TKG: „Medya çeşitliliği Avusturya’da tehlike altında, Türkiye’de ise derin bir komada!“

Avusturya Türk Kültür Cemiyeti (TKG), Uluslararası Basın Özgürlüğü Günü ile ilgili yayınladığı basın açıklamasında, “Özgür Türk gazeteciler uluslararası yatıştırma değil dayanışma bekliyor” çağrısında bulundu. TKG’nin açıklamasında yer alan “Bugün, 3 Mayıs, Uluslararası Basın Özgürlüğü Günü ve burada "uluslararası" kelimesi çok ciddiye alınmalıdır” ifadesi dikkat çekti.

Viyana. Avusturya basını bugün manşetlerini boş bıraktı! Federal hükümetin özel yayıncılık karşısında ORF’i avantajlı hale getiren medya politikasına karşı ortak bir protesto düzenleyen yerel gazeteler, tam da Uluslararası Basın Özgürlüğü Günü’nde bembeyaz bir ön sayfayla yayınlandı.Uluslararası Basın Özgürlüğü Günü vesilesiyle bir açıklama yayınlayan Avusturya Türk Kültür Cemiyeti’nin (TKG), açıklamasında hem Avusturya’da hem de Türkiye’de basına yönelik baskı ve tehditlere yer vermesi dikkat çekti.

(c)Kurier/Gilbert Novy

Avusturya´da yazı basın 3. Mayıs’da beyaz çıktı

Avusturya’nın medya çeşitliliğinin tehlikede olduğuna dikkat çeken TKG’nin “Medya çeşitliliği Avusturya’da tehlike altında, Türkiye’de ise derin bir komada! ifadelerine yer verdiği çarpıcı açıklaması ise şöyle: “TKG, Avusturya’nın, Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) Basın Özgürlüğü Endeksi’nde bir miktar iyileşme kaydettiğini görmekten memnuniyet duymaktadır. Avusturya 180 ülke arasında 29. sırada yer alarak sırasını altlardan yukarı çıkarmıştır.  Bununla birlikte bugün  Mayıs ayının 3’ünde Avusturya’da medya çeşitliliği için tedirginlik verici.  Avusturya’da tüm yazılı basın beyaz sayfa halinde  3. Mayıs tarihinde yayınlandı. Avusturya Yerel yazılı basının genel yayın yönetmenlerinin yayıncılarla birlikte yazılı bir şekilde  uyardığı gibi, Avusturya Cumhuriyeti’nde medya çeşitliliği büyük ölçüde tehdit altındadır. Avusturya Federal hükümetin ölümcül medya politikasına karşı yapılan protesto çok ciddiye alınmalı ve gazeteciliğin zarar görmesini önlemek ve Avusturya Cumhuriyeti’ndeki medya çeşitliliğini korumak için planlanan yasa her ne pahasına olursa olsun düzeltilmelidir.

Türkiye’de medya çeşitliliği ve basın özgürlüğü derin bir komada

Türkiye’de toplumun hemen her kesiminden insanlar, sadece eleştirel görüşlerini ifade ettikleri için Erdoğan’ın AKP hükümeti tarafından kovuşturmaya uğruyor ve tutuklanıyor. Özellikle gazeteciler güvenliklerinden endişe etmek zorunda kalıyor. AKP hükümeti ana akım medyanın sermaye yapısını değiştirdi; artık yüzde 90’dan fazlası hükümet yanlısı sermayeye ait. Türkiye’deki ana akım medya, gerçek haberleri vermekten çok, yalan haberlerle gerçeği gizlemeye hizmet ediyor. Türkiye’de son altı yılda 600’den fazla gazeteci tutuklandı. Erdoğan’ın AKP Türkiye’sinde her şey „McCarthycilik“ kokuyor. Tutuklamalar, AKP hükümetinin McCarthy yöntemlerini kullanarak adım adım tüm muhalif liberal medyayı ve bireyleri susturduğunun bir başka kanıtıdır.

Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü’nün (RSF) basın özgürlüğü sıralamasında Türkiye 180 ülke arasında 153. sırada yer almaktadır. Bu rakam, ülkenin basın ve ifade özgürlüğü açısından fiilen nerede durduğunu çok net bir şekilde ortaya koymaktadır. Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF), Türkiye-Suriye sınır bölgesinde 6 Şubat 2023’te meydana gelen yıkıcı depremin ardından Türk hükümetinin gazetecilere baskı yapmak ve devletin başarısızlıklarına ilişkin eleştirel haberciliği engellemek için nasıl fiziksel şiddet, tutuklama ve dijital zulüm uyguladığını özetlemiştir.

TKG Genel Başkanı Birol Kılıç da konuya dair yaptığı açıklamada şu noktalara değindi: „Türkiye’de düşünce özgürlüğü istiyoruz! Bizim için düşünce özgürlüğü, özellikle ideolojik, siyasi konularda ve özellikle yolsuzluklara ve baskılara karşı aydınlanmadır. Özgür Türk gazetecileri bugün, 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü’nde AKP Erdoğan iktidarına taviz verme ve uluslararası bir şey olmaz yatıştırma („Appeasement“)veya bana dokunmayan yılan bin yaşasın siyaseti değil dayanışma bekliyor. AKP-Erdoğan hükümeti Türkiye’de kendine güvenen, laik, özgür, modern bir orta sınıfın var olmasını ve büyümesini istemedi ve istemiyor. Demokratik katılım ve demokratik eylem için hepimizin düşünce özgürlüğüne, medya çeşitliliğine ve basın özgürlüğüne ihtiyacı var. Biz 3 Mayıs’ta bu değerleri  sadece Türkiye için değil, Avusturya için de  istiyoruz.“ (yenivatan.at)

Relevante Artikel

Back to top button
Fonds Soziales Wien
Cookie Consent mit Real Cookie Banner