
İbiza skandalı arkasındaki Viyanalı avukat Ramin Mirfakhrai ilk defa konuştu
VİYANA. Avusturya’da 2018 tarihinde ÖVP ve FPÖ hükümetinin düşmesine neden olan ve dünya basınında aylarca yer aldıktan sonra hala Viyana’da mahkemeleri devam eden „İbiza skandalı“ adı ile tarih geçen olayın arkasında olduğunu iddia eden İran kökenli Viyanalı avukat ilk defa Der Spiegel’den Oliver Das Gupta’ya konuştu. Haber Der Standard’da aynı gazetecinin imzasıyla yayınlandı.
Filmelere konu olan İbiza skandalı nedir?
İbiza skandalı veya Ibizagate olarak da bilinen İbiza olayı, Avusturya’da Mayıs 2019’da ÖVP ve FPÖ koalisyonunun dağılmasına yol açan siyasi bir skandaldır. Skandal, o zamana kadar Kurz I hükümetinde Başbakan Yardımcısı ve popülist sağcı Avusturya Özgürlük Partisi (FPÖ) federal parti başkanı olan Heinz-Christian Strache ile o zamana kadar Avusturya Parlamentosu Üyesi ve FPÖ parti başkan vekili olan Johann Gudenus’un yer aldığı İbiza’da gizli çekilen bir keriz silkelemesi videonun yayınlanmasıyla tetiklendi.
Temmuz 2017’de, Avusturya ulusal parlamento seçimlerinden sadece birkaç ay önce gizlice çekilen görüntüler, iki siyasetçinin İspanya’nın İbiza adasındaki bir villada çakma bir Rus oligarkın yeğeni olduğu iddia edilen bir kişiyle yaptıkları görüşmedeki skandal konuşmalarını belgeliyor. Görüntülerde her iki siyasetçi de yolsuzluk yapma, parti finansman yasalarını delme ve parti dışı medyayı gizlice kontrol altına alma konusundaki istekliliklerini açıkça ortaya koyuyor.
17 Mayıs 2019 tarihinde Alman internet medyası Süddeutsche.de ve Spiegel Online video kaydından alıntılar yayınladı.Skandal kısa sürede Avusturya’da ulusal ve uluslararası alanda dikkat çekti. Ertesi gün Strache ve Gudenus tüm siyasi görevlerinden ve parti fonksiyonlarından istifa ettiklerini açıkladılar. Akşam saatlerinde Federal Şansölye Sebastian Kurz, Federal Cumhurbaşkanı Alexander Van der Bellen ile görüştükten sonra koalisyonun sona erdiğini ilan etti.
Bunun kilit unsurlarından biri, Başbakan Kurz’un koalisyonun devamı için FPÖ’nün İçişleri Bakanı Herbert Kickl’i (FPÖ) değiştirmesini talep etmesiydi. Bu talep, Kickl’in Federal Cumhurbaşkanı tarafından görevden alınmasının ardından istifa eden diğer FPÖ’lü bakanlar tarafından reddedildi.
28 Mayıs’ta Kurz I hükümetinin üyeleri, Ulusal Konsey’in bir gün önce hükümete güvensizlik oyu vermesinin ardından Federal Cumhurbaşkanı Alexander Van der Bellen tarafından görevden alındı. Erken Ulusal Konsey seçimleri 29 Eylül 2019 tarihinde yapıldı. ÖVP önemli kazanımlar elde ederken, FPÖ ve SPÖ önemli kayıplar yaşadı. 2017’de ayrılan Yeşiller Ulusal Konse’ye geri döndü ve ÖVP ile birlikte Kurz II kabinesini oluşturdu.Şu anda FPÖ’nün Başkan Herbert Kickl ile 2024 sonunda yapılacak Avusturya Parlamento seçimlerinden birinci parti olarak çıkmasına kesin gözüyle bakılıyor.
