Avusturya Anayasa Mahkemesi Başkanı ile demokrasi ve hukuk devletini konuştuk
1920 yılında kurulan Avusturya'nın "Anayasa Mahkemesi Adalet Divanı "ve Anayasası 100. yılında kutlu olsun.
Birol Kılıç, Viyana/Kısa bir analiz
Avusturya en yüksek mahkemesi olan „Anayasa Mahkemesi Adalet Divanı“ (Verfassungsgerichtshof VfGH) Başkanı Prof. Dr. Christoph Grabenwarter dokuz Mart tarihinde Viyana’dan yayın yapan önemli yabancı medya temsilcilerini kabul ederek yüksek mahkemenin Avusturya’da demokrasi ve hukuk devleti üzerindeki etkisini ve ülke ve AB’deki son hukuki gelişmeler alanında dikkat çekici sorulara cevap verdi. Yazılmak ve yazılmamak üzere geçen ufuk turundan önce Corona Virüsü nedeni ile selamlaşmalarda el ile tokalaşmalar yerine baş ile selamlanması kuralı dikkat çekti. Bu toplantının iptal edilmemesi aslında bir şans. Hafta başı 16 Mart tarihinde Başbakanlık’da Başbakan Kurz’un bizleri özel kabulü Corona Virüsü nedeni resmen iptal edilerek ileri bir tarihe atılmış durumda.
Neoklasik rönesans saray mimarisi
2012 yılından bu yana Frehung 6 adresine merkezini alan „Anayasa Mahkemesi Adalet Divanı“ binası 1921 yılında neoklasik rönesans saray mimarisi ile „Österreichische Creditanstalt für Handel und Gewerbe“ adlı banka için zamanın ünlü iki mimarı olan Ernst Gotthilf und Alexander Neumann tarafından yapılmış. Binanın son sahibi Reno Benko Avusturya’da iki önemli günlük gazeteye ( Krone, Kurier) adeta arka kapıdan ortak olarak devamlı gündemden düşmeyen tartışmalı genç bir işadamı ve Signa Holding’in sahibi. Kısaca bu muhteşem binada „Anayasa Mahkemesi Adalet Divanı“ Reno Benko’ya bağlı „Renngasse 2 Immobilien GmbH“ kiracısı. Kirası mutlaka çok yüksek olan bu güzel saraya gibi binayı girerken acaba Avusturya Devleti niye zamanında satın almamış diye düşündüm…
Başta Almanya’nın Handelsblatt, Süddeutsche Zeitung, Neue Zürcher Zeitung, DPA gibi temsilcilerinin katıldığı toplantıya İspanya, Fransa, İtalya, Ukrayna, Slovenya, Rus gazetelerinin önemli temsilcileri yanında Yeni Vatan Gazetesi ve Neue Welt adına davet edildim. Sorular ve cevaplarını detaylarını haber masamız yapacaktır. Büyük bir kitapçık şeklinde renkli basılan Avusturya Anayasası eserini herkesin evine almasını, okumasını veya gözden geçirmesini tavsiye ederim. Bu Anayasa Avusturya’da yaşayan özellikle Türkiye göçmenlerinin adeta yaşam sertifikası.
Avusturya Anayasası ve Anayasa Mahkemesi 100 yaşına girdi
Konuşmanın ana gövdesini Avusturya Anaya Mahkemesi ve Avusturya Anayasasının 2020 yılında 100. yıla girmesi nedeniyle parlamentoda karar verilen kanun ve yasaların Anayasaya uygunluğu, önemli Avusturya enstitüleri içinde ki önemi ve Avrupa’daki diğer Anayasa Mahkemeleri ile ilişki ve çalışmaları oluşturdu.
Özellikle İngiltere, Almanya, İsviçre ve İspanya’da Anayasa Mahkemelerinin kararları ve Avusturya’da etkisinin yanında prestiji yüksek Avusturya Anayasa Mahkemesi’nin Başkanı Christoph Grabenwarter özellikle Avusturya’da verilen kararların etkilerinden önemli örnekler verdi.
2005 yılından bu yana Avusturya Anayasa Mahkemesi üyesi olan Grabenwarter bu yıl Anayasa Mahkemesi başkanlığına tam yetkili olarak seçildi. Avusturya Parlamentosu’nun tüm partileri ve milletvekilleri kanunlar konusunda karar vermeden önce adeta tanrı gibi korktukları Anayasa Mahkemesinden, hazırladıkları yasa geri döner mi düşüncesidir. Avusturya’da kuvvetler ayrılığı olabildiğince işliyor ve ülkenin adeta namusu gibi. Yasa, insanlar ve filozofik görüşlerin konu olması başkanın hoşuna gittiğini toplantı sonunda “ Avusturya ve dünya hakkında arkadaşlar derin bilgili” mealinde ki esprili ifadesinden çıkardım.
