İnanılmaz: MA35 reforme edilsin önergesi hangi partiler tarafından reddedildi?

Viyana'da göçmenlerin ve yabancı ülke vatandaşlarının tüm ikamet izni ve vatandaşlık işlemlerinden sorumlu Viyana Belediyesi'ne bağlı MA35 adlı daire, yıllardır eleştirilerin hedefinde. Yeşiller Partisi, MA35 dairesinde “felaket durumların” devam ettiğini belirterek Viyana Belediyesi Meclisi'inde MA35'in reforme edilmesi için bir soru önergesi verdi ve SPÖ, NEOS ve FPÖ tarafından red edildi.

VİYANA.  Yeşiller, yeni rakamların, MA 35’teki sorunların iyileştirilebileceğine dair Neos’un “sürekli tekrarlanan” iddialarıyla “bariz bir çelişki” içinde olduğunu eleştiriyor. Bu departman, 2020’den beri SPÖ’nün pembe renkli koalisyon ortağı tarafından yönetiliyor. Uzun süre Neos belediye meclisi üyesi Christoph Wiederkehr bu departmandan sorumluydu, şimdi ise onun yerine Bettina Emmerling geçti. MA35 reforme edilsin önergesi red edilmesi tepki çekti.

„M35 adlı Viyana Belediyesi’nin „Göç ve Vatandaşlık Dairesi“ bir kurum değil, adeta bir engel! Şu ana elimde Viyana Vatandaşlık makamıyla (MA35) ilgili 35 farklı dosyada insanlara destek oluyorum.“ ifadeleriyle kendi sosyal medyasında dikkat çeken bir çıkış yapan Viyana Yeşiller Partisi’nin Viyana Belediye ve Eyalet Meclisi Üyesi Berivan Arslan’ın sözlerine şöyle devam etti:
„Genç bir kadın, sadece vatandaşlık belgesi almak için yıllardır uğraşıyor ve 10.000€’dan fazla avukat ücreti ödedi. Peki, neden böyle oluyor? Avusturya vatandaşlığına başvuruyorsunuz. Yasaya göre, Viyana’daki MA35 adlı göç ve oturum dairesi başvurunuzu 6 ay içinde karara bağlamak zorunda. Ama gerçekte bu süre genellikle geçiyor ve hiçbir karar gelmiyor. Bu durumda mahkemeye şikâyette bulunma hakkınız var. Mahkeme, MA35’e 3 ay ek süre veriyor. Ama MA35 bu süreyi de hiçe sayıyor! Sonuç? Aslında MA35’in yapması gereken işi artık mahkeme („Verwaltungsgericht“) yapmak zorunda kalıyor.“

„Ne anlama geliyor bu?“

Bu durumu „Ne anlama geliyor bu?“ sorusunu sorarak cevaplamaya çalışan Aslan şu bilgileri verdi: „Başvuru sahipleri bazen bir yıldan fazla sadece ilk görüşme için bekliyor. Oda yasal olarak mecburi bile değil. 6 ay geçiyor, şikâyet yapılıyor, 3 ay da geçiyor. Toplamda 1 yıl 9 ay geçiyor ve hâlâ işlem başlamamış oluyor! Üstelik mahkemelerde de yoğunluk var. Şu an başvuruların %90’ı MA35 gecikmeleriyle ilgili.“

Arslan’dan „MA35 reforma edilsin“ önergesi kimler tarafından reddedildi?

„Bu bir yönetim sorunu değil, bir hak ihlali! İnsanlar yıllarca bekliyor. Avukat masrafları ödüyor ama çözüm yok. Üst mahkemeye başvuru hakkı bile elinden alınıyor. Adalet sistemine olan güven sarsılıyor.“ diye sözlerine devam eden Aslan, „Dün Viyana Belediye Meclisi’nde iki önerge sundum“ dedi ve bu önerge içeriği hakkında şu bilgileri verdi:  “ Verdiğim önerge içinde MA35’in gerçekten reforme edilmesi. Aşırı uzun süren vatandaşlık süreçlerinde harçların kaldırılması vardı. Bu reforme edilsin diyen verdiğim önergenin hepsini SPÖ, NEOS ve FPÖ bu iki öneriyi reddetti.“

Arslan: „MA35 ile sorunu olanlar bana ulaşsın.“

Viyana Belediye ve Eyalet Meclisi Üyesi Berivan Aslan sözlerini şöyle bitirdi: „Kusura bakmayın, sevgili Viyana şehir yönetimi: Bu bir reform süreci değil, bu yapısal bir skandal! Bir „insan hakları şehri“nde, insanlara katılım hakkı sistematik olarak engelleniyor! İnsanları belirsizlikte bırakmak, temel haklara erişimi engellemek, demokrasiyi zedelemek demektir. Bu sadece bir idari aksaklık değil. Bu bir hukuk devleti krizidir. Tüm vatandaşlardan ricam, MA35 ile ilgili benzer sorunlar yaşıyorsanız, lütfen sosyal medya üzerinden değil, bana şu mail adresimden bu konuda sıkıntılarınızı lütfen gönderin: berivan.aslan@gruene.at“

 

Viyana Belediye Meclisi’nde MA35 ile ilgili verdiği önerge sırasında Yeşiller Partisi’nden Berivan Aslan’ın konu ile meclis kürsüsünden Almanca konuşmasını yayınladı:

Türkçe tercümesi şöyle:

„Sayın Başkan, sevgili meslektaşlarım!