Der Standard’a konuşan ve “Ben perde arkasındaki adamım” diyen Avukat Ramin Mirfakhrai
1980 öncesi İran’dan kaçan bir ailenin evladı olarak hukuk okuyan ve doktorasını bu alanda bitirdikten sonra kendi avukatlık bürosunu açan Ramin Mirfakhrai’nin „Tüm İbiza skandalını kuran, yöneten benim dediği ve “Ben perde arkasındaki adamım” başlığıyla Der Standard ve Der Spiegel´de yayınlanan bu haber, Almanca bilmeyen ilgili Yeni Vatan Gazetesi okuyucuları için değerli olduğu kadar tarihe not düşmek adına da önemli.
Mirfakhrai, skandal ortaya çıktıktan sonra adı bu skandalın arkasında olan Avukat olarak haberlere konu olmuş ama sanki başkasının bir ihalesini yöneten hukuk bilgisi olan kişi olarak kabul edilmişti. Kendisi bu skandalın çıktığı zaman, „Ben araştırmacı gazetecilik yaptım.“ diyerek kendini korumuştu ve bugüne kadar gerçekten kimse kendisine dokunamamıştı. İlk defa 2 Haziran 2024’te Der Spiegel ve Der Standard’a konuştu. Ne kadarını doğru söylediğini ölçemediğimiz bu mülakatta geçenleri birebir okuyucularımızın dikkatine sunuyoruz.
Ramin Mirfakhrai: “Ben perde arkasındaki adamım”
Der Spiegel, Der Standard, Oliver Das Gupta, 2.06.2024
Viyanalı avukat, Der Spiegel’de İbiza olayındaki rolü ve video yapımcısı Julian Hessenthaler ile birlikte kurduğu ihbar platformu hakkında ilk kez konuşuyor
İbiza videosunun yayınlanmasından beş yıl sonra, olayın ikinci başlatıcısı ilk kez sessizliğini bozuyor. Viyanalı avukat Ramin Mirfakhrai, Alman haber dergisi Spiegel’de Pazar günü yayınlanan röportajında “Kendimizi açıklamanın ve efsaneleri ortadan kaldırmanın zamanı geldi” dedi. Hukuk doktoru röportajda kendisini harekete geçiren güdülerden ve ÖVP-FPÖ koalisyonunun sona ermesine ve 2019’da yeni seçimlerin yapılmasına yol açan İbiza komplosundaki rolünden bahsediyor.
Mirfakhrai riskli işini “her türlü aşırılığın ve fanatikliğin kendisi için anatema” olduğunu söyleyerek açıklıyor. 48 yaşındaki Mirfakhrai aile geçmişine atıfta bulunuyor: İran’da İslamcı molla rejimi iktidara geldikten sonra ailesi Avusturya’ya taşınmış. Gençliğinde bile “çoğulcu ve liberal bir demokrasiye karşı çalışan” hareketlere karşı derin bir nefret duymuş. Ayrıca FPÖ’nün polemiklerinden de iğreniyormuş.
Mirfakhrai, FPÖ’nün uzun süre liderliğini yapan Heinz-Christian Strache’nin eski bir yakın arkadaşının kendisine sırrını açmasıyla aktif hale geldiğini ifade ettikten sonra şunları söyledi :“ FPÖ (Avusturya Özgürlük Partisi) içinde var olduğu iddia edilen suiistimallere dair kanıtlar sundu . FPÖ’nün harcamaları skandalıyla ilgili soruşturmalara hala konu olan malzeme budur. “
Mirfakhrai o dönemde ilgili yetkililerin dikkatini bu konuya çektiğini ancak başarılı olamadığını iddia etti.
Bunun üzerine kendisi ve güvenlik danışmanı Julian Hessenthaler “alışılmışın dışında bir fikir” geliştirdiler.
