27 Nisan 2025 Viyana seçimlerinden ders çıkarılmalıdır.

KONUK YAZAR /AHMET YILDIZ, 13.05.2025

Biz gördüklerimizi, duyduklarımızı ve okuduklarımızı yazıyoruz. Elçiye zeval olmaz. Kusura bakmayın, dalkavukluk yapmasını bilmiyoruz. Öveceğimiz kişileri, şayet parasını verip üzerinde reklam diye yazma dışında, biz özgür kalemimizle yazacaksak derinden inceliyoruz.

Sonunda söyleyeceklerimizi başında yazalım. Siyaset ve medya işinde olduğunu iddia eden, ancak bu işleri liyakat sahibi olmadıkları için güç odaklarıyla girdikleri mesafesiz, saydam olmayan ilişkilere güvenerek ağızları ve burunlarına bulaştıranlar, 27 Nisan 2025 Viyana seçimlerini, farklı duruş ve görüşlere sahip Türkiye göçmenlerinin bir demokrasi ve çok seslilik şöleni yaşamasına büyük bir darbe vurdu.

Yerli Avusturyalılar ve tüm partilerin ileri gelenleri ve üyeleri bile bu durumdan rahatsız oldular.

Sadece bu mu? Hayır! Tüm Avusturya medya ve kamuoyunda Türkiye göçmenleri, 27 Nisan seçim öncesi demokrasiden nasibi almamış insanlar olarak rezil edildiler.

400 bine yakın Türkiye göçmeninin 200 binden fazlası Avusturya vatandaşıdır ve Viyana’da 16 yaşına girmiş dördüncü nesil ile birlikte 80 bine yakın oy kullanma hakkı, kendini bilmez bir grup tarafından parayla adeta oy, dernek ve gazetecileri etkilemek veya satın almak isteyenler tarafından sabote edilmiştir.

Bunu başarı diye satmanın anlamı yok. Borazanlar yaparlar. Onları herkes biliyor. Utanma yok, arlanma yok ama zeytinyağı gibi hep suyun üzerine çıkmak var.

Gerek Avusturya’daki Türkçe ve Almanca sosyal medya, gerekse ciddi Avusturya basını, sanki bu rezaletleri yazdı ve tartıştı.

Tüm Türkiye göçmenleri, bu seçimlerde adeta diğer göçmenler gibi demokrasiden nasibini almamış, yarı cahil, görmemiş ve iktidarı suistimal etmeye müsaid, özünde nüfus casusluğu yaptıklarının farkında bile olmayan bu dangalakların sanki tüm Türkiye göçmenlerinin temsilcisiymiş gibi Avusturyalıları kendilerini satmalarından tutun, magandavari işgüzarlıklarıyla rezil ettiler. Bakın çevremizde bu kadar Avusturya vatandaşı Sırp, Hırvat, Boşnak Müslüman, Macar veya bin türlü milletten göçmen var. Hiç onlar kadar Avusturya medya ve basınında 27 Nisan ile ilgili Türkiye göçmenleri arasında çıkmış ne oldum delisi olmuş magandalıklar okudunuz mu? Duydunuz mu? Hayır. Çünkü olmadı. Aman ne olmuş demeyin ve bunu demokrasi diye satanlara kanmayın.

Üç beş bin avro için takla atan sözde gazeteciler, ama özünde çakma itibar suikastı ve etki ajanlığı yapan ve hatta yaptıklarının farkında olmayanlara girmiyoruz. Bu çakma gazeteciler, yaslandıkları polisin ve maliyenin takibinde kara para aklayıcısı mafya artıklarının gölgesinde hareket ederek siyaseti suistimal eden içi ve dışı bozulmuş politikacılarla, işte tüm bu pisliklerin ve çirkin resimlerin oluşmasında başrol oynadılar.

Türkiye göçmenleri buna hayır demeli ve itiraz etmelidir.

Yolsuzluk ve rüşvet

Yolsuzluk, vatandaşların devletin bağımsızlığına, dürüstlüğüne ve karar alma yeteneğine, yani ekonominin bütünlüğüne olan temel güvenini sarsar. Bu nedenle, yolsuzluk şüphesinin her türlüsünün ihbar edilmesi önemlidir. Siyaset sözde kamuya hizmet ama özünde mafyacılık ve onun bunun ayağını kaydırma oyunu değildir. Siyasetçi kamu gücünü, malını ve parasını kendi babasının bostanında kullanamaz. Buna karşı suç duyuruları doğrudan Avusturya’nın „Ekonomik Suçlar ve Yolsuzluklarla Mücadele Merkez Savcılığı“na yapılmalıdır. Adres çok basit: „Zentrale Staatsanwaltschaft zur Verfolgung von Wirtschaftsstrafsachen und Korruption.“ Bu bir ekonomik, siyasi suç olan yolsuzluktur. Kesinlikle 27 Nisan seçimlerinden ders çıkarılmalıdır. Bunun için bir kurul oluşturulmalı ve üzerine gidilmelidir. Seçilmiş ve seçilmeye aday kişiler, sözde hizmet ayaklarıyla haydutluk, hele hele sözde İdris ama özünde İblislik yapamaz.( Konuk Yazar, 13.05.2025)

Not: Yayınlanmasını istediğiniz analiz veya makalelerinizi 500 kelimenin altında redaktion@yenivatan.at adresine açık isim ve telefon numaranızla yollayabilirsiniz. Sizlere mutlaka geri döneceğiz.