
BABA MONDİ’NİN TROLÜ / TROLLERİ
-Kazim Balaban / Viyana-
Değeri Dostlar. Size kısa bir süre önce benim başıma gelen bir trol olayını anlatayım.
Ama önce trollerin nasıl çalıştığı açıklanmalı.
Trol veya troller şöyle çalışıyor. Bunlar gerçek adını kullanma cesaretinden uzaklar. Sahte isimle birkaç hesap ve genelde gurup halinde çalışırlar. Önce sahte hesaptan bir haber paylaşılır. Haberin içeriğinde kulağa hoş gelen ve çarpıtılan çok sayıda yorum vardır. Troll bu haberi önce sahte isimle paylaşır. Sonra diğer hesaba geçerek oradan ‘’Görüyor musunuz? Bu adamlar böyleler. Bunlar şöyle kötü, böyle kötü’’ diye yorum ekler. Sonra diğer bir hesaba geçer ve oradan da ‘’Ben zaten biliyordum bunların böyle olduğunu. Bunları bir tanısanız onların nasıl kötü insanlar olduğunu daha iyi tanırsınız. İşte bunlar yazdığınız gibiler…’’
Sonra devreye birkaç troll daha girer ve onlar da kampanyasına dahil olurlar. Medeni cesaretleri olmadığı için bunlar hep sahte isimlerle hesap açarlar. Konu ne ise ona uygun sempatik isim seçerler.
Peki bu trollerin amacı nedir?
Cevap: Algı operasyonu yapmak. Yazdıkları yalan ve iftiraları sürekli tekrarlayarak sizi karalayarak hakkınızda bir algı yaratmak. Ve bunu sürekli tekrarlayarak başka insanların sizin hakkınızda olumsuz düşüncelere sahip olmasını sağlamak. Aklınca siz yıpranınca onun /onların önü açılmış oluyor.
Yalan ve iftiralarının doğru olmadığını yazıyorsunuz ama troll bunu görmüyor ve devam ediyor. Yaptığının iftira olduğunu belgeliyorsunuz ama bunun hiçbir anlamı yok. O kişi hedefe kilitlenmiş. Yalan ve iftira onun için kutsal görev imiş gibi devam eder.
Bunlardan biri de Baba Mondi’nin trolü. Onun(onlar)la kısa süre önce şöyle bir olay yaşadım. 2-3 Aralık tarihinde Ankara’da Bedri Noyan Dedebaba ile ilgili sempozyum yapılmıştı. Olağanüstü başarılı geçen, çok sayıda Bektaşi Baba, Derviş ve Aşık’ın katıldığı, hem dinlediği hem de katkı sunduğu, ayrıca akademi dünyasından çok sayıda saygın bilim adamının katılıp bildiri sunduğu son derece güzel bir sempozyum yapılmıştı. Başarılarını, renkli kişiliğini, kemaletinden örnekler dinleyerek onu saygı ile andık.
Ben dahil çoğumuz Merhum Bedri Noyan Dedebaba’nın fazla bilinmeyen çok yanlı olağanüstü beceri ve emeklerine tanık olduk. Sempozyum elbette çok geniş kabul gördü. Basın ve akademi dünyası geniş ilgi gösterdi. Beğenilerini paylaştı.
Tam da bu sırada sosyal medyada isimsiz yazılarla bu sempozyumu karalayan, Bedri Noyan Dedebaba’nın makamını sorgulayan, bazı isimler vererek bunlarla ilgili gizemli (çarpık) yorumlar yapan, ayrıca benim konuşmamı da çarpıtan, söylemediğim sözleri söylemiş gibi gösteren bir yazı elden ele paylaşıldı. Yazı içinde adım geçtiği için ben de cevap olarak hem bildiğim konulara açıklık getirmeye çalıştım, hem de benimle ilgili yalan beyanlarla ilgili açıklama yaptım. Ardından da bu yazıyı kaleme alanların kimler olabileceği konusunda bir miktar fikir jimnastiği yaptım. Karalama yazısında Bedri Noyan Dedebaba’nın ‘’Makamı’’ da sorgulanıyordu. Yani aslında onun Dedebaba olmadığı /olamadığı anlamı çıkıyordu. Bu tür görüşleri uzun yıllardan bu yana Arnavutluk Bektaşiliği adına ortaya çıkan Baba Mondi ve çevresi söylüyordu.
Söz konusu çarpıtma ve iftira yazısı yayınlanınca bu Baba Mondi çevresi hemen önemli bir malzeme bulmuş gibi bunu paylaşarak ‘’Gördünüz mü? Bakın bu adamlar neler yapıyor?’’ anlamında trollük yaparak paylaşmışlardı.
