Viyana’daki çocuk cinayetinde aileye nefret yağıyor

(VİYANA) – Pazar günü polis, yedi yaşındaki kızın boğazından aldığı bir delici alet yarasına bağlı olarak hayatını kaybettiğini açıkladı. Cinayetle ilgili soruşturma devam ederken, sosyal medyada ölen yedi yaşındaki kızın ailesine nefret yağdı.

12 Mayıs 2018 günü saat 8:30 sularında, bir önceki gün kaybolan kızın cesedi bir çöp konteynırında bulundu. Polis sözcüsü İrina Steirer’in Pazar günü bildirdiğine göre, yapılan otopsi sonucu kızın boğazından aldığı bir delici alet yarasına bağlı olarak hayatını kaybettiği anlaşıldı.

Cinayet soruşturmasının hız kesmeden devam ettiği bildirildi. „Kleine Zeitung“ gazetesinde yer alan habere göre tanıklar ve Çeçenistan kökenli ailenin ifadesi alınırken, bulunan izlerin incelemesi sürüyor. Polis soruşturmasında, taktiksel nedenlerle daha fazla ayrıntı kamuoyuna açıklamıyor.

Sosyal medyada “nefret” dili

Sosyal medyada ise ölüm nedeniyle ilgili spekülasyonlar yapılmaya başlandı. Örneğin bazıları “namus cinayeti”nden bahsediliyor. Standard gazetesinde yer alan habere göre internet forumlarında cinayete kurban giden küçük kızın yakınları hakkında sayısız nefret söylemi yayınlandı. Tartışmaların odağında kızın ailesinin kökeni yer alıyor. Aile, kızın kaybolduğunu polise daha erken bildirmemekle suçlanıyor. “Kurier” ve “Wien heute” (ORF) programında yer alan haberlerde, kızın ailesi ve komşuların kızı saatlerce aradığı bilgisi yer alıyor.

Nefret dolu yorumlar ve spekülasyonlar öylece ortada kalıyor. Bir internet kullanıcısı Facebook’ta, “Bu hikayede birbirine uymayan bir şeyler var. Neden kızın yokluğunu kimse fark etmedi? Hele vakit o kadar geç ise. Benim de 7 yaşında bir torunum var ama onun dışarıda tek başına oynamasına izin vermiyoruz” yorumunda bulundu. Yorum 115 kişi tarafından beğeni aldı.

Kızın annesinin Puls4 televizyonuna röportaj vermesi de şiddetli eleştirinin odağında yer aldı.

Başka bir kullanıcı ise konuya ilişkin, “Olaydan 2 gün sonra asla röportaj veremezdim. Anne çok metin gözüküyor” şeklinde yorumda bulunurken sözlerine şöyle devam etti: “Burada tek üzücü olan kızın korkunç bir şekilde ölmesi. Ama medya organlarında yazanlar doğruysa, ailenin durumu da en az bunun kadar korkunç. Çocuklar yemek pişiriyor, oğlan kayıp başvurusunda bulunuyor, baba İtalya’da hapiste. Yeter ki bizler bu aileyi ilelebet besleyelim. Bunun ırkçılık ile alakası yok ama insan düşünmeden de edemiyor”.

İnternetteki tepkiler, yalan haberlerin ne kadar çabuk yayılabildiğini açıkça gösteriyor. Ne zaman işin içine göçmen kökenli kişiler girse, en trajik olaylar bile önyargıların desteklenmesi için kötüye kullanılıyor. Irkçı yorumlar ve nefret söylemleri artık normal günlük hayatın bir parçası haline gelmeye başladı. İnsanlar düş kırıklıklarını ve düşüncelerini farklı forumlarda dile getiriyor. Korku ve itimatsızlığın hakim olduğu, empatiye yer olmayan bir atmosfer yaratılıyor. (KOSMO)

Relevante Artikel

Back to top button
Cookie Consent mit Real Cookie Banner