Efsane Polis Tantan, MİT Akademisi raporundan sonra Türkiye’yi uyardı!

İçişleri Bakanlığı döneminde (1999-2001) yolsuzluk ekonomisine karşı yürüttüğü operasyonlarla dikkat çeken Sadettin Tantan, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda hem mevcut ekonomik düzene hem de Türkiye'nin güvenlik yapısına dair önemli uyarılarda bulundu.

Nefes Gazetesi yazarı Aytunç Erkin, “MİT raporuna Tantan bakışı” başlıklı yazısında Saadettin Tantan’ın bakanlık yaptığı döneme değindi.

Erkin şunları kaydetti:

“Sadettin Tantan polis ve Emniyet Müdürü olduğu  İçişleri Bakanı olduğu 1999-2001 döneminde yaptığı “ekonomik” operasyonlarla yani “yolsuzluk ekonomisine” vurduğu darbeyle fincancı katırlarını ürkütmüştü. Doğal olarak da “görevden alındı”.

Önceki gün Tantan sosyal medya hesabından şu paylaşımı yaptı: “Milli İstihbarat Akademisi’nin İsrail ile İran arasındaki çatışmalar üzerine hazırladığı raporda ekonomik sorunların istihbari zafiyet yaratabileceği yorumu dikkate değerdir. Orta direğin zorluk içinde kalması ve hatta orta direğin yıkılıp gelir dağılımının yüksek ve alt grup olarak ikiye ayrılması bir güvenlik sorunu olarak ele alınmalıdır. İktidarın halktan kopması, halkın sorunlarından haberdar olmayışı ekonomik sorunların çözümünün önündeki en büyük engeldir.”

Sadettin Tantan’ın bu paylaşımından sonra Milli İstihbarat Akademisi’nin İsrail- İran arasında süren savaşı değerlendirdiği raporu okudum.

„EKONOMİK KIRILGANLIK“

„12 Gün Savaşı ve Türkiye İçin Dersler” başlıklı MİT Akademisi raporun 58 sayfa.

MİT Akademisi Raporunda, İran’da ‘düşman’ın içeri sızmasında ülkenin ekonomik şartlarının ve kendi içindeki toplumsal barışı sağlayamamasının önemli etmenlerden biri olduğu belirtildi ve Tantan’ın da atıf yaptığı “ekonomik kırılganlık” için şu denildi:

“Türkiye’nin de iki ülkenin savaş sürecinde gösterdiği kırılganlıklara yönelik önlemlerini artırması elzemdir. Özellikle savaşın gösterdiği üzere başta hava kuvvetleri ve hava savunma sistemleri olmakla beraber modern askerî teçhizat konusundaki adımların güçlendirilmesi büyük önem taşımaktadır. Kritik istihbarat ve güvenlik teknolojilerinin yerlileştirilmesi, toplumu bir arada tutan millî değerlerin güçlendirilmesi, ekonomik kırılganlıkların hafifletilmesi gibi adımların atılması; belirsizliklerle dolu ve güvenlik risklerinin çoğaldığı ortamda Türkiye için faydalı olacaktır.”

Milli İstihbarat Akademisi de “ekonomik kırılganlıkların hafifletilmesi gerekiyor” tespitinde bulundu. Bu tespit değerli ve anlamlı. Geçen hafta bahsettiğim ve Prof. Ceyhun Elgin’in “Bu Hesapta Bir Gariplik Var/Ekonomi İle Kandırılmak” kitabında dediği gibi:

“Ekonomi ders kitapları enflasyonu ‘fiyatlar genel düzeyindeki sürekli artış’ olarak tanımlar. Bu teknik tanım doğrudur ama eksiktir. Çünkü enflasyon sadece fiyatların artması değil, aynı zamanda paranın değer kaybetmesi, alım gücünün düşmesi, gelir dağılımının bozulması demektir. Yani enflasyon, özünde ekonomik olduğu kadar toplumsal bir olgudur.

“Ekonominin üçüncü temel amacı, toplumsal adaleti ve eşitliği sağlamak olmalıdır. Bugün dünyada en zengin on kişinin serveti, dünya nüfusunun neredeyse yarısının toplam servetine eşit. Bu akıl almaz eşitsizlik, sistemin yapısal bir sonucudur. Servet birikimi bir avuç insanın elinde yoğunlaşırken, milyarlarca insan yoksulluk içinde yaşıyor. Üstelik bu eşitsizlik sadece ülkeler arasında değil, ülkelerin kendi içinde de derinleşiyor. Aynı işyerinde çalışan insanlar arasındaki ücret makası açılıyor, aynı mahallede yaşayan insanlar arasındaki yaşam standardı farkı büyüyor.”

Bugün iktidarın ya da iktidara gelmek isteyen muhalefetin yapası gereken “gelir dağılımındaki adaletsizliğe” çözüm yollarını geliştirmesi ve bir program ortaya koyması. Ki bunu Milli İstihbarat Akademisi de görmüş!

