„Rezaletin böylesi!

Yurt dışından gelenlere dijital zulüm“

Hollanda'da elli yıldan daha fazla basın alanında çalışan ve emekliye ayrıldığı halde yazan, çizen ve kendi sitesini kuran İlhan Karaçay, son yazısının başlığını "REZALETİN BÖYLESİ! YURT DIŞINDAN GELENLERE DİJİTAL ZULÜM: WHATSAPP BİLE KULLANDIRILMIYOR!" olarak belirledi.

 AMSTERDAM/VİYANA-  İlhan Karaçay, analizinde adeta kamuoyu adına „Türkiye’ye çağrı, derhal bu uygulamaya son verin“ ifadelerini kullandı. „Yurt dışından gelen mobil telefon cihazları için verilen 120 günlük kullanım hakkı, sessiz sedasız 40-50 güne düşürüldü. Milyonlarca turist ve gurbetçi, internet kısıtlaması nedeniyle telefon görüşmesi yapamaz duruma getirildiler. Bu rezalete son verilmeli. Gurbetçiyi, turisti, iş insanını böyle mağdur edemezsiniz. Teknolojiyi ‚denetlemek‘ başka şeydir; kullanıcıyı boğmak bambaşka! Yurt dışından gelen mobil telefon cihazları için verilen 120 günlük kullanım hakkı, sessiz sedasız 40-50 güne düşürüldü. Milyonlarca turist ve gurbetçi, internet kısıtlaması nedeniyle telefon görüşmesi yapamaz duruma getirildi. Bu rezalete son verilmeli. Gurbetçiyi, turisti, iş insanını böyle mağdur edemezsiniz. Teknolojiyi “denetlemek” başka şeydir; kullanıcıyı boğmak bambaşka. „ dedi.

Yeni Vatan Gazetesi için burada aslında iki önemli haber var

Birincisi, Hollanda’dan İlhan Karaçay’ın „Rezaletin böylesi! Yurt dışından gelenlere dijital zulüm“ başlıklı analizi. Ondan daha önemlisi, en az 50 yıldır Hollanda’da Türkler hakkında değil, başta spor ve politika olmak üzere turizm gibi alanlarda kalem oynatan, torunlarıyla keyifli yaşamayı seven tecrübeli bir gazetecinin, bu „adeta Türkiye’ye düşmanlık mı yapılıyor?“ (IMEI KAYDI PARASI: 45.600 TL!) dedirten tuhaf cep telefonları durumlarıyla ilgili karar karşısında, en başta Türkiye’nin göreceği zararı görerek bir vatansever olarak isyan etmesidir. Bu yüzden bu analizi dikkatli bir şekilde okumakta yarar var.

Buyurun, İlhan Karaçay’ın sadece Hollanda’da yaşayan Türkleri değil, başta Avusturya, Almanya ve Türkiye dışında yaşayan Türkler ile Türkiye’nin başta turizm olmak üzere ali menfaatleriyle ters düşen çağdışı kararlarını eleştiren önemli bir analizinden başlıklar:

„55 yıldır hem gazetecilik yapıyorum hem de teknolojik gelişmeleri yakından izliyorum. Ama böylesi bir dijital rezaleti, böylesine açık bir ayrımcılığı hayatım boyunca ne gördüm ne de duydum! Geçtiğimiz aylarda, Hollanda Vodafone hattımı kullanarak Türkiye’ye kısa süreli bir ziyaret gerçekleştirdim. Yanımda, her zamanki gibi, Avrupa Birliği ülkelerinde sınırsızca çalışan akıllı telefonum vardı. Türkiye’ye adım atar atmaz cihazım sinyal aldı, internetim çalıştı, tüm sistemler yolundaydı. Ama 55. günün sonunda ne oldu biliyor musunuz? Bir anda WhatsApp erişimim kesildi! Mobil veriye bir şekilde tahammül edemeyen Türk telekom sistemleri, Wi-Fi bağlantısıyla bile bu uygulamayı kullanmamı engelledi!

“IMEI KAYDI YOK” BAHANESİYLE HER ŞEY YASAK!

