Avusturya Macaristan Kolonisinin İstanbul’daki Sanatsal Yaşamı

Viyana merkezli yayınevimiz „Neue Welt Verlag“ ve Yeni Vatan Gazetesi’nin birlikte yayınladığı Kırmızı Beyaz Kırmızı adlı eserin yazarı İsmail Tosun Saral’ın, Avusturya Macaristan Kolonisinin  İstanbul’daki Sanatsal Yaşamı“ başlığıyla toparladığı önemli makale şöyle:

İsmail Tosun Saral

İstanbul’daki Avusturya Macaristan Kolonisi  mutlu bir hayat sürüyor, İstanbul’un güzel havasının leziz yemeklerinin bulunmaz güzelliğinin  tadını çıkarıyordu. Ticaret yaparak zenginleşmişlerdi. İstanbul‘un  Pera semtinde (bugün Beyoğlu) Viyana’yı aratmayacak derecede güzel malikanelerde yaşıyorlardı. Diğer Levantenlerle birlikte İstanbul’da kendilerine has bir sanatsal yaşam yaratmışlardı.

Gelen sanatçılar sanatsever ve müziksever padişah Sultan  tarafından hüsn-ü kabul görmekte, hediyelere boğulmaktaydılar. Birçok batılı sanatçı İstanbul’a gelip konser vermeye can atıyordu.

Müzisyen, besteci, piyanist, orkestra şefi, müzik öğretmeni, 19. yüzyılın en önemli piyanistlerinden birisi ve senfonik şiir tarzının yaratıcısı olan  Macar asıllı  Franz (Ferenc) Liszt de, 8 Haziran 1847 günü İstanbul’a geldi. İstanbul Avusturya Macaristan Kolonisi Başkanı ve piyano tüccarı Macar asıllı M. Alexander Kommendinger’in misafiri olarak Pera semtindeki  bugün Nur-u ziya caddesi olarak bilinen Polonya Sokağında  19 numaralı malikanesinde  beş hafta kaldı.  Liszt, Zat-ı Şahane huzurunda  iki kez konser verdi. Sultan, 3 Temmuz 1847 günü   onu değerli bir kutu ve yirmi bin kuruş, pırlantalarla kaplı İftihar Nişanını beratı ile onurlandırdı. [1]

Garip ama, İstanbul’da yaşayan tüm Almanlar ve Fransızlar Liszt’in kendi yurttaşları olduğunu söylemeye başladılar. Ancak o bir Macardı. Liszt’in ana vatanından  uzun süre ayrı olmasını mazur göstermek için Ünlü Macar şair ve dramatist Mihály Vörösmarty “Sanatçının yurdu bütün dünyadır” demişti. Franz Liszt vatanından uzakta  bile olsa  Macaristan’ı  ve Macar sanatını da seviyordu. Bu sevgisini sadece senfonik şiiri „Hungaria“ da değil,  bestelediği on beş Macar Rapsodi’leri, Macar halk ezgileri içeren parlak  piyano  fantezileri ile de kanıtlamıştır. Liszt Macar Çiganlarının keman ve zilleri ile çaldıkları  melankolik  Macar halk türkülerini  rapsodileştirmiş ve  dünyaya tanıtmıştır.  Macar adı ilk defa Liszt ve  onun  sanatı  sayesinde duyulmuştur.[2]

Bu arada, Engelliler Derneği, Liszt’in İstanbul’un  yoksulları için verdiği  hayırseverlik konserinden elde edilen önemli parasal yardımı dikkate alarak, ona gümüşten yapılmış muhteşem bir Nargileyi  bir hatıra olarak sundular. Öte yandan, Avrupa Yardımlaşma Derneği (Europäische Wohlthätigkeits-Verein) ona fahrî üyelik diplomasını sıcak bir teşekkür mektubu ile gönderdi. Bu arada büyük piyanistin her gün muteber  bir köşke  davet edildiğini ve önemli bir hediye almadan hiçbir gününün geçmediğini söylemeye de gerek yok.

