Baskı çok büyük, ÖVP ipi kurtaramadı: WKO Başkanı ÖVP’li Harald Mahrer istifa etti

Avusturya Ekonomi Odası Başkanı Harald Mahrer, artan eleştirilerin ardından istifa etti. "Alternatif yok – sadece Mahrer’in istifası değil"

VİYANA, 13.11.2025-Avusturya Ticaret Odası (WKO) Başkanı Harald Mahrer, artan eleştiriler ve siyasi baskılar sonucu istifa etti. Üst düzey yöneticinin, yüksek enflasyona rağmen Ekonomi Odası çalışanlarının maaşlarını yüzde 4,2 oranında artırmak istemesi sonrasında başlayan tepkiler, sonunda Mahrer’in görevi bırakmasıyla sonuçlandı. Görevi geçici olarak Başkan Yardımcısı Martha Schultz devralacak.

Mahrer, öğleden sonra yayınladığı kişisel bir videoyla istifasını duyurdu. ÖVP’li siyasetçi, yedi yıl boyunca Ticaret Odası’nın başında kaldıktan sonra yaptığı açıklamada, “Avusturya Ticaret Odası ve Ekonomi Birliği’ndeki görevimden ayrılacağım ve her iki pozisyonda da düzenli bir geçiş sağlayacağım. Mevcut ortamda olumlu bir gelecek gelişimi için sorumlu katkılar yapma imkanı görmüyorum. Bu artık benim oyun alanım değil” dedi. Mahrer ayrıca “popülizm ve kişisel kin”den şikayet ederek, bu atmosferde yapıcı bir çalışma yürütmenin zorlaştığını belirtti.

Son dönemde birkaç eyalet başkanı ve iki güçlü muhafazakar eyalet valisi Mahrer’e istifa çağrısında bulunmuştu. Artan baskı, sonunda Avusturya iş dünyasının en etkili isimlerinden birinin koltuğunu bırakmasına yol açtı.

Halk istifayı destekliyor

Peter Hajek’in ATV için yaptığı son ankete göre, halkın yüzde 56’sı Mahrer’in görevden ayrılmasından yana. Yalnızca yüzde 7’si görevde kalmasını destekliyor. FPÖ seçmenlerinin yüzde 70’i, SPÖ’nün yüzde 58’i, ÖVP’nin yüzde 55’i, Neos’un yüzde 54’ü ve Yeşiller’in yüzde 50’si Mahrer’in gitmesi gerektiğini düşünüyor.

Siyaset analisti Peter Hajek, sonuçları şöyle değerlendirdi: “Burada yorumlanacak pek bir şey yok. ÖVP seçmenleri arasında bile kayda değer bir destek yok. Dikkat çekici olan, halkın üçte birinin kararsız olması veya Mahrer’i tanımaması. Aynı durumu daha önce Wöginger’de de görmüştük. Medyada geniş yer almasına rağmen, yüzde 28’i onu tanımıyordu.”

Yeni başkan kim olacak?

Başkan yardımcısı Martha Schultz şu anda görevi devraldı, ancak geçici bir çözüm olması bekleniyor. Yarın eyalet başkanlarının katılacağı toplantıda yeni kararların alınması ve geçici yönetim planının netleşmesi öngörülüyor. Uzun vadede Mahrer’in yerine kimin geçeceği ise henüz belli değil.

Soldan sağa: WKÖ Başkan Yardımcısı Martha Schultz ve istifa eden WKÖ Başkanı Harald Mahrer

Avusturya Şansölyesi Christian Stocker, Mahrer’in kararına saygı duyulması gerektiğini belirterek, “Kendisi için de çok zor bir durumda kişisel bir karar verdi. Cumhuriyet’e yaptığı hizmetler için kendisine teşekkür ederim” dedi. Stocker ayrıca Ticaret Odası’ndan, “bu ekonomik olarak zor dönemde Avusturya ekonomisi ve devletin yararına hızlı bir yeniden yapılanma” beklediklerini ifade etti..

ATV için yapılan son Peter Hajek anketi, kamuoyunun bu karardan memnun olduğunu gösteriyor. Ankete göre, halkın yüzde 56’sı Mahrer’in görevden ayrılmasını isterken, yalnızca yüzde 7’si görevde kalmasını destekliyor.

Parti tabanlarında da destek yok

FPÖ seçmenlerinin yüzde 70’i Mahrer’in istifasından yana. SPÖ seçmenlerinde bu oran yüzde 58, ÖVP’de yüzde 55, Neos’ta yüzde 54, Yeşiller’de ise yüzde 50 olarak ölçüldü. Öte yandan, ÖVP seçmenlerinin sadece yüzde 19’u, Neos seçmenlerinin ise yüzde 15’i Mahrer’in görevde kalmasını istiyor. Diğer partilerde bu oran tek haneli rakamlarda kalıyor.

