İflas sürüncemesi

İtalya’nın içinden çıkılmaz haldeki borç krizi ve AB ile bütçe kavgası açıkça şunu gösteriyor: Kriz ülkelerine Euro bölgesinden geçici çıkış opsiyonu tanınmalı. Yunanistan, eğer bir süreliğine parasal birlikten çıkarılmış olsaydı şu an borçsuz bir ülke olurdu.

Krone Gazetesi köşe yazarı ve Avukat Dr. Tassilo Wallentin, Krone Bunt için kaleme aldığı yazıda Brüksel bürokratlarının çaresiz bir hastalıktan ,“eşitlik sanrısından” muzdarip olduklarını yazdı.  Usturayla her şey eşitlenir. Salatalıkların eğriliği, elmaların büyüklüğü, ampuller, tencere tutacakları ve tuvalet sifonları standardizasyonu konusunda Avrupa Birliği düzenlemeleri mevcut.

Küçük ölçekte geçerli olan büyük ölçekte de geçerlidir: AB kriz ülkeleri ve kriz dışı ülkeleri parasal bir birliğe, “Euro”ya zorlandı. Bu, ABD ile Latin Amerika’yı parasal bir birliğe sokmak gibi.

Şimdi bedeli ödeniyor. Kriz ülkelerinin rekabet gücü yetersizliğini finanse etmek ve eski kredilerin kapatılması için daima yeni krediler veriliyor. Yunanistan, İspanya, İtalya ve Portekiz sadece bu şekilde Euro bölgesinde tutulabilir ancak yapay olarak. Kayıplar giderek büyüyor. Avrupa Merkez Bankası, kriz ülkelerinden hurda kâğıt ve atıl krediler satın almak için hâlihazırda 2,5 milyar Euro’dan fazla harcama yaptı. Para politikasındaki bu çılgınlık, milli servetimizin borçlu devletlere, başarısız bankalara ve spekülatörlere yeniden bölüşümünden başka bir şey değil.

Bunların tümü, iflas sürüncemesidir. Yunanistan, İspanya, İtalya ve Portekiz, kaydedilen en kötü ekonomik verilere sahip. Gençler arasındaki işsizlik oranı; Yunanistan’da %45’lerde, İspanya ve İtalya’da %30’un, Portekiz’de ise %20’nin üzerinde seyrediyor.

Netleştirmek için: Yunanistan, kurtarma fonlarından 287 milyar Euro aldı. Ayrıca Atina’ya 107 milyar Euro’luk bir borç yardımı verildi. Tüm bunlar, Yunanistan’ı Euro bölgesinde tutmak içindi – başarısızca. Eğer Yunanistan’a, Euro bölgesinden çekilme, yeniden Drahmi’yi (Yunanistan’ın eski para birimi) kullanma ve devalüe etme imkânı verilmiş olsaydı, Yunanistan ekonomisi iki yıldan az bir sürede büyüyecekti. Bir Oxford çalışması bunu ispatlıyor.

Şu an en tehlikeli borç krizi İtalya’da yaşanıyor. Sorun, baskı makinasıyla telafi edilemeyecek kadar büyük.  Hemen şimdi bir “Kuzey Euro/Güney Euro” çözümü getirilmeli. Aksi takdirde bir domino etkisi oluşur ve “Brexit”i “Italexit”, “Portugexit”, “Spanexit” ve “Grexit” takip eder.

Ancak krizden yanlış sonuçlar çıkarılmasına ve bir “borç paranoyası” geliştirilmesine de meydan verilmemeli. Borç, ekonomide alışılmadık bir şey değildir. Zaman zaman kredi almayan şirket yoktur. Bu, devletler için de geçerli. Soru şu: Bu para ne için alınıyor? Kötü idareyi finanse etmek için borçlanan, batar (“Kriz ülkeleri”). Dijitalleşme, eğitim ve altyapı için borçlanan ise rekabet yeteneğini korur, kâra geçer ve borcunu geri ödeyebilir (“Krizde olmayan ülkeler”). Viyana’nın Maliyeden Sorumlu Belediye Meclisi Üyesi Peter Hanke, bunu şöyle özetledi: “Şehir, büyük bir şirkettir.  Hedef; geleceğe yatırım, sıfır açık ve borçların geri ödenmesidir.”

Relevante Artikel

Back to top button
Fonds Soziales Wien
Cookie Consent mit Real Cookie Banner