Liszt’in İstanbul’a gelişi ve sarayda konser vermesi Türk  ve yabancı basında da büyük yer aldı.

5 Temmuz 1847 günü  Ocak ayında yanan Pera’daki  İtalyan tiyatrosunun yeni binasının temel taşı kondu. Bu törende Yüksek Yargı Konseyi Katibi Mustafa Efendi, Donizetti Paşa ve Alleon tiyatronun sahibi Herr Raum, İngiliz mimar  Mr. Smith ve kalabalık bir Levanten topluluk hazır bulundular.  Mr. Smith, cömertçe tüm inşaat işlerini para almadan üstlendi. Binanın planını bile ücret almadan çizdi.

Balkan Savaşı’nın kasvetli ve kötü günlerinde Avusturya Macaristan Kolonisi tarafından İstanbul’da hiçbir sanatsal  etkinlik yapılmadı.  Ancak, barıştan sonra  müzikal faaliyetler biraz da olsa yeniden canlandı. O günlerde “Kaiserin Elisabeth” adlı Avusturya Macaristan savaş zırhlısı İstanbul’a ziyarete gelmişti.  Zırhlıda Prag Devlet Tiyatrosu  tenorlarından Willy  Gerstorfer’de Bahriye Yedek Subayı olarak görevli bulunuyordu.

Gerstorfer sanatseverlerin önüne ilk defa Hollanda Sefaretinin düzenlediği bir  musikî  etkinliğinde çıktı. Şarkıları ve icraatı dinleyiciler  ve İstanbul basını tarafından çok beğenildi.  Gerstorfer,  14 Mayıs 1913  günü Alman Büyükelçiliği’nde, 16 Mayıs 1913 günü de Avusturya Büyükelçiliği’nde   Balkan Savaşı’nda muhacir olan Rumelili vatandaşlarımıza yardım maksadı ile birer konser verdi. Konserde hazır bulunan koloni mensupları Gerstorfer’in gür ve yüksek tonlu, hoş sesi ile sanki bir ders verir gibi yaptığı musiki sunumunu dinlediler.  Sunumları çok alkışlandı. O günden sonra  adı “Pera Kahramanı” olarak dillerden düşmedi.

23 Mayıs 1913 günü Avusturya Macaristan Büyükelçisi Markgraf Pallavicini İstanbul’da yaşayan Avusturya Macaristan kolonisinin bir çok mensubunu ve  diplomatik çevreleri  “Tasse Tee” olarak  bilinen bir etkinliğe, bir bardak çay içmeye davet etti. Aslında bu davet sadece bir bardak çay içmek için yapılmamıştı. Çok lezzetli bir sanat ikramı oldu. Bu çay partisinde, Koloni mensupları Gerstorfer’den başka bir müzisyen  hemşerileri olan  Macar  Géza von Hegyeiyi de dinlemek olanağı buldular.  Bir piyano virtüözü olan Hegyei’nin piyano çalışındaki yüksek yeteneği  İstanbul’da çok iyi biliniyorsa da özellikle  Avrupa çapında da takdiri gereken bir sanatkârdı.

1887-1926 yılları arasında İstanbul’un müzik yaşamında önemli bir yere sahip olan sultanların müzik hocası

Géza von Hegyei (Hege), bir Macar Yahudisi ailenin çocuğu olarak 26 Aralık 1862’de Öbecse’de dünyaya geldi ise de  doğum yeri olarak Budapeşte yazılmıştır.[3]

Franz Liszt, Macar Millî Müzik Akademisi başkanlığına getirilince  1879-1882 yılları arasında onun öğrencisi olmuş, Akademi’den mezun olurken hocası Liszt’in piyano konçertosunu onunla birlikte çalmıştır. [4] Daha sonra bir yıl boyunca Viyana’da ünlü piyanist ve pedagog Theodor Leschetizky’nin [5] yanında çalışmıştır. [6]  Ünlü Alman besteci Friedrich Robert Volkmann‘dan da ders almıştır. [7][8]

Hegyei, İstanbul’da yaşayan bazı Macar arkadaşlarının çağrısı üzerine 1887 yılında İstanbul’a gelerek Yıldız Sarayı’nda musiksever padişah II. Abdülhamid Han (1876-1909) huzurunda bir konser vermiş ve  çok beğendiği  şehre yerleşerek  piyano dersleri vermeye başlamıştır.