Siyaset analisti Peter Hajek, sonuçları şu sözlerle değerlendirdi: “Burada yorumlanacak pek bir şey yok. ÖVP seçmenleri arasında bile kayda değer bir destek yok. Dikkat çekici olan, halkın üçte birinin kararsız olması veya Mahrer’i tanımaması. Aynı durumu daha önce Wöginger’de de görmüştük. Medyada geniş yer almasına rağmen, yüzde 28’i onu tanımıyordu.”

OeNB Başkanı Olarak Daha Önce İstifasını Açıklamıştı

Mahrer, Pazartesi günü Avusturya Merkez Bankası (OeNB) başkanlığından istifa edeceğini duyurdu. Ancak bu açıklama, kamuoyundaki tepkileri yatıştırmaya yetmedi. Benzer şekilde, meclis içindeki analizler ve reformlara ilişkin açıklamaları da durumu sakinleştirmedi. Son dönemde Mahrer, kendi partisindeki desteği giderek kaybetmeye başlamıştı – bu, hem eyalet meclisi başkanları hem de önemli ÖVP politikacıları için geçerliydi.

İstifası açıkça talep edildi ve en geç Perşembe öğleden sonra kesinleşti. Ancak henüz resmî olarak onaylanmamıştı. Buna rağmen, Ekonomi Bakanı Wolfgang Hattmannsdorfer ile Ekonomi Bakanlığı Devlet Sekreteri Elisabeth Zehetner (her ikisi de ÖVP üyesi) Mahrer’e desteklerini sürdürdü.

Alternatif yok – sadece Mahrer’in istifası değil

Krone Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Klaus Herrmann, “Alternatif yok – sadece Mahrer’in istifası değil” başlıklı analizinde şunları yazdı:

Perşembe günü saat 17.00’de, günlerdir “alternatifi yok” denilen şey gerçekleşti: Harald Mahrer, Ekonomi Odası ve Ekonomi Birliği’ndeki görevlerinden istifa ettiğini açıkladı. Oda başkanlığı görevinde kalması artık mümkün değildi. Son bir buçuk hafta içinde, normalde son derece iyi bir iletişimci olarak bilinen Mahrer, bir dizi ciddi hata yapmıştı.

Ancak en büyük hata, haftalar önce alınan bir karardı: Avusturya Ticareti Odası WKO çalışanlarının maaşlarına yüzde 4,2 oranında zam yapılmasına onay vermek. Bu büyük bir hataydı. Üstelik bu yüksek zammı önce savunmak, ardından sözde “yarıya indirmek” bardağı taşıran son damla oldu.

Günler süren hayatta kalma mücadelesi

Avusturya Ticaret Odası Başkanı olarak koltuğunu koruma mücadelesine giren Mahrer, pazar günü daha çok ÖVP’den diğer WKO eyalet odaları üst düzey yöneticilerinin “güvenini” almayı başardı. Ancak kısa süre önce yüksek maaşlarını artıran bu grubun desteği, sonraki günlerde hızla geri çekilmeye başladı. Mahrer’in (ücretli) Avusturya  Birliği Başkanlığını da yürüttüğü ÖVP, çarşamba günü kamuoyu önünde eski bakana olan güvenini açıkladı. Fakat bu açıklama, Mahrer’i kurtarmaya yetmedi. Artık sadece Avusturya Ticaret Odası için değil, zaten yıpranmış olan ÖVP için de ağır bir yük haline gelmişti.

Mahrer, istifasını duyurduğu videoda, son günlerdeki medya tartışmalarında kişisel kin ve popülizmin belirleyici olduğunu, bunun “ekonomiye hiçbir katma değer sağlamadığını” söyledi.

Gerçekten de ekonomiye katma değer sağlamadı mı? Mahrer’in son yıllarda ekonomiye bazı katkılar sunduğunu kabul etmek gerekir. Ancak son dönemde hem kendisi hem de yakın çevresindeki yöneticiler, bu katkıların tümünü adeta tüketti ve kendilerini rezil ettiler artı kimsenin güvenini kazanamadılar.

Bu durum, başkanın ayrılışı kadar kaçınılmazdı. Artık tamamen yeni bir başlangıç yapılması gerekecek. Zaten her şey sorgulanmaya başlandı bile: yüksek oda aidatları, birçok kişinin gözünde şişirilmiş bürokratik yapı, WKO’nun milyarlarca avroluk rezervleri… Tüm bunların tartışılması ve ardından odanın yeniden yapılandırılması, başkanın istifası kadar kaçınılmaz görünüyor.