Türkiye’de yurt dışından gelen cihazlar için 120 günlük kullanım süresi tanınıyor. Bu sürede IMEI numarası kayıt ettirilmezse, cihazların Türk SIM kartlarıyla çalışması engelleniyor. Buraya kadar anlaşılır.

 

Ama dikkat: Ben Türk SIM kartı kullanmadım! Hattım, Vodafone Hollanda’ya ait. Avrupa Birliği kapsamında özgürce dolaşabilen bir hat. Türkiye’ye gelen milyonlarca gurbetçinin de benzer şekilde kullandığı bir hizmet. Buna rağmen, Türk operatörler benim IMEI numaramı sistemden takip edip sadece 55 gün sonra erişimimi kesmeyi marifet saymışlar.

Üstelik bu sınırlama, öyle doğrudan “şebeke erişimi kesildi” gibi değil. Daha sinsice, daha sinsi bir biçimde yapılmış. Önce internet hızı düşüyor. Sonra bazı uygulamalar (örneğin WhatsApp) çalışmaz hale geliyor. Ve sonunda cihazınız tam bir “tuğla”ya dönüşüyor. Dikkatinizi çekerim: WhatsApp, dünya genelinde milyarlarca insanın en temel iletişim aracı haline gelmiş durumda. Aileyle, işle, bankayla, devlet dairesiyle… Her şey bu platform üzerinden ilerliyor. Peki, Türkiye’de ne oluyor? Wi-Fi üzerinden bile çalışmayan WhatsApp mı olur? Oluyor işte, Türkiye’de oluyor!

KİMSE AÇIKLAMA YAPMIYOR!
BTK (Bilgi Teknolojileri Kurumu) deseniz sessiz. Operatörler deseniz, ‘Biz bir şey yapmadık, sistem böyle’ diye geçiştiriyor. O sistem dediğiniz şey, kullanıcıların cihazlarını uzaktan yavaşlatıyor, uygulamaları engelliyor ve bir bakmışsınız internetiniz çekmiyor bile!

Burada açıkça görülüyor ki, 120 gün diye belirtilen kullanım süresi kağıt üzerinde kalmış bir kuraldan ibaret. Gerçekte sistem, 30., 40., 50. günlerde kafasına göre devreye giriyor ve cihazları işlevsiz bırakıyor. Benim cihazım neden 55. günde işlevsiz hale getiriliyor? Wi-Fi ile bile çalışan uygulamaların bloke edilmesi hangi yasa ile açıklanabilir? Cevap yok. Sadece mağduriyet var.

TÜRKİYE’YE GELENLER ATEŞ PÜSKÜRÜYOR!

Bu durum sadece benim başıma gelmedi. Benimle benzer zamanlarda Türkiye’ye giden onlarca gurbetçi arkadaşım aynı sorunu yaşadı. Kimi 40. gün, kimi 60. gün internet sorunlarıyla boğuşmaya başladı. Hele hele WhatsApp erişiminin kesilmesi, artık dijital yaşamın nefessiz bırakılması demek.

Gurbetçiler, turistler, iş insanları, hatta diplomatik misyonlarda görevli personel bile bu durumdan mustarip. Türkiye’ye gelen yabancıların cihazları sistematik biçimde kısıtlanıyor. Bu durumun sadece bireysel bir mağduriyet olmadığını, Türkiye’nin dijital itibarına ciddi zarar verdiğini açıkça vurgulamak gerekiyor. İnsanlar kendilerini dijital abluka altına alınmış gibi hissediyorlar. Bu uygulama, Türkiye’ye gelenleri âdeta dijital olarak tecrit ediyor.

 

IMEI KAYDI PARASI: 45.600 TL!