SOYGUN VE TALAN DÜZENİ

Yazıma Sadettin Tantan’la başladım yine onunla bitireyim.

Tarih 27 Şubat 2001…

İçişleri Bakanı Sadettin Tantan, İçişleri Bakanlığı ile Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etüdler Vakfı (TESEV) tarafından düzenlenen konferansta “Yolsuzluk konusunda bilimsel araştırma ve mücadele yöntemleri projesi” hakkında bilgi verdi:

“… Ülkemizde 1940’larda başlayan kentleşme hareketi; sanayileşme, sosyo-ekonomik ve kültürel gelişmeyle birlikte gidememiş ve geleneksel ailenin yapısında ve işlevinde önemli değişikliklere yol açmıştır. Bu çarpık gelişme, bir yandan siyasi, ideolojik, dini ve ekonomik menfaat guruplarının bireyleri ve kurumları istismarına müsait bir ortam yaratırken… Diğer taraftan bu menfaat gruplarının beslenip her geçen gün daha da güçlenmelerine ve faaliyetlerini sürdürmelerine imkan sağlayan yolsuzluk olgusunun başlı başına bir sektör, bir ekonomik faaliyet alanı haline gelmesine yol açmıştır. ‘Soygun ve talan düzeni’ de diyebileceğimiz, yolsuzluk ekonomisi, gelir dağılımının giderek daha fazla bozulmasına ve yoksulluğun daha da artmasına neden olmuştur. Bunun için yapmamız gereken şeyler açık ve bellidir: Doğru ve iyi işleyen bir devlet idaresine sahip olmalıyız. Bu her şeyden önce güvenlik ve adaleti eksiksiz sağlayacak bir devlet idaresi demektir.”

MİT Akademisinden dikkat çeken ‚ Devşirme Ajan‘ uyarısı: „İsrail, İran’daki modeli Türkiye’de deniyor“

Milli İstihbarat Akademisi, İsrail’in İran’da uyguladığı ajan devşirme stratejisine ilişkin çarpıcı bir rapor yayımladı. Raporda, İsrail’in İran’daki siyasi ve ekonomik istikrarsızlıkları kullanarak ajan devşirdiği ve bu yöntemin Türkiye gibi ülkelerde de uygulanabileceği uyarısı yapıldı.

Akademi, “İsrail-İran Savaşı ve Türkiye İçin Dersler” başlıklı analizinde, İran’daki başarısız güvenlik politikalarının ve iç zaafların Tel Aviv’in içeriye sızmasını kolaylaştırdığını vurguladı. Aynı senaryonun Türkiye’de de devreye alınabileceği belirtilerek, özellikle sosyal kırılganlıkların, etnik ve dini fay hatlarının istismar edilebileceğine dikkat çekildi.

ÖNEMLİ İSİMLERE SALDIRI SENARYOSU
Raporda ayrıca, İsrail’in İran’da uyguladığı taktiklerin bir parçası olarak “kritik devlet yöneticilerine” yönelik sahte suikast ya da saldırı senaryoları üzerinden toplumda güvensizlik yaratma çabalarına değinildi. Bu tür eylemlerin istihbarat zafiyetinden değil, sistemli psikolojik harp yöntemlerinden kaynaklandığı belirtildi.

‚TERSİZ TÜRKİYE‘ VURGUSU
Milli İstihbarat Akademisi, Türkiye’ye yönelik benzer bir sızma ve istihbarat operasyonunun önlenmesi için “birlik ve kardeşlik duygusunun güçlendirilmesi, ekonomik-sosyal reformların sürdürülmesi ve dijital alandaki manipülasyonlara karşı stratejik farkındalık geliştirilmesi” gerektiğini ifade etti.

Raporda yer alan çarpıcı ifadelerden biri ise şöyle:

“Tersiz Türkiye modeli inşa edilmeli; içeriden sızmaya yönelik tüm boşluklar kapatılmalı”

Akşam Gazetesi’nin yayınladığı haberde Türk istihbaratının, İsrail’in İran’ı içeriden vurmasından ders çıkardığı ve yeni güvenlik stratejilerini bu tecrübeye göre şekillendirdiği vurgulandı.

 

Kamuya açık kaynaklar:

„12 Gün Savaşı ve Türkiye İçin Dersler” başlıklı MİT Akademisi raporu

https://x.com/sadettintantan/status/1951711063726330282

https://www.nefes.com.tr/yazarlar/aytunc-erkin/mit-raporuna-tantan-bakisi-52710

https://x.com/miaedutr/status/1951165818407961072/photo/1

https://www.mit.gov.tr/akademi.html

 

Screenshot

Relevante Artikel

Back to top button
Cookie Consent mit Real Cookie Banner