Anayasa Mahkemesi Başkanı’nın Türkçe yayınlanmış eseri: Anayasa Teorisi
Avusturyalı hukuk bilimci ve Avusturya Anayasa Mahkemesi Başkanı Christoph Grabenwarter hukuk bilimcilerle yapılan ortak çalışma sonucu hazırlanan “Anayasa Teorisi” adlı eseri 2008 yılında Türkçeye de tercüme edilmiş Anayasa Mahkemesi Başkanı Sayın Grabenwarter’e , Alman, Avusturya ve Türk Anayasalarını 100 yıl içinde geçmişten bu güne kadar bu üç ülkenin 1914 -1918 yılında 1. Dünya Savaşı ile tepe noktası yapan silah arkadaşlığından önce ve sonra Anayasaları içinde sarsıcı maddelerini karşılaştırmak amacı ile sorduğum iki sorudan birine aldığım cevaplar içinde “Anayasa Teorisi” kitabından bahsetmesiyle öğrendim.
.
Eseri Türkçe diline tercüme eden yayınevi kitap hakkında şunları yazması dikkatimi çekti:
„Köln Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Otto Depenheuer ve Prof. Dr Christoph Grabenwarter editörlüğünde Anayasanın temel esasları, anayasanın şekline ve içeriğine ilişkin zengin teorik yaklaşımlar içeren, tanınmış Alman kamu hukukçularının kaleme aldığı makalelerden oluşan kitap, geniş bir akademik kadro ve uzun bir çalışma ürünü olup 1081 sayfadan oluşan bir başucu eseri özelliğine sahip. Ülkemizde her zaman güncelliğini koruyan yeni anayasa tartışmalarında anayasa uzmanları ve hukuk çevreleri Alman hukuk çevrelerinin görüşlerine bu çevirimiz aracılığı ile ulaşabileceklerdir. Eser, kuramsal derinliği olan 27 makaleden oluşmaktadır. Yazarlar arasında eski Alman Anayasa Mahkemesi başkanları da bulunmaktadır.“
Bu kitabın var olduğunu aslında sayın Anayasa Mahkemesi Başkanı sayın Grabenwarter’e Alman, Avusturya ve Türk Anayasaları’nı 100 yıl içinde geçmişten bu güne kadar bu üç ülkenin 1914 -1918 yılında 1. Dünya Savaşı ile tepe noktası yapan silah arkadaşlığından önce ve sonra Anayasalar’ı içinde sarsıcı maddelerini karşılaştırmak amacı ile sorduğum iki sorudan birine aldığım cevaplar içinde ögrendim.
1. Ekim. 1920 Avusturya Anayasası ilan ediliyor
1918 yılı Avusturya’nın aslında hem yıkım hemde küllerinden tekrar doğduğu yıl desek yanlış olmaz. Türkiye Kurtuluş Savaşı içinde Atatürk ile yeni bir cumhuriyet kurarken Avusturya’da çok milletli bir İmparatorluk’dan Alman asıllı „Deutschösterreich“ adlı bir cumhuriyeti 12. Ekim.1918 yılında ilan ettikten iki yıl sonra 1.Ekim.1920 Avusturya’nın yeni Anayasasını ilan etti. İşte bu tarih 1. Ekim. 2020 yılında bu yıl içinde çeşitli toplantı, sempozyum ve organizasyonlar ile Avusturya’da kutlanıyor. Avusturya için 1918-1920 yılları içinde attığı demokratik cumhuriyet ve haklar kendini özellikle 2. Dünya savaşı sonrası oturmuş bir sistem üzerinden kül olmuş olsa bile tekrar doğmasına neden olmuşa benziyor.
