De Standard:İç savaş-Suriye’nin parçalanacağına dair korkular artıyor

Almanca konuşulan ülkelerde internette en çok okunan Avusturya'nın "kaliteli gazetesi" olarak tanımlanan günlük gazetesi Standard'ın tecrübeli Orta Doğu uzmanı Gudrun Harrer, "İç savaş ülkesi: Esad'ın devrilmesinden dokuz ay sonra Suriye'nin parçalanacağına dair korkular artıyor." başlıklı analiziyle dikkat çekti.

Der Standard’da 14.08.2025 tarihinde yayınlanan analizi Yeni Vatan Gazetesi sizler için Türkçeye birebir çevirdi.

„İç savaş ülkesi: Esad’ın devrilmesinden dokuz ay sonra Suriye’nin parçalanacağına dair korkular artıyor.“
Der Standard, Gudrun Harrer, 14.08.2025

Bir hastaneden çekilen video, güvenlik güçlerinin Dürzilere yönelik şiddetini gösteriyor. Şam açıklama sözü veriyor, ancak  Suriye´de azınlıkların  Şam hükümetine olan güveni azalıyor.

Avusturya İçişleri Bakanı Gerhard Karner (ÖVP), Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) Avusturya’nın 2025 Temmuz ayında Şam’a sınır dışı edilen ve o günden beri kayıp olan bir adamın akıbetini açıklığa kavuşturması gerektiğini belirtmesinin “gerçeklerden uzak” olduğunu söylemekle bir bakıma haklı. Karner, istemeden de olsa, Esad rejiminin devrilmesinden dokuz ay sonra Suriye’deki belirsiz ve güvensiz durumu teyit ediyor.

Bir şey kesin: Suriye’de her yerde şiddet ve sefalet var ve eski selefi cihatçı Ahmed el-Şaraa’nın liderliğindeki Şam hükümetinin ülkeyi bir arada tutabileceği ve uzlaşma sağlayabileceği konusunda şüpheler her gün artıyor. Esad gibi, yeni Şam rejimi de ülkenin tüm bölgelerini kontrol altında tutamıyor. Bu bölgelerden direniş var. Şaraa’nın eski selefi cihadçı milisleri, şimdi Suriye ordusu olarak faaliyet gösteriyor ve Şam’a olan güveni azalan azınlıklara karşı  İslamcı suçlar işliyor.

Akdeniz kıyısındaki Aleviler, Esad rejimiyle özdeşleştiriliyor ve Mart ayında korkunç bir katliamın kurbanı oldular ve saldırılar şu ana kadar hiç durmadı. Suriye’nin  Kuzeydoğudaki sol-ilerici Kürtler, on yıldan fazla bir süredir kendi kendilerini yönetiyorlar ve özerkliklerini tamamen kaybetmek istemiyorlar. Güneydeki Dürzi bölgesi, Temmuz ayında Bedevi aşiret milislerinin etnik-dini azınlığa karşı şiddet eylemleriyle başlayan şiddetli ayaklanmalardan bu yana İsrail’in koruması altında. Farklı kiliselere mensup Hıristiyanlar ise toprakları olmadığı için  İslamcı şiddetin ve din değiştirme girişimlerinin hedefi haline gelmiş durumda.

Hastanede cinayet

Ahmet Şara, Dürzi bölgesi Sweida’da yaşanan olayları aydınlatması için uluslararası baskı altında. Hastaneden bir güvenlik kamerası görüntüsü ortaya çıktı. Görüntülerde Şam’a bağlı  Suriye güvenlik güçlerinin bir hemşireyi vurarak öldürdüğü, Dürzileri tehdit ettiği ve kafir olarak hakaret ettiği görülüyor. Görüntülerde ayrıca hastanenin ceset torbalarıyla dolu avlusu da görülüyor. New York’taki BM Güvenlik Konseyi Pazartesi günü Sweida ile ilgili sert bir açıklama yaptı ve tüm üyeler nadir bir şekilde bu açıklamayı destekledi.

16 Temmuz’da bir güvenlik kamerasının çektiği görüntülerde, Sweida hastanesinde  Şam’a bağlı. silahlı adamlar, muhtemelen Suriye güvenlik güçleri görülüyor. Adamlardan biri, tıbbi kıyafetli bir adama silah doğrultuyor ve kısa süre sonra onu vuruyor. Reuters bu videoyu doğruladı.