  1. Abdülhamid’in kızları Şadiye ve Ayşe Sultanlar ondan ders almışlardır. Öğrencilerinden biri de sonradan son halife olacak Şehzade Abdülmecid Efendi’dir. Hatta Şehzade, Kompozitör Franz Liszt’in yağlıboya bir portresini yaparak piyano hocasına armağan etmiştir. [9]

1892 yılı Temmuz ayında İstanbul’un en büyük mağazasının sahibi olan ve Macarlar tarafından işletilen  Orosdy, Back ve Ortağı Toptancı firması ortağı Bay Back’ın himayesinde Kont Ödön Szechenyi Paşa tarafından kurulan  Modern itfaiye teşkilatının otuzuncu yıldönümünü kutlama için İstanbul’a kalabalık bir Macar heyeti geldi. Bu nedenle Bay Back’ın Büyükdere’de sosyetenin tatil yaptığı Boğaz kıyısında ki yalısında  İstanbul’un en güzel  hanımlarından sayılan eşi Macarlara özgü misafirperverlikle Macarlar şerefine başarılı bir resepsiyon düzenledi. Bu resepsiyonda  İstanbul’a yerleşmiş olan iki genç Macar piyanist Geza Hegyei ile Gyula Szekacs [10] büyük beğeni toplayan bir de konser verdiler. [11]

Hegyei bu etkinlikle ilgili olarak  “Macar Türk İtfaiye  Marşı” bestelemiş, notaları “İstanbul’da yaşayan piyano sanatçısı vatandaşımız Geza Hegyei piyanoya bestelediği marşın net gelirinin yarısı Macar itfaiye teşkilatları yararına harcanacaktır.“ şeklinde bir ibare ile  hem Macaristan’da hem de İstanbul’da satışa sunulmuştur. [12]

Hayatını piyano hocalığıyla kazanan Hegei, Osmanlı devrinde  Muzika-yı Hümayun’da Cumhuriyet’in ilanından sonra da ve Dar’ül Elhân’da ve Türk Ocağı’nda  İstanbul Konservatuarında piyano dersleri vermiş. Ünlü piyanist Ferhunde Erkin, Hegyei’nin öğrencileriymiş.

Hegyei hakkında ilgi çekici başka bir bilgi de Karısına o denli başarıyla müzik eğitimi vermişti ki,  hanımı 1926 ve 1932 arasında  Konservatuvar’da piyano öğretmeni olarak öğrenci yetiştirmiştir.[13]   Géza von Hegyei Büyük savaş sırasında  gerek İstanbul’da gerek Budapeşte’de çok sayıda konser vererek Türk Kızılayı yararına bağış toplanmasına büyük hizmet göstermiştir. Bu konserlerle ilgili haberler Budapeşte ve Viyana basınında  oldukça yer almış, Hegyei gibi büyük bir piyanistin  icrasından övgü ile bahsedilmiştir.

Gerstorfer’e piyanosuyla aynı zamanda yetenekli bir müzisyen olan genç Avusturyalı konsolosluk ateşesi  HörnHörnst eşlik etti.

Bu çay partisinden  birkaç gün sonra Büyükelçinin eşi Markgräfin Pallavicini bir yardım konseri daha düzenledi.  Bu konserde  Avusturya Macaristan  konsolosu Curczin keman çaldı. Konsere katılan  önemli kişiler arasında, Osmanlı Devlet borçlarının yönetiminde [14] Monarşi temsilcisi olarak görev yapan ve  “von Leyden mahlasıyla Liedler besteleyen  Başkonsolos Ritter von  Janko’da  (1897-1917) vardı. Çoğunluğu Avusturyalı olan bir Alman Erkekler Korosu Birliği de başarı konser verdi.