„Wehrhafter Demokratie“ /Militan demokrasi
Alman Anayasa Mahkemelerinde “wehrhafte Demokratie /Militan demokrasi” var olan bu sıfatlar Avusturya ve Türkiye Anayasalarında niye yok? Niye Almanya vatandaşlarına ‘militan demokrat’ olun deme ihtiyacı duyuyor? Hitler yüzünden mi? Hitler NSDAP ile resmen seçimler ile gelip hem Almanya’yı hem Avrupa’yı kana buladı. Demek ki demokrasi ve cumhuriyet yetmiyormuş. Almanya eğer birileri seçimle gelip ülkenin demokratik kurumlarına, kuvvetler ayrılığına zarar verirse bir militan gibi demokrasini koru derken Avusturya Anayasa Başkanı bu durumlarda vatandaşlardan ne bekliyor? Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında ‘Laiklik’ maddesi varken bu madde özellikle Alman ve Avusturya Anayasası’nda niye yok? Almanya devlet dairelerinin tarafsız nötrleşmesi kararları Avusturya’dan nasıl görülüyor? Avusturya’da gündemden düşmeyen sekülerlik ve laiklik arasında ki fark nedir? Sorular arasında 2020 yılında Avusturya Anayasa Mahkemesi tarafında karara bağlanacak ilkokulda ve 14 yaşına kadar kız öğrencilerin baş örtüsü başta olmak üzere diğer önemli konular vardı. Burada sayın Anayasa Mahkemesi Başkanı’nın verdiği cevapları başka bir analizimizde yer vereceğim.
Avusturya Anayasası ve Mahkemesi’nin 100. yılına girerken acaba Avusturya vatandaşları, hukuk devletinin ve kuvvetler ayrılığının öneminin farkındalar mı? Avusturya gibi nüfusu gittikçe göçmenler ile zenginleşen güzel bir ülkede bağlayıcı ve özgürlükçü, çoğulcu seküler demokrasiyi ve cumhuriyetin değerlerini korumak için Anayasal Milliyetçilik konusunda daha fazla çalışma yapılacak mı diye sordum?
Avusturya Anayasası´na düşmanı iki grup!
Avusturya’da yüzbinlerce göçmen yaşıyor. Aslında göçmenleri Avusturya’da en çok koruyan Avusturya Anayasası. Ama birçok Orta Doğu kökenli göçmenler ülkelerinden kaçarak geldikleri Avusturya’da demokratik olmayan, Avusturya çoğulcu demokratik sistemine düşman siyasi görüş, kin ve nefretlerini biraz güçlendikten ve kanunların kendisini koruduğunu gördükten sonra Avusturya Anayasası’na adeta düşmanlık etmeye başlıyorlar. Avusturya’nın aslında 100. yılını kutladığı 2020 yılında gelecek 100. yılında başını ağrıtacağı konu işte bu. Bunlardan biri Avusturya’nın aşırı sağı ve yeni vatandaş olmuş gerici, feodal, lümpen, din bezirganı, faşist zihniyetten kurtulmamış ve Avusturya’da 1000 yılllık acı, gözyaşı ve tecrübe ile kazanılmış hak ve özgürlükleri hep kendine yontarak toplumu geren yarı cahil göçmenler. Avusturya aşırı sağı ise bu Anayasal haklar ile kazanılmış hak ve hukuktan eşit bir şekilde yararlanan yarı cahil gerici, kendisi gibi faşist, feodal ve uyumsuz göçmenlerin yararlanmasını istemiyor. Bu anlamda bu iki grub ilerde birbirlerinden „kazan kazan/ win win“ yapacak şekilde Avusturya toplumunu daha fazla gereceğe benziyor.
Avusturya Anayasasını elimizden düşürmemiz gerekiyor!
Erdemli vatandaşlara ihtiyacımız var !
Avusturya’nın birçok kurumu bunun farkında. 1920 yılında kurulan Avusturya’nın Anayasa Mahkemesi ve Anayasası 100. yılında kutlu olsun. Demokrasiler canlı bir organizma. Sahip çıkmak ve korumak gerek. Vatandaşların bu bilince sahip olması gerekiyor. Bu manada Avusturya Anayasasını elimizden düşürmemiz gerekiyor.
Anayasal Milliyetçilik bu anlamda çok önem arz ediyor. Avusturya’da yaşayan göçmenlerin ve özellikle Türkiye göçmenlerinin bu anlamda bilgilendirilmesi ve dikkati bu alana çekilmesi gerekiyor. Zor günler kapılarında. „Lümpen yaşadığı topluma karşı sorumsuz, bencil, yarı cahil, kindar“ vatandaşlıktan „aydın, bilgili ve aklı ve vicdani hür erdemli“ vatandaşlığa geçiş kabul edilmesede gündemde…
Nice demokratik, çoğulcu ve insan haklarına, kuvvetler ayrılığına önem verildiği özgür ve bağımsız erdemli vatandaşların çoğunlukta olduğu yıllara…(Birol Kılıç, Viyana, 10.02.2020, yenivatan.at)