Villach suikastçısına şimdi ne olacak?
KLAGENFURT.DEAŞ, Al Kaida, Al Nusra karışımından etkilenlenmiş ünlü bir karnaval şehrini kana bulamasıyla Villach canavarı sıfatıyla anılan Ahmad G. Pazartesi gününden bu yana sıkı güvenlik önlemleri altında Klagenfurt cezaevinde tutuluyor. Klagenfurt Polisi yaptığı açıklamada, „Suriyeli sığınmacı, bir kişinin ölümüne ve çoğu ağır olmak üzere beş kişinin yaralanmasına neden olan saldırıdan sonra özellikle tehlikeli olarak görülüyor. Şimdi amaç sadece toplumu değil, aynı zamanda cezaevi görevlilerini ve diğer mahkumları da ondan korumak.“ dedi.
Pazartesi günü öğleden sonra 23 yaşındaki genç, Villach’tan Klagenfurt cezaevine nakledildi ve burada bir zirvenin ardından özel güvenlik önlemleri alındı. Krone sonuçta, kaybedecek hiçbir şeyi kalmayan ve bir saldırı sonrasında polis kurşunlarıyla ölmek isteyen birinden insanları nasıl koruyabilirsiniz sorusunu gündeme getirerek dikkat çeken detayları şöyle verdi:
Klagenfurt´da Polis Müdürü Josef Gramm, “Diğer şeylerin yanı sıra, tesisimizdeki en yüksek güvenlik seviyesi, video gözetimli hücre hapsi, diğer mahkumlardan izolasyon ve hücrelerin yalnızca görev gücünden özel kuvvetler tarafından açılabilmesini sağlıyor. Ahmad G.’nin cezaevi kompleksi içinde bir odadan diğerine geçmesi gerektiğinde de özel eğitimli görevliler hazır bulunuyor; örneğin bir suçu yeniden inşa etmek için ayrılması gerektiğinde de özel polis kuvveti Cobra çağrılıyor.“ dedi.
Bu tür önlemler Klagenfurt gözaltı merkezinde istisnai bir durum. Amaç hem hapishane memurlarını, gardiyanları hem de mahkumları bu DEAŞ/IS savaşçısının dini çılgınlığından ve fanatizminden korumak.
Polis Müdürü Gramm bu durum karşısında şunları ifade etti: “Cezaevlerinde radikalleşme ayrı bir sorun – özellikle de genç Afganlar ve Suriyeliler arasında bu durum yüksek. Bir model ortaya çıkıyor ve önleyici bir şekilde çalışmak ve küçük anormallikler durumunda bile müdahale etmek burada önemli.Klagenfurt’ta şimdiye kadar bu konuda başarılı olundu.Ancak Villach’taki saldırı, artık kutsanmış bir ada olmadığımızı ve belki de hiçbir zaman olmadığımızı gösteriyor. Yıllardır Klagenfurt Eyalet Mahkemesi’nde terör zanlılarına karşı defalarca dava açıldı. Örneğin bir mahkum dinci terör örgütüyle olan geçmişiyle gurur duymasının ardından yaklaşık yedi yıl hapse mahkum edildi.“
Terörist çocuk yargılanıyor
En büyük rol modeli Norveçli Utoya katliamcısı Hiristiyan ırkçı Anders Breivik olan 18 yaşındaki göçmen kökenli bir gencin davası da şok ediciydi. Duruşmada çok daha genç görünen gencin internet üzerinden 300 mermi kapasiteli bir Glock 17 satın almak istemesi üzerine alarm zilleri çalmaya başladı. Genç şartlı ceza ile kurtuldu; potansiyel bir “tehdit” olarak gözlem altında olup olmadığı belli değil.
Villach’tan bir sığınmacı (40) ise terör suçlamalarına göre kendisini internette Hamas destekçisi olarak tanıttığı ve intihar saldırılarını “Tanrı tarafından istenen ve arzu edilen” bir şey olarak tasvir ettiği için bu yıl yargılanacaktı. Duruşma hastalık nedeniyle iptal edildi; mahkeme sözcüsü Christian Liebhauser-Karl’a göre henüz yeni bir tarih yok – ve sanık serbest dolaşıyor.
Terörist geçmişi olan bir cinayet
Suriyeli sığınmacı Ahmad G. ile ilgili bundan sonra ne olacak? Tutuklu yargılama için başvuruda bulunuldu, yetkili tutuklama ve yasal savunma hakimi tarafından zorunlu sorgulama Çarşamba günü yapılacak ve sanığın bunu kendi başına yapacak maddi imkanlara sahip olmaması durumunda yasada öngörüldüğü gibi Avusturya devleti bir adli yardım avukatı atanacak.
Klagenfurt Cumhuriyet Savcısı Markus Kitz’in, „Suriyeli, cinayet ve terörist geçmişi olan birden fazla cinayete teşebbüs suçlarından soruşturuluyor. Bu, elbette müebbet hapis cezası olan cezayı değiştirmez.” dedi.
Bu açıklama akıllara, “ „Peki şu anda DEAŞ, AL Kaida ve Al Nusra’nın bin bir ülkeden gelen selefi cihadçı Suriye’de devleti HTŞ kod adı ( bakınız Amerikan Adalet Bakanlığı kaynakları) altında polis, asker, vali kimlikleriyle geçirenlerden Suriye yerli halkının farklı din , köken ve mezhepelerini kim koruyor“ sorusunu gündeme getirdi.