İngiliz muhabirlerin bir zamanlar Avusturya´nın Avrupa Birliğin’de milletvekili Ernst Strasser’in (ÖVP) yolsuzluğa yatkınlığını belgelemek için gizli kameraları nasıl kullandıklarını örnek aldılar. Eski içişleri sonunda hapse mahkum edilmişti. Mirfakhrai, “Bu Strasse’nin İngiliz gazetecilerin kamerayı alışı aslında bize ilham verdi. Ciddi haberciliğin metodolojisini ve etkisini sevdik” dedi.
Öndeki ve arkadaki adam
Avukat Mirfakhrai kendi projesini tek başına finanse ettiğini iddia ediyor. 2017 yılında İspanya’nın İbiza adasında gizlice kaydedilen ve dönemin FPÖ Genel Başkanı Heinz-Christian Strache ile sırdaşı Johann Gudenus’un her türlü şüpheli anlaşmayı açıkça yaptıkları film görüntüleri. Strache, Macaristan’daki gibi uyumlu bir basın ortamı hakkında atıp tuttu ve gazetecilerden “gezegendeki en büyük fahişeler” olarak bahsetti. Ve sağcı popülist, Avusturya’nın en güçlü kitle gazetesi olan Kronen Zeitung’un kontrolünü ele geçirme fikrinden büyük keyif aldı.
Mirfakhrai’nin ortağı Hessenthaler, FPÖ’nün önde gelenlerine video tuzağı kurmuş ve avukat Mirfakhra’de bunu ödemişti. Mirfakhrai masrafların en az yarım milyon avro olduğunu tahmin ettiğini söyledikten sonra, “Bana ne kadara mal olduğunu gerçekten bilmek istemiyorum.” dedi.
Spiegel’e verdiği röportajda avukat, gizli servislerin, şirketlerin ya da siyasi partilerin olaya karıştığı yönündeki söylentileri şiddetle reddetti. Mirfakhrai, “İbiza iki kişinin projesi,” dedi. “İsterseniz, Hessenthaler öndeki adam, ben de arkadaki adamım. Kulağa ne kadar sıkıcı gelse de.” İbiza’da bir Rus oligarkın yeğeni kılığına giren kadın olaya çok az dahil olmuş. “Özel bir risk aldı, ona minnettarız.” Kendisine güvenen Strache çalışanı ise videonun yayınlanmasından kısa bir süre önce olaydan haberdar olmuş.
Kimliğinin açığa çıkmasından endişe ediyorduMirfakhraiai ayrıca İbiza’daki video akşamından sonraki döneme ait daha önce bilinmeyen ayrıntıları da anlattı. Örneğin, FPÖ bir sonraki toplantıya ilgi göstermişti: “Alplerde uzak bir dağ kulübesi önerdiler, oraya helikopterle uçacaktık – bizim için çok riskliydi.” Hessenthaler ve kendisi, özellikle 2017 sonunda Strache’nin Başbakan Yardımcısı ve sırdaşı Herbert Kickl’in İçişleri Bakanı olarak yemin etmesinden sonra, gizliliğin bozulacağından sürekli endişe ediyorlardı. Mirfakhrai “Demokles’in kılıcı üzerimizde sallanıyordu” diyor.
Hessenthaler ve kendisi başlangıçta video materyalini büyük miktarlarda para karşılığında Avusturya’da ilgili yerlere teklif etmişler ama başarılı olamamışlar. Mirfakhrai paranın kendisi için değil, “malvarlığı kaybı ve savunma masrafları için tazminat olarak başkalarını korumak için” olduğunu açıkladı.
Sivil toplum projesi
Alman ZDF kanalının ünlü ismi Jan Böhmermann’ın Nisan 2019 ortalarında Romy Gala’sında bir video mesajında İbiza’daki taçla ilgili FPÖ müzakereleri iddiaları hakkında şaka yapmasının ardından Mirfakhrai ve Hessenthaler harekete geçmeleri için baskı altında kaldı. Mirfakhrai, “Bunun bizim için tehlikeli olacağını biliyorduk çünkü FPÖ Partisi Böhmermann’ın imalarını doğru yorumlamıştı” dedi. Yayın en iyi korumayı vaat ediyordu, bu nedenle materyaller Spiegel ve Süddeutsche’ye teslim edildi – maddi tazminat olmadan.
