„Kant kocht Türkisch“… „Kant Türkçe pişiriyor“

3. Baskı

Birol Kılıç

Immanuel KANT sadece Alman felsefesinin kurucu isimlerinden ve felsefe tarihini kendisinden sonraki dönemini belirleyici olarak etkilemiş bir isim değildir. Kant ayrıca ahlak, hak ve gerçeklerden sapmama felsefesinin kurucuları arasında en önemli bir isimdir desek yanlış olmaz.

Niye Kant kitabı?

Çeyrek yüzyıldan daha fazla Viyana´da yaşayan,  üniversite eğitimini bu şehirde tamamlamış  İstanbul doğumlu Türk asıllı bir Avusturya vatandaşı olarak Türkiye’de gerek ailemden gerek ise çevremden ahlak, dürüstlük,  erdem insan olmak veya nefislere hakim olmalıyız sözleri  ile çok muhatap oldum. Eksiklikleri bol olan bir insan olarak şunu söylemeden geçemem. Onların bana verdiği beşikteki bu eğitim hayatımın karanlık ve umutsuz geçen günlerinde kafamı kaldırdığımda  içimi aydınlatan ve kılavuzum olan kutup yıldızları oldular.

Türkiye’nin son çeyrek yüzyılda hızlanarak düştüğü, “ siyaset-tarikat-bürokrat-ticaret-medya.‘  beşli mafyavari çete yönetimi ile  toplumu  ittiği  her türlü adaletsizlikler, minareyi çalıp kılıf uydurmalar, ahlaksızlıklar ve özünde bir barış ve akıl dini olan İslam’ın din bezirganlıkları ve şiddet teolojisi ile  suistimal edilmeleri  karşısında gaflet-i cahillik içinde tepkisizlikleri ve yolsuzlukları ,“ çalıyorlar ama çalışıyorlar.“ diyen foseptik hayat felsefeleri karşısında yaşadığım şaşkınlıklar, sarsıntılar ve kederler beni „Kant‘ limanına itti.

Kimseyi fazla germek istemediğim için eser derin konulara bilerek girmiyor…. Sadece dedim ya Kant limanın da  bir tur atacağız. Türk yemekleri ile….

Kant, felsefedeki ilk ve temel misyonunun bilimi temellendirmek, daha sonra da ahlakın ve dinin rasyonelliğini savunmak ve  olduğuna inanmıştır. Kant gerçeklerin peşindedir. Geliştirdiği metodun temeli ahlakın dünyada normlanması formülüdür sanki. Kant özellikle tek tanrılı dinlerde Tanrı’nın yani görünmeyen, tutulmayan, koklanmayan, tasavvur edilmeyen ama inanılan yaratıcının yeryüzünde suiistimaline yani din bezirgânlığa karşı Hristiyan ahlakından bahsetmiştir. Bu nedenle transandantal epistemolojik idealizm diye bilinen kendi bilgi kuramını geliştirmiştir ve biz Müslümanlara aslında kapı aralamıştır.

1724 yılında dünyaya gelen Kant, 1804 yılında 80 yaşında iken hayatını kaybetmiştir.

Kant yaşamı boyunca yaptığı çalışmalar ile birçok eser  ve özlü sözler bırakmıştır.

Bu vesile ile Viyana´da 2024 yılında Kant’ın 300. doğum yılını kutlarken,  Neue Welt Verlag yayınevi olarak bizler de bu çorbada tuzumuz olsun diye bu eserin 3. baskısını özel siparişleriyle 10 bin adet ile tekrar basmaktan gurur duyuyoruz.

Kant Müslümanlar ve Türkler ile ilgilenmiş midir? İlgilenmiş ise acaba bu ilgilenme olumlu mudur? Bu iki sorunun cevabı,  yaptığımız araştırmalar sonucu olarak; iki kere evettir.

Yayınevimizin Kant ile ilgili bu ikinci eseri olması tesadüf değildir. Kant ile ilgili birinci eserimiz olan „Kant´s Wanderung über das Nebelmeer“ aslında Kant´ın 1781’de yayımladığı „Salt Aklın eleştirisi“ ( Kritik der reinen Vernunft) adlı eseri üzerinden  birazda Müslümanlara bakışını anlatmıştık.

„Kant Türkçe pişiriyor“  („Kant kocht türkisch“) adı ile tercüme edebileceğimiz  bu ikinci eserimizin üçüncü baskısı yine fazla derinlere inmeden sadece doğu batı arasında köprü kurmak amaçlı Kant sever ve meraklılarına hem Kant´ı hatırlatmak hem de Türk mutfağını  ve kültürünü detayları ile tanıtmaktır. Kant’ın ünlü öğle yemeklerini ve nedenlerini dünya biliyor…

İşte bizler bu öğle yemeklerinde doğudan yani Osmanlı Türk topraklarından onun masasına gelen ürünleri de dikkate alarak bir gönül köprüsü kurarken ayrıca 2024´e yani onun doğumunun 300. yılına  1 yıl gibi kısa bir zaman kalmışken, kendisine ikinci kez teşekkür etmek istedik.

Aşağıda kitabın PDF´sini Almanca ana dili olan  kişilere, hem Türk mutfağını hem Türk kültürünü  tanıtmak, ısındırmak veya hatırlatmak hem de biz Türkler ´in  Almanlara veya Almanca konuşan başta sevgili Yeni Vatanımız Avusturya’da sevgi ve dostça baktığımızın bir nişanesi olarak rahatlıkla gönderebilirsiniz.
Tek dileğimiz daha barışçıl, adaletli , ahlaklı, liyakatlı, erdemli namuslu ve vicdanlı insanların daha fazla olduğu bir dünya… İnanın aklın, tavsiye ve davet edilen Sırat-ı Müstakim yolu budur.  Yine hızlı yazdım, lafladım biliyorum. Hatalar af ola. (Birol Kılıç, Viyana, Analiz)

Kant_kocht_türkisch_2021GanzesBuch (5)

 

Relevante Artikel

Back to top button
Fonds Soziales Wien
Cookie Consent mit Real Cookie Banner