
ABD-Suriye: Trump’tan havuç, Rubio’dan sopa politikası!
ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Suriye lideri Şaraa ve Amerikan Başkanı Trump'ın Sudi Arabistan'da görüşmesinden sonra, "Suriye'nin geçiş yönetimi, ülkenin fiilen bölünmesiyle birlikte, potansiyel bir çöküş ve tam ölçekli iç savaşın eşiğine gelmiş olabilir." dedi. Bu arada ABD'den sonra AB Suriye'ye yaptırımları kaldırması dikkat çekti. Bu BBC haberini Yeni Vatan Gazetesi'ne yorumlayan Viyana'da yaşayan önemli bir Orta Doğu uzmanı BBC haberini analiz etti. İlk önce BBC haberi.
WAŞİNGTON. BBC´nin ve 8 milyondan fazla YouTube´de abon First Post´un ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Suriye’nin geçiş yönetimine destek çağrısında bulunarak, ülkenin “potansiyel bir çöküş ve epik boyutlarda tam ölçekli bir iç savaşın” eşiğine gelmiş olabileceği uyarısında bulundu. Senato Dış İlişkiler Komitesi’nde düzenlenen bir oturumda Rubio, geçen hafta Başkan Donald Trump’ın, Aralık ayında Beşar Esad’ı deviren isyanı yöneten eski El Kaide komutanı Ahmed Şaraa ile görüşmeden önce Suriye’ye yönelik yaptırımları kaldırma kararını savundu. Rubio, Trump’ın gerekçesinin, diğer ülkelerin Şaraa’nın yönetimine yardım etmek ve yardım göndermek istediği ancak yaptırımlardan korktuğu olduğunu açıkladı. Suriye yetkililerinden konuyla ilgili henüz bir açıklama yapılmadı.
‘Geri döndüğüm için çok mutluyum’
Suriyeliler, yıllar süren savaşın ardından zorlu bir yeniden inşa süreciyle karşı karşıya. Birkaç ay önce düşünülemez olan Trump’ın Şaraa ile görüşmesi, Suriyelilerin umutlarını artırdı. Suriye güvenlik güçleri, Alevileri öldüren silahlı sivilleri izledi.
ABD, 600.000’den fazla kişinin öldüğü ve 12 milyon kişinin evlerinden edildiği 13 yıllık yıkıcı iç savaş sırasında Esad’a sadık güçlerin işlediği zulümlere yanıt olarak Suriye’ye yaptırımlar uygulamıştı.
Amerikan Dışişleri Bakanlığı, yaptırımların kaldırılması için dini ve etnik azınlıkların korunması da dahil olmak üzere birkaç koşulun yerine getirilmesini şart koşmuştu. Şaraa bunu yapacağına söz vermesine rağmen, ülke son aylarda iki dalga ölümcül mezhep çatışmasıyla sarsıldı.
Bir izleme grubuna göre, Mart ayında, güvenlik güçleri ile eski rejim sadıkları arasında batı kıyı bölgesinde çıkan çatışmalarda, çoğu Esad’ın Alevi mezhebine mensup yaklaşık 900 sivil öldürüldü. Sadıkların yaklaşık 450 sivil ve 170 güvenlik görevlisini öldürdüğü bildirildi. Mayıs başında ise, başkent Şam’ın iki banliyösünde ve güneydeki Suweida eyaletinde Dürzi dini azınlığa mensup silahlı kişiler ile yeni güvenlik güçleri ve müttefik Sünni İslamcı savaşçılar arasında çıkan çatışmalarda 100’den fazla kişinin öldüğü bildirildi. Şiddet olaylarından önce bile, azınlık topluluklarının birçok üyesi, Şaraa’nın Sünni İslamcı grubu Hayat Tahrir al-Sham (HTS) tarafından domine edilen yeni geçiş yetkililerinden endişe duyuyordu.