Üstelik bu “engel”i aşmanın bedeli nedir biliyor musunuz? Tam 45.600 Türk Lirası! Evet, yanlış duymadınız. Bugünkü kurla 1.000 Euro’dan fazla! Bir telefon için böyle fahiş bir kayıt ücreti olabilir mi? Peki bu ücret, kime hitap ediyor? Türkiye’ye yıllık izinle gelen gurbetçiye mi? Sırt çantasıyla seyahat eden öğrenciye mi? Kısa süreliğine gelen turiste mi? Hiçbiri bu maliyetin altından kalkamaz! Türkiye bu uygulama ile kendi vatandaşlarına “dışarıdan cihaz getirmeyin”, turistlere ve gurbetçilere de “Cihazınızı burada kullanmayın” diyor. Açıkça dijital bir ambargo uygulanıyor!

TURİZM VE TİCARET AÇISINDAN DA ZARARLI

Bu keyfi ve düşmanca görünen uygulamanın sonuçları yalnızca bireysel değil, makro ölçekte de zararlıdır. Turizm sektörü açısından: Türkiye’ye gelen turistler, seyahatleri sırasında en temel dijital ihtiyaçlarını karşılayamaz hale geliyor. Rehber uygulamalar, harita, çeviri, rezervasyon sistemleri, iletişim araçları çalışmıyor ya da yavaşlıyor. Sonuç? Memnuniyetsizlik, bir daha gelmeme kararı ve kötü deneyimlerin yurt dışına taşınması. Yurt dışından gelen iş insanları açısından: İş dünyası artık mobil iletişimsiz düşünülemez. Türkiye’ye iş görüşmesi için gelen bir yatırımcı, telefonunun çalışmadığını, internetinin yavaşladığını fark ederse ne düşünür? Bu ülkeye yatırım yapmayı bir kez daha düşünmez mi? Gurbetçiler açısından: Her yaz Türkiye’ye gelen milyonlarca yurttaşımız, kendi ülkesinde yabancı muamelesi görmekten yorgun düştü. “Hoş geldiniz” yerine “Telefonunu çalıştırmayız” mesajı veren bir ülkeye hangi bağ güçlenerek devam eder?

TÜRKİYE’YE ÇAĞRI: BU UYGULAMAYA SON VERİN!

Türkiye dijital çağda dijital bir utanca imza atıyor. • Kullanıcının hattı yabancı, • Süresi dolmamış, • Cihaz şebeke tarafından takip ediliyor, • Ve sonunda bilinçli şekilde erişim engelleniyor. Bu, ne kullanıcı dostudur, ne turizm dostudur, ne de insan haklarına uygundur! Bu durumun ne ekonomik ne diplomatik ne de toplumsal açıdan izah edilebilir bir tarafı yoktur. Tüm bu uygulamalar, dijitalleşme çağında geri kalmışlık örneğidir. Buradan BTK yetkililerine, Ulaştırma Bakanlığı’na ve telekom operatörlerine açık çağrım var: Bu rezalete son verin! Gurbetçiyi, turisti, iş insanını böyle mağdur edemezsiniz. Teknolojiyi “denetlemek” başka şeydir; kullanıcıyı boğmak bambaşka! Türkiye, 21. yüzyılda dijital karanlığa değil, dijital özgürlüğe yönelmelidir. Gelin bu ayıba bir an önce son verin.

BİR BAŞKA AYIP DAHA

Telefonumda yaşadığım bu kısıtlamadan başta haberim yoktu. Önceleri, telefonumun teknik bir arızaya uğradığını zannederek doğal olarak bir tamir yoluna gitmek istedim. İlk olarak abonesi olduğum Türkiye Vodafone’a başvurdum. Oradaki yetkililer, kendi sistemleri açısından bir sorun olmadığını belirttiler. Bunun üzerine, cihazımın üreticisi olan Apple firmasının Mersin şubesine gittim. Burada yaşadığım durum ise, dijital kısıtlamanın ötesinde, uluslararası tüketici haklarına da aykırı başka bir ayıptı. Apple yetkilileri bana, telefonumun Türkiye’de kayıtlı olup olmadığını sordular. Ben de, kısa süre kalacağım için IMEI kaydı yaptırmadığımı belirttim. Bunun üzerine görevli, sistemde kısa bir inceleme yaptıktan sonra bana şu cevabı verdi: “Kusura bakmayın, siz bu telefonu Hollanda’dan satın almışsınız. Biz burada bu cihaza işlem yapamıyoruz.”