          Gerstorfer  Mayıs 1913 sonunda Avusturya Filolar Birliği (Österreichischeir Flottenverein) nin düzenlediği eğlence gecesinde şarkı söyledi. Geçmiş yıllarda 15 000 üyesi olan Avusturya Macaristan Sadaka Birliği (Wohltaetigkeitsverein) çeşitli nedenlerle hayli üye kaybetmiş ve 140 üyeye kadar düşmüş mütevazi bir dernekti. Derneğe canlılık kazandırmak için bir şeyler yapmak zorunda olunduğundan  sürdürülen reklam faaliyetleri sonucunda  bir kaç yüz yeni üye kazandırıldı.  Wienerbank Verein ve Österreichischer Lloyd, Macar Ticaret Müzesi bir Avusturya Macaristan Birliği lokali inşa edilmesi için gerekli parayı sağladılar ve bir lokal binası tesis edildi.

Çanakkale Cephesi’nden dönen  Avusturya Macaristan Topçu Birliği İstanbul’daki yaşama yeni bir sevinç ve canlılık getirdiler. [15] 1916 yılı Mart ayı içinde Subaylar onuruna Tokatlıyan Oteli’nde sadece erkekler için  koloninin bir çok üyelerinin de katıldığı iki bira gecesi düzenlendi. Çigan müziği çalındı.

Aynı akşam K.u.k. Motorlu Havan Bataryasının astsubayları  Almanlar ve Avusturyalıların  sık sık gittikleri Bomonti Birahanesinde bir sosyal toplantı düzenlediler

Mısır Seferine katılmak üzere gelen von Marno Dağ Topçu Taburu bandosu  Avusturya Askerî müziği  çalarak İstanbullulara unutulmaz günler yaşattı.  25 Mart 1916 günü askerî bando Avusturya Macaristan Okulunun [16] bahçesinde bir konser verdi. Hava çok güzeldi. Bu nedenle  koloniden  çok kimse katıldılar. Gelen komşuların sayısı daha fazlaydı.

İstanbul’daki Alman asker evi Avusturya Macaristan askerleri tarafından sık sık gidilen bir mekân oldu. Alman asker evinde konferanslar, konserler veriliyor, sinema oynatılıyor, ibadet yapılabiliyor, lisan öğretiliyordu. K.u.k Askerî bandosu  da Alman asker evinde konser verdi.

Pazar günleri  K.u.k askerleri için Marien  kilisesinde askerî ayin yapılıyordu. Bu ayine gidip gelirken  önde bando büyük Pera (İstiklâl) Caddesinden geçilir ve halk durur seyrederdi.  K.u.k Askerleri ve subayları kibar hâl ve davranışları  nedeniyle  halktan gördükleri ilgiden oldukça memnundular. Türk Halkı K.u.k  subaylarını “charmant” pek güzel ve sevimli buldular.

Koloni de  Mart ayı içindeki  bütün sosyal etkinliklere  katıldı. İstanbul Konservatuarında öğretim görevlisi olan Elberfeldli opera şantörü Profesör Ernest’in çabalarıyla  Avusturyalı bestekâr Wilhelm Kienzl’in “Evangelimann” operası [17] İstanbul’da sahneye kondu. Çok ilgi gördü. Operanın masrafları Alman ve Avusturya Macaristan Büyükelçilikleri tarafından karşılandı. Operanın ikinci gecesi Viyanalı  Matthias Erik Schmedes [18]  büyük bir başarı ile  aryaları sundu. Schmedes daha sonra Wagner parçalarını çaldığı iki konser daha verdi. Sultanın huzurunda  arya söylemek onuruna erişti. Schmedes buraları çok sevdi. 27 Mart günü Türk Hilâl-i Ahmer’i  yararına konser verildi. Bu konserde icra eden sanatçılar  Macaristan Kraliyet Operasından Bayan von Medek, meşhur keman virtüözü  von Hubay ve İstanbullu piyano virtüözü  Géza  von Hegyei Macardı. Von Medek bakanlar, diplomatlar ve Mareşal von Mackensen huzurunda Wagner’in eserlerini icra etti.       Macaristan Oriyental İktisat Merkezi (Ungarisch-orientalischen Wirtschaftszentrale) müdürü Dr. Koluman Balkányi  24 Mart günü Galatasaray Sultanisi Mezunları Derneğinde Macar millî iktisadiyatı konusunda bir sunum yaptı. Bu sunumu bir çok üst rütbeli Türk memur da dinlediler. İstanbul Macar Birliği (Ungar-Verein) yakında sanatsal yöneticiliğini Ernest’in yaptığı “Madam Butterfly” operasını sahneye koydu.