Yeni rejimi destekleyen ülkeler, Suriye’nin parçalanmasından korkuyorlar – ki bu barışçıl bir şekilde gerçekleşmeyecektir. ABD de harekete geçti. Temmuz ayında, Trump ailesiyle yakın ilişkisi olan yatırımcı Tom Barrack, Suriye için merkezi olmayan bir sistemin uygun olmadığını söyledi ve bu görüşü Şara’nın görüşleriyle örtüşüyordu. Ancak Salı günü Barrack, Ürdün ve Suriye dışişleri bakanlarıyla Amman’da bir araya gelerek Sweida’da barışın sağlanması konusunda görüştü. İsrail’den Ürdün üzerinden bir yardım koridoru oluşturulması düşünülüyor.

Amman’daki toplantıda Suriye, Sweida’daki hastanede yaşanan şiddet olaylarının aydınlatılması için BM ile işbirliği yapmayı kabul etti. Buna göre Şam, sorunu uluslararası düzeye taşımaya bir dereceye kadar hazır görünüyor. Bu, Şara’nın 2025 Eylül ayında New York’ta yapılacak BM Genel Kurulu’na katılmak istemesi ile ilgili olabilir. Ahmet Şara, terörist El Kaide kökenli  kendi selefi cihadçı grubuna yönelik yaptırımların kaldırılması için ABD’nin desteğine muhtaç durumda.

Kürtler ittifak kuruyor

8 Ağustos’ta Kürtlerin kontrolündeki Hasaka’da Kürt SDF (Suriye Demokratik Güçleri) tarafından düzenlenen konferansın ardından, Ahmet Şara hükümeti iç meselelerin “uluslararasılaştırılmasına” ve “yabancı güçlerin Suriye’ye müdahaleye davet edilmesine” karşı yüksek sesle çıkmıştı. “Unity of Positions” (Pozisyonların Birliği) başlığı altında SDF, Suriye toplumunun bazı kesimlerini, özellikle diğer azınlıkları, Şam’a karşı bir “ademi merkeziyet ittifakı” kurmaya çalıştı. Şam’a sunulan talep listesinin merkezinde, etnik grupların özerkliğini garanti eden bir anayasa yer alıyor.

Ahmet Şara  hükümeti, öfkesinden dolayı SDF ile Paris’te planlanan görüşmeleri iptal etti. Bu görüşmeler, yeni bir İsrail-Suriye toplantısı ile birlikte planlanmıştı. Şimdi yeniden görüşmelerin yapılması planlanıyor, ancak bu kez Şam’da. Bazıları bunun arkasında Türkiye’nin etkisini görüyor. Ankara, Fransızların Kürtlere yönelik koruyucu diplomasisinden rahatsız ve Ahmet Şara hükümetini Kürtlerle mücadelesinde destekliyor. Suriye Dışişleri Bakanı ve Savunma Bakanı Çarşamba günü(dün) Türkiye’ye gitti ve burada askeri işbirliği konusunda bir mutabakat zaptı imzalandı.

Ahmet Şara’ya  yakın medya, Hasakah’ı “kaybedenlerin” konferansı olarak nitelendirdi ve videoyla bağlanan Alevi Şeyh Ghazal Ghazal’ı eski rejimin temsilcisi olarak tanımladı. Dürziler adına Şara’ya karşı olan Şeyh Hikmet al-Hijri de çevrimiçi olarak katıldı. Konferansa 400 kişinin katıldığı bildirildi, ancak SDF’nin hedeflediği kadar yüksek düzeyde etnik grup temsilcileri katılmadı. Kürt grupların tamamı da konferansa katılmadı. SDF lideri Mazlum Abdi’nin de konferansa katılmaması, Şam’a kapıyı açık tutmak istediği şeklinde yorumlandı.

Ancak Ahmet Şara, daha fazla baskı uygulayan “Batı”ya karşı bir kozunu saklıyor: 2025 Ağustos başında, yeni bir işbirliği görüşmek üzere Dışişleri, Savunma ve İstihbarat bakanlarını Moskova’ya gönderdi. Orada devrik Beşar Esad ve ailesi de bulunuyor. Rusya, 2015 yılında büyük çaplı askeri müdahalesiyle Esad’ı iç savaşta devrilmesinden kurtardı. Şimdi Ruslar, Ahmet Şara rejimiyle silah sevkiyatları ve Suriye’deki Rus askeri üslerinin geleceği hakkında görüşüyor. (Kaynak : Gudrun Harrer, Der Standard, 14.8.2025)

İlgili haberler

13.09.2025 > Fidan’dan Suriye hükümetine Alevilerle ilgili önemli mesajlara nasıl bakmak gerek?

Relevante Artikel

Back to top button
Cookie Consent mit Real Cookie Banner