Bu grup, BM, ABD, AB ve İngiltere tarafından hala terör örgütü olarak tanımlanan eski bir El Kaide bağlantılı örgüttür. Şaraa da ABD tarafından “özel olarak belirlenmiş küresel terörist” listesinde yer almaya devam ediyor, ancak Biden yönetimi Aralık ayında, Şaraa’nın yakalanması için verilen 10 milyon dolarlık (7,5 milyon sterlin) ödülü iptal edeceğini açıklamıştı. Şaraa’nın geçmişine rağmen, Trump geçen hafta Suudi Arabistan’da düzenlenen Körfez liderleri zirvesine katılırken onunla görüşme fırsatı buldu. Toplantı sonrasında ABD Başkanı Trump gazetecilere, Şaraa’nın “genç ve çekici bir adam” olduğunu söyledi ve “Sert bir adam. Güçlü bir geçmişi var. Çok güçlü bir geçmişi var. Savaşçı. O, [Suriye’yi] bir araya getirmek için gerçek bir şansa sahip” Suriye parçalanmış bir ülke” diye eklemişti. HTS lideri ve Suriye’nin geçici başkanı Şaraa ise Trump’ın Suriye’ye yaptırımları kaldırma kararının “tarihi ve cesur bir karar olduğunu, halkın acılarını hafifleteceğini, yeniden doğuşuna katkıda bulunacağını ve bölgede istikrarın temellerini atacağını” ifade etmişti. Suudi Arabistan’da Trump, Şaraa, Suudi Arabistan lideri Muhammed bin Salman ile direkt ve Erdoğan’ın direkt telefonla katıldığı toplantıdan sonra Salı günü Washington DC’de Senato Dış İlişkiler Komitesi’nde konuşan Rubio, “Trump ve Şaraa görüşmesinden sonra kötü haber, Suriye geçiş dönemi yetkililerinin… Amerikan FBI’ın güvenlik soruşturmasından geçememesi” olduğunu söyledi.
Rubio’dan kötü haber!
“Ancak bunun diğer tarafı, onlarla ilişki kurarsak, bu işe yarayabilir, yaramayabilir. Onlarla ilişki kurmazsak, işe yaramayacağı kesindi. Aslında, bizim değerlendirmemize göre, geçiş yönetimi, karşı karşıya olduğu zorluklar göz önüne alındığında, birkaç ay değil, birkaç hafta içinde çöküşe ve epik boyutlarda tam ölçekli bir iç savaşa, yani ülkenin bölünmesine şu anda çok yakın.” diyen ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio Suriye’deki azınlıkların “derin bir iç güvensizlikle karşı karşıya olduğunu… Çünkü Esad’ın bu grupları kasten birbirine düşürdüğünü” söylemesi dikkat çekti.
Trump yönetiminin yaptırımları hızlı bir şekilde kaldırmaya karar verdiğini, çünkü “bölgedeki ülkeler yardım sağlamak, onlara yardım etmeye başlamak istiyor. Ancak Amerika olarak yaptırımlarımızdan korktukları için bunu yapamıyorlar” dedi.
AB’den Suriye’ye ekonomik yaptırımları kaldırma kararı. Rubio konuşurken, Avrupa Birliği dışişleri bakanları da Suriye’ye yönelik ekonomik yaptırımları kaldırma kararı aldı. AB’nin dış politika şefi Kaja Kallas, X’te “Suriye halkının yeni, kapsayıcı ve barışçıl bir Suriye’yi yeniden inşa etmesine yardım etmek istiyoruz. AB, son 14 yıl boyunca Suriyelilerin yanında durdu ve durmaya devam edecek.” diye yazdı. Suriye Dışişleri Bakanlığı, AB kararının “ortak refah ve karşılıklı saygıya dayalı Suriye-Avrupa ilişkilerinde yeni bir sayfanın açılması” anlamına geldiğini belirtti.