Harald Mahrer’in ayrılması henüz bir ticaret odası reformu anlamına gelmiyor

Die Presse’den Jakob Zirm’in “Harald Mahrer’in ayrılması henüz bir oda reformu anlamına gelmiyor” başlıklı analizinde, WKO’daki (Avusturya Ekonomi Odası) yapısal sorunlar şöyle ele alındı:

„WKO Başkanı, talepleriyle eylemleri arasındaki tutarsızlık nedeniyle tökezledi. Ancak istifası, zorunlu WKO’daki. şirket temsilciliği sistemindeki temel sorunları değiştirmiyor. Bu sistem hâlâ çok pahalı ve yeterince şeffaf değil.

Harald Mahrer’in durumu son derece hızlı ve sert bir şekilde gelişti. Perşembe öğleden sonra, Avusturya Ticaret Odası Başkanı video aracılığıyla istifasını resmen açıkladı. Son günlerde kendi çevresinden gelen baskı dayanılmaz boyutlara ulaşmıştı. Bunun temel nedeni, sözleriyle eylemleri arasındaki çelişkiydi ve bu durum özellikle Avusturya Ticaret Odası’nı finanse eden, serbest piyasada faaliyet gösteren girişimciler arasında büyük bir öfkeye yol açtı.

Mahrer, Ekim ayında Presse gazetesine verdiği röportajda devletin “çok şişmanladığını” söylemiş ve ücret artışlarında ölçülülük çağrısında bulunmuştu. Ancak birkaç hafta sonra Presse’de yayımlanan bir haber, Avusturya Ticaret Odası WKÖ  çalışanlarının maaşlarının enflasyonun çok üzerinde, üst düzey yöneticilerin maaşlarının ise yüzde 60’a varan oranlarda artırıldığını ortaya koydu. Böylece “su vaaz edip şarap içen” bir tablo oluştu. Maaş hesaplama modelleri veya yapısal değişikliklere ilişkin sonradan yapılan açıklamalar artık kimseyi ikna edemedi.

Mahrer’in kendi partisinde bu kadar hızlı biçimde desteğini kaybetmesi de dikkat çekiciydi. Bu durum muhtemelen onun kişiliğiyle de bağlantılı. Mahrer, Avusturya standartlarına göre oldukça geniş bir vizyona sahip, ancak bu özelliği bazen onun mesafeli biri olarak algılanmasına yol açıyor. Bu da onu, büyük hatalarına rağmen hâlâ destek gören ÖAAB Başkanı August Wöginger’den ayırıyor. İlginçtir ki, Mahrer’e yönelik eleştirilerin öncülerinden bazıları da geçmişte memur maaşlarının büyük ölçüde artırılması gibi tartışmalı kararlara destek vermiş ve bundan kişisel olarak yararlanmış kişilerdi. Üstelik bu konuda bugüne kadar kayda değer bir değişiklik yapılmış değil.

Mahrer’in istifası, uzun süredir dile getirilen hesap verme taleplerine kısmen yanıt verse de Avusturya Ticaret Odası WKO’nın temel sorunları devam ediyor. Bu nedenle Oda, birçok üye için her yıl şirketlerden toplanan bir milyar avronun üzerinde aidatın nereye gittiğinin belirsiz olduğu bir “kara kutu” olarak görülüyor. Elbette dış ticaret gibi bazı alanlar, özellikle küçük işletmelerin uluslararası pazarlara açılmasına yardımcı olduğu için genellikle olumlu değerlendiriliyor. Ancak büyük şirketlerin bu yardımlara zaten pek ihtiyacı yok.

Buna karşın, Avusturya Ticaret Odası‘ nın mali yükünü üstlenen pek çok işletme, 5.800 çalışanı olan ve dokuz eyalet ile bir federal odadan oluşan bu zorunlu temsilcilik sisteminin gerçekten bu kadar büyük olmasının gerekip gerekmediğini sorguluyor. Ayrıca bu kurumun, temsil ettiğini iddia ettiği işletmelerin gerçekliğini ne kadar anladığı da tartışılıyor. Sorun yalnızca maaş artışlarıyla sınırlı değil; Oda’nın iki milyar avronun üzerinde rezerv biriktirmesi, buna karşın birçok şirketin kârlarının erimesi ve bu yıl rekor sayıda iflas beklenmesi çelişkiyi derinleştiriyor. Bazı yöneticiler, ciro ve kâr düşüşlerine rağmen aidatlarının arttığını belirtiyor; çünkü aidatlar, enflasyonun etkisiyle hızla yükselen toplam ücretlere bağlı olarak hesaplanıyor.

Zorunlu üyelik, Oda’nın üye kazanmak için herhangi bir çaba göstermesine gerek bırakmıyor. Ancak böyle bir tekel, her zaman fiyatların artmasına ve kalitenin düşmesine yol açar. Ticaret Odası’nın tam da bu gerçeği iyi bilmesi gerekir. Gerçek bir değişim için en uygun zaman şimdi.“

Relevante Artikel

Back to top button
Cookie Consent mit Real Cookie Banner