin milli geliri ise 950 milyar dolardan 750 milyar dolara geriledi. (yenivatan.at)

Relevante Artikel

Back to top button
Cookie Consent mit Real Cookie Banner