Viyana’yı değiştiren terör saldırısı: Tekrardan yaşanır mı? Yetkililer bu başarısızlıktan neler öğrendi?

Tam bir yıl önce 2 Kasım 2020’de başkentin göbeğinde yaşanan terör saldırısı sonrasında vatandaşları ve yetkilileri “Tekrar yaşanır mı?” korkusu sardı. Peki o gün başarısız olan en alt kademeden en üst kademeye tüm yetkililer, bu başarısızlıktan hangi çıkarımları edindi, neler öğrendi? Terör saldırısı Viyana’da neleri değiştirdi?

VİYANA- 2 Kasım 2020’de Kujtim F., kendisi polis tarafından öldürülmeden önce şehir merkezinde dört kişiyi öldürdü ve bazıları ciddi olmak üzere 23 kişiyi yaraladı. Güvenlik yetkilileri 2 Kasım’daki bu ani ve beklenmeyen saldırı karşısında şaşkına döndü.

Bugün bu vahim saldırının yıl dönümü, tam bir yıl oldu. Peki bir yılda neler değişti? Yetkililer yapılan hatalardan ne gibi sonuçlar çıkardı? En alt kademeden en üst kademeye kadar hangi konularda reforma gidildi? İşte BVT’nin DSN’ye dönüşüm süreci!

Bir süredir, yabancı teröristler hakkında değerli bilgiler yalnızca Anayasayı Koruma ve Terörle Mücadele Federal Dairesi’ne (BVT) dolambaçlı yollardan ve ordudan ulaşıyor. Sebebiyse, BVT’nin, baskından bu yana Avrupa gizli servislerinin en derinine kadar inmiş olması.

Geleneksel olarak siyasi yönden Siyah olan BVT, teröristler hakkında önemli bilgileri Aşağı Avusturya’daki ilgili- yine Siyah- bölge ofisine iletti, ancak Kırmızı Viyana’dan meslektaşları daha az gizli bilgi aldı. Bu nedenle, hüküm giymiş bir İslamcının, Anayasa’yı Koruma Dairesi’nin gözü önünde, aynı fikirde olan çok sayıda insanla tanışıp mühimmatlı bir Kalaşnikof elde edebilmesi uzmanlar için pek de şaşırtıcı değildi.

Polis saldırı günü harekete geçti ve faili 9 dakikadan daha kısa bir sürede etkisiz hale getirdi, ancak maalesef öncesinde çok kötü çalışıldı. O zamandan bu yana pek çok reform yapıldı, diğerleri (anayasanın korunması için devlet dairelerinin reformu dahil) muhtemelen çözümsüz kalacak. Çünkü, Avusturya’da federalizm çok güçlü.

Almanya’nın yardımla “Analiz Departmanı” kuruldu

Artık BVT yerine DSN (Devlet Güvenlik ve İstihbarat Dairesi Başkanlığı) olarak adlandırılan anayasanın ülke çapında korunması reformu doğru yolda görünüyor. Özellikle Alman gizli servisi, bir analiz departmanının kurulmasına çok yardımcı oldu. Yurtdışında da Avusturya’nın güvenlik açıklarını bir an önce kapatması ümit ediliyor.

Bir Analiz Departmanı kurmak göründüğünden çok daha önemli; olası teröristlerle ilgili tüm ayrıntılı bilgi ve açıklamalar orada başlatılabilir ve de pratikte gizli servisin kalbidir. Birçok insan, aynı şeyin Avusturya’da daha önce var olmamasına şaşırabilir. Gelecekte sorunsuz bir şekilde çalışması birkaç yıl alacaktır.

Devamlı bir takip ve izleme mümkün değil

Her şeyi bir anda açıklığa kavuşturmak kolay değil. Güvenlik aygıtındaki uzmanlar, Avusturya’da 400’e kadar kişinin Viyana’daki gibi bir saldırı gerçekleştirebileceğini varsayıyor. Ancak, yine de devamlı bir izleme sağlanamamakta, çünkü bir kişiyi tam gözetim altında tutmak için yaklaşık yirmi polis memuruna ihtiyaç vardır yani 400 potansiyel tehdit için 8.000 memura ihtiyaç olacaktır.

Uluslararası rakamlara bakıldığında geçen yılki saldırıların hepsinin bireysel failler tarafından gerçekleştirildiği görülüyor. Birçoğunun ilgili bir sabıka kaydı vardı, birçoğu (Viyana saldırganı dahil) çok profesyonelce hareket etmedi. Saldırıların sayısı şu anda sabit olsa da İslamcı sahnenin şu anda Avrupa’da büyük koordineli saldırılar gerçekleştiremediği görülüyor. Tutuklananların sayısı da büyük ölçüde düştü.

Fırtına öncesi sessizlik mi? Terör tehdidi ne boyutta?

2015’te Paris’te veya 11 Eylül 2001’de New York’ta gerçekleşen saldırılar şu anki perspektifte çok uzak görünüyor. Korona nedeniyle terör de pandemi öncesinde olduğu gibi ağ kuramıyor. Europol’ün terör raporuna göre, internet üzerinden radikalleşen gruplar yerine bireysel saldırılar olmasının nedeni tam olarak bu olabilir. Ama bu sadece fırtına öncesi sessizlik de olabilir.

El Kaide ve İslam Devleti (İD), Mali ve Afganistan’da yeniden yayılıyor. Aynı zamanda uluslararası birlikler (ABD ve Fransa) geri püskürtüldü. Radikallerin (Taliban ve Boko Haram) artan egemenliğiyle, olası terör kampları üzerinde artık herhangi bir kontrol yok. İslam Devleti’nin ortaya çıktığı Irak veya Suriye’nin tarihi kendini tekrar edebilir.

Avusturya polisi bu nedenle silahlanmaya devam ediyor. Zırhlı araçlar, insan durdurucu mühimmat ve koruyucu ekipman gibi daha iyi ekipmanlara yatırım yapıldı. Ek olarak, tüm federal eyaletlerde WEGA (Viyana’daki saldırganı öldüren) modeline dayalı olarak geliştirilmiş bir hızlı tepki kuvveti kuruluyor. (yenivatan.at)

Relevante Artikel

Back to top button
Cookie Consent mit Real Cookie Banner