Ben de buna yanıt olarak, ‘’Arnavutluk Başbakanı Edi Rama’nın, Vatikan benzeri Bektaşi Devleti kuracağız’’ diyerek bu devletin başına Baba Mondi isimli bir kişinin getirilmesi ve özellikle Balkan Bektaşi Dergahlarının Türkiye ile bağlarının koparılması çalışmalarına alet olan kişiler olabilir’’ demiştim.
‘’Baba Mondi yapmış’’ demiyorum. ‘’Çevresi yapmış’’ da demiyorum (yazım Facebook sayfamda duruyor) Baba Mondi hakkında hiç bir hakaret yok. Karalama yok. İftira yok. Küfür yok. Yazı içinde sadece bir yerde onun ismi geçiyor. Normalinde bir insan sizin hakkınızda yanlış bilgiler yaymış ve siz doğruluğunu ortaya koymuşsanız, bunu paylaşanların sizden özür dilemeleri gerekir. Ama öyle olmadı. Tersine Baba Mondi’nin trollerinden biri sahte isimle benim ona küfür ettiğimi, hakaret ettiğimi ileri sürerek bir şeyler yazmaya başladı.
Adama soruyorsunuz; “Bu yazı içinde hakaret anlamı taşıyan kelimeler hangisidir?”
El cevap. ‘’Sen Baba Mondi’ye niye küfür ediyorsun?’’
Yahu arkadaş ne küfürü, yazı içinde küfür var mı?
Cevap: Benim Mürşid’im Baba Mondi’ye iftira atamazsın.
Adama yazı içinde küfür ve hakaret olmadığını, varsa göstermesini söylüyorum. Adam terbiyesini de bozarak ‘’Utanmıyor musun iftira atmaya?’’ diyerek bir de üsteliyor. Ve bu yazılar geniş bir iletişim sitesinde yayınlanıyor. Oradan da kimse ortaya çıkıp ‘’Yahu bu yazıyı ben de okudum. Yazı da ne küfür var, ne de hakaret’’ demiyor. Sadece ‘’Ayıptır, bize yakışmaz’’ anlamında yorum yapanlar çıkıyor.
Netice olarak adama belki 20 defa ‘’Yahu ne küfürü, ne iftirası, nerede geçmiş bu sözler’ diye sormama rağmen karşı taraftan sürekli olarak ‘’Utan, İftira atma, hakaret etme, küfür etme, ettiğin küfür için özür dile’’ anlamında cevaplar geliyor.
Anlıyorsunuz ki trol olmak böyle bir şey. Siz ne yazarsanız yazın, karşınızdaki sizinle ilgili algı yaratmaya odaklanmış. Birilerinin bilinç altına sizin küfürbaz, iftiracı olduğunuz imajı yaratarak sizi (dolayısı ile düşüncelerinizi) yıpratmak ve aklınca kendi önlerinin bu şekilde açılacağına çabalıyor. Bu tür zavallılar bilmiyorlar ki yalan ve iftira üzerine yapılan bina temel tutmaz.
Soru şu: Peki bu Baba Mondi’nin trol/leri nasıl bu kadar kolay iftira atabiliyorlar? Nasıl bu kadar yalan yazabiliyorlar?
İşte en önemli nokta burasıdır. Buna kısaca bir açıklık getirelim.
Aleviliğin (dolayısı ile Bektaşiliğin) tanımında şöyle bir açıklama var. ‘’Aleviliğin (dolayısı ile Bektaşiliğin) amacı, ham ervah olan insanı, İNSANİ KAMİL yapmak için….’’
Yani ASIL AMAÇ, insanı kötü davranışlardan uzaklaştırarak onu güzel ahlaklı insan yapmaktır. Hz. Muhammed bu konuda şöyle diyor. ‘’Ben güzel ahlakı tamamlamak için geldim /gönderildim“
İşte bütün mesele burada düğümleniyor. İslam ve onu yaşatan bütün mistik yolların (Tasavvuf ehli) amacı insanı güzel ahlaklı yapmaya dönüktür. Hz. Muhammed bu konuda ayrıca; ‘’Kendinize yapılmamasını istemediğiniz bir davranışı başkasına uygulamayınız’’ diyerek bunu somutlaştırıyor.
Güzel ahlakı esas alan mistik yollardan biri olan Bektaşilik, Hacı Bektaş Veli’nin öğretisini belli kurallara bağlamıştır. Kabri Hacıbektaş ilçesinde bulunan ve kendisine Pir’i Fani tanımı yapılan Balım Sultan hazretleri bu konuda ‘’Balım Sultan Erkânnamesi’’ hazırlayarak bu güzel ahlak yolunu belli kurallara bağlamıştır. 550 senedir bütün Bektaşiler yaşadıkları bütün coğrafyalarda ve bütün tarih boyunca bu Erkânname’ye bağlı olarak yaşamış ve bunu yaşamlarının vazgeçilmez amacı edinmişlerdir.