İnsan hakları ve entegrasyon alanında söylenecek çok şey var, ancak ben iki güncel konuyu (Graz ve MA35) ele almak istiyorum. Graz’dan bahsetmeden gündeme geçemem. Çünkü üzerinden sadece iki hafta geçti. Evet, hayatta hiçbir şeyin garantisi yoktur. Şiddetin kurbanı olup olmayacağımızın garantisi yoktur. Bu, her birimizi etkileyebilir. Bunu tamamen önleyemeyiz, ancak olasılığını azaltabiliriz. Önlem alabiliriz ve almalıyız!

Çünkü bir toplumun en çok ihtiyacı olan şey, şiddetten korunmak ve kurumlarına güvenmektir. Bunu fark etmek için uzman olmaya gerek yok: Psikolojik krizler artıyor. Şiddet eğilimi artıyor. Önleme? Çoğu zaman her düzeyde eksik. Bu nedenle bugün, şiddet önleme konusunda bir önergeyi yeniden oylamaya sunuyoruz – atama için değil. Çünkü Graz’daki toplu cinayet, çok uzun süredir görmezden gelinen veya basitçe başka yerlere aktarılan bir sorunun veya sorunların yer değiştirmesinin bir ifadesidir.

İhtiyacımız olan şey çok açık ve çok basit: daha fazla psikososyal hizmet, daha fazla okul sosyal çalışması, daha fazla erken müdahale veya etkili şiddet önleme – her düzeyde. Bunlar şiddet içermeyen bir toplum için temel unsurlar! Ve bu siyasi olarak mümkün, sevgili dostlar! Ancak şiddet önleme tek başına yeterli değildir. Devlet kurumlarına olan güveni yeniden kazanmalıyız. Ve güven kaybından bahsettiğimizde, hepimizin aklına hemen bir kurum geliyor: MA 35. Evet, bazı şeyler değişti. Biraz daha personel, biraz dijitalleşme… Ama dürüst olalım: Bu reformdan çok halkla ilişkiler çalışmasıydı! Koalisyon anlaşmasına, vatandaşlık işlemlerinde ücretlerin düşürülmesini istediğinizi bile kalın harflerle yazdınız. İnanamadım, kelimesi kelimesine aynı talebi aldım ve en az 3 kez başvuru yaptım.

Koalisyon anlaşmasında kendilerinin de bir önlem olarak koydukları talebi üç kez reddettiler. Uydurmak mümkün değil. Ve bu yeterince absürt değilmiş gibi, iki kez bisikletle telefon etmeyi entegrasyon engeli olarak değerlendirdiler, oysa Anayasa Mahkemesi bile bunun aşırı olduğunu söyledi. Ya da daha da iyisi: Yabancı bir ülkede küçük bir çocukken yaşamış bir kişiden, o ülkeden sabıka kaydı talep ettiler. Ne amaçla? O kişinin 4 yaşında kokain kullanıp kullanmadığını mı öğrenmek istediler? Sevgili meslektaşlarım, bu bir reform değil, bazıları için belki bir komedi, bazıları içinse ne yazık ki bir trajedi. Çünkü insanlar, yasada öngörülmemiş bir ilk görüşme için neredeyse bir yıl bekliyorsa, bu reform değil, reform ilanıdır.

Bir kurum yasal süreleri görmezden geliyorsa, bu ilerleme değil, gerilemedir. Yüzlerce dava sebepsiz yere idare mahkemesine sevk ediliyorsa, insanlardan bir makamın yetkisi alınıyorsa, idare mahkemesi bile bu idari karmaşayı çözmenin kendi işi olmadığını söyleyerek alarm veriyorsa, bu reform değil, skandaldır. Ve bu, sevgili meslektaşlarım, kabul edilemez. Çünkü burada mesele istatistikler, rakamlar değil. Bu, insanlarla ilgili. Ait olmak isteyen insanlarla. Bu toplumun bir parçası olmak isteyen insanlarla. Onlara, katılım için onurlu, hukukun üstünlüğüne dayalı bir yol sunmamız gereken insanlarla. Biz bunun için seçildik! Teşekkürler.“

(yenivatan.at, P.M.)

Kaynaklar :

https://www.facebook.com/aslanaberivan/posts/10163571013047425?ref=embed_post

https://www.facebook.com/photo/?fbid=10163561688922425&set=a.10150422853482425

Relevante Artikel

Back to top button
Cookie Consent mit Real Cookie Banner