„ABD, Suriye’de hem havuç hem sopa oyununa devam ediyor“
Bu BBC haberini Yeni Vatan Gazetesi’ne yorumlayan Viyana’da yaşayan önemli bir Orta Doğu uzmanı şunları ifade etti:
„Bu BBC haberinde geçen Amerikan Dışişleri Bakanı’nın açıklamalarının aslında AB’nin Suriye yaptırımlarına neden olması için bir korkutma, baskı ve ‚Eğer yardım etmezseniz Suriye göçmenleri ve oradan gelecek terörden etkileneceksiniz‘ mesajı var. Hâlihazırda Suriye’de sistematik Alevi deport programı ve soykırımvari katliamların var olduğu görülüyor. Burada hem Suriye teslim alınır kendi amaçları doğrultusunda, hem geçmişteki Esad rejimi tüm sorunların babası olarak gösterilirken, şu anda HTŞ/Al Nusra/Al Kaida Golani Şaraa yönetimi ciddi bir şekilde eleştirilmiyor. Öte yandan AB tamamen ABD tarafından teslim alınıyor. Özünde, başta terör örgütü Al Kaida ve Al Nusra’dan tutun DEAŞ ve Taliban yönetimlerine desteklerin ABD’den geldiği resmen Kongre’de ABD yetkililerince açıklanmıştı. Hem Trump, Şarap ile görüşüyor ve kendi terörist ilan ettiği Al Nusra HTS terörist liderini havuç misali cilalıyor. Hem Trump’ın Dışişleri Bakanı sopa ile ‚Eğer ABD’yi takip etmezseniz iç savaşın sonuçlarına katlanırsınız‘ tehdidinde bulunuyor. ABD, Suriye’de hem havuç hem sopa oyununa devam ediyor. Suriye konusunda Türkiye’deki iktidar, iktidarda kalmak için Türkiye Cumhuriyeti ve halkının çıkarlarına başından itibaren ters hareket ediyor. Korkunç bir süreç.“
Kaynak :
https://www.youtube.com/watch?v=zUIn85h_6Lw
https://www.bbc.com/news/articles/c3v553py965o
https://www.instagram.com/reel/DJ7SMNpspzU/?igsh=MXNjMWtsZnd3djFoZA==
ABD Adalet Bakanlığı El Nusra Cephesi’nin Terörist Örgütler Listesi’ndeki Değişiklikler
MEDYA NOTU 31 MAYIS 2018, Medya Notu
Washington, DC
31 Mayıs 2018
Dışişleri Bakanlığı, Suriye’deki El Kaide bağlantılı Nusra Cephesi’nin tanımına Hay’at Tahrir al-Sham (HTS ve lideri Golani) ve diğer takma adları eklemek suretiyle değişiklik yapmıştır. Bu takma adlar, Göç ve Vatandaşlık Yasası’nın 219. maddesi uyarınca Yabancı Terörist Örgüt (FTO) ve 13224 sayılı Başkanlık Kararnamesi uyarınca Özel Olarak Belirlenmiş Küresel Terörist (SDGT) olarak Nusra Cephesi’nin tanımlarına eklenmiştir.
Ocak 2017’de El Nusra Cephesi, Suriye ayaklanmasındaki konumunu güçlendirmek ve El Kaide’ye bağlı bir örgüt olarak kendi hedeflerini ilerletmek için HTS’yi kurdu. Ocak 2017’den bu yana, grup bu hedeflerini gerçekleştirmek için HTS aracılığıyla faaliyetlerini sürdürmektedir.
Terörle Mücadele Koordinatörü Büyükelçi Nathan A. Sales, “Bugünkü karar, ABD’nin bu El Kaide bağlantılı örgütün kendini yeniden markalaşma girişimine kanmayacağının bir göstergesidir. Nusrah hangi adı seçerse seçsin, şiddet içeren amaçlarını ilerletmek için aradığı kaynakları ona sağlamaya devam etmeyeceğiz” dedi.
Bugünkü eylemler, ABD halkına ve uluslararası topluma HTS’nin El Nusrah Cephesi’nin bir takma adı olduğunu bildirmiştir. Terör listesine alınmak, örgütleri ve kişileri ifşa eder, izole eder ve ABD finans sistemine erişimlerini engeller. Ayrıca, terör listesine alınmak, ABD kurumları ve diğer hükümetlerin kolluk faaliyetlerine yardımcı olabilir.
https://2017-2021.state.gov/amendments-to-the-terrorist-designations-of-al-nusrah-front/index.html