           Viyana’da yaşayan Macar asıllı   portre ressamı Yedek Yüzbaşı Wilmos Krausz İstanbul’a gelerek  Sultan’ın  ve diğer Türk ve Alman şahsiyetlerinin portrelerini de yaptı. Krausz Anafartalar kahramanı Mustafa Kemal Bey’in de portresini çizdi. Bu portre Atatürk’ün  yapılan ilk portresi oldu.

 

Kaynaklar:

[1] Der Humorist, 21.7.1847,s.4

[2] Mährisches Tagblatt, 4.8.1886,s.3

[3] György Csorba, “İstanbullu Macarların Tarihine Dair Bir Kaynak: Macar Nüfus Kütüğü”, Güney -Doğ u Avrupa Araştırmaları Dergisi; Sayı: 24, s. 107 – 115

[4] Beşir Ayvazoğlu, Liszt, Hegei ve Tamburi Cemil, Timeturk internet 20.5.2010

[5] Piyanist, profesör ve besteci Theodor Hermann Leschetizky ( Łańcut/Galiçya 22.6.1830, Dresden, 14 Kasım 1915)

[6] Artemur Orkun Gündoğdu, Başkent Üniversitesi Sosyal Bilimler Fakültesi, Müzik ve Sahne Sanatları Anabilim Dalı Müzik Bilim Yüksek Bilim Yüksek Lisans Programı  “Osmanlı/Türk Müzik Kültüründe Avrupa Müziği’nin Yaygınlaşması Süreci ve Levanten Müzikçiler” Yüksek Lisans Tezi, s.76,77

[7] Lommatzsch bei Meißen, 6.4.1815, Budapeşte,  30.10.1883

[8] Neues Wiener Journal, 5.3.1926, s.5

[9] Ayvazoğlu

[10] 1861 te Nagyvarad’da doğan „müzik profesörü“ Gyula Szekacs, kaldırıldığı   İstanbul’daki Alman Hastanesi’nde  1 Kasım 1906 günü kalp krizinden vefat etmiştir.

[11] Csorba

[12] Csorba

[13] Csorba a.g.e.

[14] Düyun-u Umumiye (Düyun-u Umumiye-i Osmaniye Varidat-ı Muhassasa İdaresi), 1881-1939 yılları arasında Osmanlı İmparatorluğu’nun dış borçlarını denetleyen kurumdur.

[15] Reichspost, Wien,11.4.1916,s.15

[16] Osmanlı döneminde de faaliyette bulunan okul cumhuriyetten sonra Millî Eğitim Bakanlığının kontrolü altına girmiştir. Bu gün İstanbul’un Karaköy semtinde  “Sankt Georg Avusturya Lisesi ve Ticaret Okulu” adı altında  bir özel yabancı lisedir. İdarî kadrosunun ve öğretmenlerinin çoğunluğu Avusturyalı’dır ve derslerde öğretim dili Almanca’dır.

[17] Weizenkirchen, 1857- Viyana, 1941, Evangelist anlamına gelen eser ilk defa 1895’de sahneye kondu.

[18] Gentofte/Danimarka,  27. 8. 1868- Viyana, 21. 3. 1931. Tenor, Müzik eğitimine Kopenhag’da başladı, sonra Berlin’e geçti. 1898’de Viyana Saray Operasına transfer oldu. 25 yıl Viyana’da çalıştı.

Relevante Artikel

Back to top button
Cookie Consent mit Real Cookie Banner