17 Mayıs 2019’da, iki Alman medya kuruluşu İbiza videosunu yayınlamadan önce, avukat sinematik bir deneyim yaşamış gibi göründüğünü şöyle anlatıyor : „Kimliği belirsiz kişiler büromuzun kapısının önünde bekliyordu. Neyse ki ikinci bir kapımız var. Oradan çıktım ve koşarak arabama gittim.”
İbiza videosu yayınlandıktan sonra, Hessenthaler ve Mirfakhrai’nin olaya karıştığı kısa sürede ortaya çıktı. Avukat Mirfakhra o sırada sadece İbiza videosunu bir “sivil toplum projesi” olarak tanımladığı bir basın açıklaması yaptı. Mirfakhrai şimdi Der Spiegel’e “Bu konuda tamamen ciddiydim ve ciddiyim” dedi. Kendini adamış bir vatandaş olarak gelecekte de ihlallerin ortaya çıkarılmasına yardımcı olmaya devam etmek istiyor.
Yeni ihbar platformu
Mirfakhrai STANDARD’a “İbiza’da yalnızdık, çok yorucuydu” dedi. Gelecekteki ihbarcıları bu kaderden kurtarmak istiyorlar. Mirfakhrai, “İbiza olayından bu yana geçen beş yıl, Avusturya’daki soruşturma makamlarının ihbarcılara neredeyse tamamen bağımlı olduğunu gösterdi” diyor. Ancak, Almanya ve İsviçre’nin aksine, Avusturya’da bugüne kadar ihbarcılar için herhangi bir irtibat noktası bulunmuyor ve avukat bunu “gerçek bir demokratik boşluk” olarak görüyor.
Mirfakhrai ve Hessenthaler bu açığı kapatmak için „Ans Licht!“ ( AYDINLIGA ) adlı derneği kurdu. Mirfakhrai, “Cesur insanlara uygun avukatlar sağlayarak onları yasal olarak desteklemeye ve muhtemelen maddi olarak da yardım etmeye hazırız” diyor. Ancak bu aynı zamanda manevi destek, araştırma, iletişim ve medya bağlantılarıyla da ilgili. Diğer kampanyacılar arasında Greenpeace ve yolsuzlukla mücadele girişimi Clean Hands ile çalışan iş dünyası uzmanı Ursula Bittner ve medya tarihçisi ve Sınır Tanımayan Gazeteciler Avusturya Başkanı Fritz Hausjell de yer alıyor. Ans Licht! web sitesi Cumartesi günü yayına girdi. Kuruluşun, Mirfakhrai ve Hessenthaler’in sahip olmadığı desteği davayı ortaya çıkaranlara sunmak istediği açık.
Avukata göre kuruluş partizan olmayan ve bağımsız bir yapıya sahip ve diğer STK’larla işbirliği yapılması planlanıyor ve ekliyor: „Bağışlara güveniyoruz ve diğer insanların, vakıfların ve derneklerin bizi destekleyeceğini umuyoruz,”
Hessenthaler, Bittner ve Hausjell kamuoyu önüne çıkarken, Mirfakhrai “vatandaşlık görevini arka planda yerine getirmeyi” tercih ediyor. Bu nedenle Der Spiegel’e verdiği röportaj bir istisna olarak kalacak. Ramin Mirfakhrai STANDARD’a verdiği demeçte, “Daha fazla röportaj vermek ya da kamuya mal olmak gibi bir planım yok.İbiza’nın altın çağının heyecanı benim için yeterliydi.” dedi.
Kaynak-Quelle :
Der Spiegel: Österreichs Ibiza-Affäre»Ich bin der Hintermann«, Oliver Das Gupta, 2.06.2024