O an yaşadığım şaşkınlığı tarif etmek zor. Kendilerine şu karşılığı verdim: “Bu nasıl saçmalık! Ben şu an Hollanda’da değilim, Türkiye’deyim. Ve cihazım arızalı. Neden müdahale edemiyorsunuz? O halde bakım ücreti neyse ödemeye hazırım, lütfen bakın.” Aldığım cevap daha da vahimdi: “Üzgünüz, cihazınız yurt dışı menşeli olduğu için ücret karşılığında da işlem yapamıyoruz.” Bu cevabın ardından artık teknik bir arıza değil, sistematik bir dışlama ile karşı karşıya olduğumu anladım ve daha derin araştırmalara başladım. Meğer, Türkiye 5 gün önce böyle bir yeni kısıtlama uygulamasına geçmiş! Bu tür gelişmeler kamuoyuna açık ve şeffaf biçimde duyurulmadan, sessizce hayata geçiriliyor ve vatandaşlara da turistlere de adeta “kendi başınızın çaresine bakın” deniyor. Bu yaşadığım olay, dijital erişimden daha öte, artık cihaz bakım ve servis hakkının da engellenmesi anlamına geliyor. Kısacası Türkiye, sadece iletişimi değil, teknik desteği de dışlayıcı bir filtreye tabi tutuyor. Bu uygulama ile birlikte Türkiye, yurt dışından gelen kullanıcıya sadece “konuşma” yasağı değil, aynı zamanda “teknik destek” yasağı da getiriyor.“ ( İlhan Karaçay, Hollanda, 14.06.2025)

 

Yeni Vatan Gazetesi bilgi notu:

IMEI (International Mobile Equipment Identity) nedir?
IMEI, her cep telefonu için benzersiz olan 15 haneli bir kimlik numarasıdır. Bu numara, cihazın üretici, model ve seri numarası gibi bilgilerini içerir ve cihazın uluslararası alanda tanınmasını sağlar. 

Cep telefonu IMEI kaydı, uluslararası bir tanımlayıcı olan IMEI numarasının, Türkiye’de Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’na (BTK) kaydedilmesi işlemidir. Bu işlem, yurt dışından getirilen telefonların Türkiye’de yasal olarak kullanılabilmesi için gereklidir. IMEI kaydı yapılmayan telefonlar, belirli bir süre sonra şebeke bağlantısı kesilerek sadece Wi-Fi üzerinden kullanılabilir hale gelir.

IMEI kaydı neden önemlidir?
  • Yasal Kullanım:

    Yurt dışından getirilen telefonların Türkiye’de yasal olarak kullanılabilmesi için IMEI kaydı zorunludur. 

  • Cihazın Takibi:

    IMEI numarası, telefonun kaybolması veya çalınması durumunda cihazın izlenmesini ve bulunmasını kolaylaştırır. 

  • Şebeke Bağlantısı:

    IMEI kaydı yapılmayan telefonlar, belirli bir süre sonra şebeke bağlantısı kesilerek kullanılamaz hale gelir. 

IMEI kaydı nasıl yapılır?

IMEI kaydı, e-Devlet üzerinden yapılabilir. Kayıt için, cihazın IMEI numarasını, T.C. kimlik numaranızı, e-Devlet şifrenizi ve gerekli harç bedelini ödemeniz gerekmektedir. 

Ek Bilgiler:
  • Yurt dışından getirilen telefonların IMEI kaydı için 120 gün süreniz bulunmaktadır. 
  • Kayıt işlemi için belirli bir ücret ödenmesi gerekmektedir. 
  • IMEI kaydı, cihazın yasal olarak kullanılabilirliğini ve güvenliğini sağlamak için önemlidir. 

Özetle, IMEI kaydı, yurt dışından getirilen telefonların Türkiye’de yasal olarak kullanılabilmesi ve takip edilebilir olması için gerekli bir işlemdir.

https://www.youtube.com/watch?v=MD4EPv3TtF4

Relevante Artikel

Back to top button