Bu Erkânnamede 2 önemli nokta var. Biri bu güzel ahlakı en ince ayrıntısına kadar tanımlayarak yüzyıllardır uygulanmasını sağlamak, diğeri ise bu Erkânname gereği, Bektaşi olmak isteyenlerin nasıl nasip alacağı (Bektaşi yoluna girmek) ve Bektaşi olduktan sonra sıra ile nasıl mertebeler alacağının açıklanmasıdır.
Bu Erkânname gereği kişinin nasıl Muhibb, Derviş, Baba, Halife Baba ve Dedebaba olacakları sıkı kurallara bağlanmıştır. Hiç kimse bu kuralları değiştirme, gevşetme, erteleme, bir kısmını uygulamama hak ve yetkisine sahip değildir.
Erkânname’de ahlak kuralları kısaca Eline, Diline, Beline denilerek sıkı sıkıya bağlanmış ve bunun kısaltmasına EDEB denmiştir. Öğretisi Hacı Bektaş Veli’ye dayandırılan ‘’Balım Sultan Erkânnamesi’’ yüksek ahlakı, dürüstlüğü, dayanışmayı öğretinin merkezine koymuş ve uygulanmaktadır. Bu Erkânname’de öne çıkan önemli tespitlerden biri de hiç bir Bektaşi’nin para, makam, mevki peşinde olamayacağı, Bektaşiliği dünya malı ve makamı için araç olarak kullanamayacağıdır. Bektaşilerin hiç bir şekilde kendi içinde gizli gündem maddelerinin olmayacağı / olamayacağıdır.
Kişi eğer bu Erkânname’de tanımlanan yüksek ahlâk kurallarına bağlı ise Bektaşi’dir.
Kişi eğer bu Erkânname’de tanımlanan üst makamlara nasıl geleceği kurallarına bağlı ise Bektaşi’dir.
Kişi Bektaşi olsa ve belli bir üst makama gelse bile Bektaşi olmanın olmazsa olmaz kurallarını tanımlayan Balım Sultan Erkânname’sine uymazsa makam ve mevkii ne olursa olsun bu makamdan düşer. Yani Bektaşiliğini yitirir. Yolun dışına çıkarılır. Her sene yapmak zorunda kaldığı görgüsü (hizmet, baş okutma) artık yapılmaz.
İşte tam da bu noktada Arnavutluk Baba Mondi ekolü için ciddi bazı sorular ortaya çıkıyor.
Bunlardan biri Balım Sultan Erkânnamesi’nin ne oranda uygulandığı sorusudur. Baba Mondi ve çevresi onu Dedebaba olarak tanıtmaktadır. Peki bir dönem Baba’lık makamına gelen Baba Mondi, Halife Baba olmadan nasıl Dedebaba olabiliyor?
Dedebaba’lar, Halife Baba olanlar içinden seçilir. Halife Baba olmadan bir kişinin Dedebaba olması, Bektaşiliğin ‘’Balım Sultan Erkânnamesi’ne’’ aykırıdır. Bunu bir tarafa not edelim.
Diğer önemli nokta ise bu Erkânname’nin uygulanmasıdır. Baba Mondi ekolü bu kurallar dizisi (düzenlemesi) olan Balım Sultan Erkânnamesi’ni kendilerine göre yeniden şekillendirmiştir. Başka bir deyimle bu Erkânname’yi değiştirmiş ve yeni kurallar koymuştur. Kimin nasıl ve hangi şekilde, hangi makama geleceği kurallarını değiştirmiştir. Kendilerine özgü kurallar koyarak bu Erkânname’den sapılmıştır. Bu durumda da ortaya yeni bir Erkânname çıkmıştır. Böyle olunca da o güzel ahlâkı tanımlayan Balım Sultan Erkânnamesi dışına çıkılmıştır.
Yukarıda anlattığım ‘’Baba Mondi trol’’leri işte bu şekilde ortaya çıkmıştır. Güzel ahlâktan uzaklaşılınca bu şekilde troller ortaya çıkmaktadır.
Benimle ilgili Baba Mondi hakkında yalan ve iftira dolu yazının yazılması da bundandır. Ortada ne Hz. Muhammed’in güzel ahlak tanımı, ne Hacı Bektaş Veli’nin EDEP kavramı, ne de bütün bu güzel ahlakı tanımlayan Balım Sultan Erkânnamesi’ne bağlılık ve ona uyma zorunluluğu kalmıştır.
Böylece her türlü kötülüğe kapı aralayan ve güzel ahlâka bağlı olmayı terk eden bir anlayış ortaya çıkıp Bektaşilik adı altında kendini ifade eder olmuştur.
Şunu özellikle belirtelim.
Güzel ahlâk olmayınca ortada ne İslam dini, ne de mistik yollar kalır.
Baba Mondi’nin trol/lerini ancak böyle tanımlayabiliriz.
Hal ehline muhabbetlerimle…



