FPÖ’den Brückl: “Okullar yeniden güvenlik, verimlilik ve net değerlerin olduğu yerler olmalı”
Avusturya’da hükümet ve muhalefet arasında “Siyasi İslam” tartışması sertleşirken, FPÖ’nün okullarda başörtüsü yasağı ve entegrasyon politikalarını hedef alan açıklamalarından biri APA/OTS üzerinden yayımlandı. Türkçe okuyan kamuoyunu da yakından ilgilendiren bu açıklamada FPÖ, “Siyasi İslam’ın Avusturya’daki okullarda yeri yoktur” ifadelerini kullandı.
VİYANA, 11.12.2025 –Avusturya’da kısa adı ÖVP olan Avusturya Halk Partisi ile, Almanya’daki AfD’nin kardeş partisi konumundaki FPÖ, “Siyasi İslam” konusunda adeta birbirleriyle yarışıyor. Bu tartışmalar, özellikle Arap kökenli ve Türkiye göçmeni Müslümanların bilim insanı, gazeteci veya STK temsilcisi sıfatıyla Avusturya ve AB’den fonlanan dernek ve enstitüler tarafından maddi olarak destekleniyor. Öte yandan, Avusturya’da tüm Müslümanları resmi makamlarda temsil eden İslam Cemaati içinde eski Milli Görüş ve İhvan kökenli veya yakın isimlerin, kamuoyunda tüm Müslümanlar adına “Sorun yok, ayrımcılık yapmayın. Avusturya Anayasası, kanunları ve insan hakları yanımızda” şeklindeki açıklamaları dikkat çekiyor ve ortamın gerilmesi dikkat çekiyor.
Türkçe okuyan kamuoyu bu tür tür Almanca basın bildirisinden haberdar olması ise doğrudan kendi çıkarınadır.
FPÖ’nün APA/OTS açıklamasının Türkçe çevirisi
APA OTS 0105, 11.12.2025, 12:31
FPÖ’den Brückl: “Okullar yeniden güvenlik, verimlilik ve net değerlerin olduğu yerler olmalı”
FPÖ Eğitim Sözcüsü NAbg. Hermann Brückl, parlamentodaki tartışma konuşmasında Avusturya’daki okullarda disiplin, güvenlik ve değerler konusunda ciddi sorunlar bulunduğunu belirterek hükümete sert eleştiriler yöneltti.
Brückl, okullarda şiddetle mücadele, disiplinin güçlendirilmesi, uzaklaştırma eşliği, perspektif görüşmeleri ve başörtüsü yasağı gibi önlemlerin gündemde olduğunu hatırlatarak, tüm bu adımların “ciddi sorunlara tepki vermek için gerekli olduğunu” ifade etti. Ona göre son yıllarda uygulanan politikalar, “iddiasızlık, saygısızlık, performans düşmanlığı ve kayıtsızlıktan oluşan bir biyotop” yaratmış durumda. Brückl, bu gelişmenin temel nedeninin “kitlesel göç ve başarısız entegrasyon politikası” olduğunu savundu ve başörtüsünü bu durumun “sembolik bir örneği” olarak nitelendirdi.
Başörtüsünün okul bağlamında yalnızca dini bir ifade olmadığını ileri süren Brückl, bunun “eşitlik ve özgürlüğü zayıflatan siyasi İslam’ın bilinçli bir işareti” olduğunu söyledi. ÖVP, SPÖ ve NEOS tarafından sunulan ve okullarda başörtüsü yasağı öngören hükümet tasarısının FPÖ’nün uzun süredir talep ettiği bir konu olduğunu belirterek, çocukların gelişimini koruma açısından bu yaklaşımı olumlu karşıladıklarını ifade etti.
Brückl, yasağın küçük yaşlardaki çocuklar için bir kısıtlama değil, ileride kendi kararlarını verebilmeleri için bir fırsat olduğunu savundu. Ancak hükümetin attığı adımı “yarım” olarak nitelendirdi ve NEOS’lu Eğitim Bakanı Wiederkehr’in başörtülü öğretmen ve okul personelinin ders vermeye devam etmesine izin vermesini “kabul edilemez” olarak değerlendirdi.
Devlet okullarında görev yapanların tarafsız olması gerektiğini vurgulayan Brückl, “kadınları ikincil konuma düşüren ve dış dünyadan izole eden dini-siyasi bir sembol taşıyan bir öğretmenin cumhuriyetin temel değerlerini inandırıcı şekilde aktaramayacağını” dile getirdi. Siyasi İslam’ın “ülkede ve okullarda yeri olmadığını” belirtti.
Hükümetin şiddet önleme konusunda başka adımlar attığını ancak bunların “10–15 yıldır süren yanlış göç politikasının belirtileri” olduğunu söyleyen Brückl, tartışılan önlemlerin gerçek çözüm önerileri değil, yalnızca düzenleyici tedbirler olduğunu ifade etti. Öğretmen eksikliği, çocukların temel becerilerde yaşadığı sorunlar ve Almanca yetersizliği gibi konuların göz ardı edildiğini belirterek, okullarda işleyen bir çatışma yönetimi ve genel bir konsept bulunmadığını dile getirdi.
Brückl, “Okul hayatının sonunda düzgün okuma ve yazma bilmeyen çocuklar var ve genel olarak seviye düşmeye devam ediyor” diyerek mevcut durumu özetledi. Okulların yeniden “güvenli, tarafsız, verimli ve değerlere dayalı” yerler haline gelmesi gerektiğini savundu ve bunun içinde başörtüsünün açıkça yasaklanmasının da bulunduğunu ifade etti. (yenivatan.at, 11.12.2025)
Kaynak :



